Paylaş
Ki, "yerel gazetecilik" açısından doğru, yerinde de bulmam bunu...
Ama CHP Kurultayı, "yerel"de de yankılandı/yankılanıyor elbette.
Beni de Kurultay'da "yankılanan" iki sloganla, bir poster sürükledi zaten bu yazıya.
"Devrimci Kemal" ve "İnadına sol" sloganlarıyla...
Sol yumruğu havada Kılıçdaroğlu posteri.
* * *
Düşündüm de...
"CHP" ve "devrimci-sol" nitelemelerini yanyana getirebildiğim kareler, çok eskilere uzanıyor.
Halkevlerinin kurumsal olarak CHP'den koptuğu, ama bünyesel olarak çok uzağında olmadığı 70'li yılların ilk yarısına...
Kurultayda çınlayan "inadına sol" sloganları önce o dönemi, sonra da Nasreddin Hoca'ya ve/ya da Bektaşi'ye mal edilen bir fıkrayı getirdi aklıma.
Aşağıda aktaracağım fıkradan yapılan "kıssadan hisse"yi, daha önce bir yerde okumuştum ama hatırlayamadım, bulamadım okuduğum yazıyı.
Yine de paylaşıyorum:
Efendim, bir gün Nasreddin Hoca evinin önünde yere çömelmiş bir şey arıyormuş.
Sormuşlar, "Hayrola Hocam, bir şey mi kaybettin?"
"Evin anahtarını kaybettim, onu arıyorum" demiş.
"Biz de bakalım, tam burada mı düşürdün" diye sormuşlar.
"Hayır" yanıtını vermiş Hoca, "Arka avluda kaybettim"...
Şaşırmış ahali:
"Pes Hocam, avluda düşürdüğün anahtar burada aranır mı..."
"Ne yapayım" demiş, "Avlu çok karanlık, onun için burada arıyorum"...
Şimdi...
Türkiye "sol"u CHP'de mi düşürdü/kaybetti de, şimdi orada arıyor?
* * *
Madem fıkrayla başladık, yine fıkrayla bitireyim.
Nasreddin Hoca bir gün yine kaybetmiş anahtarını...
Hanımı sormuş:
"Hocam anahtarı nerede düşürdün?"...
Kızmış Hoca:
"Be kadın, nerede düşürdüğümü bilsem, böyle arar mıyım?"
Ben yazdım, artık hangisi uyarsa...
Ama beni, bu "fıkra"ların ikisi de hem gülümsetiyor, hem hüzünlendiriyor.
Paylaş