Dinlemek için tıklayın Sokakta oynamak için...
***8 yaşındayım.
Çocuğum.
Kemik yaşım kaç, hiçbir fikrim yok.
Zaten bir çocuk için, bunun bir anlamı yok.
Herkes ilk bakışta bunun sarışınlıkla alakalı olduğunu düşünürdü.
Evet sarışındı.
Oysa sarışınlık edinilebilir bir meziyetdi.
Çok alımlıydı.
Neden “Hah şimdi tam da birlik olma sırası!” dediğim yerde, hep ortadan kaybolmuşuzdur veya bölünmüşüzdür hiç anlamam ki!
Neden birebir hepimizi ilgilendiren bir konu olduğunda bile, kavga edecek, anlaşamayacak bir dolu sorun bulup bir türlü el ele veremeyiz ki?
Kavga etmek nasıl olsa çok kolay,
Sıkıysa iyi geçinmeyi denesek ya!
E siz güçlü kuvvetli bir erkeksiniz, size birşey olmaz tabi!
Hele hele öyle durup dururken testis kontrolü yaptırmak...
Yiğitliğe sığmaz...
Değil mi?
Ne de olsa, şu anda bu satırları okuyan herkes, hepimiz aynı koşturmacadan bitabız.
Birşeyleri yavaşlatalım dedikçe hızlanan bir tempoda yaşıyoruz.
Mesela ben ne ara Kasım ayına geldik, hiç anlamadım.
Sinir olduğum garip huylarımız var; ama yine de bu garipliklerin bizi biz yaptıklarını düşünüp onlardan vazgeçemiyorum.
Onca saçmalık ve yanlışa rağmen gidip gelip bizden daha iyisi yokmuş gibi hissediyorum.
Bizimle gülüp bizimle ağlıyorum.
Memleketimin küçük düşürülmesini asla istemiyorum, kabul etmiyorum. Bunu yapanlara karşı korkunç tepki duyuyorum.
Sessiz; ama çok anlamlı bence.
Bazı sessiz kareler konuşur ya sizinle,
Aşağıda göreceğiniz kare de, hiç susmadan devamlı konuşuyor benimle!
“En karizmatik lider fotoğrafı” diye girerseniz internete google’ da araştırmak için,
Öyle beklenmedik bir zamanda, öyle güzel bir şey oluyor ki...“Budur. Korkma kızım Yonca. Bak hala ne mucizeler yaratan çocuklar var bu ülkede!” diyorum.
Bayılıyorum bu tür hikayelere.
Ömrüm uzuyor.
Dev gibi verilmesi gereken haberlerin, bir küçücük köşede verilerek unutulup gitmelerine de aldırış etmiyorum artık.
Çünkü biliyorum ki, azimli insanların ne manşetlere ihtiyacı var, ne de bizlere.
Onlar kendilerine yeterler, bize inat adam olurlar!
Bunca olumsuzluğa rağmen, bunca kötümserliğe rağmen “niyeti” olanlar; başarmanın, tuttuğunu koparmanın yolunu elbet bulurlar.