Yaşar Sökmensüer

Unutulur

26 Mayıs 2010
İKİ yıl önce "Maden Türkiye 2008 Fuarı" yapıldı.

Fuar etkinlikleri arasında, "Madencilik Sektörü ve Orman İlişkileri" paneli de vardı.

 

Panelde konuşan bürokratlardan birisi, medyadan yakındı:

 

"Medya anayoldan giderken, yolun kenarında madeni görüyor, hemen fotoğrafını çekiyor.

 

Ama medyayı tepenin arkasına götürseniz gitmez.

Yazının Devamını Oku

İki fıkra bir hisse

25 Mayıs 2010
"YEREL politika" dışında "güncel siyaset"e, siyasi partilere pek girmem yazılarımda.

Ki, "yerel gazetecilik" açısından doğru, yerinde de bulmam bunu...

 

Ama CHP Kurultayı, "yerel"de de yankılandı/yankılanıyor elbette.

 

Beni de Kurultay'da "yankılanan" iki sloganla, bir poster sürükledi zaten bu yazıya.

 

"Devrimci Kemal"

Yazının Devamını Oku

Kılıçdaroğlu ve "yerel" politika

23 Mayıs 2010
KEMAL Kılıçdaroğlu, hep açtığı "dosyalar" ile gündeme geldi.

"İktidarın kabusu" nitelemesini de yaptılar onun için.

 

Gündeme getirdiği iddialarla iki genel başkan yardımcısının görevden ayrılmasından sonra, "AKP'nin iki azı dişini çektiği" benzetmesini de...

 

Başkan Melih Gökçek ile düellosu ise, "üçüncü nakavtı" olarak değerlendirildi.

 

Yıldızı ekran düellosu ile iyice yükseldi. "Umut" oldu...

Yazının Devamını Oku

Geçmişe randevu

22 Mayıs 2010
YAŞAMIM boyunca en sevdiğim tek kişilik oyun, Genco Erkal'ın sahnelediği "Kerem Gibi" oldu.

Müşfik Kenter'in "Bir Garip Orhan Veli" oyunu, yine Erkal'ın "Can"ı, "Bir Delinin Hatıra Defteri", elbet aklımda.

Ama "Kerem Gibi" -açık ara- hep farklı yer etti belleğimde.

İlk izlediğimde 20 yaşındaydım.

Hıncahınç bir salonda...

Belki "o yaş" ile, "o günler" ile, Erkal'ın yorumuyla yeniden ayaklanan "Nazım şiiri" ile  ilgili diyeceğim ama, sonra ikinci kez izledim.

Genco Erkal'ın seslendirdiği o şiirleri, kasetten de dinledim ara ara...

Eskimedi/eskitemedim...

"Serçe gibi"

Yazının Devamını Oku

Daima genç

21 Mayıs 2010
TÜRKİYE’nin en büyük sahnesinde liseli genç müzisyenleri dinleyerek yazıyorum, yazımı... Whitesnake’den Deep Purple’a, Lady Gaga’dan Benny Goodman’a, Şebnem Ferah’tan Yüksek Sadakat’e yükseliyor sahneden “genç nota”lar.
Ankara Hürriyet Liselerarası Müzik Yarışması’nın 3. yılında, Ege ve Akdeniz’den de gençlerimiz var aramızda.
Santana’dan Metallica’ya, Kurban’dan Sertab Erener’e yorumlarıyla, besteleriyle yarışıyorlar kardeşleriyle...
* * *
Antalya Devlet Opera Balesi sanatçısı Ebru Etizer, İzmir Senfoni Orkestrası Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Akkol, Rock Station Programcısı, Radyocu Hicri Bozdağ, Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ufuk Önen, Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası’ndan Mehmet Erdemli, Max FM Yayın Editörü Özgür Aksuna, Organizer Firması’ndan Yıldıray Yıldız ve Ankara Hürriyet’ten Levent Seğmen’den oluşan Genç Nota jürisinin dikkatini, sevecen özenini izliyorum ara ara...
Bu zor görevlerinde, şükranımızı kelime kelime yinelemek için, tek tek yazdım isimlerini.
Joker Ajans’tan Burak Özdemir üçüncü yılımızda da yine yanımızda, aslında her yerdeydi. Sahnede, kuliste, lobide, ihtiyaç duyulan her yerde...
Şükran deyince, başta Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yine desteğini esirgemedi bizden.
Anadolu Gösteri Merkezi, büyük bir özveriyle üçüncü kez gençlere açtı Avrupa’nın ikinci büyük sahnesinin kapılarını...
Ve Proses’in birinci sınıf donanımlarıyla, özenli alt yapısı ile seslendi, ışıklandı, görsel efektlendi gençlerin sahnesi...
Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) Başkanı Seçim Aydın ve Dedeman Oteli ise Ege ve Akdeniz’den gelen konuklarımızı ağırladı.
Murat Eğitim Kurumları da “genç nota”ya omuz verenler arasındaydı.
Ve Ankara’nın hızla yükselen müzik grubu gecegece sesiyle/nefesiyle yalnız bırakmadı gençleri...
Gençlerin müziği Uydunet’in desteğiyle Teledünya HD kanalından ve internetten tüm Türkiye’ye, dünyaya canlı yayınlandı.
Uydunet’i kilitleyen bir ilgiyle izlendi “genç nota”lar...
* * *
İzliyorum sahnede devleşen, genç müzisyenleri...
“Teşekkür” dışında, çok söze gerek yok.
Yazının Devamını Oku

Bozkır gemisi

20 Mayıs 2010
ÇAYYOLU’nda kent çapulcularının tahrip ettiği heykellerle ilgili yazımın ardından, şair A. Kadir Paksoy’un duyarlı, içten iletisi, dizeleri hatırlattı bana.

Sahi, gerçekten bir Vapur Lokantası (da) vardı Gençlik Parkı’nda.

Ama batırdılar, sürgüne yollanan heykellerin yanısıra...

Uzun lafa gerek yok, Paksoy’un şiirini, (aslında bir kent güncesini) sizlerle de paylaşmak istedim:

“(...) Ankara’da Gençlik Parkı’nda

Önce Vapur Lokantası diyorlardı

Sonra Vapur Çay Bahçesi olmuştu

Ben de kendimce

Bozkır Gemisi koymuştum adını

Yazının Devamını Oku

Çayyolu’nun heykelleri

19 Mayıs 2010
SAKARYA ve Yüksel Caddesi'nde "yaşayan" heykeller, kent vandallarının mütemadi hedefidir.

Ellerini gökyüzüne açan iki sevgili heykelinin elini kırdılar.

Oturan ihtiyar adam heykelinin kafasını...

Memur heykelini de parçaladılar.

Belediye onardı, onlar tahrip etti yeniden.

Zamanla da kavga etti vandallar.

Kızılay meydanındaki saatin akrep ve yelkovanını söktüler.

Akyurt'ta süs havuzundaki at figürlerinin kafalarını parçaladılar.

İlan panoları, kent mobilyaları da onların gündelik hedefi.

Yazının Devamını Oku

Metro ve umut

18 Mayıs 2010
"İLK yemişini bu sene verdi,<br><br>Kızılcık,<br><br>Üç tane...<br><br>Bir daha seneye beş tane verir<br><br>Ömür çok<br><br>Bekleriz<br><br>Ne çıkar?<br><br>İlahi kızılcık..."

* * *

On altı yılda Ankaralı'ya 1 kilometre bile "yemiş vermeyen" metro meselesi yeniden gündeme gelince, Orhan Veli'nin bu şiiri geçti aklımdan.

 

Zaten bir tek metro geçmiyordu artık aklımdan, diyecektim ki...

 

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Ankara'nın "metro meselesi"ni hükümetin çözeceğini açıkladı.

 

Umutlandım/mutlandım.

Yazının Devamını Oku