Yonca Tokbaş

Bir babayı işten çıkarmak

18 Kasım 2008
Kendimi hiç iyi hissetmiyorum.

Bir babayı işten “çıkardık” desem diyemiyorum, “attık” hiç diyemiyorum, “işine son verdik” de diyemiyorum.

 

Dilim hiçbirine varmıyor.

 

Hiçbir fiili daha az can yakıcı, daha az rencide edici bulmuyorum.

 

O yüzden bu yazıyı çok, çok zor yazıyorum.

Yazının Devamını Oku

Hangi berbat gündem maddesi daha berbat

17 Kasım 2008
Okuyup da okumaz olsaydım dediğim, görüp de görmez olsaydım dediğim haberler yüzünden yine bu haldeyim...

Çok sinirli!

 

Kimse kötü haber okumak istemiyor.

 

Ben de istemiyorum.

 

İyi de,

 

Yazının Devamını Oku

Trajedilerin komediye dönüştüğü bir evde yaşıyorum

14 Kasım 2008
İnsanın çocukları olunca, öyle inanılmaz şeyler geliyorki başına...

Hakikaten çocukları meleklerin kollayıp koruduğuna giderek daha fazla inanıyor.

 

Ne mi oldu yine?

 

Derin bir nefes alıp anlatıyorum,

 

Belki rahatlarım bu bahaneyle...

 

Yazının Devamını Oku

25 yaşında Şanlıurfalı bir kadından mektup var

13 Kasım 2008
...

12 Kasım 08 tarihli yazınızı okuduğumda, hayatta en çok kavgasını verdiğim konuya değindiğiniz için mutlu oldum.

 

Ben Güneydoğu Anadolu Bölgesinde doğup büyümüş bir kadınım.

 

Şanlıurfalıyım.

 

Erkeklerin karşısında dik durmak kolay değildir buralarda.

Yazının Devamını Oku

Erkekten SoruMlu Devlet Bakanı istiyorum

12 Kasım 2008
Neden bizim erkeklerden sorumlu bir bakanımız yok?

Esas erkekleri kontrol etmek, dizginlemek ve düzene sokmak lazım değil mi sizce?

 

(Şu halimize bak! Yazdığım yazının zavallılığına kendim bile inanamıyorum; ama yazıyorum...)

 

Böylece erkekleri şikayet edebileceğimiz bir “soruMlu” olsun mesela.

 

“Erkeklerden Sorumlu Bakanın” iş tanımı ve özelliklerinden bazıları şöyle olsun:

Yazının Devamını Oku

Koca başkasının kocası, çocuk başkasının çocuğu olunca kolay tabi

11 Kasım 2008
Başkaldırmak da,

Rüzgar gibi esip aslan gibi kükremek de kolay.

 

Çamur atmak da, saldırmak da, ihbar etmek de...

 

Benim üzüldüğüm ne biliyor musunuz?

 

Bu sapık adam, taciz ve tecavüz konusu ilk ve tek değil ki...

Yazının Devamını Oku

Benim fikrim hiç değişmedi

10 Kasım 2008
Bugüne kadar öyle çok savunmak zorunda kaldım ki ülkemi,

 

Değerlerimi,

 

Benim bildiğim, okuduğum, öğrendiğim haliyle Atatürk ve ilkelerini...

 

Fransız okulunda okuyan bir Türk çocuğu olarak, kendimi ve bizi, ilk önce okuduğum okulda savunmak zorunda kaldım.

 

Yabancıların kimisi bizi bizden çok iyi bilir ve severdi; kimisi ne tanırdı, ne bilirdi, ne de tanımak isterdi, sadece önyargılarıyla yermeyi tercih ederdi.

Yazının Devamını Oku

Sapık adalet

7 Kasım 2008
Dünkü yazıma gelen çok üzücü paylaşımları okudukça şunları fark ettim...

Biz sapıklığı cehalete bağladık, dağlarda sandık.

Kendimize uzak gördük.

Hatta görmedik, yok saydık ve sustuk.

Utandık.

Biz utandık!

Sapıkların utanmasını sağlayacakken, bizler boynumuzu büküp sırlarımızı içimize attık.

Oysa sapıklar dağda değil, dibimizdeydi, ailemizdeydi, mahallemizdeydi.

Yazının Devamını Oku