Bir babayı işten çıkarmak

Kendimi hiç iyi hissetmiyorum.

Haberin Devamı

Bir babayı işten “çıkardık” desem diyemiyorum, “attık” hiç diyemiyorum, “işine son verdik” de diyemiyorum.

 

Dilim hiçbirine varmıyor.

 

Hiçbir fiili daha az can yakıcı, daha az rencide edici bulmuyorum.

 

O yüzden bu yazıyı çok, çok zor yazıyorum.

 

Dünya krizden boğuluyor, insanlar işlerinden oluyor; ama biz “hamdolsun” herşey yolunda diyebiliyoruz ya... inanamıyorum.

 

Bizim işten çıkarmak zorunda kaldığımız adam bir baba.

 

Haberin Devamı

Onun da derdi hepimizinki ile aynı; ekmek ve okul parası.

 

Eşinin kazandığı para ile mümkün değil geçinemezler.

 

Evleri de kendilerine ait değil.

 

Sözde şirketimiz kendisine 6 aylık süre tanıdı. İnsanca davranıp tazminatını fazla fazla hazır etti...

 

İnsaflı davrandı şirket değil mi?

 

Ne fark eder ki?

 

Gerçi ben akşamdan sabaha işsiz bırakılanların da hikayesini biliyorum.

 

5 kuruşsuz sokakta kalan yüksek lisanslı insanların trajedisini de...

 

Annemin de başına gelmişti zamanında. Kriz mriz de yoktu o zaman. Sırf yönetim değiştiği için, kendi adamlarını getirebilmek için, tek bir haklı neden yokken başarılı bir yönetici olan annemi yılbaşı akşamı apar topar işten çıkarmışlardı.

 

İki evladını tek başına okutabilmek için çok çalışan, hayatla tek başına savaşan annemizi 31 Aralık’ ta kapıya koymuşlardı keyifleri gereğince...

Haberin Devamı

 

O yüzden içim almıyor, işsiz kalmak ne demektir biliyorum.

 

Zaten hiçbirimiz zevkten çalışmıyoruz ki!

 

Mirasyedi de değiliz.

 

Çalışmak zorundayız.

 

Bu profesyonellik canavarına katlanamıyorum.

 

Ekonomik dünya ile gönül dünyam arasında çok sıkışıyorum.

 

Çok bunalıyorum.

 

İşten çıkardığımız baba,

 

Biz ona artık işteki son günü olduğunu anlatırken, sessizce dinledi bizi.

 

O süre boyunca odada, patronumun ve adamın gözlerine vuran kalp atışlarının sesinden başka çıt çıkmadı.

 

Ben sadece yokolmak istedim durdum...

 

Kalbini kırmamaya çalışıp, konuyu olduğunca kısa tutup canını acıtmamaktı patronumun tek derdi. O da iki çocuk babası eninde sonunda. Yutkunarak konuştu adamla...

Haberin Devamı

 

Konuşma bitince adamın:

 

“Üzülmeyin. Bunu da yaşamak varmış. Bunları kaldırabilecek kadar yaşım ve tecrübem var.Elbet bunu da atlatırım...” deyip de kapıdan gözleri dolu; ama başı dimdik çıkışı, beni de patronumu da iyice perişan etti.

 

İkimiz de sessizce kalakaldık uzunca bir süre.

 

Konuşamadık.

 

Bir baba...

 

İşsiz kaldı işte!

 

Peki gece evde ne oldu sizce?

 

Evinin kapısından girdiğinde,

 

Çocukları “Hoşgeldin!” demek için karşısına dikildiklerinde ne oldu?

 

Eşinin gözlerine sessizce “Bitti-k” mesajını verdiğinde neler koptu o babanın yüreğinde?

 

Gidişat hiç iyi değilken,

 

Ben ne “hamdolsun” diyebiliyorum, ne de insaf ettik.

 

Hayatta herkesin başına herşey gelebilecekken...

Haberin Devamı

 

Korkuyorum işte...

 

Yonca

“Yıkıntı”

 

Açıklamalı dip not: Sakın yanlış anlaşılmasın. Ben daha önce de söyledim, aslen bambaşka bir sektörde ve şirkette çalışıyorum. Anlattığım işten çıkarma olayı da, benim iş yerimde oldu, Hürriyet’ te olmadı.

Yazarın Tüm Yazıları