Uğur Cebeci

Ekonomide çift kişilik yatak dönemi

31 Ocak 2010
Yeni Zelanda Havayolları Air New Zealand, yeni uzun menzilli uçaklarında ekonomi sınıfında çift kişilik yatak hizmeti verecek. Kasım ayında hizmete girecek Boeing 777-300ER’larda sunulacak “Skycouch” sınıfında, iki yolcu 3 kişilik ücret ödeyerek cam kenarındaki koltuklarda uyuyabilecek.
Bu koltuklar, oturma minderleri ileriye doğru alınarak yatak haline gelebiliyor. Koltukların uzunluğu 170, eni de 60 santimetre.
Skycouch’un çiftlerin yanı sıra özellikle çocuklarıyla seyahat eden ailelerin de ilgi göstermesini beklediklerini söyleyen Air New Zealand yetkilileri, uçakta toplam 246 ekonomi koltuğun 66’sı Skycouch konfigürasyonuna sahip olacağını açıkladı.

Havalimanı otelleri tuttu

İlk olarak Atatürk Havalimanı Dışhatlar Terminali’nde başlayan havaalanı otellerinde doluluk oranı yüzde 115’e ulaştı. Bu otellerde çoğunlukla transit yolcular 0-3 saat ve 3-6 saat konaklıyor.

İç ve dış hatların yanı sıra transit yolcu sayısının artmasıyla birlikte Türkiye’de havalimanı otelleri terminal standartları arasında yer almaya başladı. Uçağına geç kalmak istemeyen, transit uçuşta dinlenmeyi tercih edenlerin yanı sıra uçuşlarında İstanbul’a uğrayan uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticileri, toplantılarını havalimanları otellerinde yapıp yollarına devam ediyor. Havalimanı çevresinde sayıları hızla artan oteller, ağırlıklı olarak yolculara hizmet veriyor.
Havalimanı otel konsepti, ilk olarak Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde başladı. İşletmesi TAV Havalimanları Holding şirketlerinden BTA tarafından yapılan “Airport Hotel” hem hava tarafında yani arındırılmış salonda hem de kara tarafında hizmet veriyor. Özellikle THY’nin Uzakdoğu uçuşlarındaki artışla hava tarafında doluluk yüzde 115’e çıkıyor. Yolcular burada en çok 0-3 ve 3-6 saat kalıyor. Kara tarafında ise normal müşterilerin yanı sıra kısa süreli İstanbul’da kalanlar yararlanıyor. Apron manzaralı Cockpit Bar ve Sky Restoran’ın yanı sıra fitness merkezinin özel müşterileri bulunuyor.

KAPASİTE BÜYÜYOR

Mart ayında hizmete girecek Dış Hatlar Terminali’nin ek bölümüyle oteldeki oda sayısı 85’ten 141’e çıkacak. Toplantı oda sayısı 4’e yükselirken kongre gibi büyük organizasyonlar da burada yapılabilecek. Çocuklu yolcuların rahat edebilmesi için Connection Room (bağlantılı oda) gibi konseptler de sunulacak. Hava tarafında standart oda konseptine süitler eklenecek.
Yeni hizmete giren Sabiha Gökçen Havalimanı terminalde ISG Airport Hotel resmi açılış için gün sayıyor. Müşteri kabul eden 128 odalı otelde odaların 12’si süit. Hava ve kara bölümlerine sahip odaların yanı sıra otelde 5 toplantı salonu, 2 masaj odası, 2 sauna ve bir spor merkezi bulunuyor.

OTELLER YAKINLAŞIYOR

Transit yolcu sayısının artmasıyla birlikte havalimanı yakınlarındaki otel sayısı hızla artıyor. Oteller, isimlerinin önüne “Airport” kelimesi ekleyerek müşteri sayısını artırmayı hedefliyor. Uluslararası rezervasyonlarda havalimanına 3 kilometre mesafede olanlar “havalimanı oteli” kategorisine giriyor. Atatürk Havalimanı etrafında son 2 yılda açılan oteller arasında Nov Hotel (6.8 km), Courthyard İstanbul International (5,7 km) ve Holidayy Inn İstanbul Airport (9 km) yer alıyor.

HAVALİMANI OTEL YILDIZ FİYAT ARALIĞI (EURO) UZAKLIK (KM)

İstanbul Atatürk Airport 5 20 Euro/saat 100-180 (kara) Wow Hotel 5 99 1.8
All Star Çınar 5 100 2.5
Renaissance Polat 5 151 2.6
Radisson Blue 5 118 2.9

İstanbul Sabiha Gökçen ISG Airport 5 20 Euro/saat 80-100 (kara)
Antalya Havalimanı IC Airport 5 40 0,8
Ankara Esenboğa Esenboğa Airport 5 80-120 6

(1 Şubat haftası için, oda+kahvaltı fiyatlarıdır)

Bu yıl 11 yeni özel uçak gelecek

Geçen iki yılı yüksek sayıda uçak siparişi ile kapatan Türk genel havacılığına bu yıl 9’u jet, ikisi pervaneli toplam 11 özel uçak katılıyor. Aralarında Gulfstream G550, Falcon 7X gibi uzun menzilli jetlerin bulunduğu uçaklar arasında Türk Hava Yolları’nın uçuş eğitiminde kullanmak üzere aldığı 2 Cessna Mustang de var.
* GULFSTREAM G550: Geçen yıl Başbakanlık tarafından satın alınan ve THY tarafından işletilen TC-DAP uçağından sonra G550’nin ikinci kullanıcısı Ciner Holding oluyor. Geçen hafta imzalanan sözleşmeyle teslimat Aralık’ta yapılacak. Uçak 14 koltuklu planlandı. Park Havacılık filosundaki Falcon 2000LX tipi uçağı ise Cengiz İnşaat satın aldı. İlk G550’yi geçen yıl aralık ayında teslim alan Genelkurmay Başkanlığı’nın ikinci uçağı ise mayısta geliyor. Komuta kontrol amaçlı alınan uçaklarda harekat ortamında etkin iletişim ve bilgi aktarımını sağlayacak özel elektronik haberleşme sistemlerine sahip. Diğer G550 kullanıcısı ise uçağını 2012’de teslim alacak Döysa olacak.
* PALMALI: İmalatçı Dassault Türkiye’de bir şirkete ilk defa aynı anda iki uçak teslim ediyor. Palmali Havacılık filosuna şubat ayında bir Falcon 7X, bir de Falcon 900EX tipi uçak katılıyor.
* GLOBAL EXPRESS: Bu hafta teslim aldığı ATR72-500 uçaklarıyla bölgesel havacılığa giren Borajet’e Ağustos’ta bir adet Global Express XRS teslim ediliyor.
* CHALLENGER 605: Çalık Holding, imalatçı Bombardier tarafından demo uçuşlarında kullanılan çift motorlu Challenger 605 tipi uçağını geçen hafta teslim aldı. Tarkim tarafından işletilecek uçak, grubun uçuşlarında kullanılacak.
* CHALLENGER 300: Türkmen Havacılık, elindeki Learjet 60’ı kasım ayında daha geniş gövdeye sahip Bombardier imalatı Challenger 300 ile değiştiriyor.
* THY: Uçuş Akademisi’nde pilot adayı öğrencilerin çift motor eğitimlerinde kullanmak üzere THY iki adet Cessna Mustang alıyor. Teslimatları Eylül’de planlanan uçaklar, son yıllarda havayollarının kurduğu uçuş okullarında kullanılıyor. Uçuş Akademisi’ni büyütmek isteyen THY, ayrıca 4 adet daha Cessna 172 tipi pervaneli tek motorlu uçak alıyor. Mustang’in bir diğer kullanıcısı da iş adamı Deniz Ağırbaş olacak. Uzun yıllar Cessna 172 ile uçan Ağırbaş, Mustang’i Haziran’da teslim alacak.
* ANADOLU ÜNİVERSİTESİ: Geçen yıl burun iniş takımı açılmadığı için gövde üzerine inen Kingair B200 uçağından sonra çift motorlu uçak sıkıntısı çeken Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Meslek Okulu filosuna iki adet Beechcraft C90GT tipi turboprop uçak katıldı.
Yazının Devamını Oku

Uçakta Twitter’la şikayet dönemi

24 Ocak 2010
Eskiden yolcu şikayetleri, havayolu şirketi ile müşteri arasında kalırdı. Memnuniyetsizlik elektronik posta, şikayet formu veya telefonla havayollarına doğrudan bildirilirdi. Kullanımı hızla artan Twitter, Facebook, Youtube gibi sosyal paylaşım ağlarıyla birlikte şikayetler herkesin görebileceği internet sitelerinde dolaşmaya başladı.

Haksızlığa uğradığını düşünen, aldığı hizmetten memnun kalmayan artık kaleme değil klavyeye sarılıyor. Twitter gibi sadece 140 karakterle sınırlı alanda yer alan “X Havayolları’ndan nefret ediyorum” gibi bir cümle, aynı anda milyonlarca kişi tarafından görülebiliyor. Uçakta kargoya verdiği gitarını hasarlı teslim alan bir müzisyenin hazırladığı klip ise Youtube’da izlenme rekorları kırıyor.

EN ÇOK ŞİKAYET RÖTARDA

Sosyal paylaşım sitelerinde en çok şikayet rötarlardan geliyor. Bunu koltuk ve ikramdan memnuniyetsizlik, havalimanında check-in ve bilet satış personeliyle yaşanan sorunlar izliyor. Olumlu yorumların oranı toplamda yüzde 5 civarında.
Havayolu şirketleri sosyal paylaşım sitelerini, forumları takip edebilmek için yolcu ilişkileri bölümlerinde özel birimler kuruyor. Şikayetler hızla bulunup yolcu memnuniyetinin artırılması için hemen özür mektupları gönderiliyor.
Sosyal paylaşım siteleri sadece şikayetler için değil, aynı zamanda havayollarının promosyonlarını ilan ettiği, yarışmalar yaptığı bir mecra. Bunu en etkin kullanan şirket Jet Blue Havayolları. Twitter sitesinin 1.6 milyon üyesi var. Ancak bazı Avrupalı ve Uzakdoğulu şirketler henüz sosyal paylaşım sitelerine mesafeli duruyor. Bu konudaki en büyük şikayet, hakarete varan karalayıcı yorumlar.

TÜRKİYE’DE HENÜZ YENİ

Türkiye’deki havayolu şirketleri sosyal paylaşım siteleriyle son bir yıldır ilgileniyor. Ağırlıklı olarak promosyonlar, hizmetler tanıtılıyor.

Yazının Devamını Oku

Pasifik’te biten rekor uçuşu

17 Ocak 2010
Havacılıkla ilgili iki film beyaz perdede arka arkaya vizyona girdi. Amerikalı ünlü kadın pilot Amelia Earhart’ın hikayesini anlatan “Amelia”dan sonra “Up in the Air/Aklı Havada” filmi, havacılığın farklı alanlarını izleyiciyle buluşturuyor.

Amerika’nın 1920 ve 30’lu yıllarda en tanınan simalarından pilot Amelia Earhart’ın gizemli hikayesi, “Amelia” filmiyle yeniden gündeme geldi. Çift motorlu Lockheed L-10E Electra ile 1937’de tek başına dünya turuna çıkan Earhart’ın uçuşu Pasifik Okyanusu’nda kaybolmasıyla son bulmuştu.
Amelia Earhart, 1897’de Atchison Kansas’ta doğdu. Üniversitede öğrenciyken uçmayı ve pilot olmayı kafasına koydu. İlk rekorunu 1922’de kırdı. 4 bin 300 metreye çıkıp en yüksekten uçan kadın unvanını aldı.
Kadınların daha fazla havacılıkta yer alması için rekorlara imza atmak istiyordu. Yayıncı George P. Putnam ile tanıştı. Daha sonra evleneceği Putnam, ona rekorlar kıracağı yeni uçuşların hem kapısını hem de finansmanının yolunu açtı. Gökyüzünün kraliçesinin en büyük hedefi, tek başına ekvator çizgisini izleyerek yapacağı uçuştu. Earhart’a PanAm Havayolları’nın öğretmen seyrüsefercisi Fred Noonan eşlik edecekti.
KÖTÜ BAŞLANGIÇ
Tarihler 17 Mart 1937’yi gösterirken rekor uçuş Oakland’da yaşanan bir kazayla başladı. Yakıt dolu uçağın ağır olması nedeniyle kalkışta lastik patladı. Sağ ana iniş takımı kırıldı, uçak ağır hasar gördü.
Elden geçen Electra ile rekor uçuşu 1 Haziran’da yeniden start aldı. Miami, Güney Afrika, Hindistan, Güneydoğu Asya rotasını izleyen Earhart’ın önünde 11 bin kilometre kalmıştı. En riskli rota Pasifik Okyanusu’ndan geçiyordu. Yakıt ikmali için inilecek Howland Adası yakınlarında Amerikan Donanması’na ait Itasca gemisi bekliyordu.
Son telsiz bağlantısı, 2 Temmuz sabah saat 07.52’de kayıtlara geçti. 40 yaşındaki pilot, telsizle bağlantı kuramadığını, yakıtının bittiğini söylüyordu. Uçaktaki telsiz anteni ağırlık yapmaması için çıkartılmış, adadaki seyrüsefer cihazının başındaki operatör uyuyakalmıştı. Cihazın aküsü de bitmişti. Kaybolan Earhart’ı bulmak için günlerce 390 bin kilometre alan tarandı. Ne kendisinden ne de uçağından bir ize rastlanmadı.

Yazının Devamını Oku

Uçağa geç kalmayın

10 Ocak 2010
Türkiye’de bir havayolu şirketinin yolcular arasında yaptığı araştırmaya göre en çok şikâyet rötarlardan geliyor. Havacılık kurallarına göre 15 dakikayı aşan gecikmeler rötar kategorisinde değerlendiriyor. Rötar, yani gecikmelerin nedenleri arasında havayolu şirketi, havalimanı, yer hizmetlerinden kaynaklanan sorunların yanı sıra yolcunun geç kalması önemli yer tutuyor.
Her üç rötardan birine yolcu neden oluyor. Özellikle iç hatlarda bu oran biraz daha yukarı çıkıyor. Türk yolcu, otobüse biner gibi havalimanına son dakikada geliyor. Uçağa binemeyince de olay çıkartıyor. Havayolları ciddi zarar ettikleri rötarların azaltılması için yolcuların havalimanına erken gelmesini ve işlemlerini tamamlamasından sonra salonda hazır beklemesini istiyor. Benzer durum yolcunun uçaktan inmesi sırasında da yaşanıyor. Yolcu uçaktan hızlı inemiyor.
Avrupa’daki tüm havalimanlarında yapılan araştırmalar seferlerin ortalama yüzde 24’ünün rötarlı yapıldığını ortaya koyuyor.

NEDEN RÖTAR OLUYOR

ÖNCEKİ SEFERDEN GEÇ GELME (yüzde 37): Havayolları maksimum verimlilik için uçakların yerde kalış sürelerini kısıyor. Gün içinde çok sayıda uçuş planlanıyor. Sabah saatlerinde yaşanan küçük bir rötar, ilerleyen uçuşlarda kartopunun çığa dönüşmesi gibi katlanarak artıyor. Özellikle kış aylarında bir anda düşen görüş, limitleri aşan rüzgâr nedeniyle uçaklar havalimanı üzerinde beklemeye başlıyor. Doğudaki havalimanlarında bagajlara yapılan ekstra kontrol de yerdeki bekleme süresini uzatıyor.

CHECK-IN, BOARDING, DE-BOARDING (yüzde 33): Yolcu kaynaklı bu sorunda en büyük problem havalimanına geç gelmek. Yolcuların önemli bölümünün iç veya dış hatta ne kadar süre önce havalimanında olunması gerektiği hakkında bilgisi yok. Terminalde check-in yaptırdıktan sonra hemen bekleme salonuna yönelmiyor. Yolcu adı sürekli anons ettirilip güçlükle uçağa yönlendiriliyor. Benzer sorun uçaktan inişte de yaşanıyor. Yolcuların uçağı boşaltması yurtdışında ortalama 7-8 dakikada yapılırken bu süre Türkiye’de uzuyor. Bunda önemli faktörlerden biri de çok sayıda kabin bagajı. Yolcunun toparlanıp uçaktan inmesi uzuyor.

YER HİZMETLERİ (yüzde 11): Uçağa bagaj veya kargo yükleme işleminin gecikmesi veya bağlantılı gelen yolcuların bavullarının yetişmemesi, yolcuların inmek için merdiven beklemesi yer hizmetlerinden kaynaklanan sorunlar arasında.

HAVALİMANLARI (yüzde 10): Terminal ve uçağa biniş kapılarında güvenlikte yeterli görevlinin olmaması, check-in veya bagaj sisteminde meydana gelen arızalar yolcu ve uçak hazır olsa bile rötara neden oluyor.

TEKNİK ARIZALAR (yüzde 9): Özellikle ana üsler dışında meydana gelen ve çözümü uzayan arızalar havayollarına sıkıntılı anlar yaşatıyor.

AMERİKA UÇUŞLARI

Bugünlerde Amerika’ya aktarmalı uçacaksanız bilet alırken iki uçuş arasında bağlantı sürenizin en az 3 saat hatta daha uzun olmasına dikkat edin. Artan güvenlik önlemleri nedeniyle yolcular detaylı olarak aranıyor. Yanınıza sıvı hatta pudra bile almayın.

NE YAPMALI

Uluslararası kurallara göre dış hat uçuşundan 3, iç hatlarda 1 saat önce terminalde olun. Yani havalimanına erken gidin. Hemen check-in işleminizi yaptırın ve güvenlik kontrolünden geçerek yolcu salonunda yerinizi alın. Geç kalarak rötara neden olmayın.

Erken de olsa günün ilk seferini seçin. Bu uçuşlarda rötar oranı diğer seferlere göre daha düşük.

Zamanlama konusunda esnekseniz, yoğunluğun yaşandığı pazartesi, cuma ve pazar günlerinden uçmaktan kaçının. Rötarların yanı sıra bu günlerde havalimanlarında aşırı yoğunluk olacaktır. Güvenlik ve check-in’de uzun sıralarla karşılaşabilirsiniz.

Fransa gibi sendikaların çok güçlü olduğu, sık sık grevlerin yaşandığı, iş yavaşlatmalarının olduğu ülkelere giderken uçuş tarihinizini kontrol edin.

Gidiş ve geliş havalimanlarındaki meteorolojik şartları özellikle kış aylarında iyi takip edin. Sis, kar yağışı gibi durumlarda rötar riskini göz önünde bulundurun.

SMART bir yıl gecikiyor

Türk hava sahasında artan hava trafiğini daha iyi yönetmek amacıyla başlatılan SMART (Hava Trafik Yönetimi Kaynaklarının Sistematik Modernizasyonu) Projesi’nde bir yıl gecikme bekleniyor. Normalde yıl sonunda tamamlanması hedeflenen projenin 2011 sonuna sarkması nedeniyle Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), sistemi kuran İtalyan Selex ile Türk ortağı İçtaş ve radarlardan sorumlu İspanyol Indra şirketine ceza kesmesi gündeme geldi.
Projeyi yakından takip ettiklerini söyleyen DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal “İnşaatlar tamamlandı. Proje şu ana kadar zamanında gidiyor. Ancak en kritik aşama olan yazılım, entegrasyon ve geçişin, sözleşmeye göre bu yıl içinde bitirilmesi gerekiyor” dedi.
Türk Hava Trafik Kontrol Sistemi, İtalyan Alenia şirketi tarafından 1980’lerde modernize edilmişti. 2004’te ise yeni nesil sistemler için SMART Projesi başlatıldı. Finansman, Avrupa hava sahasına hizmet veren ve Türkiye’nin de üye olduğu Eurocontrol’den sağlandı.
İhalesi 2006’da tamamlanan SMART’ta hava trafiği, Ankara Esenboğa’da kurulacak tek bir merkezden kontrol edilecek.
Yazının Devamını Oku

Bu sayfanın hikâyesi

3 Ocak 2010
Konuşup duruyorduk. <br><br>Aramızda. Çok sık. Ben Batılı uçakları, Ertuğrul Özkök demirperde uçaklarını iyi biliyordu.
Üstümüzden geçen uçakları “tanımlama oyunumuz” bundan 15 yıl önce başlamıştı.
Bir gün, Ertuğrul Özkök, “Şu uçak işini gazeteye taşıyalım. Bir uzmanlık sayfası başlatalım. Tek bir sektörde neler yapacağımızı gösterelim” dedi.
Ertesi hafta “Kokpit” başladı.
Sanırım daha iki hafta olmuştu.
Özkök, üzüntülüydü.
Sedat Simavi, “Havacılık sayfasını kim okur, kaldıralım” demişti. Emir patrondan gelmişti, her zamanki zarafetiyle günlerce direndi. Profesyonel davrandı. Kaldırdık.
Aradan birkaç hafta geçti.
Hürriyet’i Simavi Ailesi’nden Aydın Doğan satın aldı.
Özkök’ün bir sürü işi vardı. Aydın Bey yeni bir patron. “İlkeleri nedir”den başlayarak Ertuğrul Özkök’ün yeni patronumuzu tanıması gerekiyordu. Öyle yapmadı. İlk iş “Kokpit” sayfasını yerine koydu. Basın tarihimizde tek bir sektörde, uzmanlık sayfası yerini aldı.
Türkiye’nin en büyük gazetesinde, amiral gemisinde, Ertuğrul Özkök’ün çokuluslu vizyonunun bir köşesinde...

YÜZLERCE GENÇ HAVACILIK OKUDU

Aradan yıllar geçti. Bir hafta Kokpit’te Amerika’da Türk pilot adaylarının da eğitime gönderileceği bir üniversiteyi gündeme getirdim: Florida Daytona Beach’te Embry- Riddle Havacılık Üniversitesi. Okuldaki bir arkadaşımızdan haber geldi. Sedat Simavi oğlunu o okula kaydettiriyordu. Oğlu, Embry-Riddle’ı bitirdi ve iyi bir uçak mühendisi oldu.
Sedat Bey, hobi olarak radyo kontrol uçak ve helikopterlerle ilgileniyor. Ve bildiğim kadarıyla kusursuz uçuşlar yapıyor.
Yüzlerce genç Kokpit’ten yola çıkarak havacılık okudular. Pilot, mühendis, teknisyen, hava trafik kontrolörü oldular. Yüz binlerce insan uçaklara binmeye başladı. Türkiye’de havacılık sektörü patladı. Kokpit, bu müthiş patlamanın bir parçası olarak anılmaya başlandı.
Aydın Bey, “Kokpit”in en iyi okuyucusu oldu. Kokpit’i ilk haftadan başlayarak okuduğunu söyledi. Sonunda bir uçak satın aldı. Üstelik bana emanet etti. Türkiye’de uçağını profesyonel kullanan bir patron oldu. Uçağını ticari uçuşlara açtı. Bütün uçuşlarında yanındaki konuklarının cep telefonlarını bire bir kontrol ederek kapattırdı. Hatta daha fazlası, pillerini söktürdü.
Uçuşun güvenliğini ve kültürünü, kişisel konforundan önde tuttu...

KAN DAVASI VE AKIL DAVASI

Ertuğrul Özkök’le bir gün Amerika’da Key West’te yürürken bu hikâyeyi konuştuk. Ben, bu sevginin buralara taşınabileceğini düşünmemiştim. Ama o düşünmüştü. İkimiz de yüksekleri seviyorduk. Ben, 40 bin feet’lerde korkusuzdum. O, hep 50 bin feet’in üzerine çıktı.
Kokpit onun için sıradan bir başlangıçtı aslında. Aydın Bey’in Hürriyet’inde onlarca yeni sayfa açtı. Yeni yazarlar ortaya çıkardı. Hepsini birer marka yaptı. Korkusuzca kendi rakiplerini yarattı.
Çokuluslu vizyonunu, çokuluslu kültürünü, çokuluslu aklını, uluslararası mükemmel muhabirliğini ortaya koydu.
Bu coğrafyada beklenen oldu. Kendi yarattığı rakipleri bile kan davası başlattılar.
Okunmayan gazetelerinde, tıklanmayan internet sitelerinde, kendi küçük bahçelerinde.
Ertuğrul Özkök’e rakip olduklarını sanarak hayaller kurdular...
Dünyada çok az yayın yönetmeninin yaşadığı 20 yıllık mükemmel hikâyesini lider olarak kapattı. Ertuğrul Özkök, cahillerin yarattığı kan davalarını her zaman akıl davasıyla yerle bir etti.
Yerini Enis Berberoğlu’na bıraktı.
Göreceksiniz, amiral gemisi yine 50 bin feet’te bir Concorde edasıyla yoluna devam edecek...
Hürriyet’te bu sayfanın hikâyesi gibi, Özkök markalı binlerce hikâye, her zaman sahibini arayacak.

Yolculuğun ‘en’leri

Trend dergisi Monocle yolculuk konusunda yılın en iyilerini seçti. Hazırladığı özel ekteki 50’lik listeye ilk defa bir Türk markası girerek ikinci sırada yer aldı. TAV tarafından işletilen İstanbul Atatürk Havalimanı, “hub” olarak adlandırılan havayollarının merkezleri arasında en iyi vakit geçirilecek terminal ilan edildi. Otel tasarımından en hijyenik uçak tuvaletine kadar farklı konseptlere yer veren listede havacılıkla ilgili 30 madde var. İşte yolculuğun “en”leri...

1. EN İYİ TASARIM OTELİ: Navarra Hotel, Tudela İspanya.
2. TRANSİT UÇUŞLARIN CAZİBE MERKEZİ: İstanbul Atatürk Havalimanı. Bölgede hızla büyüyerek dikkat çeken Dubai ve Abu Dhabi arasından sıyrılan İstanbul Atatürk Havalimanı, THY’nin artan uçuşlarıyla önemli bir aktarma noktası oldu. Dergide, Atatürk Havalimanı’nın tasarım, duty free ve lounge’larıyla yolculara mükemmel bir bekleme hizmeti verildiğine dikkat çekildi.
3. EN İYİ ATIŞTIRMA NOKTASI: Tartes Kluger, Paris Fransa
4. EN İYİ DENİZ UÇAĞI: Seastar. Alman Dornier şirketinin yeniden imalatına başladığı 12 koltuklu, çift motorlu uçak, Baltık Denizi’nden Maldivler’e kadar birçok ülkede kullanılıyor.
5. EN İYİ UÇUŞ İNTERNET BAĞLANTISI: Lufthansa Wi-Fi. Yıllar önce uçaklarda ilk internet hizmetini başlatan Alman Lufthansa Havayolları, Panasonic tarafından geliştirilen sistemle yüksek hızda bağlantı sunuyor.
6. EN GELECEK VAAT EDEN SATIN ALMA: Spanair. İspanya pazarında Iberia’nın hakimiyetini kıran Spanair’in hisselerini SAS Grubu’ndan satın alan Katalanların oluşturduğu konsorsiyum, yeni uçuş haklarıyla bölgede ciddi rekabet başlattı.
7. EN İYİ LOUNGE: Lufthansa Münih. First class yolcularının kullandığı özel salonlarda güvenlikte sıra beklenmiyor. Yolcu uçağa limuzinle götürülüyor.
8. EN İYİ SPORT HOTEL: New Fasano, Brezilya
9. EN İYİ OTEL YENİLEME: Grand-Hotel Du Cap-Ferrat, Fransa
10. EN İYİ YENİDEN MARKALANDIRMA: Air France. Uzun yıllardır kullandığı logosunu yenileyen Air Frane, 1970’lerin tasarım konseptini yeni nesil görünümle birleştirdi.
11. EN İYİ PREMIUM SINIF: JAL. Ara sınıf hizmeti, business ile ekonomi arasında.
12. EN İYİ AVRUPA OTELİ: Louis Hotel, Münih Almanya.
13. EN BEĞENİLEN GİRİŞİM: Renfe (İspanyol tren işletmecisi)
14. EN İYİ UÇAK İÇİ PROMOSYON: Icelandair Oyun Kartları. Tasarımı Reykjaviker Thorbjürn Ingason tarafından yapılan kartlar, modern görünüm ve plastik baskıya sahip.
15. HONG KONG’UN EN YENİ OYUNCUSU: The Upper House Hotel.
16. EN İYİ FIRST CLASS: Swiss. Dizayn sade, kullanışlı ve çok şık.
17. EN İYİ AMENITY KİT: Berkeley yastığı. İngiliz Havayolları British Airways’in business’ta sunduğu yastıklarda yüzde 100 keten kullanıyor. Terleme yapmıyor.
18. EN İYİ KABİN DERGİSİ: Air France. Fransız Gallimard şirketi tarafından hazırlanan dergi, farklı tasarımı ve enformatik yapısıyla yolcular tarafından çok beğeniliyor.
19. EN İYİ SOKAK YEMEKLERİ: Pasar, Tokyo Japonya.
20. EN GÜVENİLİR RESTORAN: Roberto, Cenevre İsviçre.
21. EN İYİ OTEL (NEW YORK): The Crosby.
22. EN İYİ MASAJ HİZMETİ: Nadia In Como ve St Moritz İsviçre.
23. EN İYİ UÇUŞ ÇORABI: Babouches And Tabio Socks. Johnny Farah tarafından tasarlanan dikişli deri çorap-terlikler, uçuşlarda ayak sağlığını koruyor.
24. EN İYİ UYKU SETİ: ANA Havayolları. Japon ANA tarafından hazırlanan yastık ve battaniyenin dış yüzeyinde yüzde yüz pamuk, içinde de kaz tüyü bulunuyor.
25. EN İYİ BAVUL: Rimowa. Sağlamlığı, kullanışlılığı ile çok uçanların tercihi.
26. EN İYİ RESORT: Tenku No Mori, Kagoshima, Japonya.
27. EN İYİ HAVAYOLU KOMBİNASYONU: Lufthansa Italia. Lufthansa’nın Milano merkezli şirketi, İtalya iç hat ve bölgesel uçuşlarda dakik hizmetiyle dikkat çekiyor.
28. BAĞLANTI İÇİN EN İYİ HAVALİMANI: Helsinki. Finnair’in ana merkezi özellikle Asya aktarmaları için hem yolcuların hem de bagajlarının 20 dakikada uçağa ulaşabilmelerine imkan tanıyor.
29. EN KULLANIŞLI HAVALİMANI: Singapur Changi. Havalimanı, uzun bekleme sürelerinde sakin ve sessiz bir ortam sunuyor.
30. AVRUPA’DA EN İYİ HAVALİMANI: Münih. Özellikle Avrupa uçuşları için mükemmel bağlantı veriyor.
31. EN ÇOK GELECEK VAAT EDEN HAVALİMANI: Haneda, Tokyo. Farklı tasarımıyla havalimanının yıldızı parlıyor.
32. EN İYİ GÜNEY AMERİKA ROTASI: New York JFK - Sao Paulo, JAL. Dünyanın en uzun seferlerinden biri olan uçuş Tokyo’dan JFK aktarmalı yapılıyor.
33. EN İYİ AVRUPA ROTASI: Londra City- Lüksemburg. İki havalimanında pasaport ve bagaj işlemleri çok hızlı yapılıyor.
34. EN İYİ ASYA ROTASI: Haneda - Hong Kong. ANA Havayolları tarafından yapılan Tokyo Haneda- Hong Kong seferleri, Narita’ya göre uygun saatleriyle zaman kaybetmeden uçuş imkanı veriyor.
35. EN İYİ KUZEY AMERİKA ROTASI: JFK - Vancouver. Cathay Pacific’in Hong Kong’tan başlayan seferi New York JFK aktarmalı yapılıyor. Kısa bir uçuşta yüksek konfor isteyenler bu uçuşta Cathay Pacific’i tercih ediyor.
36. EN ÇOK BEKLENEN DÖNÜŞ: Şahsi Tren Kompartmanları.
37. EN ÇOK BEKLENEN GİRİŞİMCİ: Carlos Munoz. İspanyol Vueling Havayolları’nın eski CEO’su Munoz, yeni şirket kuruyor .
38. DAHA FAZLA GÖRMEK İSTEDİĞİMİZ HAVAYOLU: Baboo. İsviçre’de Cenevre merkezli şirket Roma, Nice, Floransa gibi hatlarda uçuyor.
39. EN İYİ YAŞAM GELİŞTİRME: ANA tuvaletleri. Yıl sonunda hizmete girecek 787’ler için geliştirilen klozetler, yıkama ünitesi ile şu ana kadar tasarlanan en hijyen uçak tuvaleti olacak.
40. EN İYİ MANZARA İZLENECEK GÜZERGAH: Tokyo - Sapporo yavaş tren.
41. EN İYİ AZALTILMIŞ YOLCULUK SÜRESİ: Trenitalia Hızlı Demiryolu Araçları, İtalya.
42. EN İYİ ALPİNE SPA: Grand Hotel Kronenhof, Pontresina, İsviçre.
43. EN İYİ TAKSİ: Nihon Kotsu Prius, Tokyo, Japonya.
44. EN İYİ GÖSTERİŞTEN UZAK SAYFİYE YERİ: Villa Rosmarino, Camogli İtalya.
45. DÖRT GÖZLE BEKLENEN YOLCU UÇAĞI: MRJ. Mitsubishi tarafından tasarlanan jet motorlu bölgesel yolcu uçağı MRJ’nin koltuk kapasitesi 78 - 100 arasında değişiyor. MJR hizmete 2014’te girecek.
46. EN İYİ MİSAFİR HİZMETİ: Hotel San Pietro, Positano, İtalya.
47. EN İYİ HOSTES: Naria Fau Wakamoto. Lufthansa’da görev yapan Japon vatandaşı Wakamoto, şirketin Münih-Tokyo seferlerinde first class’ta hizmet veriyor. Havayolunun en çok övgü alan kabin memurlarının başında geliyor.
48. EN İYİ DEPOLAMA ÇÖZÜMÜ: Cathay’s Wardrobes. Hong Kong merkezli Cathay Pacific’in first class’ın koltuğun yan bölümündeki dolap ceket ve ayakkabılarınızı rahatlıkla içine alacak büyüklüğe sahip.
49. EN İYİ UÇUŞ ÖNCESİ İKRAM: JAL, Acılı Hint Yemeği. Sadece Tokyo Narita’da first class yolcularına sunuluyor.
50. EN İYİ HAFTASONU SIĞINAĞI: Locanda Al Colle, Camaiore, İtalya.
Yazının Devamını Oku

Los Angeles kapı komşumuz olacak

27 Aralık 2009
THY’nin yeni patronu Hamdi Topçu, Los Angeles ve Washington DC uçuşlarının müjdesini verdi. Türk Hava Yolları’nın yeni Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ile THY Genel Müdürlük binasında bir araya geldik. Şirketin bütün parasını yöneten, şimdi de yönetim kurulunun başına gelen Topçu hedeflerini, hayallerini anlattı. Alabildiğine heyecanlıydı ve sürekli büyümeden söz ediyordu...
2010 yılının ilk önemli hedefinin mart ayında Los Angeles’a uçmak olduğunu belirten Topçu, daha fazla geniş gövdeli uçağa ihtiyaçları olduğunu söylüyor: “Uçak imalatçılarıyla görüşmelerimiz sürüyor. Sipariş iptalleri gibi fırsatları değerlendirip uzun menzilde filoyu büyüteceğiz. İstediğimiz uçakları erken alabilirsek, amacımız önce Los Angeles sonra da Washington DC’ye uçmak.”

20 UÇAK SİPARİŞİ

Hamdi Topçu’nun başkanlığında THY’nin ilk büyük uçak alım kararı birkaç gün içinde açıklanacak. THY, 20 adet tek koridorlu uçak siparişi planlıyor. Airbus A321, Boeing de 737-900 öneriyor. THY, bu alımla filodaki kiralık uçakları değiştirecek.

Hedeflerinin hem filo hem de yolcu konforunu standart hale getirmek olduğunu anlatan Topçu, “Boeing 737-800 ile A320 uçaklarımızın farklı farklı koltuk konfigürasyonları var. Kiralık uçaklar nedeniyle renkler, koltuk aralıkları değişik. Bu konuda şikâyet alıyoruz. Tüm tek koridorlu uçaklarımızda business class’ta ikili koltuğa geçiyoruz. Her koltukta kişiye özel ekran var. Aralıklar 114 santimetre. Yenileme, 737-800’lerde başladı. 25 737-800’den 4’ü tamamlandı. Yeni business class kapasitesi uçaklarda 16-20 koltuk arasında değişiyor”

THY, gelecek yıl eylül sonundan itibaren teslim almaya başlayacağı Boeing 777-300ER ve Airbus A330-300 uçaklarında yeni kabin konseptine geçiyor. Business ve ekonomi arasında ara sınıf “premium” hizmeti başlayacak. Business’ta tam yatar koltuklarla “first class”, ilk defa uygulanacak ara sınıf “premium” ile de business standartlarında hizmet verilecek.

RÖTAR BİLGİSİ HEMEN

Yolcu şikâyetlerini en çok rötar konusunda aldıklarını söyleyen Hamdi Topçu, bilgilendirmeye büyük önem verdiklerine dikkat çekiyor. THY, havalimanlarında check-in kontuarında ve bekleme salonlarında IP TV uygulamasına geçiyor. Ekranlar üzerinden her türlü gecikme bilgisi, nedeniyle duyurulacak. Test yayını süren IP TV önümüzdeki ay hizmete girecek.

Uçakta ise rötar bilgisi bundan sonra kabin amiri tarafından anonsla verilecek. Daha önceden rötar anonslarını pilotlar yapıyordu. Hamdi Topçu hazırladığı genelgede her türlü gecikme bilgisinin yolcuya hemen iletilmesini, bilgilendirmenin daha sık yapılması istedi.

THY’nin yer hizmetleri, TAV Havalimanları Holding şirketlerinden HAVAŞ’la ortak kurulan Turkish Ground Services (TGS) tarafından verilmeye başlanacak. Rötara savaş açan Hamdi Topçu, uçağını erken kaldıran yer personeline prim vereceklerini söyledi. Benzer uygulama en fazla tasarruf eden yöneticiler için de hayata geçiyor.

THY’NİN 747 VEYA A380’E İHTİYACI VAR MI

Hamdi Topçu, büyük uçaklarla ilgili olarak zaman zaman yönetimde konuştuklarını söyleyerek “İstanbul Atatürk bölgenin önemli hub’ı haline geldi. Yolcumuzun yüzde 35’i transit oldu. Burası 3-4 yıl içinde Airbus A380’i de, henüz yapılmamış olan 747-8’in bir büyük modeli 747-1000’i de kaldırır.” Haziran ayına kadar yeni nesil uzun menzilli uçak ihtiyacını belirleyecek THY’ye hem Boeing hem de Airbus büyük uçak konusunda tekliflerini verdi.

UÇUŞ AĞI GENİŞLİYOR

Amerika hattında eğer uzun menzilli uçaklar beklenenden erken alınabilirse Los Angeles seferleri Mart 2010’da başlayabilir. ABD’de diğer nokta Washington DC. Ortadoğu’dan bölgeye ciddi bir trafik var.

THY’nin Uzakdoğu’daki yeni büyüme noktası Vietnam. Uçuşlar A340 uçaklarıyla önümüzdeki yıl nisanda başlayacak. THY, Bangladeş’ten Dakka aktarmalı olarak Vietnam’da Ho Chi Minh’e (Saygon) uçacak.

Avustralya’da Sydney için henüz beklemede olan THY, aslında bağlantılı uçuşlarla haftada iki uçağı dolduracak kadar bilet satıyor. Ancak uçuşların başlayabilmesi için uzun menzilli filoda uçak sayısının artması gerekiyor.

Hamdi Topçu, haftada 3 günle başlanılan Kanada’da Toronto hattından çok memnun. Yüzde 92 doluluk yakalayan Toronto’ya uçuşların haftanın her gününe çıkarılması ve Kanada’da Montreal’e ikinci hattın açılması gündemde. Kanada havacılık otoritesinden izin bekleniyor.

Suriye ile ilişkilerin gelişmesiyle Ankara-Şam arasında haftada 3 gün karşılıklı sefer yapılacak. Ayrıca İstanbul-Şam arasında 12 olan haftalık uçuş sayısı önce 14’e, yaz tarifesinde de 21’e çıkartılıyor. İç hatlarda pist yapımının tamamlanmasıyla Edremit’e yeniden uçulacak.
/images/100/0x0/55eb4bf2f018fbb8f8b81b15
Kaybeden etek giyecek

İngiliz Virgin Atlantic Havayolları’nın CEO’su Richard Branson ile Malezyalı AirAsia X’in CEO’su Tony Fernandes ilginç bir iddiaya girdi. İki ayrı Formula 1 yarış takımına sponsor olan havayollarından sezon sonunda kaybedenin CEO’su hostes üniforması giyerek kazananın uçaklarında görev yapacak.
Yarış sezonunda Fernandes’in mi, yoksa Branson’un mu etek giyeceği merakla beklenirken AirAsia X tarafından hazırlanan photoshop’lu fotoğraflar internette dolaşmaya başladı. Branson konuşma balonunda “Kahve, çay veya ben mi” diye soruyor. Koltuk üzerinde de “Servis Richard Branson tarafından yapılmaktadır” yazısı dikkat çekiyor. Uzun menzilde farklı konseptiyle hizmet veren düşük maliyetli AirAsia X’in yüzde 20’si Virgin Grubu’na ait.
Yazının Devamını Oku

Candan Bey’in rotası

20 Aralık 2009
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin, geçtiğimiz hafta sürpriz bir kararla THY’ye veda etti. Şirketin büyüme sürecinin kilit adamıydı. Cesur kararlar veren, geniş bir vizyona sahip özel bir kişiydi. Star Alliance töreninde sahneye çıkıp Türk Sanat Müziği şarkıları söyleyecek kadar rahattı. Hobileri vardı. Her şeye meraklıydı.
Havacılık dünyasında çok kısa sürede isim yaptı. Uluslararası toplantılardaki konuşmaları birçok havayolunun liderinden daha iyi ve ileriydi.
Bütün eleştirilere açıktı. Yerden yere vurulsa bile sakinliğini korurdu.
Şirket içinde de çok sevildi.
Havayolu şirketleri de tıpkı gazeteler, televizyonlar vs. gibi tek liderle yol alınca daha başarılı oluyor.
Çünkü tek lider çok kısa zamanların bütün sorumluluklarını taşıyor.
Hızlı karar veriyor. Talihsizliklerin hepsini üsleniyor.
Şirketteki çoklu yetki paylaşımı zamanla Candan Karlıtekin’i zorlamaya başladı.
Sonunda karar noktasında hızının zayıfladığını anlayınca da istifa etti.
Başbakan’a kadar gitti. Lider şansını denedi.
Türk Hava Yolları, teknik kadrolarındaki geleneksel yapısı nedeniyle elbette yoluna rahat devam edecektir.
Candan Karlıtekin eğitimi, başarılı öz geçmişiyle belki bir gün bakanlığa gidecek yolun bir yerindedir. Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey THY yönetiminde gözler onu arayacaktır.

Gökyüzü yeni enerjisini arıyor
/images/100/0x0/55ead4fdf018fbb8f8998cf7
Bertrand Piccard (yanda solda), 1999’da Breitling Orbiter balonuyla dünya turunu tamamladığında, deposunda sadece 40 litre gaz kalmıştı. Eğer karşı rüzgar biraz daha hızlı esseydi, balondaki havanın ısıtılarak yükselmesini sağlayan gaz bitecek, rekor uçuş Atlantik Okyanusu’nda suya inişle tamamlanacaktı.
Piccard, Mısır’da çöle iner inmez yakıtı hiç bitmeyecek bir hava aracının hayalini kurmaya başladı. Bu yolculuğun sadece güneş enerjisiyle yapılacağına inanıyordu. Aslında psikolog olan Piccard için rekor sonrasında “Solar Impulse-Güneşin İtici Gücü” adında yeni bir macera başlıyordu.
REKORTMEN AİLE
Bertrand Piccard, üç nesil rekor kıran bir ailenin üyesi. Dedesi, Auguste, 1932’de atmosferin üst katmanlarından biri olan strotosfere balonla çıkan insan oldu. Babası Jacques ise 1960’da 10 bin 916 metre derinliğindeki Mariana Çukuru’na özel bir denizaltıyla indi. Torun Bertrand ise balonla durmadan dünya turu attı.
Şimdi sıra sadece güneş enerjisiyle uçarak dünyayı dolaşacak Solar Impulse projesinde. Tek kişilik uçakta günümüzde farklı alanlarda kullanılan sistemler yer alıyor. Yeni bir teknoloji yok. Toplam 70 kişiden oluşan ekip, projenin gelişen havacılıkta yeşil teknolojilerin bu işi yapabileceğini ispat etmeyi hedefliyor.
Piccard’ın bu uçuşu birlikte yapacağı pilot ve aynı zamanda Solar Impulse’ın CEO’su Andre Borschberg. İsviçre Hava Kuvvetleri’nden emekli bir jet pilotu olan 58 yaşındaki Borschberg’in eşi Yasemin, Türk. Üç çocuğundan en büyüğü Ela da projede çalıyor. İlk test uçağını 3 Aralık’ta uçuran ekip, önümüzdeki yıl mart ayında testlere başlayacak. Asıl dünya turunun 2010 ortasında ikinci test uçağıyla yapılması planlanıyor. 70 milyon Euro’ya mal olacak proje, sadece özel şirket ve gönüllülerin yardımıyla yürüyor.

NASIL UÇACAK

Solar Impulse, 60 metre kanat açıklığına sahip. Ağırlığı sadece 1400 kilogram. Uçak boyut olarak Airbus A340, ağırlık olarak da otomobile eşit.
Lozan Teknik Üniversitesi tarafından tasarlanan araç, enerjiyi kanat üzerindeki panellerden alıyor. Gündüz güneş ışınlarıyla bataryalara yüklenen enerji, gece de kullanılıyor.
Uçakta 4 adet elektrikle çalışan motor var. Her biri 10 beygir gücünde.
Uçuş 5 noktaya yapılan iniş-kalkışla 20 gün sürecek. Her pilot dörder gün uçacak.
Dünya turunda maksimum 8 bin 500 metreye çıkılacak. Pilot, oksijen maskesi kullanacak. Seyir hızı gündüz ortalama saatte 70 kilometre.
Gece ise uçak alçarak 2 bin metreye kadar inecek. Hızı saatte 30 kilometre olacak.
Solar Impulse’da oto pilot yok. Pilot uyursa yani kumanda vermezse yatış açısı 20 dereceyi geçtiğinde özel imal edilen uçuş tulumu titreşimle pilotu uyaracak.
Kokpit, tek pilotun sığacağı kadar. Koltukta oturuş açısı 45 derece. Dört gün uykusuz sürecek uçuşta pilot sadece su içecek ve çok hafif yemekler yiyecek. Tuvalet ihtiyacını plastik torbalarla görecek. Her inişte pilotlar değişecek.
Projenin sponsorları arasında Solvey, Omega, Deutche Bank gibi özel şirketler var. Solar Impulse, hükümetlerden yardım almayı reddediyor. Onun yerine kaynaklarının daha çok sosyal projelere harcanmasını istiyor.

Bilal Ekşi KTHY’ye Genel Müdür oldu

TÜRK Hava Yolları Teknik AŞ’de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Bilal Ekşi, ekonomik açıdan sıkıntılı günler geçiren Kıbrıs Türk Hava Yolları’na (KTHY) Genel Müdür oldu. Bilal Ekşi, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünden 1989’da mezun oldu. Devlet Demiryolları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım AŞ’de görev yapan Ekşi, 2003’te THY’ye geçti. Revizyon Atölyeleri Başkanlığı’ndan sonra Yer İşletmeden Sorumlu Genel Müdürlük Yardımcılığı yaptı. Başarılı işlere imza attı. Ekşi, son bir yıldır ayrı şirket haline gelen THY Teknik’te Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulunuyordu.

Havaalanında Bir Hafta

Ünlü yazar Alain de Botton’nun, Londra Heathrow Havalimanı T5 Terminali’nde bir haftada yaşadıklarını anlattığı kitabı Sel Yayıncılık’tan çıktı. Botton, havalimanındaki bagaj görevlilerinden pilotlara, üst düzey yöneticilerden terminal rahiplerine kadar herkesle konuştu. Yolculuğun, çalışmanın, ilişkilerin ve günlük yaşamın doğasına ilişkin kavramları felsefi tarzda işleyerek 112 sayfalık kitabı yazdı. Ancak çeviride uluslararası trafiğe açık Heathrow’da yazılan kitabın adının “Havalimanında Bir Hafta” yerine “Havaalanında Bir Hafta” olması, metinde sıklıkla “havaalanı” kullanılması dikkat çekti.

DÜZELTME: Geçen hafta “06’ya CAT 3 ILS” haberinde yer alan “Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ise CAT 3A şartlarına sahip 05/23 sağ pistindeki çalışmalar önümüzdeki nisan ayında tamamlanacak” cümlesinde pistin ismi “03/21 sağ” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz.
Yazının Devamını Oku

İç hatlar dünya birincisi

13 Aralık 2009
Küresel pazar araştırmasına göre Türkiye’deki iç hatlar, gelecek 20 yılda en hızlı büyüyen pazar olacak. Airbus’ın hazırladığı Küresel Pazar Araştırma Raporu’na göre Türkiye’deki iç hatlar, gelecek 20 yılda en hızlı büyüyen pazar olacak. Sektörün detaylı ve gerçekçi araştırmalarından biri olan raporda, Türk iç hatlarının yıllık ortalama yüzde 10.1’le istikrarlı olarak büyümesini sürdürerek birinciliğini koruyacağı açıklandı.
Türkiye, bu ortalama ile dünyanın en hızlı büyüyen havayolu pazarlarına sahip Hindistan, Çin ve Ortadoğu ülkelerini geride bırakacak. Dünyadaki yolcu trafiği ortalaması ise 2029’a kadar yıllık yüzde 4.7 büyüyecek.
Raporda özellikle 2003’te iç hatların özel sektöre açılmasıyla birlikte önemli bir sinerji yakalandığına dikkat çekildi. Büyümenin böyle devam etmesi durumunda 6 yıl içinde yaklaşık 30 milyon olan iç hat yolcusu ikiye katlanacak ve 60 milyonu aşacak.
Büyümede ekonomik krize rağmen iç hareketlilik etkili olurken turizmdeki gelişim, Türkiye’nin coğrafi açıdan merkezi konumda bulunması artı faktör olarak yer aldı. İstikrarlı büyümeyle birlikte iç hatlarda operasyon yapan uçak sayısında da ciddi artış bekleniyor.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) kasım sonu rakamlarına göre bu yıl 11 aylık dönemde iç hatlardaki büyüme yüzde 13.1 olarak gerçekleşti. Dış hat yolcu sayısı ise aynı dönemde yüzde 0.8 arttı. İç hat yolcu sayısı 33 milyon 330 bine ulaştı. Dış hat yolcu sayısı ise 37 milyon 363 bin oldu. Toplam 73 milyon 549 binlik yolcu sayısının yıl sonunda 80 milyonu aşması bekleniyor.

AVRUPA’DA BİRİNCİ

Havayolları ve havalimanları yolcu analizleri yapan Anna şirketinin verilerine göre, Avrupa’da ilk 10 aylık dönemde koltuk arzında yüzde 2’lik düşüş yaşandı. Geneldeki düşüş oranına rağmen Türkiye yüzde 21’lik koltuk arzı artışıyla en hızlı büyüyen ülke oldu. Türkiye’yi yüzde 16 ile Kıbrıs Rum Kesimi, yüzde 6 ile Danimarka izledi.

20 YILDA EN HIZLI BÜYÜYECEK PAZARLAR

1- Türkiye iç hatlar %10.1
2- Hindistan iç hatlar %10
3- Kuzey Afrika-Çin %9.4
4- Bağımsız Dev. Topluluğu-Çin %9.4
5- Güney Afrika-Çin %9.3
6- Ortadoğu-Güney Afrika %9.1
7- Güney Afrika-Kuzey Afrika %9
8- Çin-Güney Afrika % 8.7
9- Kuzey Afrika-Güney Afrika %8.7
10- Çin-Rusya %8.5

SON 9 YILDA TRAFİK KATLANDI

Satışa açık koltuğun uçulan kilometreyle çarpılmasından elde edilen AKK yani arz edilen koltuk kilometre rakamlarına göre 9 yılda dış hat uçuşlarında yüzde 119, iç hatta da yüzde 88 artış var. Genele vurulduğunda AKK büyümesi yüzde 115.

TÜRKİYE ÇIKIŞLI HAT BÜYÜME ORANLARI

Kuzey Amerika: % 23
Avrupa: % 80
Ortadoğu: % 229
Bağımsız Devletler Topluluğu: % 144
Hindistan: % 660
Asya: % 306

Not: Bu yüzdeler havayolunun ücretli yolcu ve sefer kapasitelerini vermesi açısından değerlendirmede önem taşıyor.

06’ya CAT 3 ILS

İstanbul Atatürk Havalimanı’na, görüşün düştüğü sisli havalarda uçakların daha emniyetli yaklaşmalarını sağlayacak kategori 3 (CAT 3) Aletli İniş Sistemi (ILS) yapılacak. Florya-Ataköy yönündeki 06/24 pistinin Florya tarafındaki 06 pist yaklaşmasına kurulacak sistem, hassas iniş şartları sunacak.
CAT3A sınıfında olacak sistem, görüşün 200 metreye düşmesi durumunda uçakların 16.5 metreye kadar alçalıp inişlerine imkân verecek. Sistemin önümüzdeki günlerde ihalesine çıkılması ve çalışmaların gelecek yıl kasım ayına kadar tamamlanması hedefleniyor. Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ise CAT3A şartlarına sahip 05/23 sağ pistindeki çalışmalar önümüzdeki nisan ayında tamamlanacak.

Kabin memurlarına bayraklı rozet

Türk Hava Yolları, farklı dil bilen kabin memurlarının yolcular tarafından tanınmasını sağlamak üzere bayraklı rozet dağıtımına başlıyor. Bu uygulamayla örneğin Japonca bilen kabin memuru, üniformasının yakasına Japon bayrağı rozeti takacak. Ayrıca uçuş planlamaları yaparken İngilizce dışında Rusça, Çince, İspanyolca, gibi dilleri bilen hosteslerin bu dillerin konuşulduğu bölgelere yapılan uçuşlarda görev yapmasına da ağırlık verilecek. Uygulamayla, yabancı yolcu memnuniyetinin arttırılması planlanıyor.
Yazının Devamını Oku