Yasemin Boran

Kalbin tarihçesi

7 Aralık 2004
Geçenlerde çocuklarla sohbet ederken Efsun Kalp tasvirini göstererek bana sordu. ‘Bu şekli nasıl bulmuşlar?’ Bildiğimiz tebrik kartlarında, sevgililerin birbirlerine gönderdikleri mektuplarda, aşk denildiği zaman hemen çizilen ve bazen ortasından kırık çizgilerle ikiye ayrılmış, kırıp kalp motiflerini hatırladım. Sonra Alican, ‘kalbin gerçek şekli böyle değil ki, acaba bu şekil nasıl oldu?’ dedi.

O an düşünmeye başladım. Hiç aklıma gelmemişti. Kalp üzerine yazılıp çizilenleri düşündüm ama şu an hepimizin bildiği kalp çizimini ilk oluşturan kimdi, ya da kimlerdi? O günden beri aklıma takılı bu soruyu düşünürken dün ‘Dharma Yayınları’ndan çıkan ‘Kalbin Kitabı’ adlı kitapla aniden karşılaştım ve heyecanla sayfalarını çevirmeye başladım. Aradığım bilgileri araştıran bu kitabı ‘Louise Young’ yazmış.

Sayfaları büyük bir hızla karıştırırken çağlar boyunca kalp üzerine yapılmış araştırmaları, çeşitli kültürlerin yaklaşımlarını içeren, ‘Kalbin Kitabı’nın tam da büyük bir merakla düşündüğüm sırada karşıma çıktığı için kendimi ve beni aradığım bilgiyle karşılaştıran enerjimi tebrik ettim.

İşte bir kez daha çok istediğim bir şeyle hem de pek fazla vakit geçmeden karşılaşmış olmanın mutluluğu ile kitabın sayfalarına göz atarken rasgele çevirdiğim bir sayfayı okumaya başladım ve şu anda kalp çiziminin ilk tasvirinin nasıl olduğunu öğrendim.

Kalbin ilk anatomik resmini yapan Leonardo da Vinci. Zaman içinde kalbin görünümü ve fonksiyonlarını araştırırken kalbi belli bir biçimde stilize etme çalışmaları da hız kazanıyor ve sembolik kalp, dikenli çelenk olarak tanınmaya başlanıyor. Çam kozalağı kalbi simgelerken etrafındaki çelenk Cennetin Kralı’nın tacına, gerçek bir taç’a dönüşmüş. Sonra çam kozalağı şeklinde tasvir edilen kalp zamanla bildiğimiz bugünkü şekli alıyor.

Fantastik kurgular

Bugün Terazi burcundaki Ay, Jüpiter ve Neptün’ü tetikleyecek. Sezgilerin artacağı, hayal gücünün son derece yüksek olacağı ve bilincin derinlerinden yükselen son derece estetik duyguların görünür olacağı bir gün. Son derece fantastik kurgular yapılabileceği gibi bugün fanteziler dünyasına dalınabilir ve büyük hayaller kurulabilir.

Astrolojik ilişkiler

Sizin yükselen burcunuz Balık, sorduğunuz kişinin ise burcu Balık ve aranızda astrolojik açıdan büyük bir uyumluluk var. Onun şahsiyeti ile sizin ortaya koyduğunuz davranış biçimi çok uyumlu. Bunun dışında sevdiğiniz kişinin sizin aklınızı ortaya koyuş biçiminizden ve zekanızdan çok etkilenmiş olduğu görülüyor. Fakat onun örgütleme yeteneği, yönetici duygularının baskın olması aranızda zaman zaman gerilimli bir ilişkinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Çünkü o sizi yönetmek ister ve siz de yönetilmekten pek hoşlanmayan biri olduğunuz için ilişkinizde gerilimler olabilir. Özellikle şu sıralarda aranızda ortaya çıkabilecek yanlış anlamalar yüzünden gerilimler olabilir. 2005 yılında ise ilişkiniz yeni boyutlar kazanacak.

RUMUZ: ASLAN-BALIK
Yazının Devamını Oku

Cinsel potansiyel yükselecek

6 Aralık 2004
<B>S</B>abahın erken saatlerinde Satürn’ün disipline eden etkileri açığa çıkacak. Hem duyguların, hem de içinizden yükselen kuvvetli arzuların disipline edilmesini sağlayan Satürn aynı zamanda sabır ve tahammül duygularını da besleyecek. Venüs-Mars kavuşumu henüz çözülmedi. Cinsel potansiyelin yükseleceğini işaret eden gökyüzünün bu konumu aynı zamanda fantezileri, hayalleri ve sanat potansiyelini de uyandırıyor. İlişkiler bugün farklı boyutlara ulaşabilir.

Düşünceler tamamen değişiyor

Yay Burcunda geri giden Merkür ile bir süredir Yay’daki yolculuğunu sürdüren Pluto bu hafta kavuşum yapıyorlar ve olayların değişmesine neden olacak bir enerjinin açığa çıkacağını işaret ediyorlar.

Şimdiye kadar inandığınız ve kabul ettiğiniz gerçekler ile ortaya çıkan başka gerçeklerin çatışması sonucunda düşüncelerde radikal değişikliklerin meydana geleceği bir haftaya giriyoruz.

Eğitim ve öğrenimle ilgili karar ve kanunlar nedeniyle ortaya çıkabilecek karışıklıklar olabileceği gibi ayrıca yasaların değişmesi için zorlayıcı durumlar açığa çıkabilir.

Bugüne kadar gizli kalmış veya farkına varılmamış durumların açığa çıkması sonucunda çok önemli değişiklikler meydana gelebilir. Özellikle yabancılarla yapılan işler ve şimdiye kadar oluşturulmuş sistemle ilgili ortaya çıkan sorunlar, sistemi değiştirmeye zorlayacak. Aslında gökyüzünün bu konumu iletişim ve çalışma felsefenizle ilgili düşüncelerinizi değiştirmeye zorluyor.

Yakın çevre, kardeşler, çocuklar ve komşularınızla aranızdaki iletişimler sert ve değiştirici nitelikte olabilir. Meydana gelen olaylar düşüncelerinizin ve yaşam felsefenizin değişmesine neden olabilir. İsteklerinizi ifade ederken tedbirli davranmalı ve keskin tavırlarda bulunmaktan kaçınmalısınız.

Gökyüzünün bu konumundan en fazla etkilenecek olanlar Başta Yay olmak üzere İkizler, Başak ve Balıklar’ın son on günlük devresinde doğanlar. Bu hafta iletişim, iletişim araçları, arkadaşlarınız, komşularınız ve çocuklarla ilgili sorunlar çıkabilir. Düşüncelerinizi derinlerden etkileyecek kişi ve olaylar yüzünden düşünce sisteminiz tamamen değişebilir.

Merkür-Pluto etkileşiminden uyumlu etkilenen burçlar ise, Koç, Aslan, Terazi ve Kova’nın üçüncü on günlük devresinde doğanlar. Uyumlu etki alıyor olsanız bile düşüncelerinizi ve hayata bakış açınızı değiştireceksiniz. Fakat olaylar sizi fazla zorlamadan değiştirecek.
Yazının Devamını Oku

Yay burcuna Merkür’ün etkileri

3 Aralık 2004
<B>T</B>anrıların Habercisi Merkür, her türlü haberleşmeyi ve haberleşme araçlarını sembolize eder. İletişimi yöneten akıl, Merkür ile bütünleşir. Aklın ürünü olan bütün işlerle ilgili gelişmeler, Merkür geri gitmeye başladığı dönemlerde yavaşlamaya ve hesapta olmayan karışıklıkların ortaya çıkmasına neden olur. Böyle bir dönemde önceden aklınıza gelmeyen, unuttuğunuz veya önemsemediğiniz konular gündeme gelmeye başlar. Tabii buna bağlı olarak yolunda giden işlerin akışı değişir veya yeni baştan düşünmek ve proje geliştirmek gerekebilir.

Zihinsel açıdan düşüncelerin derinleşmesine neden olan Merkür’ün bu etkisi hem iletişimde bulunulan kişilerle ilgili düşüncelerin değişmesine, hem de dikkatin dağılmasına neden olacağı için yapılmış projelerle ilgili değişiklikler de ortaya çıkabilir.

Aklın bir ürünü olan sistemle ilgili aksaklıklar ortaya çıkarak, kurulu olan sistemin yenilenmesi ve değiştirilmesi için kişiyi zorlar. Aslında kurduğunuz sistemle ilgili var olan sorunların düzeni etkileyecek duruma geldiğini işaret eden karışıklıklardır bunlar. Artık yeni bir sistem geliştirme zamanı gelmiştir ve bunun üzerinde düşünmek gerekir. Merkür’ün geri gittiği dönemler tam böyle çalışmanın zamanıdır.

Şimdi Merkür Yay Burcunda geri gidiyor. Yay Burcunun sembolize ettiği konularla ilgili düşünce ve sistemle ilgili değişiklik gerektiren konuların ortaya çıkacağı ve hem kitlesel, hem de kişisel açıdan zorlayacağını işaret ediyor.

Yay burcu, felsefe, din, kanunlar ve yabancı ülkeleri sembolize eder. Merkür’ün bu burçta geri gitmeye başlaması, hayata bakışınızı, yaşam ve iş felsefenizi, inanç biçiminizi ve yabancı kültürlerle ilgili düşüncelerinizi gözden geçirmenize ve değiştirmenize neden olacak demektir.

Ayrıca çocuklar, kuzenler, kardeşler, komşular, iş arkadaşlarınızla iletişimlerinizde bazı karışıklıklar, yanlış anlamalar ortaya çıkabilir ve her zaman olduğundan daha fazla ilgilenmeniz gerekebilir. Bu arada iletişim biçiminizi gözden geçirmenize ve felsefenizi değiştirmenize neden olabilecek olaylara karşı tedbirli davranmalı ve bu dönem içinde karar vermek veya önceden aldığınız kararları değiştirmek için acele etmemelisiniz.

Merkür aynı zamanda ulaşım araçlarını da sembolize eder. Yay ise uzun yolculukları. 20 Aralık gününe kadar geçen bu devre içinde hem kısa, hem de uzun seyahatlerle ilgili bazı karışıklıklar ortaya çıkabilir. Seyahat acentaları ulaşımla ilgili sistemlerinde değişiklik yapma ihtiyacı duyabilirler ve bu ihtiyacı ortaya çıkarabilecek önemli olaylar meydana gelebilir.

Gökyüzünün bu konumundan en fazla etkilenecek burçlar başta Yay olmak üzere İkizler, Başak ve Balık burçlarının ikinci ve üçüncü on günlük devresinde doğanlar en fazla etkilenecek burçlar. Ayrıca Yükselen, Ay ve kişisel gezegenleri (Merkür, Venüs, Mars) bu burçlarda bulunanlar da etkileneceklerdir.

Korkularınız uyanacak

Mars ile Venüs Akrep burcunda kavuşum konumunda bulunuyorlar ve Neptün’ü tetikliyorlar. Aşk potansiyelinin harekete geçtiğini işaret eden gökyüzünün bu konumu aynı zamanda fantezileri de uyandırıyor. Karşı cinsle ilgili hayaller kurulabilir ve ilişkiler idealize edilebilir. Aynı zamanda ilişkilerle ilgili kuruntular ve endişeleri besleyen hayaller kurmak da mümkün. Tabii bu durum ilişkilere zorluk getireceği gibi bilinçaltının derinlerinden yükselen korkuların uyanmasına da neden olabilir. Bu durum yanılgılar ve aşk intiharlarına neden olabilir. Sevdiğinizle ilgili endişeleri ortaya koyarsanız yanılgılardan uzaklaşmayı başarabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

Kimyasal maddelere dikkat

2 Aralık 2004
Bugün hayal gücünü tetikleyen olaylar yüzünden karmaşık durumlar ortaya çıkabilir. Özellikle yanılgılardan kaynaklanabilecek durumlara karşı tedbirli davranmak gerekiyor. Hayal gücünü sembolize eden Neptün’ü tetikleyen Mars, hayallerin gerçeğe dönüşmesini sağlıyor. Ancak bu hayaller daha çok kaygıların yaratacağı tür hayaller olabilir ve gerilimli duygular açığa çıkabilir. Bu durum kaza potansiyelinin açığa çıkacağını, zehir, uyuşturucu, ilaçlar ve kimyasal maddelerle ilgili sorunları işaret ediyor. Bu nedenle sakin ve tedbirli davranmak gerekiyor.

Okuyucu mektupları

Burçlarınızın aynı olması ve aynı gün doğmuş olmanız sizi endişelendirmesin çünkü farklı yıllarda doğmuşsunuz. Gökyüzünün konumu her an değişiyor ve söz konusu yıllar olduğu zaman bu daha büyük bir farklılık yaratıyor. Ancak aynı gün doğanların şahsiyetleri son derece uyumlu oluyor. Sizin de belirttiğiniz gibi birbirinize benzer özellikler gösteriyorsunuz. Doğum saatinizin de aynı olması, kendinizi ifade ediş biçiminizin de benzer olacağını işaret ediyor. Ne yazık ki, doğum yerinizi belirtmemişsiniz. Bu nedenle yükselen burçlarınızı hesaplayamıyorum. Fakat aynı burçtan olduğunuz için problem çıkar mı diye endişe etmeyin. Fakat kendi kararsızlığınızı ona yansıtmasanız iyi olur.

RUMUZ: BÜYÜK TESADÜF

Doğum tarihinizi belirtirken yanlışlıkla bu senenin tarihini yazmışsınız. Herhalde 2004 doğumlu değilsiniz. Sevginizi gösteremiyor olmanızın nedeni Akrep burcunun özelliği değil. Evet, Akrep’ler kendilerini göstermekten hoşlanmazlar fakat sevgisini gösterme konusunda problemi yoktur. Bu özellik doğum anında Satürn-Venüs arasındaki etkileşimle ilgili. Doğum haritanızı çıkaramadığım için bunu bilemiyoruz. Sevdiğinizin Başak olduğunu belirtiyorsunuz ve sevgisinden emin olamadığınızı, acaba ‘seven burç mudur’ diye soruyorsunuz. Burçların hepsinde sevme yeteneği var fakat her biri sembolize ettiği özelliklere uygun bir biçimde sevgisini ortaya koyar. Bu sevme biçiminin size uygun olup olmadığını inceleyecek olursak bir Akrep ile Başak son derece uyumludur. Üstelik siz bir Akrep olarak baktığınız zaman size uygun olanı anlamış olmanız gerekiyor. Doğum haritaların olmadığı için uyumluluğunuzun nasıl olacağını belirtemiyorum ama kendi içinize bakın, bileceksiniz.

RUMUZ: ARDEŞENLİ

Daima daha iyisi vardır’ duygusuyla davranmak sizin ilişkilerinizi çok fazla etkileyen bir görüş. Elbette ki, daha iyisi vardır ama bu ‘iyi’ kavramı neye göre? Önemli olan kendinize en uygun olanı belirlemek. Karşılaştığınız, hoşlandığınız ve sizi heyecanlandıran birisine bakıp sonra da ‘acaba bundan daha iyi biri var mı, ben bununla beraber olursam, onu kaçırır mıyım’ düşüncesi, sizin hayatınız boyunca yalnız kalmanıza neden olacağı gibi, devamlı bir arayışın huzursuzluğu içinde yaşamanıza da neden oluyor. Doğum zamanınızı belirtirken doğduğunuz yeri yazmayı unuttuğunuz için yıldız haritanızı çıkaramıyorum. Fakat, bu durumu sorgulamaya başladığınıza göre artık değişim zamanınız gelmiş. Dikkatinizi kendinize yöneltin ve başkalarına göre iyi olanla değil, kendiniz için iyi olanı anlamaya çalışın.

RUMUZ: MÜKEMMELLİK
Yazının Devamını Oku

Şans ve yalnızlık (2)

1 Aralık 2004
Şans konusunu ben hep inceliyorum ve bu kez daha derin bir bakış atmaya karar verdiğimi dünkü yazıda belirtmiştim. Özellikle şansımız olan bir şeyin daha sonra şanssızlığa dönüşmesi veya şanssızlık olarak algıladığımız bir olayın ardından meydana gelen güzel gelişmeler sonucunda bunun bir şans olduğunu düşünmeye başlayabiliyoruz.

Mesela geçenlerde karşılaştığım bir kişi tam bu duruma uygun şöyle bir olay anlatmıştı;

‘Oğlumla aramızda sürekli bir anlaşmazlıklar vardı. Ne dersem tersini yapmak için sanki özel gayret gösteriyor ve bu durum beni çok üzüyordu. Bu çocuk yüzünden bazen öylesine üzülüyordum ki, hıçkırıklar içinde tanrıya nerede hata yaptığımı soruyordum. Benim günahım neydi ki Ya rabbim böyle bir çocuk sahibi oldum, diyordum.

Ya odasına kapanıp günlerce dışarı çıkmıyor, ya da kendi gibi arkadaşlarıyla sabahlara kadar içiyorlar. Halbuki ben ilgili bir anneyim ve nerede hata yaptığımı düşünürken bu çocuğun bana ceza olarak verildiğini düşünmeye başladım. Sonra bir gün çok fena hastalandım. Yatak döşek yatarken ne zaman gözümü açsam oğlumu başucumda görmek beni müthiş etkiledi. Doktor, ilaçlar ve hatta çorba yapıp getirdiği zaman önceki düşünce ve duygularımın hepsini unuttum. Bu çocuğu tanrının bana bir lütfu olarak düşünmeye başladım. İyi ki vardı. Yoksa şu anda ben herhalde yaşamıyor olurdum. Ve hastalık gibi fena bir şeyin benim için dönüm noktası olabileceğini, oğlumla ilişkimizi değiştirecek bir şans olabileceğini hiç düşünemezdim. O olaydan sonra ben de, o da değiştik.

Kendime, eski davranışlarıma baktığım zaman çok hatalı davranmış olduğumu anlıyorum. Ne kadar katı ve sevgisiz duruyormuşum, hem de bunu sevgi adına yapıyormuşum. Onu koruyacağım derken baskı kuruyormuşum. İyi ki hastalandım. Şimdi biliyorum. Hem oğlumun benim için şans olduğunu biliyorum, hem de nasıl davranacağımı öğrendim.’

Bence şans ve şanssızlık kavramını bundan daha iyi anlatacak başka bir örnek bilmiyorum. Üstelik yaşayan bir örneğin ağzından kendisini keşfetmesi müthiş bir bilgi. Bu olaydan hepimizin için çıkarılacak dersler var.

Bunun için her bir ayrıntısını inceleyebilir, çok daha anlaşılır hale getirebiliriz fakat şimdilik sizin anlayışınıza bırakıyorum.

Ayrıntılara sonra girebiliriz.

Alıngan olmayın

Sabahın erken saatlerinde Yengeç burcundaki Ay, uzun zamandır Yengeç’te dolaşan Satürn’ü tetikleyecek. Duygusal baskı yaratan durumlar olsa bile aynı zamanda bilincin derinlerinden yükselen eski duygular bilinç düzeyine yükselebilir. Eski hatıralar canlanabilir ve geçmişe ait duygu ve düşünceler uyanabilir. Bu durum özellikle saygı duyduğunuz kişiler, anneniz veya patronlarınızla aranızda meydana gelecek olaylar sonucu ortaya çıkabilir. İlişkilerinizde tedbirli davranın. Duygusal ve alıngan bir tavır içine girmekten kaçının.en sonra Ay, Aslan burcuna giriyor ve Kuzey Aydüğümü’nü tetikliyor. Bu durum kaderi karşılaşmalara neden olabilir.
Yazının Devamını Oku

Şans ve şanssızlık

30 Kasım 2004
<B>D</B>üşünce ve duygularımızın şans ve şanssızlığı yarattığını anlatmıştım ve bundan devamlı söz ediyorum. Çünkü bunu anladığımız zaman şans ve şanssızlığın yaratıcısını yani kendimizi anlamayı başaracağız diye düşünüyorum. Karşılaştığımız olayları şans veya şanssızlık olarak yorumluyoruz fakat olaydan önce isteklerimizi, düşüncelerimizi tamamen unutmuş oluyoruz.

Halbuki düşünceler duyguları etkiliyor, duygular ise düşünceleri ve bu durum pinpon topu gibi gidip gelirken birbirlerini büyütüyorlar ve olayların harekete geçmesi için büyük bir enerji açığa çıkarıyorlar. Tabii bu sırada sadece istiyoruz. Fakat bu isteğimizin gerçekleşmesiyle birlikte harekete geçecek başka neler olacağını bilemiyoruz.

İsteğimizle karşılaşmak bizim için şans iken beklediğimiz bir durumun olmaması ise şanssızlık olarak karşımıza çıkıyor. Daha doğrusu biz bu durumu böyle yorumluyoruz. Halbuki meydana gelen olaylar bizim en derinlerde, bilincimize ulaşmamış ihtiyaçlarımızın itilimiyle farkında olmadan oluşturduğumuz ve kendimizi keşfetmek için hazırladığımız tecrübelerden başka bir şey değil.

Fakat tecrübenin kendisine takılı kalıyoruz. Yaşadığımız olayın derinlerinde saklı olan bilgiyi anlamaya çalışmıyoruz.

Şans olarak algıladığımız bir durum, bir isteğimizin meydana gelmesinin ardından buna bağlı olarak öyle durumlar açığa çıkıyor ki, şansımızın bir şanssızlık olduğunu düşünmeye başlıyoruz.

Mesela karşımıza çıkan kişi, işlerimizin yolunda gitmesine yardımcı olan biri olarak durabiliyor ve bunu şans olarak değerlendiriyoruz. Sonra aynı kişiden gelen bir davranış bütün duygularımızı altüst ediyor ve bunu da şanssızlık olarak yorumluyoruz.

Şimdi şansımız olan kişi bir başka zaman şanssızlığımız olabiliyor. (Devam edecek)

Astrolojik ilişkiler

Mektubunuzda tarif ettiğiniz durumun işaretleri astrolojik açıdan da görülüyor. Şu sıralarda çok önemli değişiklere zorlandığınız bir devredesiniz. Fakat doğum anında Satürn’ün güçlü etkileriyle dünyaya geldiğiniz için değişimi pek kolay kabul etmiyorsunuz. Tabii bunun sonucunda durum biraz daha zor oluyor. Bu ay sizin için önemli. Karar vermek için acele etmeyin ve özellikle kardeşinizle aranızdaki ilişkilerle ilgili olayların üzerine gitmeyin. Aslında bu dönem gelişmeleri izlemeli ve enerji fazlanızı boşaltmak için kendinize uğraşlar edinmelisiniz. Ayrıca mektupta sözünü ettiğiniz ölüm duygusu Pluton’un etkisi. Kendinize büyük hedefler belirleyin ve bu enerjiyi kendinizi yeniden yaratmak için kullanın. Bunu yapabilirsiniz.

RUMUZ: İKİZLER

Gündem değişiyor

Merkür bugünden itibaren geri gitmeye başlıyor. Yay burcunun 26 derecesinde bulunan Merkür 20 Aralık gününe kadar geri gidiyor. Yay burcunun 10 derecesinde geri gitme hareketi duruyor ve tekrar ilerlemeye başlıyor. İnanç biçimi ve bugüne kadar kabul gören yasaların değişmesi için meydana gelebilecek zorlayıcı olayları işaret eden gökyüzünün bu konumu iletişim ve haberleşme araçlarıyla ilgili bazı değişikliklerin yapılma zamanı geldiğini de gösteriyor. Özellikle ertelenen ve bir türlü yapılmamış olan değişiklikler şimdi gündeme gelebilir. Ayrıntılı incelemeler ve araştırmalar yapılabilir, şimdiye kadar gözden kaçmış önemli.
Yazının Devamını Oku

Şans ve şanssızlık

30 Kasım 2004
Düşünce ve duygularımızın şans ve şanssızlığı yarattığını anlatmıştım ve bundan devamlı söz ediyorum. Çünkü bunu anladığımız zaman şans ve şanssızlığın yaratıcısını yani kendimizi anlamayı başaracağız diye düşünüyorum. Karşılaştığımız olayları şans veya şanssızlık olarak yorumluyoruz fakat olaydan önce isteklerimizi, düşüncelerimizi tamamen unutmuş oluyoruz. Halbuki düşünceler duyguları etkiliyor, duygular ise düşünceleri ve bu durum pinpon topu gibi gidip gelirken birbirlerini büyütüyorlar ve olayların harekete geçmesi için büyük bir enerji açığa çıkarıyorlar. Tabii bu sırada sadece istiyoruz. Fakat bu isteğimizin gerçekleşmesiyle birlikte harekete geçecek başka neler olacağını bilemiyoruz. İsteğimizle karşılaşmak bizim için şans iken beklediğimiz bir durumun olmaması ise şanssızlık olarak karşımıza çıkıyor. Daha doğrusu biz bu durumu böyle yorumluyoruz. Halbuki meydana gelen olaylar bizim en derinlerde, bilincimize ulaşmamış ihtiyaçlarımızın itilimiyle farkında olmadan oluşturduğumuz ve kendimizi keşfetmek için hazırladığımız tecrübelerden başka bir şey değil. Fakat tecrübenin kendisine takılı kalıyoruz. Yaşadığımız olayın derinlerinde saklı olan bilgiyi anlamaya çalışmıyoruz. Şans olarak algıladığımız bir durum, bir isteğimizin meydana gelmesinin ardından buna bağlı olarak öyle durumlar açığa çıkıyor ki, şansımızın bir şanssızlık olduğunu düşünmeye başlıyoruz. Mesela karşımıza çıkan kişi, işlerimizin yolunda gitmesine yardımcı olan biri olarak durabiliyor ve bunu şans olarak değerlendiriyoruz. Sonra aynı kişiden gelen bir davranış bütün duygularımızı altüst ediyor ve bunu da şanssızlık olarak yorumluyoruz. Şimdi şansımız olan kişi bir başka zaman şanssızlığımız olabiliyor. (Devam edecek)Astrolojik ilişkilerMektubunuzda tarif ettiğiniz durumun işaretleri astrolojik açıdan da görülüyor. Şu sıralarda çok önemli değişiklere zorlandığınız bir devredesiniz. Fakat doğum anında Satürn’ün güçlü etkileriyle dünyaya geldiğiniz için değişimi pek kolay kabul etmiyorsunuz. Tabii bunun sonucunda durum biraz daha zor oluyor. Bu ay sizin için önemli. Karar vermek için acele etmeyin ve özellikle kardeşinizle aranızdaki ilişkilerle ilgili olayların üzerine gitmeyin. Aslında bu dönem gelişmeleri izlemeli ve enerji fazlanızı boşaltmak için kendinize uğraşlar edinmelisiniz. Ayrıca mektupta sözünü ettiğiniz ölüm duygusu Pluton’un etkisi. Kendinize büyük hedefler belirleyin ve bu enerjiyi kendinizi yeniden yaratmak için kullanın. Bunu yapabilirsiniz. RUMUZ: İKİZLERGündem değişiyorMerkür bugünden itibaren geri gitmeye başlıyor. Yay burcunun 26 derecesinde bulunan Merkür 20 Aralık gününe kadar geri gidiyor. Yay burcunun 10 derecesinde geri gitme hareketi duruyor ve tekrar ilerlemeye başlıyor. İnanç biçimi ve bugüne kadar kabul gören yasaların değişmesi için meydana gelebilecek zorlayıcı olayları işaret eden gökyüzünün bu konumu iletişim ve haberleşme araçlarıyla ilgili bazı değişikliklerin yapılma zamanı geldiğini de gösteriyor. Özellikle ertelenen ve bir türlü yapılmamış olan değişiklikler şimdi gündeme gelebilir. Ayrıntılı incelemeler ve araştırmalar yapılabilir, şimdiye kadar gözden kaçmış önemli.
Yazının Devamını Oku

Elektrikli cihazlara dikkat

26 Kasım 2004
Bugün Ay öğleden sonra Uranüs’ü tetikliyor. Akşamın ilerleyen saatlerinde ise Dolunay meydana gelecek. Bilinçaltının derinlerinden yükselip ortaya çıkan çok farklı istekler kendinizin bile şaşırmasına neden olabilir. Bu nedenle duygularınızı denetlemeniz gereken bir gün olduğunu bilmelisiniz. Ayrıca elektrik ve elektrikli cihazlarla ilgili ortaya çıkabilecek karışıklıklara karşı tedbirli olmakta fayda var. Tabii havanın elektriğinde meydana gelebilecek değişikliklere karşı da hazırlıklı olmanızı öneriyorum.

Yay burcu erkekleri

Burçlar kuşağının en neşeli erkekleri Yay Burcundan çıkar. En keyifsiz durumda bile eğlenecek bir taraf vardır ve Yay erkekleri bunu görürler.

Hayatın eğlenceli yönleriyle ilgilenir, iyimser ve rahat tavırlarıyla dikkat çekerler. Bazen onların bu halleri çevrelerinin dikkatini çekecek dereceye ulaşır. Bazen çok kıskanılır, bazen de vurdum duymaz haline kızılır. Aslında onun rahatlığı işlerin yolunda gideceğini bilmekten kaynaklanır. Bu tamamen içsel bir bilme halidir.

Yay burcu sonbaharın son dönemini yönetir. Bu mevsim kış hazırlıklarının tamamen bittiği, ambarların dolu, kış için yapılacakların hazır olduğu bir dönemdir. Ayrıntılar, kış hazırlığının son parçasıdır ve bunun rahatlığı içinde sadece ayrıntılarla ilgilenilir.

Bu mevsimin içine doğan Yay erkekleri de benzer bir rahatlık içinde dolaşırlar. Sadece ayrıntılarla ilgilenir ve bunu da keyifle yaparlar. Tabii bu durum onların son derece iyimser, neşeli, araştırmacı, ayrıntıları gören biri haline getirir. Zorlukların derecesi ne olursa olsun onların iyimser ve neşeli halini pek fazla etkilemez. Çünkü bütün zorlukların aşılacağını, kötü giden ne varsa iyi olacağını bilir. Ve zaten öyle de olur. Bunun sonucunda çevrelerinde bulunanlar onların çok şanslı olduğunu düşünürler. Hani ‘ballı’ diye tarif edilen tipler vardır ya, işte onlar Yay’dır.

Yay erkekleri parasal konularda ne kadar rahatsa, ilişkilerinde de pek farklı değildir. Duygularını çok kolay sergiler ve aşık olduğu zaman son derece cömert bir şekilde sahip olduklarını ortaya koyar ve sevdiğine sunar.

Doğum anında başka bir etki yoksa, Yay erkekleri birlikte olduğu kadını sahiplenme konusunda da rahattır. Birlikte olduğu kadına baskı kurmaz, sahip olmaya çalışmaz ve bu nedenle rahatsız etmez.

Çünkü sahip olduğunu bilir. Tıpkı bütün dünyanın kendisinin olduğunu bildiği gibi bilir ve bu nedenle zorlamaz. Fakat buna karşılık birlikte olduğu kadının da kendisi gibi davranmasını bekler.

O çok özgürdür, yaşamayı ve keyif almayı bilir ve ancak keyif aldığı sürece aşkı da sürer. Bir Yay erkeğine aşıksanız, onun arkadaşlarıyla birlikte olmasına, seyahat arzusuna müdahale etmeyin. Her an seyahate çıkmaya hazırlıklı olun, daima neşeli davranın ve çeşitli kültürler hakkında sohbet edin. O zaman sizi sonsuza kadar sevecektir.
Yazının Devamını Oku