Yasemin Boran

Yaşam enerjisi yükselsin

12 Kasım 2004
Derin duyguların açığa çıkacağı bir gün. Hayatın anlamını bulmaya çalışırken atalarınızdan getirdiğiniz bazı özellikleri keşfedebilirsiniz. Yaşam ve ölüm çizgisinde duygusal bir yolculuk yapabilir, yaşadığınız hayatın bilincine varabilirsiniz. Bu sırada derinlerden ortaya çıkabilecek korkuları fazla büyütmeyin ve yaşam enerjisini içinizde kuvvetle hissedin. İçinizdeki yaşam enerjisinin yükselmesine izin verirseniz, bilincinizin de yükselmeye başladığını hissedeceksiniz.

Bayramınız kutlu olsun

Bayramları çok seviyorum. İyi ki, bayramlar var. Böylece kendimizi kaybettiğimiz işlerin arasından sıyrılıp dostlarımızı, sevdiklerimizi, unuttuğumuz yakınlarımızı hatırlıyoruz. Ve bütün bunlar aslında kendimizi hatırlamamıza yardım ediyor.

‘Şimdi bayram da nereden çıktı’ diyenler olabilir aranızda. Hatta gelen gidenlerden sıkılanlar, büyükleri dolaşmak zorunda kalacağını düşünüp seyahate çıkanlar olabilir. Belki de gelenekleri sürdürmekten sıkılanlar olabilir. ‘Kaçıncı yüzyıldayız, hala bunlarla mı uğraşacağız’ diyenler olabilir.

Bunları okurken ‘yok canım, daha neler... Böyle düşünenler olabilir mi’ diye soranlar olabilir aranızda.

Gerçekten böyle düşünenler var ve gerçekten sıkılanlar var. Belki çok fazla çalıştıkları için, belki dünyanın sorumluluğunu omuzlarında hissedenlerin tepkileri ve belki de gelişen teknolojinin gelişen makineleriyle birlikte makineleşmeye başlayanlar var. Ve işte kendini dünyanın maddi gerçeklerine kendisini kaptırırken duygularını da kaptıranlar var.

Çevrenizde kendisini böylesine kaptıranlar varsa onlara çocukluk dönemlerini hatırlatın. Ve o zamanlar yaşadıkları bayramları hatırlatın. Duygularını, coşkularını, sevinçlerini hatırlamalarını sağlayın.

Kendi çocukluk dönemlerinizi ve duygularınızı hatırlarsanız, çocuklarınızı anlayabilirsiniz. Onların duygularını ve beklentilerini anlayıp daha keyifli ilişkiler kurabilirsiniz. Sonra anneniz, büyükanneniz ve yakınlarınızla sevgiyle davranabilirsiniz.

Pratik hayatın içinde kendimizi kaybetmiş bir biçimde yaşarken bayramlar sayesinde çocuklar, yaşlılar ve korunma ihtiyacı içinde bulunanları hatırlıyoruz. Aslında yakınlarımızın ve bize ihtiyacı olanların aracılığı ile kendimizi hatırlıyoruz. İyi ki, bayramlar var. Bayramınız kutlu olsun.

Astrolojik ilişkiler

Altan Öymen’in anılarını bir dizi kitap haline getirdiği Türkiye ve Dünya izlenimlerinden oluşan ikinci kitabı ‘Doğan Kitapçılık’ yayınlarından, adı ‘Değişim Yılları’. İlk kitap ‘Bir dönem Bir çocuk’ adını taşıyor ve 1930-1940’lı yıllarını anlatıyor. ‘Değişim Yılları’nda ise İkinci Dünya Savaşının ardından yaşanılan olayları, değişen ve gelişen dünyanın startejilerini ve Türkiye’nin bu starteji içinde almış olduğu tavır anlatılıyor.

DEĞİŞİM YILLARI
Yazının Devamını Oku

Seyahat arzusu

11 Kasım 2004
Bugün Mars burç değiştiriyor ve Terazi burcundan çıkıp yöneticisi olduğu Akrep burcuna giriyor. Öğle saatlerinde Ay da Akrep burcuna girecek ve Mars’ı tetikleyecek. Gökyüzünün bu konumu yoğun duyguların açığa çakacağını işaret ediyor. Özellikle seyahat arzusu ve isteklerin gerçekleşmesi için duygulan kuvvetli istekler zorlayıcı olabilir. Ay-Mars kavuşumu Balık burcundaki Uranüs ile uyumlu etkileşim içinde bulunacak ve bilincin derinlerinden yükselen farklı yönlerin keşfedilmesini sağlayacak. Heyecan verici sürpriz aşklar yaşanabilir.

Erguvanlar

Çiçek açan erguvanları gördünüz mü? Ben gördüm. Şaşkınlık içinde baka kaldım.

Evimizin önündeki erguvan ağacının kalın bir dalı yola iyice yatmış ve ağacı zorluyor. Aynı zamanda gelen geçene de engel oluyor. Ben de tam altından geçiyordum ki komşumuz bana seslendi ve ‘bu dalı keseceğim’ dedi. Ben de şiddetle itiraz ettim ve insanlar geçemiyorsa ağacın etrafından dolaşsınlar, dedim.

Benim duygusal tepkim karşısında komşumuz büyük bir anlayış gösterdi ve ağacın bu dalı taşımakta çok zorlandığını, şayet kesilirse diğer dalın yukarı doğru daha sağlıklı büyüyeceğini işaret etti. Benim de hiddetim yatıştı ve ağacı incelemeye başladım. Sonra komşumuza hak verdim. Bu sırada yaprakların arasında çiçeklenmiş dalları görünce şaşkınlık içinde komşuya gösterdim. O da gülerek bana çoktandır çiçek açmış olduğunu söyleyince birden kafamdaki tüm bilgiler altüst oldu. Ben mi, yanlış biliyorum acaba diye söylendim. İstanbul’un sembolü erguvanlar yılda bir kez çiçek açar, o da ilkbaharda. Üstelik dallarında tek bir yaprak olmadan önce. Sonra çiçekler dökülür ve tüm ağaç yapraklanır.

Şaşkınlığımı gören komşumuz havayı işaret ederek ‘erguvan da şaşırdı, ilkbahar geldi sanıyor ve çiçekleniyor’ deyince kendime geldim. Birden hatırladım. Bahar gelmeyecekmiş gibi uzun süren ve sert geçen kışın ardından havalar bir türlü ısınmak bilmemişti. Yaz ise, bildiğimiz sıcak ve bunaltan yazlar gibi değildi. Şimdi de yaklaşmakta olan kışın işaretlerini taşıyan sonbaharın en sert belirtilerinin görüldüğü Kasım ayının ortasına geldik. Ağaçların yapraklarını neredeyse tamamen döktüğü, sonbaharın tam olarak kendini gösterdiği bu dönemde ağaçlar ilkbahar duygusu içinde çiçekleniyor. Düşünüyorum, acaba erik ağaçları da çiçeklendi mi? Sabah ilk iş olarak erik ağaçlarına bakmaya gideceğim ve sonra ağaçların bu işaretini anlamaya çalışacağım.

Astrolojik ilişkiler

Sorduğunuz kişi bir süredir duygu ve düşüncelerinde değişiklik meydana getirecek olaylar yaşıyor olmalı. Fakat daha önemlisi radikal değişimler döneminde bulunuyor ve bu durum onu fazlasıyla zorluyor. Siz ise bir süredir değişim süreci içindesiniz. Astrolojik açıdan birbirinizi anladığınız görülüyor. Hem duygusal, hem de zihinsel açıdan uyumlusunuz. Sizin özgür duygularınızı destekleyen bir tavır içinde bulunması, ilişkinizi olumlu yönde etkileyen faktör. Kısaca astrolojik açıdan onunla anlaşma olasılığınız çok yüksek.

RUMUZ: BİRGÜL
Yazının Devamını Oku

Değişiklik ihtiyacı

10 Kasım 2004
Babahın erken saatlerinde Terazi burcundaki Ay, Terazi’deki Venüs’ü tetikleyecek ve güzel duyguların bilincin derinlerinden yükselmesine neden olacak. Aynı zamanda Neptün’ün uyumlu etkileri sanatsal duyguların yükseleceğini gösteriyor. Öğleden sonraki saatlerde ise Ay, Pluton’u uyumlu etkiler ile harekete geçirecek. Radikal değişiklik arzularını tetikleyecek. Bir değişiklik yapma arzusu içinde bulunanlar için bugün harekete geçmek açısından çok uygun. Fakat sert ve zorlayıcı bir tavır içinde bulunmaktan kaçınmalısınız.

Masallar ve gerçekler (2)

Endonezya’nın Flores Adası’nda keşfedilen küçük insanların cüce olmayıp farklı bir ırka olduğu anlaşılınca bilim çevrelerinde büyük bir heyecan yarattı. Ancak bu keşif sadece bilimsel tanımları yeniden gözden geçirmekle kalmayıp aynı zamanda insanlığın dikkatini masallara ve efsanelere daha dikkatli bakmak gerektiğini de işaret ediyor. Çünkü Endonezya Halk masallarında yer alan ‘Ebu Gogo’ efsanesinde anlatılan küçük insanların gerçek oldukları ortaya çıkmış oldu.

Bu keşif bana ‘Babil’in Asma Bahçeleri’ni hatırlatıyor. Uzun yıllar bir masal olarak kabul edilen Babil’in Asma Bahçeleri’ni araştırmaya karar veren adını şimdi hatırlayamadığım bir araştırmacı Tevrat’ta yapılan anlatım ve tariflerden yola çıkarak araştırmaya başlar ve yaklaşık altmış yıl önce Asma Bahçeleri bulur.

Ben bu bilgiyle ilk kez karşılaştığım zaman çok etkilenmiştim. Efsaneleri ve masalları başka bir gözle okumaya başlamıştım. Sonra Jules Verne’nin hikayeleri, Titanic faciasında söz edilen gemi ile bu geminin yapımından çok daha önce yazılmış olan Titanic adlı kitapta tarif edilen geminin ölçülerinin hemen hemen aynı olması ve kitapta anlatıldığı gibi buz dağlarına çarpıp parçalanması dikkatimi çekmişti.

Geçmişte yaşanılan bu olaylar günümüzde de ortaya çıkmaya devam ediyor. Mesela ‘Uzay Yolu’ adlı diziyi izlemiş olanlar bir dokunuşla veya kart gösterildiği zaman kendiliğinden açılan kapıları, cep telefonlarını hatırlayacaklar. Bu dizinin çekildiği yıllarda şu anda bize çok doğal gelen bu araçlar yoktu.

Şimdi ise JRR Tolkien’nin yazmış olduğu ‘Hobbit’ adlı masalda anlatılan küçük insanların gerçek olduğunu anlıyoruz. Kimbilir belki bir dil ve mitoloji uzmanı olan Tolkien ‘Ebu Gogo’ efsanesini biliyordu ve Hobbit karakterini buradan türetmişti. Ama bu durumda Ebu Gogo efsanesinin gerçek olduğunu anlıyoruz.

Astrolojik ilişkiler

Sabah saatlerinde doğduğunuzu bildiriyorsunuz ancak sabah saatleri dediğiniz zaman İkizler, Yengeç ve Aslan burçlarından biri yükseliyor olabilir. Ve bunların her biri sizin farklı biri olmanıza neden olur. Hangisi olduğunu anlayabilmek için doğum saatinizin kesin olması gerekir. Sevdiğiniz kişinin burcunun Balık olduğunu bildirmişsiniz fakat onun da doğum saati yok. Sadece burçlarınıza bakarak aranızdaki uyumu incelemek mümkün değil. Bir Aslan ile Balık nasıl anlaşır diye bakmak ise çok zayıf bir inceleme olur. Biri Ateş, diğeri Su olan bu iki burç arasındaki anlaşmayı şöyle tarif edebilirim. Su, ateşi söndürür. Buna karşılık kuvvetli bir ateş ise suyun buharlaşmasına neden olur.

RUMUZ: ASLAN
Yazının Devamını Oku

Yabancılarla verimli iletişim

9 Kasım 2004
Terazi burcuna giren Ay öğleden sonra Jüpiter ile kavuşum yapacak. Bu konum duyguların büyümesine neden olabileceği gibi aynı zamanda iyi duyguların açığa çıkmasına da neden olacak. Çünkü aynı zamanda Yay burcunda dolaşan Merkür ile uyumlu etkileşim içinde bulunacaklar. Büyük düşünme ve iyimser bir yaklaşım içinde bulunulacağını işaret eden gökyüzünün bu konumu aynı zamanda yabancılarla yapılacak anlaşmalar ve kurulacak iletişimin de verimli geçeceğini işaret ediyor.

Masallar gerçekler

Geçenlerde duyduğum haber üzerine tekrar eski düşüncelerim canlandı ve tekrar üzerinde düşünmeye başladım. Duyduğum haber, yeryüzünde bildiğimiz ırklardan başka yeni bir ırk bulunduğunu bildiriyordu. Endonezya’nın Flores Adası’nda yaşadığı tespit edilen bu insan türünün kafası ancak greyfurt büyüklüğünde. Önce bir çocuğa ait olduğu sanılan kafatası incelendiğinde diş ve kemik yapısından yetişkin bir kadına ait olduğu anlaşılınca bilim çevrelerinde büyük bir heyecan uyandırıyor. Üstelik bunun cüce bir kadına ait olmayıp başka bir tür, dik yürüyen insan olduğunu saptıyorlar.

Endonezya efsanelerinde ve halk masallarında küçük insanların hikayeleri anlatılıyor. Hatta Endonezya’nın yerlileri yakın geçmişe kadar ormanda birbirleriyle homurdanarak konuşan ve insanların sözlerini taklit eden küçük tüylü adamların varlığından söz ediyorlar. Birkaç yüzyıl önce Hollandalı kaşifler Flores Adasına geldiklerinde küçük adamlar ‘Ebu Gogo’ efsanesi yaşıyor.

Günümüzden 95 ile 12 bin yıl önce yaşadığı kesinleşen küçük adamlar öylesine küçük ki, 380 santimetreküplük beyni ile bilim çevrelerinde heyecan verici bir karışıklığa neden oluyor. Çünkü büyük beyin büyüklüğü ile zeka arasında kurulan bağlantı sonucu daha önce yapılmış bilimsel tanımları altüst ediyor ve küçük bir beynin geliştirdiği aletleri inceledikleri zaman zeka ile beyin karşılaştırmasının yeniden tanımlanması gerektiğini ortaya çıkarıyor.

Yeni bir ırkın keşfi sadece bilimsel açıdan değil aynı zamanda efsanelerin ve masalların daha dikkatli incelenmesi gerektiğini de ortaya koyuyor.

(Devam edecek)

Astrolojik ilişkiler

Burcunuz Başak. Doğum anınızda Güneş Başak burcuna geçmiş. Zaten kendinizle ilgili yapmış olduğunuz tanımlardan da Başak özellikleri belli oluyor. Ancak siz okuduğunuz astroloji kitaplarında Başak burcu tanımına uymadığınızı belirtiyorsunuz. Bu çok doğal. Çünkü doğum anında aldığınız başka etkiler, Ay İkizler burcundayken doğmuşsunuz fakat doğum saatinizi belirtmediğiniz için yükselen burcunuzu tespit edemedim ve mutlaka yükselen burcunuz da sizin farklı özellikler göstermenize neden oluyor. Kadınlarda Ay’ın bulunduğu burç son derece etkilidir ve sözünü ettiğiniz kararsızlık Ay’ın etkilerinden kaynaklanıyor.

RUMUZ: KARARSIZ
Yazının Devamını Oku

Sabır, disiplin ve direnç

8 Kasım 2004
Bugün Başak burcundaki Ay sabahın erken saatlerinden itibaren Pluton’u tetikleyecek ve radikal değişimler için zorlayacak. Fakat sonra Satürn’ü uyumlu etkileyecek ve sabır, disiplin ve dirençli duygular uyandıracak. Aynı zamanda yaşantınızda yapmak istediğiniz değişiklikleri gerçekleştirmek için irade ve gücü açığa çıkarmaya yardımcı olacak.

Olmak veya olmamak

Yaptığınız işi başarmak istiyorsanız, o iş olmayı bilmelisiniz. Her ne yapıyorsanız, yaptığınız şey olmalı, içinizde hissetmeli ve bütünleşmelisiniz. Kullandığınız arabayı hissettiğiniz zaman onunla bütünleşir ve tam hakkını vererek kullandığınız için başarılı bir sürücü olursunuz.

Araba örneğini her işe uygulayabiliriz. Yemek yapmak, resim yapmak, fotoğraf çekmek, organizasyon yapmak, herhangi bir proje üzerinde çalışmak, ev işlerinden ofis işlerine kadar her ne yapıyorsanız o işi içinizde hissetmelisiniz. Yaptığınız şey olmalısınız.

‘Olmak hali’ muazzam bir duygudur ve bu duygu sizi başarıya götürür.

Mesela yemek yaparken bütün dikkatinizi yaptığınız yemeğe odaklayın ve bütün duyu organlarınızla hissederek yemek yapın. Bu sırada yemek ve sizden başka hiçbir şey olmamalı. Yani başka bir şey düşünmemelisiniz. Sadece yemek ve siz, yani yemek olduğunuz zaman daha yemeği yaparken kokusu, tadı ve görünümü zihninizde uyanır. Duyu organlarınız böylece her yemek yapışınızda biraz daha gelişir.

Yaptığınız iş sizi geliştirir. Sadece aklınızı değil, duygularınızı ve bedeninizi de geliştirir. Ve yemeği sunduğunuz zaman başarınızdan dolayı sizi kutlarlar.

Bu durum sadece yemek yaparken veya araba kullanırken değil, hayatınızın her alanında, yaptığınız her iş için aynıdır. Bedeninizin yaptığı işe tüm dikkatinizi odaklayıp ruhunuzla yaptığınız zaman o işle bütünleşir, o iş olursunuz. Şayet olamıyorsanız böyle bir durumda uğraşmayın ve hemen araştırmaya başlayın. Mutlaka bir yerlerde yüreğinizde hissedeceğiniz bir şeyler vardır.

Araştırın. Gördüğünüz anda anlarsınız, içinizden bilirsiniz. Aklınızla değil, bedeninizin tüm hücreleriyle bilirsiniz. Bildiğinizi yapın ve ‘olmak halini’ deneyimleyin. Sonra yaptığınız her işi o hal içinde yapın.

Böylece hem gelişecek, hem de mutlu olacaksınız.

Astrolojik ilişkiler

İçinize kapanma nedeni sizin de tahmin ettiğiniz gibi gezegenlerin etkisi. Satürn kendi içinize yönelmenize neden olmuş. Fakat sizin doğum haritanızda zaten içe dönük biri olduğunuz görünüyor. Aslında ilişki kurmayı biliyor ve seviyorsunuz fakat düşüncelerini kendine saklayan bir tarafınız var. Satürn sizi tetikleyince bu durum daha belirgin olarak ortaya çıkmış ve ilişkinizi de etkilemiş. Bir süre önce Satürn’ün zorlayıcı etkisi ortadan kalkmış bulunuyor fakat Jüpter’in etkisiyle kendinizi sorgulamaya devam ediyorsunuz. Ve tabii sevdiğiniz kişiyi de sorguluyorsunuz. Aslında duygu ve düşüncelerinizi ona söylemelisiniz. Böylece ilişkinizi belirleyebilir ve sizi bunaltan duygudan uzaklaşmış olursunuz.

RUMUZ: SESSİZLİK
Yazının Devamını Oku

Ortaya çıkmamış bilgiler şaşırtacak

5 Kasım 2004
Sürpriz haberler bügün etkileyici olabilir. Şaşırtıcı fikirler ve ilginç gelişmelerin ortaya çıkacağı bir gün. Skandallara karşı tedbirli ve tetikte davranmak gerekiyor. Gençler ve yakın çevre ile ilişkilerde anlayışlı davranmak ve karar vermeden önce tüm ayrıntılarıyla inceleme yapmak gerek. Alışılmış fikirlerin dışında şimdiye kadar bilinmeyen veya ortaya çıkmamış bilgiler açığa çıkabilir ve şaşırtıcı olabilir.

Zihin, beden ve hissetmek

Yaşadığınız dünyayı ne derece hissediyorsunuz? Ayağınızın altındaki toprak, soluduğunuz hava, içtiğiniz su ve bedeninizin ne derece farkındasınız?

Zihniniz, bedeninize dokunuyor mu?

Ve bedeniniz, dünyayı algılıyor mu?

İşte şu anda dokunuyor. Yani bu satırları okurken zihniniz bedeninize uzandı ve eminim onu hissetmeye başladınız. Bu iyi bir şey.

Aslında her an kesintisiz bir biçimde olması gereken bir durum. Ancak, ne yazık ki, zihnimiz bedenimizden uzak.

Ne baktığımızı görüyoruz, ne de kolumuzu, bacağımızı hissediyoruz. Hatta zihnimizin bile nerelerde dolaştığından haberimiz yok. Üstelik çoğu zaman böyle yaşıyoruz.

Farkındalığımızın dikkatimizle sınırlı olduğunu bilmiyoruz. Böylece bilmeden, anlamadan, hissetmeden yaşıyoruz. Tabii bunun sonucunda hafif bir meltem bile bizi savurmaya yetiyor. Şuursuzca sürüklenirken kaderimizin yaratıcısı rüzgara lanet ediyoruz.

Etrafımızda olup biten her şey kaderimizin bir parçası ve biz de bütün bunların kurbanı zavallı bir kukladan başka bir şey değiliz.

Peki gerçekten böyle miyiz?

Şayet bedenimizi hissetmiyorsak, altımızdaki dünya, üstümüzdeki gökyüzünden haberdar değilsek kesinlikle böyleyiz. Yani dışımızdaki bütün enerjilerin etkisiyle oradan oraya savrulmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Ve yapabileceğimiz bir şey olmadığını bilmek, buna inanmak, durumumuzu daha da bir çıkmaza sokmaktan, dünyadan ve kendimizden kaçmaktan başka bir işe yaramıyor.

Nedenini anlamadığımız korkular, baskı altına alan olaylar ve kontrolümüz dışında açığa çıkan duygularımız... Ve bütün bunların yönettiği insan... Zavallı biz. Nereye gittiğini, ne yaptığını bilmeyen, olayların ve duyguların sürüklediği insan...

Mükemmel bir donanıma sahip olduğu halde kendini zavallı hisseden insanın bu duygudan kurtulması mümkün değil mi?

(Devam edecek)

KİTAP

Say Yayınları’ndan çıkmış olan ‘Gizli Kadın Örgütleri’ adlı kitabın yazarı da bir kadın. Marianne Monastier, tarihteki gizli kadın örgütlerini araştıran bu kitap özellikle halkın bilgisine gizlenen ‘inisiyatik örgütler’in arasında yer alan kadın örgütlerini kaleme almış. M. Sakar’ın çevirdiği kitap çeşitli örgütlerin işleyiş biçimlerini kısaca anlatırken aynı zamanda düşündürüyor.

GİZLİ KADIN ÖRGÜTLERİ
Yazının Devamını Oku

Sürpriz tartışmalar

4 Kasım 2004
Bugün Merkür akşamın ilerleyen saatlerinde Yay burcuna giriyor. Felsefe, din, yasalar, yabancı kültürler ve uzak diyarları sembolize eden Yay burcunda akıl ve iletişimi sembolize eden Merkür’ün dolaşmaya başlaması düşüncelerin genişlemesine neden olacak. Üstelik Jüpiter ile uyumlu etkileşim içine girecek ve büyüyen düşünceler dikkatin belirli bir noktaya odaklanması zorlayacak. Bugün Merkür Uranüs’ü tetikliyor. Bu durum yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasına neden olabilir, aynı zamanda sürpriz tartışma ortamları da yaratabilir.

Şimdi anlama zamanı (3)

Çevremizdeki insanlara uyguladığımız baskının bir başka çeşidini kendi üzerimizde düşünerek uyguladığımız gibi düşüncelerimizin ötesine geçen davranışlarımızı tetikleyen gücün ne olduğunu da çözemiyoruz. Ve bütün bunlar hayatımızı zorlaştırıyor. Peki bu derece zor yaşamak zorunda mıyız?

Aslında, öğrenmek ve anlamak adına yaptığımız tüm çalışmalar sırasında düşünce sistemimizi oluşturuyoruz. Kendi düşünce sistemimizin tek sistem olduğunu ve bütün insanların aynı sistemle düşünüp anladıklarını kabul ettiğimiz için başka bir sistemle karşılaştığımız zaman bunu anlamak mümkün olmuyor.

Ayrıca kendi düşünce sistemimiz gelişen dünya anlayışının gerisinde kalıyor ve uyum sağlayamadığımız için yine anlamıyoruz.

Ancak bir cevaba ihtiyacımız olduğu zaman zihnimizi zorluyoruz ve bilincimizin derinlerinden yükselen cevap bizi bulunduğumuz noktadan ileriye taşıyor. Aşama yapmamızı sağlıyor.

Halbuki geliştirdiğimiz düşünce sisteminin tek, değişmez ve doğru olduğu fikrinden uzaklaşmayı başarabilirsek, başka sistemlerin ve başka doğruların da olabileceğini kabul edebilsek, yani özgür bir düşünce anlayışına ulaşabilsek, daha kolay anlayabiliriz. Üstelik, anlamak için çevremiz bizi zorluyor.

Astrolojik İlişkiler

Sevdiğiniz kişiyle aranızdaki uyumluluk aslında birbirinizi geliştirici nitelikte. Aynı zamanda birbirinizi zorladığınız ve düşüncelerinizi değiştirmeye çalıştığınız görülüyor. Bu durum birbirinize olan ilgi ve ihtiyacınızı belirliyor. Bu nedenle bir ayrılıp bir barışıyorsunuz. Aslında bu ilişkiyi daha fazla zorlamayın. Çünkü sizin için 2005 yılı farklı beklentilerinizle karşılaşacağınız bir yıl olacak.

RUMUZ: AYİŞE
Yazının Devamını Oku

Gizli kalmış olaylar

3 Kasım 2004
Bugün Ay Satürn’ü tetikleyecek. Bilinçaltının derinliklerine yolculuk yapmak isteyenler için uygun bir konum. Ayrıca köklerinizi, atalarınızı ve geçmişinizi araştırmak için de uygun bir gün olduğunu söyleyebilirim. Aynı zamanda Merkür ile uyumlu etkileşim içinde bulunduğu için bilincin derinlerinden şuur seviyesine yükselerek ilginç bilgiler ve gizli kalmış olaylar açığa çıkabilir.

Şimdi anlama zamanı (2)

İçinde bulunduğumuz koşulları, nereden gelip nereye gittiğimizi, çevremizde bulunan insanlar ve onlarla aramızdaki ilişkileri çözmek için uğraşıyoruz. Ne kadar fazla uğraşırsak o derece işler karışıyor ve anlamak daha da zorlaşıyor. Aslında bütün çabamız, bütün gayretimiz anlamak için. Çevremizdeki insanları zorluyoruz. İçinde bulunduğumuz koşulları zorluyoruz. Etrafımızda bulunan her şeyi zorlarken gerçekte kendimizi zorluyoruz. Çünkü karşımızdaki kişiyi ne ölçüde zorlarsak o da bize geri yansıtıyor ve bizi zorluyor.

Yansımalar evreninde yaşıyoruz. Kendi ihtiyaçlarımız her ne ise bunu açığa çıkarıyoruz ve sonra dışardan bize geri yansıyor ve böylece biliyoruz.

Düşünerek bulduğumuz cevaplarla gerçek ihtiyaçlarımız arasında çok büyük fark var. Yani biz içinde bulunduğumuz gelişim süreci içinde ve şimdiye kadar öğrendiğimiz bilgilerle gerçek ihtiyaçlarımızı anlayacak düzeyde henüz bulunmuyoruz.

Elbette ki bazı ihtiyaçlarımızı biliyoruz ve bunları elde etmek için uğraşıyoruz. Ancak bunlar aklımızla tesbit ettiğimiz ihtiyaçlarımız. Bir de içsel olarak bildiğimiz ama akıl düzeyinde anlamadığımız ihtiyaçlarımız var ki, bunları ortaya çıkarmak için kendimizin anlamadığı yöntemler uyguluyoruz.

Mesela bilinçaltının etkisi diyoruz. Baskı altında tuttuğumuz duyguların patlaması diyoruz ve daha bir çok tarifler yapıyoruz ama gerçekten ortaya koyduğumuz pek çok davranışın nedenlerini anlamıyoruz.

(Devam edecek)

Astrolojik ilişkiler

Sevdiğiniz kişiyle aranızdaki ilişkiler düşündüğünüzden farklı gelişiyor çünkü sizin isteklerinizin çok fazla olduğu bir dönemdesiniz. Mars’ın etkisi sizde büyük beklentiler oluşturuyor. Ancak biraz makul olmalısınız ve sevdiğinize karşı sabırlı davranmalısınız. Aslında aranızda uyumlu bir etkileşim var. İlişkiniz kasımdan sonra çok olumlu gelişecek ve sizi zorlayan duygular hafifleyecek. 2005 yılının ortaları evlilik hazırlığı yapabilirsiniz

RUMUZ: SARMAN
Yazının Devamını Oku