6 Haziran 2010
Türk Hava Yolları, iniş ve kalkış dışında uçakta cep telefonlarının “uçuş modunda” kullanılmasına izin vermeye hazırlanıyor. Ancak, yolcu telefonunu uçuş modundan çıkartıp konuşma amaçlı kullanılırsa, kabin memurları hemen müdahale edebilecek.
Yeni nesil cep telefonları, farklı özellikleriyle artık konuşmanın ötesinde kullanılıyor. Elektronik postalar cep telefonları üzerinden geliyor. İnternete girilebiliyor. Müzik dinlenebiliyor, film izlenebiliyor. Oyun oynanabiliyor, not alınıyor.
Bu tür cihazların uçuş sırasında konuşma, mesaj gönderme, e-mail alıp-yollama dışında kullanımı için “uçuş modu” özelliği bulunuyor. Blackberry, iPhone gibi cep telefonlarının yanı sıra PDA olarak adlandırılan kişisel dijital asistanlar gibi taşınabilir elektronik cihazlar, bu moda alınıyor. Böylece uçakların başta seyrüsefer olmak üzere çeşitli elektronik sistemlerine frekans alışverişi olmadığı için zarar vermeden çalışabiliyor.
Ancak havayolları bu konuda farklı yaklaşımlara sahip. Örneğin İngiltere’de British Airways, Virgin Atlantic gibi şirketler yolcuların bu tür cihazları uçuş modunda kullanmasına izin veriyor.
Ama aralarında BMI’ın da bulunduğu bazı şirketler yolcuların uçuş modunda bile olsa cep telefonlarını kapamalarını istiyor. Bu kararın arkasında yolcuların telefonu uçuş modundan çıkartıp konuşma amaçlı kullanabilecek olmaları yatıyor. Yan koltukta oturan bir yolcunun uçuş sırasında cep telefonunu karıştırması, diğer yolcuları da uçuş güvenliğini tehlikeye attığı gerekçesiyle rahatsız ediyor.
SİNYALLER ZARAR VERİYOR
Yapılan araştırmalar, frekans yayan bu tür cihazların uçakların başta avionik ve seyrüsefer olmak üzere çeşitli elektronik sistemlerine zarar verme riskinin olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle cep telefonlarının yanı sıra telsiz, GPS olarak adlandırılan küresel konumlandırma sistemi gibi cihazların uçuşun her aşamasında kullanılmasına izin verilmiyor.
Bir başka araştırma konusu da kablosuz bağlantıya sahip diz üstü bilgisayarlar. Bu konuda uzun araştırmalar yapan imalatçılar, kablosuz bağlantıların frenkans güçlerinin açık cep telefonlarına oranla çok düşük olduğunu ve sistemlere zarar vermediğini tespit etti.
NASIL YAPILACAK
Yazının Devamını Oku 30 Mayıs 2010
Türk Silahlı Kuvvetleri, İzmir-Doğanbey’de yapılan Efes 2010 Tatbikatı’nda ilk defa mini insansız hava aracı “Bayraktar”ı kamuoyuna tanıttı. Teknolojisiyle, yazılımıyla tamamen Türk mühendislerinin eseri olan Bayraktar, Kale-Baykar Makine ortak yapımı. İki yıldır başarıyla kullanılıyor. İşin arkasında Baba Özdemir Bayraktar ve üç oğlu Haluk, Selçuk ve Ahmet’in akıl almaz bir çalışması var. Küçük bir atölyede başlayan, dünyanın en büyük teknoloji gruplarına kafa tutan çalışma, Genelkurmay Başkanlığı’nın testleri dahil her aşamada verdiği destekle gerçekleşti. İşte ilk Türk mini pilotsuz uçağının hikâyesi.
Modern savaşlarda, pilotsuz uçak ve helikopterler yani İnsansız Hava Araçları kilit rol oynuyor. Sessizce düşmana yaklaşıp özel kamera sistemiyle istihbarat bilgilerini kilometrelerce uzaktaki komuta merkezine aktarıyor. Operasyona yön veriyor. Riskler azaltılıyor.
Bugün insansız hava aracı teknolojisi o kadar gelişmiş ki, Amerikan kuvvetlerinin Irak’ta, Afganistan’da uçan pilotsuz uçakları ABD’deki merkezlerden kontrol ediliyor. Pilotları bu bölgelere gitmeden adeta evlerinden uçuruyor.
Daha ileri seviyedeki Predator, Reaper gibi insansız uçaklar ise düşmanı tespit ettikten sonra taşıdığı lazer güdümlü bombalar ve füzelerle atış gerçekleştirebiliyor. Teknolojinin hızla gelişmesi nedeniyle kullanıcıları arasında Türk Hava Kuvvetleri’nin de olacağı 2014’ten itibaren hizmete girecek F-35 gibi uçaklar “son pilotlu savaş uçağı” olarak adlandırılıyor.
2004’TE BAŞLADIBaykar’ın Yönetim Kurulu Başkanı Makine Yüksek Mühendisi Özdemir Bayraktar, ülkenin ihtiyacı için pilotsuz uçaklar üretmeye 2004’te karar verdi. ABD’te MIT’de bu konu üzerine doktora yapan ortanca oğlu Selçuk Türkiye’ye döndüğünde beraber çalışmaya başladılar. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) 2005’te ihaleyi açtığında tamamen “milli” yani yazılımından tüm sistemlerine kadar Türkiye’de geliştirilip imal edilecek bir pilotsuz uçak istiyordu. Uçuş testlerini geçen proje ihaleyi kazanacaktı.
Üç ay içinde askeri adı “Gözcü”, projedeki adıyla Bayraktar uçuşa hazırlandı. Oto pilot, görüntü aktarımı gibi yazılımlar tamamen 35 kişilik Türk mühendislerinden oluşan ekip tarafından yazıldı. Baykar Makina, projede Kale Grubu ile ortak oldu.
Ankara’da TAI tesislerindeki testlerde dört katılımcı arasından sadece Bayraktar başarıyla uçtu. Aralık 2006’da imzalanan sözleşmeyle ilk etapta 76 sipariş alındı. Uçaklar imal edilmeye başladıktan sonra Genelkurmay projeyle yakından ilgilendi. Tüm test ve geliştirme aşamaları Güneydoğu’da gerçek operasyonlar sırasında yapıldı.
Yeni anlaşmayla 400’den fazla mini pilotsuz uçak sipariş alan Kale-Baykar’ın uçağı, Güneydoğu’da tüm karakollara konulacak. Yeni uçak ise Taktik insansız hava aracı Bayraktar-Çaldıran. Projede, tamamen kompozit gövdeye sahip uçak, hangardan çıkarıldıktan sonra otopilotu ile taksi yapıp havalanabiliyor. 450 kilogram ağırlığında. Havada 12 saat kalabiliyor.
“Biz yapamayız”ı yıkmak isteyen Özdemir Bayraktar, geleceği hem askeri hem de sivil havacılıkta pilotsuz uçaklarda görüyor. 61 yaşındaki Özdemir Bey’in tek isteği, üç oğlu Haluk, Selçuk ve Ahmet’in bu yolda yürümeleri.
AHMET BAYRAKTAR: Işık Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun oldu. 27 yaşındaki Ahmet Bayraktar, üç erkek kardeşin en küçüğü.
HALUK BAYRAKTAR: ODTÜ Endüstri’yi bitiren 31 yaşındaki Haluk Bayraktar, Columbia Üniversitesi’nde masterını tamamladı. Boğaziçi’nde doktora öğrencisi.
SELÇUK BAYRAKTAR: İTÜ Elektronik Mühendisliği’ni bitirdi. Selçuk Bayraktar (30), University of Pennsylvania’da insansız uçaklar üzerine master, Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) robotik kontrol sistemleri konusunda doktora yaptı.
ÖZDEMİR BAYRAKTAR: İTÜ mezunu Yüksek Makine Mühendisi Özdemir Bayraktar, uzun yıllar otomotiv endüstrisinde çalıştı. Yedek parça imalatı yaptı. Son 6 yıldır varını yoğunu insansız hava araçlarına yatırdı. Oğullarıyla birlikte atölyede yatıp kalkıyor. 2007’de mayın patlamasıyla şehit olan Yarbay Melih Gülova, Bayraktar’ın uçuş testlerinde Özdemir Bey’le birlikte görev yapmıştı.
20 KİLOMETRE ALANI TARIYORUçak, elden atılıyor. Çok sessiz elektrikli motoru sayesinde hızla yükseliyor. 300 metre irtifada uçarken gözle görülebilmesi çok zor. Üzerindeki termal ve gündüz kameraları sayesinde görüntüler 20 kilometre mesafedeki kontrol merkezine iletiliyor. Sistem çok hassas INS (Ataletsel Seyrüsefer Sistemi) kullanarak koordinatları tespit edebiliyor. Havada oto pilotta uçan Bayraktar, görevi bittiğinde gövde üzerine veya paraşütünü açıp iniyor. Ana merkezle 7 saniye boyunca bağlantıyı kaybettiğinde, oto pilot uçağı kontrol merkezine yönlendiriyor.
Yazının Devamını Oku 23 Mayıs 2010
Sinemadan sonra televizyonlara da uygulanan üç boyut teknolojisi (3D-3 Dimention) gelecek yıl uçaklarda hayata geçiyor. Panasonic şirketinin havayollarına eğlence sistemi geliştiren bölümü tarafından tasarlanan sistemde, yolcular 10 bin metrede özel gözlüklerle üç boyutlu film izleyebilecek. Film endüstrisi son yıllarda gelişen grafik teknolojileriyle üç boyutlu çalışmalarda inanılmaz bir başarı yakaladı. Sinemaları yeniden hayata döndüren teknoloji, kısa süre içinde blue ray ve televizyon yayınlarına da uygulandı. Şimdi sıra uçaklarda kullanılan ekranlarda. İki yıldır proje üzerinde çalışan Panasonic şirketi, ilk denemesini geçen ay Airbus’ın Hamburg’taki merkezinde yaptı. 3D ekranlar, mock-up olarak adlandırılan Airbus’ın yeni uçağı A350XWB’nin bire bir ölçekteki kabinine yerleştirilerek denendi.
Sistemin bir yıl içinde havacılık otoriteleri tarafından sertifiye edilerek uçaklarda da hizmete girmesi bekleniyor. 3D teknolojisi önce daha büyük kişisel ekranlara sahip first ve business class’ta kullanılacak. Daha sonra ekonomi sınıfında da yaygınlaştırılacak. Ekranlardan hem üç boyutlu hem de normal yayın seyredilebilecek.
Şirket yetkilileri, bir Ortadoğulu havayolunun ilk kullanıcı olmak için başvuru yaptığını açıkladılar. 10 havayolu da sırada. Tasarımla NASA ve Amerikan Hava Kuvvetleri de yakından ilgileniyor.
ÖZEL GÖZLÜKLER
Üç boyutlu yayını seyredebilmek için yolcuların özel gözlük kullanmaları gerekiyor. Havayolu şirketleri, ortalama fiyatları 150-200 dolar arasında değişen bu gözlüklerin kendileri tarafından mı verileceği, yoksa yolcuların mı getireceği konusunu tartışıyor. Çok sayıda gözlüğün uçakta tutulamayacağı, bunların temizliği gibi konularda sıkıntı yaşanacağı tahmin ediliyor. Gözlüklerin kiralanması da bir başka alternatif.
Hareket hastalığına sahip yolcuların uçuş sırasında üç boyutlu yayına nasıl tepki göstereceği de merakla bekliyor. Bazı tıp uzmanları bu hastalığa sahip yolcuların uçuşta üç boyutlu film izlemelerinin sıkıntı yaratabileceğine dikkat çekiyor.
KRİZ, UÇAKLARI HAFİFLETİYOR
Hamburg’da düzenlenen Kabin Fuarı’na havayollarının krize rağmen alımları ve yeni yatırımlar damgasını vurdu. Şirketler pahalı kabin yatırımlarında artık ekonomi sınıfına da büyük önem veriyor.
Gelirlerinin yüzde 70’inin ekonomiden geldiğini söyleyen Emirates CEO’su Tim Clark, yolcuların kişisel alanları için daha fazla yatırım yapacaklarını açıkladı.
Airbus tarafından geliştirilen mutfak ve serviste kullanılan troleyler ağırlığı A330’larda 550 kg, A380’de ise 1 ton ağırlığı azaltacak.
İlk olarak Amerikan Southwest’te kullanılmaya başlanan halı, yüzde 70 oranında geri dönüşümlü malzemeden imal edildi.
Panasonic şirketi yeni geliştirdiği ekranlardan yolcuların sosyal paylaşım ağlarından Facebook ve Twitter’a girmesini sağlıyor.
Rockwell Collins şirketi ile anlaşma imzalayan Pegasus Havayolları, Boeing 737-800’lerde kullandığı ekranlarını dPAVES IFE sistemiyle yeniliyor. Air show olarak adlandırılan harita ve uçuş bilgileri detaylı olarak yolculara sunulacak. Toplam bin şehrin uydu fotoğrafları ve bilgileri 160 GB’lık hafızadan ekranlara yansıyacak.
Lufthansa A380’le Tokyo’ya uçacak
Alman Lufthansa Havayolları filosuna 526 koltuklu ilk Airbus A380 katıldı. 152 bin kişinin oyuyla “Frankfurt Am Main” adı verilen uçak, ilk seferini 6 Haziran’da Güney Afrika’da Johannesburg’a yaparak Alman Futbol Milli Takımı’nı Dünya Kupası’na taşıyacak. Ticari uçuşlar ise 11 Haziran’da Frankfurt-Tokyo arasında başlıyor.
526 KOLTUKLU
Lufthansa, yolcu kapasitesi olarak Air France’dan sonra en yoğun ikinci tasarımı seçti. Uçakta üç sınıfta toplam 526 koltuk bulunuyor. Air France ise A380’i toplam 538 yolcu kapasitesine sahip.
A380’in ikinci katı, tamamen first ve business yolculara ayrılmış. Yenilenen first’teki koltuk sayısı 8. Hemen arkasında ise 96 yolcu kapasiteli business yer alıyor. Alt katta 420 ekonomi koltuğu bulunuyor.
Havayolu ilk A380’ini Tokyo hattında kullanacak. Bunu ağustosta haftada 3 gün Pekin, ekimde ise Johannesburg izleyecek. Yıl sonuna kadar Lufthansa toplam 4 A380 teslim alacak.
FIRST CLASS YENİLENDİ
Lufthansa, ekonomi ve business’ta mevcut koltukları kullanırken first class’ını yeniledi.
Üst kattaki first’te 8 koltuk var. Oturum düzeni 1+2+1.
Tasarım Priestman Goode & London tarafından yapıldı. Ana renkler gri ve koyu kahverengi. Sadelik ön planda.
Yolcuların uyurken kullanacakları yastık, nevresim ve yorgan Berlin Charite, aminity kitler Porche Design, pijamalar Van Laack tarafından tasarlandı.
Koltuk tam yatak haline geldiğinde boyu 2.07, eni de 80 santimetre.
First class hizmeti vale park ile başlıyor. Yolcular Frankfurt’ta ana terminal yerine özel merkezi kullanarak check-in, güvenlik ve pasaport işlemlerini sıra beklemeden yapabiliyor. Burada ikram hizmeti Attila Doğudan’ın sahip olduğu Do&Co tarafından veriliyor.
Uçağa geçiş hybrid Porche Panamera veya Mercedes-Benz S 400’le gerçekleştiriliyor.
THY BÜYÜK UÇAĞINI ARIYOR
Uzun menzilli uçak siparişini 12 777-300ER ve 10 A330-300 ile şekillendiren THY, büyük gövdeli uçak arayışlarını sürdürüyor. Avrupa’daki devlerle rekabet etmek için filosuna 3-5 adet arasında büyük uçak için Airbus’la A380, Boeing’le de 747-8 için görüşmeler yapıyor.
THY’nin Amerika’daki iki yeni noktası Los Angeles ve Washington DC seferleri aralıkta başlayacak. Bu uçuşlar için THY ekim ayından itibaren teslim edilecek yeni 777-300ER ve A330-300 uçaklarını bekliyor. Acil ihtiyaç nedeniyle THY ekipleriyle birlikte geniş gövdeli uçak kiralamak için görüşmelerine hız verdi.
Yazının Devamını Oku 16 Mayıs 2010
Sesten hızlı, yani süpersonik yolcu uçağı Concorde’un yerini iş jetleri alıyor. Rus Sukhoi şirketi tarafından tasarlanan uçağın saatteki hızı 1960 kilometreye çıkacak. Yolcu uçaklarından iki kat daha süratli uçup kıtaları yakınlaştıracak. Günümüz yolcu uçaklarının daha da hızlı uçamamalarının en büyük nedeni ses duvarı. Deniz seviyesinde saatte 1225 kilometre hıza ulaşıldığında ses hızı geçiliyor. Uçakların bu süratte ve daha fazlasında emniyetle uçabilmeleri için özel tasarıma ve yüksek itiş güçlü motorlara sahip olmaları gerekiyor.
HÂLÂ 1960’TAYIZ
Bugüne kadar sadece savaş uçaklarının geçtiği ses hızına iki sivil uçak çıkabildi. Bunlar Rusların Tupolev Tu-144’ü ile Fransız-İngiliz ortak imalatı Concorde’du. Her iki yolcu uçağı 1960’larda geliştirildi. Ama projelerin devamı gelmedi.
Tu-144 1978’de, Concorde ise yaşadığı kaza sonrasında ekonomik krizden kurtulamayıp 2003’te emekli oldu.
Rus imalatçı Sukhoi şirketi, 2005’ten bu yana süpersonik iş jeti geliştirmek için çalışıyor. Koltuk kapasitesi 8 olarak belirlenen uçak, askeri teknolojilerin yardımıyla saatte 1960 kilometre hıza çıkacak. Menzili 7 bin 400 kilometre olarak planlanan jet özel tasarımıyla sessiz ve çevreci olacak.
Ses hızı üzerindeki uçuşlarda uçağın arkasında oluşan sonik patlamaların önüne özel motor tasarımıyla geçilecek. Bu projeye ortak olmak için İtalyan havacılık devi Alenia şirketi Sukhoi ile görüşmeler yapıyor. Hedef 2015’te imalata geçebilmek.
AERION 3 MİLYAR DOLAR BEKLİYOR
Çalışmalara 2006’da başlayan Aerion iş jeti projesinin devam edebilmesi için 3 milyar dolarlık kaynak bekliyor. Satış fiyatı 2007’de 80 milyon dolar olarak belirlenen ve 50 sipariş alan uçak projesinde belirsizlik sürüyor. Şirket tasarımın devam ettiği, gelecek yıl kanat denemelerinin yapılacağını açıkladı.
Airex 30 Eylül’de başlıyor
Bölgenin en büyük sivil havacılık fuarı haline gelen Airex, Atatürk Havalimanı’ndaki süren pist inşaatı nedeniyle hava trafiğinin daha rahat olacağı 30 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında yapılacak.
Bu yıl rekor sayıda uçak katılımının beklendiğini söyleyen organizatör Mint Fuarcılık Genel Müdürü Feyzan Erel, “Airex’te çok sayıda gösteri ve demo uçuşu gerçekleştiriliyor. Katılımcı ve müşterilerimizin isteği doğrultusunda fuarı 3-6 Haziran yerine 30 Eylül-3 Ekim arasına aldık. Ulaştırma Bakanlığı ve Türk Hava Yolları’nın verdiği destekle bu yıl 45’ten fazla uçak-helikopter geliyor. Kapalı alanda ise çok sayıda yeni şirkete ev sahipliği yapacağız” diyor. Bu yıl sekizincisi düzenlenecek Airex, Paris ve Dubai arasında en büyük havacılık fuarı olma özelliğine sahip.
Dünyayı 7 günde dolaşıp rekor kıracak
Geçen yıl tek motorlu pervaneli uçakla dünya turu yapan ilk Türk amatör pilotu unvanını alan Tufan Sevinçel, rekor uçuşuna hazırlanıyor. Tek motorlu uçakla 7 günde dünyayı dolaşmayı planlayan Sevinçel, bu uçuşu güney yarımküre üzerinden gerçekleştirecek.
Turda ona bir Türk pilot eşlik edecek. Dönüşümlü olarak gece-gündüz uçacaklar. Yere sadece yakıt ikmali için inecekler. Bu rekoru kırarak Türkiye’de genel havacılığı tanıtmayı hedefleyen Sevinçel “Küçük uçaklar insanlara özgürlük veriyor. Eğitiminizi aldıktan sonra istediğiniz yere uçabilmeniz mümkün. Bu rekoru kırmak için saatte ortalama 240 kilometre hızı tutturarak piston motorlu, basit bir uçakla dünya turunun tamamlanabileceğini göstermek istiyorum” diyor.
TUVALETİNİ 13 SAAT TUTMAYI ÖĞRENDİ
Geçen yıl 37 gün süren tura 2 Temmuz’da İngiltere’den başlayan Tufan Sevinçel, 34 bin 207 kilometre yol kat edip 18 ülkenin hava sahasından geçti. 34 havaalanına inip kalktı. 141 uçuş saati süren turun hazırlıkları ise 1.5 yıl sürdü. İzinlerin alınması, planlamanın yanı sıra Sevinçel ileri meteoroloji, suya iniş, hayati idame gibi kurslar gördü. Uçuşu İngiliz pilot Bill Hall ile gerçekleştirdi.
Uzun süre havada kalan pilot için başka bir sorun havada tuvaletini tutabilmekti. Bunun için akşam yemeğinden sonra hiç sıvı almadı. Uçuş sırasında suyunu yudum-yudum içti. Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator’dan Kuzey Kutup çizgisindeki Sakha özerk bölgesine 13 saat uçup indiğinde ayakları uyuşmuştu.
Hazar Denizi’ni geçerken iki defa motoru durdu. 1980 model, gövdesi ağaç Robin Aignon tipi uçağıyla defalarca buzlandı. Tek mecburi inişse Türkiye’ye gelirken yaşandı. Rotası üzerindeki tehlikeli elektrik yüklü CB bulutları nedeniyle Bulgaristan’da küçük bir havaalanına inmek zorunda kaldı. Geri kalan tüm uçuşların tüm ayakları planlandığı gibi yapıldı.
Uçuşta 5 ton 110 oktan Avgas yakıt harcadı. Bazı ülkelerde uçmak için kilometrelerce öteden yakıt getirilmek zorunda kalındı. Dünya turu uçuşu 100 bin dolara mal oldu.
Tüm bu uçuşun hikâyesi ve fotoğraflar önümüzdeki aylarda yayınlanacak kitapta yer alacak.
38 YAŞINDA PİLOT OLDU
Uzun yıllar insan kaynakları konusunda danışmanlık yapan, kariyer.net sitesini kuran Tufan Sevinçel amatör olarak uçmaya 2001’de başladı. Hobisini 2008’de profesyonelliğe taşıdı. ATPL olarak adlandırılan Havayolu Nakliye Pilot Lisansı’nı aldı. Atlasjet Havayolları’nda Airbus A320 tip eğitimi gördü. Halen İngiltere’de yaşayan Sevinçel’in aynı zamanda helikopter ve planör pilot lisansı da bulunuyor.
Tolga ÖZBEK
Yazının Devamını Oku 9 Mayıs 2010
Ekonomik krizin etkileri havacılıkta yavaş yavaş azalırken iş jetleri pazarında toparlanma başladı. 2012’den sonra sektör istikrarlı büyümesini sürdürecek. Önümüzdeki 10 yılda 170 milyar dolar değerinde 11 bin 933 uçak satılacak. Eylül 2008’de Lehman Brothers’ın batmasıyla başlayan ekonomik kriz, havacılıkta en çok iş jetlerini vurdu. Siparişler ya iptal oldu ya da teslimatlar ileri tarihlere kaydırıldı. Finansman sorunları yaşayan şirketler, uçaklarını değerlerinin çok altında satışa çıkarttı.
Krizden en çok fiyatları 4-24 milyon dolar arasında değişen küçük ve orta gövdedeki uçaklar etkilendi. Sipariş iptalleriyle birlikte daralma yüzde 42.8’i buldu. İmalatçılar binlerce işçi çıkartmak zorunda kaldı. Yeni uçak projeleri piyasanın toparlanmasına kadar durduruldu.
Fiyatları 25 milyon dolar ve üzerindeki geniş gövdeli, uzun menzilli uçaklardaysa kırılma beklenenden küçüktü. Finansal durumları daha iyi olan uluslararası şirketlerin sipariş iptalleri sadece yüzde 4’te kaldı. Bu pazarda ikinci ele çıkan Gulfstream G550, Global Express, Falcon 7X gibi uçaklar hemen gerçek fiyatları üzerinden alıcı bulabildi.
KRİZ PERVANELİLERİ VURMADI
Jetlere göre satış miktarları daha düşük olan pervaneli uçaklara kriz nedeniyle ilgi büyüktü. Kısa mesafelere uçan, jetlerin yüksek giderlerinden kaçan şirketler, turboprop motorlu King Air, Piaggio P180, Cessna Caravan gibi uçaklara yöneldi. Satışlar yüzde 10 oranında arttı.
Yapılan araştırmalar, kötü günlerin geride kaldığını ortaya koyuyor. 2012’den itibaren satışlar pazarın altın yılları olarak adlandırılan 2006-2008 seviyelerine ulaşacak. Yani yılda ortalama 1300 yeni uçak sahiplerine teslim edilecek. 2014’ten itibaren rakamın yılda 2 bin uçağı zorlaması bekleniyor.
Önümüzdeki 10 yılda 170 milyar dolar değerinde toplam 11 bin 933 adet uçak satılacak. En fazla talep çok hafif iş jetlerine. Bu pazarda Cessna Mustang, Embraer Phenom 100, Honda Jet modellerinin toplam satışı 2 bin 929 adeti bulacak. Orta sınıfta yer alan Challenger 300, 605, Embraer Legacy 600/650, Falcon 2000, 900, Citation X, Gulfstream G250 gibi orta ve biraz daha büyük gövdede ise satışlar 2 bin 184 adete ulaşacak.
YOLCUDAN İŞ JETİNE
Geçmişte eski yolcu uçaklarından konvert edilen ve iş jeti haline getirilen pazardaysa bir kıpırdanma söz konusu. Boeing 787 ve Airbus A350 gibi yeni uçaklar, havayollarında hizmete girer girmez iş jeti modelleri de müşterilerine teslim edilmeye başlanacak. Kalabalık seyahat eden, büyük alanlara ihtiyaç duyan başta Arap ve Rus iş adamları bu uçakların en büyük müşterileri arasında. Daha küçük gövdede ise Brezilyalı Embraer’in Legacy 600, Lineage 1000 gibi orijinali bölgesel uçak olan iş jetleri de var.
Ayrıca pazarda havayollarının ucuza sattıkları Avro’nun RJ ve ATR serisi uçaklar 3-4 milyon dolara alınıp az bir maliyetle iş jeti haline getiriliyor. Bu pazar, büyük uçaklara az maliyetle sahip olmak isteyen işadamları tarafından yakından takip ediliyor.
İmalatçılar EBACE’de kapıştı
Özel uçak ve helikopter imalatçıları, geçen iki yıla oranla yeniden hareketlenen Avrupa İş Havacılığı Kongre ve Fuarı’nda (EBACE) satışlarda kıran kırana vuruştu. Cenevre’de 10’uncusu gerçekleştirilen fuara 486 şirket ve 74 uçak katıldı.
TÜRKİYE’NİN YENİ UÇAKLARI
İmalatçıların Türkiye temsilcileri tam kadro EBACE’deydi. İki Türk şirketi Gözen Grubu ve Arkas Havacılık da katılımcılar arasındaydı. Yöneticileri arasında Ekim Alptekin’in de bulunduğu Eclipse şirketi, finansal sorunlarını geride bırakıp yeniden üretime başladı. Adı Eclipse Aerospace olarak değişen imalatçı, parça üretimi konusunda Türk şirketlerle ortaklık yapmayı hedefliyor.
Önümüzdeki aylarda teslim edilecek yeni uçaklarla Türk pazarı hareketleniyor.
Gulfstream G550: Hava Kuvvetleri Komutanlığı, komuta kontrol uçağı olarak ikinci G550’sini önümüzdeki günlerde teslim alıyor. Ciner Grubu’nun G550’si Aralık’ta, Döysa’nın ise 2012’de geliyor.
Global Express XRS: Bölgesel seferlere başlayan Borajet filosuna Ağustos’ta bir adet Global Express XRS katıyor.
Falcon 7X: Palmali Grubu, Falcon 900EX’ten sonra Türkiye’nin ilk Falcon 7X uçağını haziranda teslim alıyor.
Challenger 850: Intercity’nin patronu Vural Ak, önümüzdeki eylül ayında Kanadalı imalatçı Bombardier’in 14 koltuklu Challenger 850 tipi iş jetiyle havacılığa giriyor. Uçağın işletmesi Genel Havacılık şirketi tarafından yapılacak.
Challenger 300: Türkmen Havacılık, elindeki Learjet 60’ı kasım ayında daha geniş gövdeye sahip Bombardier imalatı Challenger 300 ile değiştiriyor.
Phenom 300: Havacılığa King Air ile giren Hayat Holding, 2012’de Brezilyalı imalatçı Embraer’in Phenom 300 tipi uçağını teslim alıyor.
Cessna Mustang: THY Uçuş Akademisi tarafından pilot adayı öğrencilerin çift motor eğitimlerinde kullanmak üzere sipariş verdiği iki Cessna Mustang ABD’de teslim edildi. Mustang’in bir diğer kullanıcısı da iş adamı Deniz Ağırbaş olacak. Uzun yıllar Cessna 172 ile uçan Ağırbaş, Mustang’i Haziran’da teslim alacak.
Yazının Devamını Oku 2 Mayıs 2010
Havacılık devi Dassault grubun patronu Mösyö Dassault’un özel uçağı Falcon 2000LX ile Antalya’ya uçuyorum. Uçağın Türkiye temsilcisi Alişan Soylu ve bir de misafirimiz var. Antalya Havalimanı’nı işleten ICF Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serhat Çeçen. Bir-iki saat önce Çin’den gelmiş. Genç, alabildiğine hırslı bir işadamı.
Birlikte Antalya Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali’ni geziyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açtığı terminal aslında var olan Dış Hatlar’ın aynı uzantısı ile yapılmış devamı. Modern, medeni ve uluslararası terminal yapısının bütün özelliklerine sahip yeni bir yapı.
Mimarı Doğan Tekeli, yerel motifler kullanmak yerine doğru olan gelişmiş ülkelerdeki terminallerden birini gerçekleştirmiş. Yormayan, aksine bölünmemiş derinlikleri ile rahatlatan bir yapı:
Yapımı 11 ay süren, 11 milyon yolcu kapasiteli terminal, Antalya’nın yıllık yüzde 30’la büyüyen iç hatlarını rahatlatacak. Işığa doymuş yapısı, dış hatlarla uyumlu görünümü ile göze batmıyor.
Terminalin toplam alanı, eskiye göre neredeyse iki kat büyümüş. 35 bin 600 metrekare alan, geliş ve gidişte kalabalığın sıkışmadan işlemlerini yapmasını sağlıyor. Yüksek tavanlar, insanı kasvetten çekip alıyor.
Binanın doğal ışığı tavana yerleştirilen camlar sayesinde yeterli. Klimalarının asıl performansı sıcak yaz günlerinde ortaya çıkacak. Özellikle yoğun nemle hava sıcaklığının birkaç kat fazla hissedildiği Antalya’da terminalin sıkıntılı zamanlara serinlik getireceğini umuyorum.
Gidiş katında 32 kontuar var. Yolcular işlemlerini yapıp tek yürüyen merdiven ile salonların olduğu kata çıkıyor. Keşke burada paralel iki yürüyen merdiven olsaydı. Yoğun zamanlarda daha büyük rahatlık sunardı. Kapılara gidiş üst katta yer aldığından ikinci merdiven lüks olmazdı.
Üst gidiş katında salonlar 4 köprüye açılıyor. Artık yolcular köprüleri kullanabilecek. Hem konfor, hem de yaşlı ve çocuk yolcular için ciddi bir rahatlık sunacak.
Terminal yapısında kullanılan açık renkli malzemeler yapının görkemini arttırmış. Gözü yormayan terminalde insanın sırtına yük olmyan bir görüntü hâkim. Henüz terminal içinde yönlendirme levhaları yeterli değil. Ama bunlar kısa sürede kullanımla çıkan sorunlara göre artacak. Uçak hareketlerini gösteren panoların kontrast ayarından, CIP salonlarındaki ikrama kadar bir dizi değişim sanırım birkaç hafta içinde gerçekleşecek.
Saatlik kapasitesi 2 bin 200 yolcu olan iç hatların önündeki otopark da büyütüldü. 451 otomobil, 240 otobüs ve 59 midibüs kapasiteli otopark şu anlık yeterli gibi. Ama ileride buraya kapalı bir otopark gerekebilir.
IC Holding, 2007’de Antalya’nın işletme ihalesine girerken yanına 1. Terminali işleten Alman Fraport’u aldı. Güçler birleştirildi. Böylece uluslararası yüksek bilgi birikimine sahip ortak bir de Alman disiplinini işe yansıttı.
KİLİT ADAM BABA ÇEÇEN
IC Holding’in başında bugünlere sıfırdan gelmiş bir inşaat mühendisi İbrahim Çeçen var. Dört oğlu da holdingin farklı dallarının başında. Oğullarına alabildiğine özgürlük vermiş. Ama işin başarı şifreleri onda.
Çeşme’de marina inşaatını yapan Mehmet Salih hariç üç kardeş Murat, Serhat ve Fırat aileleriyle Antalya’daydı. Birlikte oturup uzun süre sohbet imkânı bulduk. Ailenin tüm fertlerindeki daha fazlasını yapma arzusu hâkim görünüyordu.
Otelcilikte de büyümek isteyen IC Holding, Lara’da Green Palace’da farklı bir konsepte imza atmış. Otelle birlikte hizmete giren villalar üst gelire hitap eden yapısıyla Antalya turizmine yeni bir boyuta taşıyor. IC Grubu, İstanbul’da Şişli Tekel Bira Fabrikası’nı da otel ve kongre merkezi haline getiriyor. İnşaatı yıl sonunda başlayacak. İki yıl içinde tarihi doku korunarak tamamlanacak. Böylece İstanbul en büyük oteline kavuşacak.
Borajet 7 Mayıs’ta uçuyor
Tek yön bilet fiyatları 115 TL’den başlayan Borajet, 66 koltuklu pervaneli ATR72 uçakları ile iç hat pazarına giriyor. Tokat, Zonguldak, Alanya Gazipaşa gibi noktaları uçakla tanıştıracak havayolunun hedefi dış hatlara da açılabilmek.
Türkiye’deki bölgesel havacılığa yeni bir soluk getirecek Borajet’in ilk sefer noktası Tokat olacak. 66 koltuklu ATR72 tipi uçaklarla 7 Mayıs’ta uçmaya başlayacak havayolu, İstanbul Sabiha Gökçen’den Tokat, Zonguldak, Ankara’dan Siirt, Trabzon’dan Zonguldak, Diyarbakır’dan da Adana’ya sefer yapacak.
Hepsi kendi malı üç uçağa sahip Borajet’in önümüzdeki günlerde dördüncü ATR72’yi de filosuna katarak büyüyeceğini söyleyen Genel Müdür Kadir Peker “Sefer yapılmayan noktalarla uçuşlarımıza başlıyoruz. Personelimiz eğitimini tamamladıkça çapraz uçuşların sayısı artacak. Trabzon-Zonguldak’ın yanı sıra Antalya-Diyarbakır, Diyarbakır-Van gibi hatlarda hizmet vereceğiz” dedi.
Önümüzdeki aylardan itibaren Alanya Gazipaşa’nın, hizmete girmesiyle birlikte Bursa’da şehrin içindeki Yunuseli Havaalanı’na uçmayı planlayan Borajet, daha sonraki adımda Adana’dan Şam gibi dış hat noktalarına da açılacak.
FİYATLAR 115 LİRADAN BAŞLIYOR
Otobüs taşımacılığında olduğu gibi Borajet tek fiyatla uçacak. Bilet fiyatları tek yön İstanbul’dan Zonguldak’a 115, Tokat’a 140, Zonguldak’tan Trabzon’a 140, Ankara’dan Siirt’e 140 lira. Deri koltuklara sahip uçakta ikram hizmeti ücretsiz verilecek.
Türkiye için yeni bir uçak tipi getirdiklerini söyleyen Peker “Öğretmen kaptan pilotlarımız uzun yıllar İtalyan Alitalia Havayolları’nda uçmuş, çok tecrübeliler. Türk pilotlarla birlikte görev yapacaklar. Kabin memurlarımız için Romen Tarom Havayolları’ndan öğretmenler getirdik. Teknik konuda Alitalia ile iş birliği yapıyoruz” diye konuştu.
TOPRAK PİSTE İNEBİLİYOR
Pervaneli ATR72 serisi uçaklar Fransız-İtalyan ortak imalatı. Dünyanın en çok kullanılan turboprop motorlu yolcu uçakları arasında yer alan ATR’ler, 1 saate kadar olan seferlerde jetlerle aynı sürede uçabiliyor. Yaklaşması zor, kısa ve toprak pistlere rahatlıkla inebilen ATR’ler, konfor açısından büyük yolcu uçaklarını aratmıyor. Tolga ÖZBEK
THY 800 yabancı pilotu Amerika’da seçecek
Türk Hava Yolları, artan pilot ihtiyacını karşılamak için Miami’de pilot seçimi yapıyor. 200 kaptan ve 600 ikinci pilot alımı planlayan THY, elemeleri Pan Am International Flight Academy’de gerçekleştirecek. Bir ay sürecek çalışmada THY tarihinde ilk defa yabancı ikinci pilot alacak.
Yabancı pilotların Türkiye’ye gelip bu testlere girmesi yerine maliyetleri düşürmek amacıyla kendi öğretmen pilotlarını ABD’ye yollayan THY, ilk etapta Boeing 737 filosuna kaptan ve ikinci pilot, 777 uçaklarına da ikinci pilot alımı yapacak.
Başvuran adaylardan kaptan pilotlar için minimum 6 bin saat tecrübe ve bunun 2 bin saatinin de görev yapılan uçak tipinde olması isteniyor. İkinci pilotlar içinse en az 1000 saati 27 ton üzerindeki uçaklarda olmak üzere toplamda 1500 saat, görev yapılan uçakta da minimum 500 saatlik tecrübe isteniyor.
Havayollarının küçülmesiyle birlikte THY’nin alımı yurtdışında dikkatle izleniyor. THY diğer uçak tipleri olan Airbus A320 ve A330/A340 için de yabancı pilot alımı planlıyor. Halen THY’de 200 yabancı pilot görev yapıyor.
Yazının Devamını Oku 25 Nisan 2010
İzlanda’dan yayılan kül bulutları, hava trafiğini felç etti. Şimdi sektör ders çıkarmanın peşinde. Etkileri 11 Eylül krizini geçen zarar, nasıl daha iyi yönetilebilirdi? Hangi önlemler alınabilirdi? Avrupa’da insanlar 6 gün boyunca uçak sesi duymadı. Yaklaşık 100 bin uçuş iptal oldu. Milyonlarca yolcu havalimanlarında kaldı. Çağrı merkezleri kitlendi. Oteller doldu taştı. İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Almanya’ya otobüs seferleri yapıldı. Krizin havacılığa maliyeti 1.7 milyar doları buldu. Zararın etkilerinin en az üç yıl sürmesi bekleniyor.
Kül bulutlarının uçaklara verebileceği zarar nedeniyle alınan ilk karar ülkelerin havacılık otoritelerinin kendi başlarına hareket ederek hemen hava trafiğini durdurmasıydı. Havayolları bu kararın diğer ülkelerle koordine edilmeden, çok çabuk alındığını iddia ediyor. Kimi bölgelerin açık olmasına rağmen yasağın kapsamı hızla genişletildi. Yerde kalan uçaklar, arka arkaya yapılamayan seferler krizin faturasını kabarttı.
KARAR MERKEZDEN VERİLECEK
Avrupa Birliği, bu tür durumlarda artık kararın tek bir merkezden verileceğini açıkladı. Gelişen teknolojiyle birlikte uydu verileri kullanılarak detaylı bir harita çıkartılacak. Bilgiler hızla analiz edilecek. Toptan kapama yerine risksiz bölgelerde havayollarının uçmasına izin verilecek. Böylece seferler, en az aksamayla yapılabilecek.
AVRUPA’DA 5 HAVAYOLU BATACAK
Havalimanlarında kalan yolcular için alternatif ulaşım planları oluşturulacak. Otobüs, demiryolu, deniz ulaşımı hatta araç kiralama şirketleri havayollarıyla birlikte hareket edecek. Avrupa Birliği, krizi fırsat bilen, fahiş fiyat uygulayanlar hakkında yasal işlem yapacak.
Krizin derinleşmesinde bir başka sorun da havayollarının çektiği nakit sıkıntısıydı. Elinde parası olan şirketler, etkili önlemler aldı. Yolcularının sorunlarını büyük ölçüde çözmeye çalıştı. Konaklama, alternatif ulaşım gibi maliyetlerini nakit ödedi. Kriz, sıkıntıda olan şirketleri daha da zor durumda bıraktı. Uzmanlar, bu yıl Avrupa’da orta ölçekli en az 5 havayolu şirketinin kapanabileceğine dikkat çekiyor.
SOSYAL PAYLAŞIM AĞLARI
Havayolları ve Avrupa hava sahasını kontrol eden Eurocontrol, bilgilendirmelerinde sosyal medya olarak adlandırılan Facebook ve Twitter gibi paylaşım ağlarını yoğun olarak kullandı. Oluşturulan sayfalarda özel görevliler, yolcuların “... Havalimanı’nda nasıl ucuz yemek yerim”, “... şehrinde şu otel kalmak için iyi midir” gibi sorularını tek tek cevapladı. Bundan sonra krizlerde sosyal paylaşım ağları ağırlıklı olarak kullanılacak.
Kriz sonrasında havalimanları yoğun günler geçiriyor. Birçok şirket, internetten yapılan check-in işlemlerini kabul etmiyor. Yolcunun havalimanına erken gelip check-in’ini manuel olarak yaptırmasını istiyor.
BİLET FİYATLARI ARTACAK
1.7 milyar dolarlık zarar kaçınılmaz olarak yolculara yansıyacak. Bilet fiyatlarında önümüzdeki günlerden itibaren artış bekleniyor. Yıl sonuna kadar fiyatların ortalama yüzde 20 oranında yükseleceği yapılan tahminler arasında.
NE YAPMALI
Hızlı hareket edin: Krizde en önemli sorun çabuk karar alabilmek. İyi organizasyonlara sahip büyük havayolları bile hantal yapıları ve krizin derinliği nedeniyle yolcularına alternatif plan sunmakta gecikti. İş başa düşünce erken davranan kazandı.
Alternatif yollar arayın: Hemen çevredeki hava trafiğine açık meydanları araştırın. Eğer bağlantı yakalayabiliyorsanız bu bölgelere gitmek için hızla tren veya otobüs biletinizi almaya çalışın. Birkaç yolcu birleşerek araç kiralayabilirsiniz. Avrupa’da kalan çok sayıdaki yolcu, hava trafiğinin açık olduğu Güney Avrupa’ya akın etti. Barcelona, Roma, Atina üzerinden uçuşlar yapıldı. Özellikle uzun menzilli uçacak yolcular, bu noktalardan İstanbul’a gelerek gidecekleri yere ulaşmaya çalıştı.
Gelişmeleri takip edin: Çağrı merkezlerini arayın. Elektronik postalarınızı, cep telefonu mesajlarınızı sık sık kontrol edin. Uçuş öncesinde kesinlikle son bilgileri almadan havalimanına gitmeyin. Bilgilendirme için havayollarının internet sitelerine girin.
Havalimanına erken gidin: Uçuşların başlamasıyla birlikte havalimanlarında inanılmaz bir yoğunluk yaşanıyor. Terminale erken gidin, işlemlerinizi yaptırın.
Yanınızda nakit bulundurun: Kriz durumunda bir anda seyahat bütçenizi kat ve kat aşacağınızı unutmayın. Yanınızda nakit taşıyın. Kredi kartı limitlerinizi yolculuk öncesinde kontrol edin.
TAZMİNAT DAVALARI BAŞLIYOR
Havayollarının korkusu yolcuların açacağı davalar. Mahkeme kararları merakla bekliyor. Bu konuda en farklı çıkışı İrlandalı düşük maliyetli havayolu Ryanair’in patronu Michael O’Leary yaptı. Basın toplantısında gazetecilere en fazla bilet ücreti kadar tazminat ödeneceğini açıkladı. “Her şey dahil 1 Euro’ya satılan biletler için ne kadar tazminat ödenecek?” sorusuna ise O’Leary’nin cevabı “Bilet ücreti kadar” oldu. Bu yanıt, mağdur yolcular tarafından büyük tepkiyle karşılandı.
Yazının Devamını Oku 4 Nisan 2010
Havayolu sektöründe hızla büyüyen Türkiye, buna paralel önemli bir uçuş eğitim merkezi oluyor. Mevcut 8 simülatörün yanı sıra Türk Hava Yolları 3 uçak ve bir kabin simülatörü alıyor. Pegasus, yıl sonunda uçuş eğitim merkezini açıyor. IFTC’de 4 simülatöre sahip Gözen Grubu, Dalaman’da uçuş okulu projesini hayata geçiriyor.
Havayolları, her yıl uçuş eğitimine milyonlarca dolar harcıyor. Kurulan merkezlerde pilotlar ve kabin memurları temel-tazeleme eğitimleri alıyor. Her türlü acil durumu uygulamalı olarak görüyor. Bu merkezler aynı zamanda şirketler için ciddi gelir kaynağı. Bir pilotun görev yapacağı uçak için aldığı yer dersi ve simülatör eğitimi 35 bin Euro’ya mal oluyor. Ayrıca her 6 ayda bir kurallar gereği ortalama 10 bin Euro’ya tazeleme eğitimi yapmak zorunda. Havayolları, kurduğu merkezlerle kendi ekiplerinin eğitimlerinin yanı sıra bölgedeki şirketlere hizmet satıyor. Simülatörlerin fiyatları ise 10-20 milyon Euro arasında.
THY EĞİTİM BÜYÜYOR
Eğitim Başkanı Kaptan Pilot Menderes Çakıcı, yönetimin aldığı kararla 100 milyon Euro’luk yatırımla uçuş eğitim merkezini büyüttüklerini söyledi. Filodaki ikinci Airbus A320 simülatörünün önümüzdeki günlerde montajı başlayacak. Yeni nesil sistemlere sahip simülatör mayısta hizmete girecek. Bunu 1 Eylül’de Boeing 777, yıl sonunda da Airbus A330/A340 simülatörü izleyecek.
Kabin memurları için de A320 mock-up’ı alınıyor. Mock-up, hizmet dışına çıkan gerçek uçak gövdesinden yapılıyor. Altındaki mekanik kollar yardımıyla türbülans ve kaza anında çarpma etkisi verilebiliyor.
Yeni nesil A320’de ise bu efektler daha gerçekçi olarak kabin memurlarına hissettirilecek. Ayrıca kabin yangınlarının simüle edileceği özel bir merkez de kurulacak. Gerçek yangının çıkacağı bu simülatörde eğitimler uygulamalı olarak verilecek. Yeni kabin mock-up’ı, denize iniş eğitiminin verildiği mevcut havuz küçültülerek yan tarafa kurulacak. Halen THY’de Boeing 737, Airbus A340 ve A310 uçaklarının gövdelerinden oluşan bir mock-up bulunuyor.
YENİ UÇAKLAR
THY, yıllık 50 pilot yetiştiren Uçuş Akademisi’ni yeni uçaklarla büyütüyor. Geçen hafta gelen 4 Cessna 172 ile tek motorlu uçak filosu 10’a çıktı. Ayrıca 2 DA-42 ile çift motor eğitimi veriliyor. 4 Mayıs’ta filoya 2 adet Cessna Mustang tipi iş jeti katılıyor. Bu uçaklarla pilot adayları 20 sorti uçacak. Performans ve jet intibak eğitimi alacak. Filonun büyümesiyle akademi yılda 200 pilot yetiştirecek. THY, aday alımında Alman Uzay ve Havacılık Merkezi’nin DLR testi ile bir kişinin pilot olup-olamayacağını yüzde 97 oranında belirleyebiliyor.
Ayrıca e-learning sayesinde pilotların eğitim merkezine gelmelerinin ve belirli süre eğitime tabi tutulmasının da önüne geçiyor. Bu sistem sayesinde pilotlar boş zamanlarında bilgisayar üzerinden dersleri alarak sınavlarını olabiliyor. E-learning, kabin memurları için haziran ayından itibaren uygulanacak.
PEGASUS SİMÜLATÖR ALIYOR
Sim-Industries şirketiyle simülatör merkezi kurmak için harekete geçen Pegasus Havayolları, Boeing 737-800 simülatör alıyor. Merkez, havayolunun kendi pilotlarının yanı sıra bölgedeki şirketlere de hizmet verecek. Tip eğitimi üzerine marka olmayı hedefleyen Pegasus, simülatörün yanı sıra havayolu pilotlarına tecrübe kazandırmak için “line” olarak gerçek uçak üzerinde eğitim kapasitesini artıracak.
GÖZEN OKUL KURUYOR
Tamamen havacılık konusunda hizmet veren Gözen Holding ise iki yıl önce hizmete giren IFTC (İstanbul Flight Training Center-İstanbul Uçuş Eğitim Merkezi) bünyesinde dört adet simülatörü hizmete sokmuştu. Hollanda merkezli Stella Uçuş Okulu ile ortaklık anlaşması yapan Gözen Grubu, Dalaman’da uçuş okulu kuruyor. Temel eğitimi burada alacak pilotlar, alet uçuş ve tip eğitimlerini Maastrich Hollanda’da gerçekleştirecek. SunExpress ile işbirliği yapan okul, adaylara iş garantisi de veriyor. Ancak eğitime başlamak için adayların Stella’nın testlerinden geçmesi gerekiyor.
TECRÜBELİLER GERİ DÖNDÜ
THY, emekli olmuş kabin amirlerini eğitmen olarak kullanmak üzere geri çağırdı. İlk etapta Aybel Türay, Pınar Dal, Ayşegül Çavuşoğlu, Sema Ataalkın, Gülnaz Karahan Cavas, Oya Özgen, Figen Aktan, Nilüfer Tellikurşun, Fazilet Güremen’den oluşan ekip, tazeleme eğitimlerine başladı. Kabin Hizmetleri Başkanı Emine Lim Aydaşgil, bilgileri yeni olan 2006-2009 arasında emekli olmuş, eğitimde çalışmış kabin amirlerini göreve çağırarak tecrübelerinden yararlanmak istediklerini söyledi.
PİLOTAJ EĞİTİMİ 25 AY SÜRÜYOR
Avrupa Havacılık Otoritesi JAA’in standartlarına göre eğitim 750 saat yer dersi, 211 saat uçuştan oluşuyor. Her aşamada sınav yapılıyor. Havayolu uçaklarında görev yapabilmek için tip eğitimi 3 ay sürüyor. Yer eğitimini her biri 4 saatlik 16 sortiden oluşan simülatör eğitimi izliyor. Son aşamada ise 45 dakikalık gerçek uçakla boş olarak iniş-kalkış eğitimi var. 3 ay süren 40 sortilik “line” yani görev yapacağı uçakla eğitimi başarıyla bitirenler ikinci pilot olarak uçmaya hak kazanıyor. 25 ay süren eğitim 150-200 bin Euro’ya mal oluyor. Pilot olmak isteyenler, özel uçuş okullarının yanı sıra THY ve SunExpress’te mecburi hizmet şartıyla eğitim alabiliyor.
THY-Swiss ortak uçuşları başladı
Swiss ile THY, İstanbul çıkışlı Zürih, Cenevre ve Basel seferlerinde ortak uçuş başlattı. “Codeshare” olarak adlandırılan anlaşmayla tarifeler birbirine uyumlu hale getirilirken Star Alliance üyesi iki havayolu şirketi yolcularına daha fazla alternatif sunuyor. Yolcular, İstanbul, Zürih ve Cenevre’den ortak seferlerle farklı noktalara tek biletle ve mil toplayarak uçabiliyor.
Yazının Devamını Oku