Uğur Cebeci

Filo 2006’da 84 uçak

11 Ocak 2004
Türk Hava Yolları 2006 yılında filosundaki uçak sayısını 65'ten 84'e yükseltiyor. Filonun 19 yeni uçakla büyütülmesinin yanı sıra yaş ortalamasının 5.5'e düşürülmesi için eski uçaklar da yenilenecek. Alınacak toplam uçak sayısının minimum 42 olması öngörülüyor. Yolcu artışına göre yeni uçak sayısı 55-60'a kadar çıkabilecek. Tamamının finansal kiralama yoluyla alınması planlanan uçak projesinin eğitim-bakım maliyetleri ile birlikte toplam 3.5-4 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

THY alımlarda Amerikalı Boeing ve Avrupalı Airbus arasında dengeyi korumayı hedefliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bush ile görüşmesi sırasında Boeing'in THY'nin uçak alımını gündeme getirmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin en önemli ihraç ürünü olan uçak satışlarında Beyaz Saray her zaman aracılık görevini üstleniyor.

Öte yandan Avrupa Birliği ile sıcak ilişkiler yaşanırken ve müzakere tarihine giden yolda Avrupalı imalatçı Airbus'ın sadece uzun menzilli uçak alımı konusunda değil A320 ailesinin de THY filosuna girmesi için yoğun çaba harcamaya başladığı gözleniyor.

GÖREV BAŞLADI

THY Yönetim Kurulu'nun 31 Aralık 2003'te görevlendirdiği uçak alım komisyonu çalışmalarına başladı. Uçuş işletme, uçak bakım ve ticaret bölümlerinden gelen uzmanlardan oluşan kurul, imalatçılardan brifing alıyor, model karşılaştırmaları yapıyor.

En son uçak ihalesini 1997'de yapan THY, büyümeyi üç ayrı alımla gerçekleştirecek. Sayılar uzun menzilli ve bölgesel uçak grubunda aşağı yukarı belli olurken, orta menzilli uçak filosu kesinlik kazanmadı. THY yönetimi filo yapısında en çok oynamanın yapıldığı orta menzil-orta kapasitedeki uçaklarda krizler ve büyümeye göre esnek davranmayı hedefliyor.

5 UZUN MENZİLLİ

THY filosuna önümüzdeki üç yılda uzun menzilde 5 yeni uçak alarak filoyu yüzde 60 büyütecek. Bu uçaklar halen filoda kullanılan 271 koltuklu 7 adet Airbus A340-300 uçağının altında görev yapacak. Koltuk kapasitesinin 250 civarında olması beklenen bu uçaklarla A340 uçuşlarının yanı sıra 4 saat ve üzerindeki noktalara da ekonomik olarak sefer yapılması hedefleniyor. Amerika ve Uzakdoğu dışında bu uçaklar Londra, Dubai, Yeni Delhi gibi 4 saat ve üzerindeki hatlarda kullanılacak.

THY'nin kriterlerine göre adaylar Airbus'ın çift motorlu A330 uçağı ile Boeing'in 767-400’ü. Ancak bu arada Boeing 777'nin çok farklı gövde, motor ve eğitim gerektirmesine rağmen gündemde olduğu sızan haberler arasında yer alıyor. Uzun menzilli filonun imalatçıların tekliflerine göre tümüyle yenilenmesi düşüncesi, yapılan toplantılarda da gündeme geliyor. Ancak bu konuda sağlam bir anlaşma zemini henüz oluşmadı. Yeni uzun menzilli uçakların devreye girmesi ile birlikte yaz sezonunda Kanada pazarında Toronto hattı açılacak. THY'nin Kuzey Amerika'daki dördüncü hattı olarak Los Angeles belirlendi.

ORTA SINIF

THY orta menzilde öncelikle filosunda uzun süredir kiralık olarak kullanılan iki adet Boeing 737-500'ü anlaşma süresi bittikten sonra geri verecek. Halen kiralık olan 737-400 uçaklarından 8'inin anlaşmaları uzatılırken 6'sı süreleri bittikten sonra iade edilecek. THY'nin ayrıca filosunda 4 Airbus A310-300 tipi uçağı bulunuyor. Bunlar aşama aşama uygun müşteri bulundukça elden çıkartılacak. Bu uçaklar yoğun sezonlarda yedek uçak olarak da kullanılacak.

Orta menzilde yeni nesil olarak THY'nin filosunda 26 adet Boeing 737-800 uçağı bulunuyor. Şirket elden çıkacak uçaklarının yerine minimum 20 yeni uçak almak üzere imalatçılarla masaya oturacak. Bu pazarda Boeing halen kullanımdaki uçaklara ek olarak yine 737-800 ve daha düşük koltuk kapasiteli 700 modellerini öneriyor. Biraz daha charter uçuşlarına dönük gibi görünen 737-900’e ise Boeing'in önerileri arasında yer almasına rağmen THY çok sıcak bakmıyor.

Airbus ise 1997'de Boeing'in zaferi ile sonuçlanan THY alımlarında kaybettiği savaşı bu sefer kesinlikle kazanmak istiyor. A320 ailesinin önerildiği bu sınıfta Airbus alacağı sipariş ile Türkiye'deki diğer havayollarına da uçak satmayı umuyor. Airbus THY'ye A321 ve A320 öneriyor.

BÖLGESEL JET

Kira sözleşmeleri bu yıl ve 2005'te tamamen bitecek RJ100 ve RJ70'ler geri veriliyor. Toplam 11 RJ uçağının yerine koltuk kapasiteleri 50, 60 ve 70 civarında olan yeni nesil bölgesel jet uçakları alınacak. Bu uçaklarla yurtiçinde daha etkin uçuş yapılması planlanıyor. Daha sonra noktadan-noktaya uçuşlar başlayacak.

Yeni iç hat konseptine göre çıkışlar sadece İstanbul ve Ankara'dan değil, diğer büyük şehirlerden de yapılacak. Özellikle yaz aylarında Turizm Bakanlığı'nın da desteği ile sektörü hareketlendirecek Antalya'dan Kapadokya, İzmir, Pamukkale gibi noktalara sabah-akşam sefer konulacak. Böylece Türkiye'ye gelen turist günübirlik diğer noktalara Ankara veya İstanbul'dan aktarma yapmadan gidip gelebilecek. Turizm bölgelerinin yanı sıra Erzurum'dan Diyarbakır, Trabzon veya Diyarbakır-İzmir gibi ara hatlarda devreye girecek. Özelikle iş adamları aktarmalarda zaman kaybetmeden bu uçuşlardan yararlanacak.

Yeni bölgesel uçaklar ayrıca belirli merkezlerden yurtdışında yakın noktalara yapılacak seferlerde de kullanılacak. Sınır ticaretini hareketlendirecek bu uçuşlar ilk etapta Van-Tebriz, Gaziantep-Şam, Adana-Beyrut, Antalya-Tel Aviv, İzmir-Atina, İzmir-Selanik hatlarında başlanacak.

Bölgesel jet uçağı olarak Kanadalı Bombardier ile Brezilyalı Embraer şirketi çarpışacak. 50 ila 70 koltuk kapasitesinde Bombardier şirketinin CRJ200, CRJ700 ve CRJ900 modelleri, Embraer'ın ise ERJ145, ERJ170 ve ERJ 190 modelleri bulunuyor.

TURBOPROP UÇAK

Türkiye'de THY'nin sefer yapabileceği 50'ye yakın havaalanı bulunuyor. Bunlardan kısa pistlere sahip yakın noktalar arasında yeni nesil, yüksek süratli ve konforlu turboprop uçakların kullanılması hedefleniyor. Toplam 3-4 adet olması planlanan bu uçaklar ileriki dönemlerde havaalanlarının pistlerinin uzatılması ile yerlerini jet bölgesel uçaklara bırakacak. THY bölgesel uçuş projesini ayrı bir yapıda kurmak üzere hazırlık yapıyor. Bu organizasyon THY'nin altyapısını kullanacak.

Turboprop uçak pazarında Kanadalı Bombardier şirketi Dash 8Q-300 ve 400 modellerini öneriyor. Bombardier'in rakibi İtalyan-Fransız ortak ATR şirketi de ATR42 ve 72 modellerini THY’nin beğenisine sunuyor.

THY yenilemeler hariç 2006'ya kadar filosunu yılda 6-7 uçakla büyütecek. Halen 8.5 olan yaş ortalaması yeni uçaklar ve eski nesil uçakların filodan çıkartılması ile 2006'da 5.5'e düşecek. Normalde bayrak taşıyıcı havayollarının yaş ortalaması 8 ila 10 arasında değişiyor. THY yeni uçakların düşük bakım maliyetleri ve yüksek kullanım oranları ile operasyon maliyetlerini düşürmeyi hedefliyor.

HEDEF 15 MİLYON YOLCU

Türk Hava Yolları'nın geçen yıl 10.5 milyon yolcu taşıdığını söyleyen Genel Müdür Abdurrahman Gündoğdu, hedeflerinin 2006'da 15 milyon yolcu olduğunu açıkladı. Ekonomide önümüzdeki iki yıl içinde kriz beklentisi olmadığını belirten Gündoğdu, trafiğin yıl sonunda Avrupa Birliği'nden üyelik için tarih alınması durumunda hızla artacağını ifade etti.

Eğer yolcu trafiği beklenenden hızlı artarsa opsiyon olarak adlandırılan ek uçak siparişleri devreye girecek. Kriz durumunda ise uçaklar finansal kiralama ile alındığı için hemen geri verilip küçülmeye gidilebilecek. THY uçak alım kararını 2 ay içinde açıklayacak. Teslimatlar imalatçılardan en erken 10 ay içinde başlayacak. Ara dönemde yine imalatçıların sağladığı kiralık uçaklardan yararlanılacak.

İç hat fiyat indirimi tuttu: İç hatlarda biletini 3 gün erken alan yolculara yapılan indirim büyük ilgi gördü. Doluluk yüzde 10 artarken THY talebe göre doluluk oranını görerek önceden gerekirse ilave sefer koyuyor veya uçak tipi büyütülüp küçültülebiliyor. Geçen yıla oranla iç hattan elde edilen gelirler de yükseldi.

THY'nin hedefi vergiler hariç 70 milyon Türk insanını 70 milyon liraya uçurabilmek. Gelecekte bilet fiyatlarının tek yön 50 dolar civarında tutulması planlanıyor.

Yeni noktalar: THY en batıda Los Angeles'a 2006'da uçmayı hedefliyor. Toronto yaz sezonunda başlıyor. Bunu Avrupa'da Oslo, Kuzey Afrika'da da Casablanca izleyecek. Görüşmeler Kuzey Afrika'da 2 yeni nokta daha açılması için sürüyor. Ayrıca daha önceden sefer yapılan Güney Afrika hattının da yeniden açılması planlanıyor.

Transfer Yolcu: THY halen Türkiye yönüne olan trafikten sadece yüzde 14 pay alıyor. Hedef 2006'da pazar payını yüzde 20-25'e çıkartmak. THY bu artışı transfer yolcu ile sağlayacak.

Bavul ticareti: 11 Eylül sonrasında THY Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler ve Rusya'dan İstanbul'a bavul ticareti için gelen yolcu sayısında hızlı bir artış yakaladı. Özellikle Arap ülkelerine yapılan uçuş sayısının artırılması planlanıyor. THY'nin en hızlı gelişen pazarı olan Kuzey Afrika'da 2002'de yüzde 12, 2003'te de yüzde 20 büyüme sağlandı.

Ancak bu bölgelere uçuş izinlerinin zor alınması nedeniyle ikili ilişkilerle bu sorunların çözülmesi hedefleniyor. İlk olarak ilişkilerin sıcak olduğu Suriye'de Şam seferleri haftada 3 günden 5'e çıkartılacak. Hedef her gün uçuş yapılması.

Hindistan para kazanıyor: THY kısa zaman önce başladığı Hindistan uçuşlarında yüksek doluluk oranına ulaştı. Yolcu fizibilitesinde en dolu dördüncü hat olan Yeni Delhi açıldıktan bir ay sonra para kazanmaya başladı.

Sabiha Gökçen'e bakım-eğitim merkezi: THY artık kapasitesini doldurmaya başlayan iki bakım hangarının yanı sıra Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 800 dönümlük arazide yeni bir bakım merkezi açmayı hedefliyor. Yıllık kapasitesi 200 uçak olacak bu tesis tamamen yabancı havayollarının uçaklarına hizmet verecek. THY geçen yıl bakımdan kazandığı 60 milyon doları aşama aşama 500 milyon dolara yükseltmeyi hedefliyor. Bakım merkezinde yabancı şirketlerle ortaklık için görüşülüyor.

Sabiha Gökçen'de ayrıca pilot eğitimi için simülatör eğitim merkezi de açılacak. Bu merkezde pilotların yanı sıra teknisyenler için de eğitim verilecek.

Kargo uçağı: THY ilk etapta bir tane kiralık kargo uçağı ile Avrupa ve çevre ülkelere sefer yapacak. Talebe göre kiralık uçak sayısı 3'e kadar yükseltilebilecek. Uçak altı kargoda Japonya ve New York'ta ciddi başarı yakalayan THY, gelirlerinin yüzde 10'unu kargodan sağlıyor.
Yazının Devamını Oku

Uçakların yerdeki uşakları

4 Ocak 2004
Uçakta koltuğunuza oturup pencereden dışarı baktığınızda yerde farklı farklı, çok sayıda araç ve ekipman görürsünüz. Değişik özelliklere sahip bu özel araçlar ve ekipmanlar sayesinde yolcular uçağa biner-iner, bagajlar, kargo yüklenir... Onlar olmadan uçakların hareket etmesi imkansızdır.

Uçakların yerdeki uşakları yani yer hizmetleri araç ve ekipmanları uçak inmeden en az 15 dakika önce park yerinde hazır bekliyor. Uçağın park edip tekerleklerine takoz konmasıyla tatlı bir koşuşturma başlıyor. Önce uçağın etrafının emniyeti alınıyor. Uçak terminaldeki körüğe yanaşmayacaksa yani açığa park edecekse yürüyen merdivenler uçağın yanına getiriliyor.

Uçağa motorları durduğu için yerde elektrik 'Yer Güç Ünitesi' tarafından sağlanıyor. Aslında bir jeneratör olan yer güç ünitesi, uçağa 400 kiloherzlik elektrik veriyor. Bu sayede motor veya uçaktaki harici güç ünitesi (APU) çalışmadan sistem elektrikle besleniyor. Uçak körüğe yanaşırsa elektrik körükteki sistemlerden alınıyor.

ÖZEL MERDİVEN

Yolcular basamakları kaymayan merdivenlerden inerek uçağı terk ediyor. Merdivenler de genellikle yüksek motor güçlü bir kamyonetin üzerine konuluyor. Yeni nesil merdivenler de çoğunlukla Ford'un Volard modeli tercih ediliyor. Merdiven uçağa yanaştırıldığında denge yere sabitlenen hidrolik kollarla sağlanıyor.

Terminale ulaşım özel geniş gövdeli Cobus veya Neoplan tipi otobüslerle gerçekleştiriliyor. Alçalıp yükselme özelliğine sahip bu otobüsler standart olarak ayakta ve oturan toplam 80 yolcu alıyor. Engelli veya hasta yolcular terminale özel hasta nakil aracı ile gidiyor.

Yolcu inerken bir yandan hızla bagaj ve kargonun boşaltılmasına başlanıyor. Geniş gövdeli uçaklarda kargonun indirilmesi 'high-loader' olarak adlandırılan yüksek fork-liftler tarafından yapılıyor. Daha küçük uçaklarda bagaj ve kargo yürüyen bantlarla uçaktan indiriliyor. Banttan gelen bagaj ve kargo hemen römorklara aktarılıyor. Bir kargo römorku yaklaşık 2 ton yük taşıyabiliyor. Römorklar özel imal edilmiş yüksek güçlü Hobart marka traktörler tarafından çekiliyor.

Yolcuların uçaktan inmesi ile temizlik ekipleri uçağa giriyor. Elektrikli süpürgeler dışarıdaki jeneratörden alınan elektrik ile çalışıyor. Uçağın atık suları yani tuvaletlerde kullanılan sular özel bir araçla çekiliyor. Tuvaletlere dezenfekte edilmek için ilaçlı su basılıyor. Bu işlemi uçağa temiz su verilmesi izliyor.

YAKIT TANKERİ

Uçağa yakıt özel tankerler sayesinde yükleniyor. Tanker tek başına dakikada 1 tona yakın yakıt basabiliyor. Örneğin Airbus A340 uçaklarının yakıt kapasitesi 140 ton. Yakıt yükleme işlemi tankerlerin yanı sıra yerdeki boru hattından daha hızlı gerçekleştiriliyor.

Yaz aylarında uçağın klimalarının yeterli olmadığı durumlarda uçağa harici olarak air condation ünitesi bağlanıyor. Kabin hızla soğutuluyor. Uçağın temizlik işlemi tamamlanırken bu kez ikram şirketinin yükleme aracı uçağa yaklaşıyor. Bir önceki uçuşun artan ikramı alınıp mutfağa yeni ikram yükleniyor.

Temizliğin tamamlanması ve bagaj-kargonun boşaltılmasının bitmesiyle uçağa yolcu alınıyor. Yolcularla beraber bu sefer dönüş seferinin bagaj-kargosu uçağa yerleştiriliyor. Bu işlemler sırasında uçağı geri geri itmek için iniş takımına 'tow-bar' çubuğu takılıyor.

Tüm işlem tamamlandıktan sonra uçağın kapısı kapanıyor. Körük ve yer hizmetleri ekipmanları geri çekiliyor. 'Push back' yapmak yani uçağı geri itmek için özel bir araç geliyor. Yaklaşık 20 tonluk push back aracı 8 silindirli hava soğutmalı motorlara sahip. Saatte en fazla 30 kilometre hız yapabilen bu araçlar her türlü uçağı rahatlıkla geri itebiliyor. Kullanımı büyük ustalık gerektiren push back aracı yavaş yavaş uçağı itmeye başlıyor. Yer hizmetlerinde çalışanlar aralarında push back şoförlerine 'kafa şoförü' diyor. Uçak geri itilip tow bar çözüldükten sonra pilotlar motorları çalıştırıyor ve yer ekipmanlarının işi bitiyor.

Aprondaki araçların önemli kısmı elektrikle çalışıyor. Akülü bu araçlar yaklaşık 2 saatlik şarj ile 8 saat kullanılabiliyor. Böylece çevre kirliliği azaltılırken Avrupa'daki havalimanlarında yakıt olarak hidrojen kullanan araçlar deneniyor.

HEPSİ SİGORTALI

Her türlü her hizmetleri aracı kazalara karşı sigortalanıyor. Maddi açıdan büyük hasarların meydana geldiği uçağa çarpma gibi durumlarda hemen sigortalar devreye giriyor. Bu araçların çoğu büyük bakım gibi nedenler dışında havalimanlarından hiç dışarı çıkmıyor, özel apron plakası taşıyorlar. Yüksek fiyatlara sahip bu araçların uçaklar arasındaki hareketi ve aprondaki seyirleri özel kurallarla gerçekleşiyor. Ne yazık ki uçaklara hizmet veren araçlardan bazıları zaman zaman uçaklara çarpıyor. Bu tür olaylarda ciddi masraflar ortaya çıkıyor. Uçakların bazen seferlerinin aksamasına da yol açıyor. Çeşitli yer hizmetleri şirketlerinin araçları havalimanı apronlarında bazen karayollarındaki kadar yoğun bir trafiğin oluşmasına da neden oluyor.

Çelebi iç hatlarda büyüyor

Yer hizmetleri sektörünün yüzde 55'le lideri olan Çelebi Hava Servisi iç hatlarda açtığı yeni istasyonlarla pazar payını arttırmayı hedefliyor. Onur Air'in seferlere başlamasıyla ilk olarak Kayseri'de istasyon açan Çelebi kısa sürede Diyarbakır, Erzurum, Samsun ve Trabzon istasyonlarını faaliyete geçirdi. Van ve Gaziantep'te de istasyonlar önümüzdeki aylarda açılacak.

Yeni istasyonlarda ortalama 60 civarında yer hizmeti araç ve ekipmanı bulunuyor. Bu noktalar dışında İstanbul Atatürk Havalimanı ile birlikte Antalya, Dalaman, İzmir ve Bodrum'da da faaliyetler sürüyor. Uçuşların mevsimsel hareketlerine göre Bursa Yenişehir'de de hizmet veriliyor. Yılbaşında Bursa'ya Rusya'dan gelen 30 uçağın yanı sıra Çelebi, THY'nin hac uçaklarına da hizmet sunuyor. 2004'te yatırımlarına hız veren Çelebi bu yıl makine parkına 8 milyon Euroluk yeni araç ve ekipman katacak.

Oyuncakları çok satıyor

Yolcu uçaklarının, havalimanlarının ve yerdeki araçların ölçekli metal veya plastikten imal edilmiş oyuncakları küçük-büyük herkesin ilgisini çekiyor. Çocukların oynamak, yetişkinlerin de koleksiyon yapmak için aldıkları 'die-cast' olarak adlandırılan bu modellerin fiyatları 1.5 dolardan başlayıp 30-40 dolara kadar çıkabiliyor. 1960'larda üretilen ve koleksiyonların nadide parçaları arasına giren oyuncaklar ise100 dolara alıcı buluyor.


Yeni yıl promosyonları

Türk Hava Yolları 29 Ocak'a kadar Atina'ya seyahat edecek yolculara ekonomi sınıfı, gidiş dönüş vergiler hariç İstanbul, Ankara ve İzmir çıkışlı 199, Türkiye'de diğer noktalardan 299 dolardan başlayan fiyatlar sunuyor.

THY, Üsküp'e ekonomi sınıfı, gidiş dönüş vergiler hariç 31 Ocak'a kadar İstanbul'dan 159, Ankara ve İzmir'den 209, Türkiye'nin diğer noktalarından da 259 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor.

Hong Kong merkezli Cathay Pacific Havayolları ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç Pekin'e 3 gece otelde konaklama dahil 850 dolardan başlayan fiyatlar sunuyor. İstanbul-Hong Kong uçuşları Cathay Pacific Havayolları'nın direkt Türkiye uçuşu olmadığından Frankfurt, Roma, Dubai, Paris, Londra veya Amsterdam bağlantılı gerçekleştiriliyor.

Uçan dev afiş

'Yüzüklerin Efendisi' üçlemesinin sponsorlarından olan Yeni Zelanda Havayolları 'Air New Zealand' film afişlerini filosundaki dört uçağın gövdesine işledi. Afiş, iki Boeing 747-400, bir Boeing 767 ve bir Airbus A320 uçağının gövdesine çok ince, hava akışını etkilemeyen özel bir film tabakası sayesinde yapıştırıldı.

Filmin Yeni Zelanda'nın başkenti Wellington'da yapılan galası sırasında Air New Zealand'ın afişli 747 Jumbo Jeti kent üzerinden alçak geçiş yaparak dev şölene katıldı. Büyük ilgi çeken uçaklar afişleri iki yıl boyunca gövdelerinde taşıyacak.

Reha ERUS/Wellington

Miles&Miles yenileniyor

Türk Hava Yolları’nın özel yolcu programı Miles&Miles, yeni atılımlarla üyelerine daha fazla mil kazanma imkanı sunacak. Uygulama ile üyeler ödül bilet dışında başka hediyeler de kazanabilecek.

THY'nin Qualiflyer havayolu ortaklığından ayrılmasından sonra kurduğu Miles&Miles Özel Yolcu Programı 29 Ekim 2000'de başladı. Aradan geçen 3 yılı aşkın sürede Qualiflyer'dan alınan 68 bin üye sayısı 630 bine ulaşırken Elit Kart üyesi iki kat artarak 11 bini geçti. THY'nin hedefi en kısa sürede 1 milyon üyeye ulaşabilmek.

Yapılan araştırmalar Türk yolcuların son yıllarda mil toplama konusunda hızla bilinçlendiğini ortaya koyuyor. Bilet alırken fiyatının yanı sıra tercihini özel yolcu programına üye olduğu havayoluna göre seçiyor. Miles&Miles'da yolcular yaptıkları uçuşların yanı sıra kredi kartı harcamaları, anlaşmalı otel ve araç kiralama şirketlerinden aldıkları hizmetlerle de mil kazanıyor. Bu miller miktarına göre ödül biletlere dönüşüyor.

NELER YAPILACAK

Geçen yıl 31 bini iç hat, 45 bini de dış hat olmak üzere 76 bin ödül bilet veren THY, yeni uygulamalarla programı geliştirmeyi hedefliyor. Buna göre:

Yolcuların daha fazla mil kazanması için çeşitli otel ve araç kiralama şirketleri ile görüşmelere başlandı. Anlaşmalı iş yeri sayısı kısa sürede arttırılacak.

Yolcularına mil harcama için farklı yöntemler sunulması planlanıyor. Büyük havayolu şirketlerinin yaptığı gibi belirli mil karşılığında dergi aboneliği, çiçek yollama veya telefon kartı vermek gibi ödüller üzerinde duruluyor.

İç hatlarda başlayan ödül biletlerindeki rezervasyon kısıtlamasının kaldırılması önümüzdeki günlerde dış hat ödül biletleri için de geçerli olacak.

Miles&Miles işlemlerinin İnternet sitesi üzerinden takip edilmesi özendirilecek. İnternet üzerinden Miles&Miles üyelerine özel promosyonlar yapılacak.

BÜYÜK REKABET

Havayolları arasında büyük rekabet yaşandığını söyleyen THY Miles&Miles Müdür Vekili Tülay Sağlam, amaçlarının özel yolcu programlarını daha fazla hizmet veren bir yapıya kavuşturmak olduğunu açıkladı. Elektronik Ticaret Müdürlüğü'nden Miles&Miles Müdür Vekilliğine atanan 11 yıldır THY’de çalışan Tülay Sağlam, gelecek aylarda yeni sürprizlerle yolcuların önüne çıkacakları müjdesini verdi.

Tolga ÖZBEK

MNG Teknik 1 yaşında

MNG Havayolları'nın Teknik Bakım Merkezi ilk yılını 26 uçağın C tipi büyük bakımını yaparak tamamladı. Yeni kurulan bir şirket için bu sayının başarı olduğunu belirten Genel Müdür Levent Uzunokur, amaçlarının bu yılı 30 C bakımla tamamlamak olduğunu söyledi. JAR145 bakım yetkisiyle Boeing 737-300/400/800, 727-200, 757-200, Airbus A300, A320/321, MD80 ve DC9 serilerinde bakım yetkisine sahip tesis, kardeş şirket MNG Havayolları'na da hat bakım hizmeti veriyor.

Bölgeye dönük pazarlama faaliyetlerini sürdüren MNG Teknik, Afgan Ariana ve Free Bird Havayolları ile bakım anlaşması imzaladı. MNG Teknik, Ariana Havayolları'na ait iki adet Boeing 727-200'e büyük bakım yapacak. Free Bird Havayolları'nın üç MD83 uçağına gerçekleştirilecek büyük bakımından ilki 12 Ocak'ta başlayacak.
Yazının Devamını Oku

Uçmanın yaşı yok

28 Aralık 2003
Türkiye'de havacılığı sevdirmek için kampanya başlatan Türk Hava Kuvvetleri, tarihinde ilk kez sivil ağırlıklı özel bir takvim hazırlattı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına'nın geniş kitlelere askeri ve sivil havacılığı sevdirmek, bilgilendirmek, yeni ufuklar açmak amacıyla planlı çalışma başlattığı öğrenildi. Orgeneral Fırtına'nın heyecan verici projesi kısa, orta ve uzun vadeli çalışmaları kapsayacak. Gencinden yaşlısına büyük kitlelerin bilgi ve heyecanlarını yoğuracak.

Bir baba-oğul imajının ön plana çıkarıldığı ve 'Uçmanın yaşı yok' sloganı ile sunulan 2004 yılı takvimini Kartal Vakfı bastırdı. Türk Hava Kuvvetleri'nin kamu yararına hizmet veren güçlü kuruluşu Kartal Vakfı, 2004 takviminde uçmanın dayanılmaz heyecanını 8 adet çok özel fotoğrafla anlatmaya çalıştı. Takvimde askeri uçaklarla ilgili bilgiler bir köşede fotoğraf ve bilgilendirme notu şeklinde yer aldı.

Takvimde küçük fotoğraflarla C-160 Transall orta ulaştırma, F-4E Phantom bombardıman, F-16 Fighting Falcon av/bombardıman, F-5 2000 av/bombardıman, C-130 Hercules orta nakliye ve KC-135R havadan yakıt ikmal uçaklarının fotoğraflarına yer verildi.

KARTAL VAKFI

Kartal Vakfı, şehit olan, hayatını kaybeden veya sakat kalan Türk Hava Kuvvetleri’ne mensup subay, astsubay ve sivil memurların kendileri, aileleri ve bakmakla yükümlü oldukları anne, baba ve kardeşlerinin sosyal, ekonomik gereksinimleri ile çocuklarının eğitimi konusunda dayanışma sağlıyor. Vakfın gelirleri bağışlardan oluşuyor. Kartal Vakfı’na bağış için hesap numaraları:

Halk Bankası Necatibey Şubesi/Ankara-633:

TL. Hesabı: 30021 - Dolar Hesabı: 23955 - Euro Hesabı: 151453

Vakıflar Bankası Hv.K.K.Özel İşlem Merkezi./Ankara-375:

TL. Hesabı: 2003408 - Dolar Hesabı: 4003407 - Euro Hesabı: 4006308

T.C.Ziraat Bankası G.O.Paşa/Ankara 920:

TL. Hesabı: 392283 - Dolar Hesabı: 401297 - Euro Hesabı: 401179

Takvimden edinmek isteyenler ve Kartal Vakfı ile ilgili daha fazla bilgiyi 0 312 419 87 14 - 414 39 22 - 414 39 81 numaralı telefonlardan alabilirsiniz.

Başkanlık uçakları değişmeli

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanlığı çok uzun yıllardır aynı menzil özelliklerine sahip, aynı imalatçının aynı modeldeki üç uçağını kullanıyorlar. Gulfstream IV modeli uçaklardan Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı emrindekiler askeri tesislerde, Başbakanlığa ait olan ise THY'de bakım görüyor.

Üç uçağın arıza oranlarındaki yükseliş, iç yapısındaki eskilik ve üçünün de aynı menzil ve koltuk kapasitesinde olmaları 'Devlet Uçakları' kullanımında yeterli esnekliği sağlayamıyor. Başbakan doğal olarak korumaları, danışmanları ya da mutlaka yanında olması gereken teknisyen kadrolarla birlikte seyahat edemiyor. Birçok yurtdışı gezisinde gazeteciler ve işadamlarının da yolculuğa katılması gerektiğinde sürekli THY filosundan uçak isteniyor. Bu yüzden özellikle yoğun sezonlarda THY'nin de eli ayağı birbirine dolaşıyor. Sefer aksaklıkları oluyor. Filosunda yolcu patlamasına oranla sınırlı uçağı bulunan THY, devlet uçuşları nedeniyle sık sık zor durumda kalıyor.

BAŞBAKANLAR ÇEKİNİYOR

Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Başkanlık' seviyesinde kullanılan uçaklarının yenilenmesi gerektiği, menzil ve koltuk kapasitelerine göre tiplerin değişimi konusunda çekingen davranılıyor. Bunun nedeni genellikle 'Vay başbakan kendisine uçan saray aldı' vs. gibi eleştiriler gündeme geliyor. Bu ilkel ve geçmiş yüzyılda kalmış muhtemel eleştiriler yüzünden Türkiye Cumhuriyeti'nin olması gereken 'hükümet uçakları filosu' bir türlü oluşturulamıyor. Filo bir tek yönetim olmaması nedeniyle yeterince ekonomik olarak da kullanılamıyor. Dışişleri Bakanları için zaman zaman uçak kiralanıyor, diğer bakanların sıkışık anları için de yine dışarıdan uçak kiralanması yoluna gidiliyor. Sadece 'laf olur' endişesi yüzünden Türkiye'nin ülkenin büyüklüğüne, gücüne ve yükselen vizyonu ile doğru orantılı bir devlet filosu ortaya çıkamıyor.

KOLAYI VAR

Türk Hava Yolları önümüzdeki aylarda uçak alımını kesinleştirecek. Hızlı hareket edilip bu alımın içine ve pazarlıkta ön koşullar arasına konularak devlet uçakları filosunda yenilenmesi amacıyla alınacak uçaklar da katılabilir. Bunun için şu yol izlenmeli:

1- Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanlığı için uçak ve helikopterleri yönetecek tek bir otorite kurulmalı.

2- Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve hatta bakanların uçuşlarını ihtiyaçlara göre bu işletme organize ederek alınacak yeni uçakların sürekli ve ihtiyaçla doğru kullanımını sağlamalı.

3- Filoya Başkanlık için özel dinlenme bölümlü, telefon, faks ve İnternet bağlantı imkanı olan bir ofis yapısına sahip, en az 50-70 business koltuklu, geniş gövdeli bir uçak alınmalı. Bunun altına yine en az 12-15 koltuk kapasitesi çok uzun (ultra long range) menzilli ve daha altına da biraz daha az koltuklu orta menzilli bir uçak alınması gerekir. Hatta 6-8 koltuklu bir dördüncü kısa menzilli uçağın bulunması da yerinde olabilir.

4- Başkanlık filosundaki farklı koltuk kapasiteli, farklı menzilli uçaklar sayesinde her tür operasyon rahatlıkla yapılabilir. Cumhurbaşkanı’nın uçuşundaki ihtiyacına göre ya da Başbakan veya Genelkurmay Başkanı’nın yapacağı yolculuğa göre uygun uçak otorite tarafından seçilip hazırlanabilir. Üzerleri Türkiye'nin yükselen vizyonunu anlatacak renk ve belki de özel desenlerdeki bu uçaklar çevremizdeki ülkelerin Başkanlarının Türkiye gezilerinde bile bir jest olarak yollanabilir.

5- Öncelikle böyle bir yapılaşmanın bir savurganlık olmayacağı, Türkiye'nin imajına hizmet edeceği anlayışından yola çıkılır. Yanında 5-6 uzmanı ile Washington'a temaslar için gidecek Dışişleri Bakanı ya da Maliye Bakanı Ankara-Washington arasını duraksız uçabilmelidir.

6- THY'nin elinde bulunan ve kullanılmayan VIP donanımlı Bell 430 tipi helikopter yeni kurulacak devlet uçakları yönetimine devredilerek tek otoritenin portföyüne verilmeli. Ayrıca en az 15 koltuk kapasiteli bir sivil helikopterin de alınması için çalışmalar yapılmalı. Büyük helikopter gerektiğinde ambulans hizmeti de verebilecek şekilde bir donanımla siparişi gündeme getirilmeli.

7- Başkanlık uçaklarına gerekiyorsa atılacak füzelere karşı pilotu uyaran ve füzeyi şaşırtan sistemler de takılmalı. Bu tür güvenlik donanımları için hiçbir harcamadan kaçınılmamalı.

8- Bakım, teknisyen hizmetleri bir merkezde yapılmalı. Bu merkezin güvenliği en üst seviyede tutulmalı.

ÖZAL DÖNEMİNDE ALINMIŞTI

Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde alınmasına karar verilen ve halen kullanımdaki GIV uçakları Amerikalı Gulfstream şirketi tarafından tasarlandı. Daha kısa gövdeli GII ve GIII modellerine oranla daha uzun gövde ve yüksek performansa sahip uçak, 1985'te ilk uçuşunu yaptı. Eski seriye oranla yeni teknolojinin kullanıldığı uçakta kokpitte tüm uçuş verilerinin özel ekranlardan takip edilmesini sağlayan EFIS sistemi bulunuyor.

Teslimatlarına 1987'de başlanan GIV'ün diğer modelden en büyük farkı Rolls Royce imalatı Tay Mk6118 motorlarının bulunması. Yüksek itiş güçlü bu motorlar düşük gürültü ve yakıt harcama oranıyla GIV'ün performansının artmasına büyük katkı sağlıyor.

Gulfstream şirketi 1990'da GIV ailesinin taşıdığı yük ve performansını arttırarak GIV-SP (Special Performance-Özel Performans) adını verdiği yeni bir modelini geliştirdi. Gulfstream 1992'den itibaren GIV serisinin yerine SP serisini üretmeye başladı.

Dönemin Başbakanı Turgut Özal, artan dış ülke temasları ile birlikte özel uçak alınmasını gündeme getirdi. Yapılan araştırmalar ve imalatçılarla görüşmeler sonrasında Gulfstream şirketinin GIV modelinden iki adet alınmasına karar verildi. 1987 yılında GIV'ler gelinceye kadar kullanılmak üzere bir alt model olan GIII, geçici olarak teslim edildi.

1988'DE GELDİ

İlk GIV (TC-GAP) uçağının Şubat 1988'de gelmesiyle GIII geri verildi. İkinci uçak TC-ANA, aynı yıl Temmuz ayında hizmete girdi. Başbakanlık uçağı olarak kullanılan TC-ANA'nın çağrı işareti Süleyman Demirel'in başbakanlığı sırasında TC-ATA olarak değiştirildi.

Genelkurmay Başkanı'nın kullanımı için 1991'de üçüncü GIV uçağının alınması öngörüldü. Uçak 1992'de teslim edildi. '003' kuyruk numaralı GIV, Ankara Etimesgut merkezli 11'inci Ulaştırma Ana Üs Komutanlığına bağlı 211'inci Filo'ya verildi. Bu filo aynı zamanda VIP donanımlı CN235 uçaklarını da işletiyor.

Uzun yıllar hem GAP hem de ATA uçaklarının bakım ve işletmesi Türk Hava Yolları tarafından yapıldı. Cumhurbaşkanlığının uçağı GAP, 2000 yılında Genelkurmay Başkanlığı’nın uçağını da işleten 211'inci Filo'ya verildi. THY tarafından halen ATA uçağının bakım ve işletimi gerçekleştiriliyor.

GIV TEKNİK ÖZELLİKLER

Seyir Hızı: 850 km/saat

Maksimum Menzili: 7 bin 815 km

Maksimum Kalkış Ağırlığı: 33.203 kg

Kanat Açıklığı: 23.72 metre

Gövde Uzunluğu: 26.92 metre

Yükseklik: 7.45 metre

Kanat Alanı: 88.3 metre kare

Yolcu kapasitesi: 11-19

Motor Tipi: Rolls Royce Tay Mk.6118
Yazının Devamını Oku

Akıllı uçuş kartı

21 Aralık 2003
Yolcuların check-in kontuarında aldıkları boarding pass yani uçuş kartları, içine yerleştirilen çipler sayesinde kimlik fotoğrafı, uçuş ve pasaport bilgilerini içeren akıllı uçuş kartları haline geliyor. İsviçreli PrintAvia şirketi tarafından geliştirilen akıllı uçuş kartları terminalde yolcunun takibinin de yapılmasını sağlıyor.

İşlemlerin daha hızlı ve aynı zamanda yüksek güvenlik içinde yapılmasını sağlayan yeni nesil uçuş kartları, havalimanlarındaki yerlerini yakın gelecekte almaya başlayacak. Havacılık otoritelerinin önümüzdeki yıllarda güvenlik amacıyla akıllı uçuş kartlarının kullanılması yönünde bağlayıcı karar alması bekleniyor.

Yakın gelecekte pasaportlar da içine konulacak çip sistemi sayesinde basit birer kart haline getirilecek. Bu karta işlenecek vizenin yanı sıra uçuş bilgileri uçak yolculuklarının biletsiz ve uçuş kartsız yapılmasını sağlayacak. Pasaportlar içine yerleştirilecek olan çiplerde kişinin kan grubundan geçirdiği hastalıklara, sağlık raporu sonuçlarından bir talihsizlik anında haber verilecek yakınlarının adları ile adreslerine kadar her türlü bilgi yer alacak. Bu tür pasaportların kullanılmaya başlanmasından sonra uçak yolculuğunun daha güvenli ve güvenlik kontrollerinin de daha kolay hale gelmesi bekleniyor.

NASIL ÇALIŞIYOR

Check-in kontuarına geldiğinizde biletinizi ve pasaportunuzu görevliye uzatıyorsunuz. Görevli uçakta oturacağınız koltuğu belirleyip bagaj işlemlerinizi yaparken küçük bir kameraya gülümsemenizi istiyor. Yolcunun çekilen fotoğrafı, uçuş, pasaport ve bagaj bilgileri uçuş kartının içine yerleştirilmiş küçük bir çipin hafızasına aktarılıyor. Bu çipten kartta iki tane bulunuyor. Bunun nedeni uçağa biniş sırasında kupon olarak adlandırılan kartın bir parçasının yer görevlileri tarafından alınması, diğerinin de yolcuda kalması.

Yolcu pasaport kontrolünden sonra uçağa binmek üzere kapıya geldiğinde uçuş kartını görevliye veriyor. Yer görevlisi diz üstü bilgisayar veya palm-pilot olarak adlandırılan el bilgisayarında uçuş kartını okutuyor. Yolcunun fotoğrafı ve uçuş bilgileri hemen bilgisayar ekranında beliriyor. Ekrandaki fotoğraf ile yolcu karşılaştırılıyor, gerekirse çipteki bilgiler yolcuya güvenlik amaçlı sorulabiliyor.

TERMİNALDE TAKİP

Çipli uçuş kartının bir diğer özelliği ise yolcunun terminal içinde takip edilebilmesini sağlamak. Terminal binasının içine konulan antenler yardımı ile yolcunun nereye gittiği hemen tespit ediliyor. Bunun iki yararı var: Birincisi güvenlik. Yani şüpheli yolcu nereye giderse gitsin üzerindeki yeni nesil çipli uçuş kartı sayesinde terminalde panik yaratılmadan nokta operasyonuyla hemen yakalanabiliyor. İkincisi ise uçağa geç kalan yolcuların nerede olduğunu bulmak ve kapıya yönlendirmek amaçlı kullanılabiliyor.

Aynı sistemde bagaj kartları üzerine de yüklenerek yolcu ile bagajın sürekli birlikte izlenmesi sağlanıyor. Yolcu uçuştan vazgeçtiğinde ya da güvenlik nedeniyle durdurulduğunda bagajı da otomatik olarak uçağa yüklenmeden geri dönüyor.

Sistemi tasarlayan PrintAvia şirketi ilk müşterisini sır gibi saklarken akıllı uçuş kartlarının 2004 yaz sezonunda hizmete girmesi bekleniyor. Sisteme özellikle Ortadoğu'daki havayolu şirketleri, yer hizmetleri ve havalimanı işletmecileri ilgi gösteriyor.

Tolga ÖZBEK

Germanwings’ten 55 dolara 10 bin bilet

Alman Havayolu şirketi Germanwings yeni yıl hediyesi olarak Türkiye'de 10 bin adet uçak biletini vergiler dahil tek yön 55 dolardan satışa sunuyor. Şirketin İstanbul çıkışlı Köln ve Stuttgart uçuşları için geçerli olacak kampanyadan yararlanmak isteyen yolcuların 22 Aralık 2003-1 Ocak 2004 tarihleri arasında havayolunun www.germanwings.com İnternet adresine girerek rezervasyonlarını yapıp biletlerini satın alması gerekiyor.

Kişi başına vergiler dahil tek yön 55 dolara Köln veya Stuttgart'a uçabilecek yolcular bu biletlerini 27 Mart 2004'e kadar kullanabilecek. Türkiye uçuşlarına 3 Aralık 2002'de başlayan Germanwings'in pazardan memnun olduğunu söyleyen Genel Müdürü Dr. Joachim Klein, kampanyanın müşterilerine yeni yıl teşekkürü olduğunu söyledi.

Kampanya süresince Germanwings'in web sitesine büyük ilgi bekleniyor. Tek yön 55 dolarlık biletler 'Erken gelen kazanır' prensibiyle sahiplerini bulacak. 55 dolarlık biletlerin bitmesi durumunda diğer kategorilerdeki biletlerin satışına geçilecek.

Germanwings İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı çıkışlı haftanın üç günü pazartesi, perşembe ve cumartesi Stuttgart'a ve Köln'e sefer yapıyor. Köln'den Düsseldorf'a gitmek isteyen yolculara Germanwings 12 Euro karşılığında otobüs bağlantısı da sağlıyor. Otobüs seferleri günde 6 kez karşılıklı olarak yapılıyor.

Uçuşlarında A319 ve A320 tipi uçaklar kullanan Germanwings, kış sezonu nedeniyle ara verdiği İzmir hattını 18 Haziran 2004'te yeniden açıyor. Bilet fiyatları tüm uçuşlarda geçerli olmak üzere sezon ve uçuş saati dikkate alınmaksızın vergiler dahil tek yön 19 Euro’dan başlayacak.

Lufthansa’dan çifte açılış

Alman Lufthansa Havayolları, filosuna katılan ve yeni business koltuklarına sahip Airbus A340-600 ile ilk seferini Frankfurt'tan Buenes Aires'e yaptı. Bu uçuş 14 saat 10 dakika ile Lutfhansa'nın duraksız yaptığı en uzun sefer oldu.

Lufthansa filosuna aldığı A340-600 uçaklarıyla birlikte business ve ekonomiden oluşan iki sınıflı kabin konseptini denemeye başladı. A340-600'de 66'sı business olmak üzere toplam 345 koltuk bulunuyor. Bu uçaklar Lufthansa'nın first class talebinin daha az olduğu Güney Amerika, Kanada, Japonya ve Kore hatlarında kullanılacak. Lufthansa ABD, Güney Afrika ve Uzakdoğu Asya uçuşlarında üç sınıflı kabin hizmeti vermeye devam edecek.

İki yıl içinde tüm uzun menzilli uçaklarına yeni tasarım business koltuklarını takacak olan Lufthansa, yolcularına yüzde 25 daha fazla alan sunuyor. 171 derece yatan koltuk 'S' harfi şeklini alarak maksimum ergonomi veriyor. Koltuktaki altı ayrı motor yolcunun bel ve omuz bölümlerine masaj yapıyor. Yaklaşık 300 milyon euro'ya mal olan yeni business class'ta 200 kanallı dijital video ve ses sistemlerinin yanı sıra her koltukta İnternet bağlantısı da bulunuyor.

Murat ÖZFİLİZLER/FRANKFURT

Kokpit bugün başlıyor

Türkiye'nin havacılık programı Kokpit bugün Kanal D 'de başlıyor. Yine havacılık dünyasının başdöndürücü gelişmelerini, gökyüzünün sihirli oyuncaklarının gizli dünyasını ekrana getirecek olan Kokpit, böylece televizyon dünyasındaki yayın hayatınının altıncı yılına giriyor.

Deniz Pulaş'ın sunduğu Kokpit, bugüne kadar 150 yayın gerçekleştirdi. Yine pazar günleri ve saat 13.05'te yayına girecek olan Kokpit, hafta içinde perşembe gece yarısından sonra saat 01.40'ta tekrarlanacak. Her zaman olduğu gibi program içindeki şifreleri doğru bilenler arasında yapılacak çekilişi kazananlar Avrupa hattında uçak bileti, Türk Hava Yolları'nın 737 serisinin uçak maketi ile Kokpit hediye setinin sahibi olacaklar.

Araştırmalarda her gelir kesiminden geniş bir yelpazede seyirci kitlesine ulaşan Kokpit, Türkiye'de havacılığın sevilmesine büyük katkılar sağladı. Bir marka haline gelen 'Kokpit' adı giderek çeşitli alanlardaki kullanımda yaygınlaştı.

Yabancı televizyonlarda çok az sayıda yer alan havacılık programları arasında en uzun süre yayında kalanlar içine girmeyi de başaran Kokpit, ünlü uçak imalatçıları Boeing ve Airbus gibi kuruluşların desteğini kazandı. Dünyanın çeşitli yerlerindeki havacılık fuarlarında sürekli gündeme gelen Kokpit, Türkiye'de her iki yılda bir yapılan Airex Sivil Havacılık Fuarları'nın da yayın taşıyıcılığını üslendi.

Ağırlığını bilgilendirmeye veren, tartışma ve kavgalar yerine Türkiye'de havacılığın sevilmesine, korkuların yenilmesine yardımcı olan Kokpit bundan böyle de yayın anlayışındaki seviyesini en üst seviyede tutacak.

Genel Yönetmenliğini Oğuz Koloğlu'nun yüklendiği Kokpit'in yönetmenliğini Çiğdem Geyik Öz ve haber yönetmenliğini Tolga Özbek yapıyor.

DHMİ A.Ş. oluyor

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), bünyesindeki havalimanı işletme ve hava trafik kontrol yetkisi birbirinden ayrılarak anonim şirket haline getirilecek. DHMİ'nin kar-zarar hesabı yapan havalimanı işleten ve işlettiren bir yapıya kavuşması öngörülüyor. Özelleştirme İdaresinin bütün KİT'lerin daha kolay özelleşmesi için yaptığı hazırlık içinde yer alan DHMİ A.Ş. modelinin ne zaman ve hangi şartlarda gerçekleşeceği önümüzdeki aylarda ortaya çıkakacak.

Bu kararla Türkiye'de havalimanlarının sadece terminal değil tüm yapısı ile özelleştirilme aşamasına geçilebileceğine dikkat çeken uzmanlar, böylece DHMİ'nin küçülerek havalimanlarını kontrol eden ve planlayan bir otorite haline geleceğini belirtiyorlar. DHMİ'nin havalimanlarının işletmesinin özelleştirilmesinden elde edilecek gelirle kar etmeyen ancak özellikle doğuda ulaşımda can damarı olan havalimanlarında uçuş emniyetinin arttırılması ve modernizasyon yapılması hedefleniyor. Bazı havaalanlarının ise yerel yönetimlere bırakılması planlanıyor.

Hava trafik hizmetleri ve seyrüsefer hizmetleri ise ayrı bir genel müdürlük haline getirilerek doğrudan Ulaştırma Bakanlığı’na bağlanacak. Böylece hava trafik hizmetlerinin daha ön planda olarak uçuş emniyetine olumlu katkıda bulunulması öngörülüyor.

Öte yandan DHMİ gelecek aylarda Ankara Eserboğa Havalimanı Terminalleri’nin ihalesine çıkacak. İlk kez hem iç hatlar hem de dış hatlar ihale edilecek. Kurum daha sonra İzmir Adnan Menderes Havalimanı terminallerinin özelleştirmesine gidecek.

Ödül millerde kısıtlama kalkıyor

Türk Hava Yolları, Miles&Miles özel yolcu programı üyelerine topladıkları mil karşılığı aldıkları iç hat biletlerinde yer kısıtlamasını kaldırdı. Buna göre ödül bilet kazananlar, iç hat uçuşlarında aynı ücretli biletli yolcular gibi seferlerde yer olduğu takdirde uçuş haklarını kullanabilecek. Dış hatlarda ödül biletlere yer kısıtlamasının da önümüzdeki günlerde kaldırılması planlanıyor.

THY ayrıca en çok mil toplayan ilk 10 üyesine İstanbul üzerinde helikopter turu yaptıracak. En fazla mil sıralamasında ilk yüze girenlere ise THY simülatörlerinde sanal uçuş imkanı sağlanacak.

Dış hatlar yüzde 11 büyüdü

İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali 2003'te bir önceki yıla oranla yüzde 11 daha fazla yolcuya hizmet verdi. Yılı 11 milyon 500 bin yolcu ile kapatacaklarını söyleyen işletmeci Tepe Akfen Vie konsorsiyumu Murahhas Azası Sani Şener, '2003'de Irak Savaşı, Güneydoğu Asya'daki SARS krizi ve arkasından İstanbul'da patlayan bombalara rağmen yolcu sayısında artış yakaladık. Amacımız bu trendi sürdürmek' dedi.

2004'ten umutlu olan Şener, mayıs ayında devreye girecek ek terminal binası ile yolculara daha rahat hizmet verileceğini söyledi. 85 odalı otelin de içinde bulunduğu ek terminalde uçakların yanaşacağı 5 köprü ve 3 bagaj karoseli bulunacak. Ek tesiste açılacak yeni CIP ve VIP salonları ile özel yolcu hizmetinin daha rahat verilmesi hedefleniyor. Ek terminalde küçük bir havacılık müzesi ve sergi salonu da bulunacak.

İşletmenin dördüncü yılına 10 Ocak'ta girecek olan TAV, Yeni Dış Hatlar Terminalinin açılmasından bu yana 37.589.167 yolcuya hizmet verdi. Bu sayının 4.272.738'i transit yolcu oldu. Yıllık transit yolcu sayısının 2000 yılı öncesinde 500 bin civarlarında seyrettiğini belirten Şener bu sayının yıllık ortalamada üç kat artmasının İstanbul'un bölgenin en önemli havalimanlarından biri haline gelmesinin göstergesi olduğunu söyledi.
Yazının Devamını Oku

Sniperların gölgesindeki fuar

14 Aralık 2003
Dünyanın en büyük üçüncü havacılık fuarı Dubai Air Show, terör riski nedeniyle yüksek güvenlik önlemleri altında yapıldı. Çatıda sniper, yani keskin nişancıların nöbet tuttuğu fuarda 7.5 milyar dolarlık uçak ve ekipman alım anlaşması imzalandı. İlki 1989'da yapılan ve Dubai şehriyle birlikte hızla büyüyen fuar, bu yıl sekizinci kez kapılarını açtı. Paris Le Bourget ve İngiltere'de Farnborough'dan sonra gelen Singapur'u geçerek dünyanın üçüncü büyük fuarı olan Dubai, 36 ülkeden 550 katılımcı şirket ile 83 uçağı ağırladı.

Fuara damgasını ev sahibi Emirates Havayolları vurdu. Verdiği büyük siparişlerle gerek Airbus, gerekse de Boeing'in baş tacı yaptığı Emirates, bu yıl 3 milyar dolarlık anlaşma imzaladı. Filosuna Eylül 2006'da almaya başlayacağı iki katlı A380 uçakları için Emirates, General Electric-Pratt&Whitney ortak imalatı GP7200 Alliance motorlarını seçti. Şirket 45 uçak için 199 motor satın alacak. Yıllardır İngiliz Rolls Royce motorları kullanan Emirates'in seçimini Amerika yönüne çevirmesi havacılık çevrelerinde dengenin korunması olarak tanımlandı.

Sergide A340-500 uçağı ile boy gösteren Emiretes, kapalı alandaki standına bire bir ölçekteki A380 uçağının ön kabini yerleştirmişti. 1 milyon dolara mal olan A380'in ön kabini büyük ilgi gördü. Havayolu yatırımlarına 26, yeni Dubai Havalimanı’na ise 4 milyar dolar harcayan şirket, Dubai'yi dünyanın sayılı turizm ve ticaret merkezlerinden biri haline getirmek üzere ciddi yatırım yapıyor. Havalimanı için hedef 2010'da 30, 2020'de ise 60 milyon yolcu.

KATAR TAKİPTE

Kalkınmanın ulaşımdan geçtiği örneği bölge ülkeleri tarafından da yakından takip ediliyor. Katar Havayolları ikinci Emirates olmak için kesenin ağzını açtı. Airbus'a 2 A380 siparişi veren Katar, iki de opsiyon anlaşması yaptı. Şirket ikisi kesin toplam 10 adet A340-600 uçağını da 2009'a kadar filosuna alacak.

Boeing'te ise moraller Başkan Phil Condit'in istifası nedeniyle biraz bozuktu. Uzun menzilli 777-300ER'yi ilk defa müşterilerin önüne çıkartan Boeing tanıtımlarında yeni nesil uçağı 7E7'ye büyük önem verdi. Uzay ve askeri projeleri de yakından takip eden Amerikalı imalatçı yönetimin başını yiyen ve hükümetle sorunlara neden olan 767 Tanker Uçağı Projesi'ni getirdiği simülatörle tanıttı. Boeing'in kabini iş jeti haline getirilmiş değişik donanımlı BBJ 737 uçaklarından fuarda tam 4 tane vardı.

Airbus ise rakibine oranla çok daha rahattı. Başkan Noel Forgeard ilk dafa Dubai'de liderliklerini ilan etti. Pazar paylarının yüzde 55'e çıktığını söyleyen Forgeard, bu yıl 47 uçak fazla sattıklarını açıkladı. Airbus fuara A340-600 ve A319'un iş jeti haline getirilen modeli ACJ'yi (Airbus Corperate Jet) de getirmişti

İŞ JETLERİ HAREKETLİ

İş jetlerinde tüm imalatçılar tam kadro Dubai'ye gelmişlerdi. Dassault, bu yıl 40'ıncı yaşını kutlayan Falcon serisinde yeni kokpit konsepti 'EASY'nin tanıtımına büyük önem verdi. Fransız imalatçı 2000E ve 900EX ile boy gösterirken yeni nesil uçağı üç motorlu Falcon 7X'in siparişleri ise adı açıklanmayan müşterilerle 45'e yükseldi.

Kanadalı Bombardier fuarda Learjet modelinin 40'ıncı yaşını kutladı. 1963'de Learjet 23 ile başlayan imalat bugün en yeni model 45XR ve 60 serisi ile sürüyor. Fuara Challenger 300 ilk defa katılırken Global Express 5000'in de kabini tanıtıldı. Cessna ise Arap ortağı ile katıldığı fuarda Citation serisinin yeni modellerini ziyaretçilerin ilgisine sundu. Gulfstream ise G550, 450 modellerinin yanı sıra G200 modelini de getirmişti. Raytheon'un Premier haricinde iş jetlerinden çok savunma sistemlerine ağırlık vermesi dikkat çekti.

Müşterilerin ilgisini çekmek için Gulfstream G550'nin önüne Rolls Royce, Piaggio ise Avanti P180'in önüne Ferrari ve Maseratti otomobillerini koymuştu.

Askeri pazarda ise aralarında başında silahlı nöbetçinin beklediği radara yakalanmayan F-117’nin de olduğu çok sayıda Amerikan uçağı gelmişti. Gazeteciler arasında 'Çevredeki üslerde ne varsa getirmişler' esprisi yapılırken pilotların armalarında filo ve uçak isimlerinin Arapça yazdığı dikkat çekti.

Tolga ÖZBEK

Tarihi değiştiren 10 uçak

Havacılık dünyası 17 Aralık'ta ilk motorlu uçuşun 100'üncü yaşını büyük bir törenle kutlayacak. Wright Kardeşlerin sadece 12 saniye süren ilk uçuşuyla başlayan süreç dünyanın gelişmesinde çok önemli rol oynadı. Birçok uzman, uçakları kıtaları yakınlaştıran ve kültür alışverişini sağlayan yazının bulunmasından sonraki en önemli buluş olarak kabul ediyor. Üçüncü büyük buluş ise internet. Artık yeni nesil yolcu uçakları internetle yerden binlerce metre yükseklikte buluşuyor. İşte havacılık uzmanlarının seçtiği dünyayı değiştiren 10 efsane uçak ve bir helikopter:

Flyer: Wright Kardeşler 'Flyer' adını verdiği ilk uçaklarını tahta ve bezden imal etmişti. Üzerinde 12 beygirlik otomobil motoru bulunuyordu. Flyer ilk 12 saniye olmak üzere sadece 4 defa uçup sert bir inişte parçalandı. Wright Kardeşler tarafından 1924'e kadar saklanan uçak 1948'den bu yana Washington Smitsonian Havacılık Müzesi'ne sergileniyor.

DC-3: Douglas tarafından sivil yolcu uçağı olarak 1935'te imal edildi. Onun sayesinde ilk defa havayolları kár ederek uçmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı'nda askeri amaçlı kullanıldı. Çift motorlu uçaktan binlercesi imal edildi.

Boeing 707: İlk başarılı ve ekonomik jet motorlu yolcu uçağı oldu. 1954'ten 1991'e kadar binin üzerinde imal edildi. Dört motorlu 707 sayesinde hızlı uçuşlar başladı.

Bell X-1: Ses hızını geçen ilk uçak oldu. 14 Ekim 1947'de Test Pilotu Chuck Yeager, 12 bin metre yükseklikte saatte 1078 kilometre hıza ulaştı. Bell imalatı X-1, ondan sonra imal edilen sesten hızlı askeri ve sivil yolcu uçaklarına yol açtı.

Cessna 172: İlk imalatı 1946 yılında üstten kanatlı 140 modeli ile başlayan tek motorlu uçak serisi 172 modeli ile efsaneleşti. İmalatı yeni nesil teknoloji ve motorlarla süren uçak tüm dünyaya amatör pilotluğu sevdirdi.

P-51: İkinci Dünya Savaşı'nda imal edilen 15 bin P-51, 5 bine yakın düşman uçağının düşürülmesini sağlayarak müttefiklere hava üstünlüğü sağladı. Halen uçabilir durumdakilerin fiyatı 1.5 milyon doları bulan P-51'ler pilotlar tarafından 'Gökyüzünün Cadillac'ı' olarak adlandırılıyor.

SR-71: Lockheed tasarımı casus uçağı SR-71 ile uçakların sınırı zorlandı. Saatte 4 bin kilometre hızla uçabilen SR-71 28 bin metre yüksekliğe tırmanabiliyordu. SR-71, 2001 yılında emekli oldu.

Concorde: İngiliz-Fransız ortak yolcu uçağı Concorde ile sesten iki kat hızlı süpersonik seyahat devri başladı. 1979'da hizmete giren Concorde geçen ay son uçuşunu yaptı.

Clipper 314: Dört motorlu deniz uçağı ile ilk defa transatlantik uçuşlar, Pan Am Havayolları tarafından başlatıldı. İçinde yatak, yemek salonu bulunan 74 koltuklu Clipper 314, saatte 344 kilometre hızla 6 bin 400 kilometre menzile uçabiliyordu.

UH-1: Sıralamaya giren tek helikopter Bell'in UH-1'inin askeri ve sivil modelinden 10 bine yakın imal edildi. Helikopter UH-1 ile tüm dünyada yaygınlaştı.

TÜRK ŞİRKETLERİ

Fuara Türkiye'den TUSAŞ, MNG Teknik ve Yakupoğlu şirketleri katıldı. TAI, TEI ve askeri uçak bakım tesislerini temsil eden TUSAŞ, Türkiye'deki havacılık sanayi ve kabiliyetleri Ortadoğu pazarına tanıttı. Arap ülkeleri özellikle askeri uçakların havada haberleşmelerini sağlayan ULAK Projesi ile yakından ilgilendiler.

MNG Teknik yeni müşteriler kazanmak için fuarda çok sayıda görüşme yaptı. DC9-MD80 ile A320 uçaklarının bakım yetkisini alan MNG, THY ile birlikte Türkiye'yi bölgedeki en önemli bakım merkezlerinden biri haline getirmeyi hedefliyor.

Askeri üniforma, ayakkabı ve teçhizat üreten Ankaralı Yakupoğlu şirketi ise aldığı siparişlerle Avrupalı rakiplerine korkulu günler yaşatıyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nden önce 5, daha sonra da 7.5 milyon dolarlık ihale alan Yakupoğlu bölgede çok sayıda ülkeye ihracat yapıyor.

Fuar başta Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül olmak üzere çok sayıda Türk askeri ve sivil yetkili tarafından gezildi. Fuarın üçüncü günü Milli Savunma Müsteşar Yardımcısı Tümgeneral Ünal Özsipahioğlu ile gelen Bakan Gönül, Türk ve yabancı şirketlerin standlarını gezerek bilgi aldı.

HAVACI AİLE

Ailece yıllardır tatillerini Bodrum'da geçiren İtalyan uçak imalatçısı Vulcan Air'in patronları baba-oğul Carlo ve Remo De Feo, 6 yıl önce batan Panavia şirketini alarak yeniden ayağa kaldırdılar. Carlo fabrikayı yönetirken oğlu Remo satış ve pazarlamadan sorumlu.

Çift motorlu Obsever ve Kangroo uçaklarını imal eden Vulcan Air, tek motorlu turporop WF600W uçağını da geliştiriyor. Özellikle Amerika'da çok sayıda uçak satan Vulcan Air, fuara yağmur bombası atan Obsever uçağını getirmişti.

THY rekor kára koşuyor

İlk dokuz ayda vergi öncesinde 189 trilyon 400 milyar lira kár eden Türk Hava Yolları, 2003'ü 100 milyon dolar kárla kapatmayı hedefliyor. Büyük havayolu şirketlerinin milyar dolar seviyesinde zarar açıkladığı dönemde 2002'de de kár eden THY, gelecek yıllarda da istikrarlı mali yapısını korumayı planlıyor.

Irak Savaşı ve SARS nedeniyle bu yılın ilk 3 ayında 12 trilyon 353 milyar lira zarar açıklayan THY, ilk 6 ayı da vergi sonrasında 160 trilyon 773 milyar kár ederek kapatmıştı.

MNG Irak’a uçuyor

Türk hava kargo şirketi MNG, uçağı Bağdat'a inerken vurulan DHL'in yerine Bahreyn-Bağdat uçuşlarına başladı. Günde iki kez gerçekleştirilen uçuşlar Airbus A300B4 tipi kargo uçağı ile yapılıyor.

Filo genişletmek üzere harekete geçen MNG, iç hatlarda kargo taşımak üzere 3 adet DC9 tipi uçak almayı hedefliyor. Bu uçaklarla yurtiçinde paket kargo taşımacılığı gerçekleştirilecek. MNG, 2004 yaz sezonunda filosundaki 737-400 ve A300 tipi yolcu uçaklarına ek iki adet MD82 tipi uçak almak üzere kiralama şirketleri ile görüşmelerini sürdürüyor.

Tacikistan Atatürk Havalimanı’nda

İstanbul Atatürk Havalimanı'nın 341'inci havayolu şirketi Tacikistan oldu. Şirket kış sezonunda uçuşlarını Sabiha Gökçen'den Atatürk Havalimanı'na aldı. Türkiye seferlerine 2001'de başlayan Tacikistan Havayolları, haftada bir gün Düşenbe-İstanbul-Münih hattında sefer yapıyor.

Onur Air iç hatlarda

Çok noktalı iç hat uçuşlarını başlatan Onur Air, açtığı Kayseri ve Diyarbakır hatlarında yüksek doluluk oranı yakaladı. Tek yön 79, gidiş dönüş 149 milyon liraya uçan Onur Air, Erzurum'a 16, Trabzon'a 17, Samsun'a 23, Adana'ya 24, İzmir'e 26 ve Antalya'ya da 30 Aralık'ta sefer yapmaya başlayacak.

MD88 uçaklarını iç hatlara çeken Onur Air, filosuna 5 adetA320 almayı planlıyor. İlkbaharda filoya katılacak A320’lerle filo 25 uçağa çıkacak.

TÖSHİD Doğaner’le devam edecek

Türkiye Özel Havayolu İşletmecileri Derneği (TÖSHİD) Başkanlığı'na Tuncay Doğaner yeniden seçildi. İki yıllığına 34 üyenin hepsinin oyunu olarak seçilen Free Bird Havayolları Genel Müdürü Kaptan Pilot Doğaner, hedeflerinin Türk şirketlerine yeni pazarlar açmak olduğunu söyledi. Rusya ve komşu ülke pazarlarına da girmeyi planlayan Türk şirketleri, 2005 sezonunda filosunu 70'ten 100 uçağa çıkartmayı hedefliyor.

TÖSHİD’in ikinci hedefi ise THY'nin büyük ağabeyliğinde eğitim ve bakım tesisleri açmak. İstanbul veya Antalya'da içinde A320, A300B4 ve 737 simülatörleri, kabin mock-up'ı bulunan eğitim merkezi açmayı planlayan TÖSHİD, bakım merkezi konusunda da fizibilite çalışmalarını sürdürüyor.

THY ile yapılacak işbirliği ile Türkiye'nin bölgedeki en büyük havayolu eğitim ve bakım merkezi olacağını belirten Doğaner, birlikte hareket ederek standartları ve kaliteyi yukarı çekeceklerini söyledi.

TÖSHİD'in yeni yönetim kuruluna Tuncay Doğaner'in yanı sıra Şahabettin Bolukçu, Yavuz Çizmeci, Adil Serim, Yalım Tilev, Turgay Kuttaş, Mustafa Türkmen, Ahmet Karaman ve Naci Alın seçildi.
Yazının Devamını Oku

Boeing’de deprem

7 Aralık 2003
Dünyanın en büyük havacılık imalatçısı Boeing'in yönetiminde geçen hafta başlayan depremin son kurbanı şirketi 7 yıldır yöneten Phil Condit oldu. Savunma projelerinde Amerikan hükümeti ile aralarında yaşanan etik sorunu nedeniyle istifa ettiğini açıklayan Condit'in aslında uzun süredir yönetim kurulu ile arasında problemler olduğu iddia edildi. Condit'in yerine McDonnell Douglas'ın eski başkanı Harry Curtis Stonecipher getirildi. 67 yaşındaki Stonecipher, Boeing'in Douglas'la 1997'de birleşmesinden sonra 5 yıl Condit ile beraber çalışmış, 2002'de emekli olmuştu.

Sivil uçak pazarında liderliğini Avrupalı rakibi Airbus'a kaptıran Boeing, son günlerde sıkıntılı günler yaşıyor. Geçen yıl rakibi Lockheed Martin'den füze bilgileri sızdırılması nedeniyle Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'un hışmına uğrayan Boeing en önemli darbeyi tanker uçak projesinin askıya alınmasıyla yedi. 11 Eylül'den sonra yolcu uçağı siparişlerinin azalmasıyla sıkıntılı günler yaşayan Boeing'den, Amerikan hükümeti havadan yakıt ikmal görevlerinde kullanılmak üzere 100 adet 767 almak için görüşmelere başlamıştı. 20 milyar dolarlık proje Boeing için hayat öpücüğü anlamına geliyordu. Airbus bu projenin ihalesiz Boeing'e verilmesine karşı çıkarak A330 uçaklarının tanker modelini teklif etti.

BİLGİ SIZDIRDI

Airbus'ın teklifinin Boeing'den daha ucuz olduğu, Amerikan Hava Kuvvetleri'nde görevli Darleen Druyun tarafından Boeing'e sızdırıldı. Druyun daha sonra Boeing'in Condit'ten sonra başkan olmasına kesin gözle bakılan Mali İşler Bölüm Başkanı Micheal Sears tarafından işe alındı. Boeing yönetimi tarafından bu durumun tespit edilmesiyle Sears ve Druyun geçen hafta görevden alındı.

Etik açısından ciddi sorunlar yaşanmasıyla Başkan Condit de istifa etmek durumunda kaldı. Yeni yönetimde Stonecipher ile birlikte yönetim kurulunda icra yetkisine sahip olmayan başkanlık görevi Lewis E.Platt'a verildi. Beş yıldır Boeing yönetim kurulunda çalışan Platt uzun yıllar Hawlett-Packard şirketinin başkanlığını yapmıştı. Tahminler Stonecipher ve Platt'ın geçici yönetimle yaklaşık bir yıl görevde kalmasından sonra yerlerini Boeing'in geleceğini şekillendirecek yeni yönetime bırakacağı yönünde.

7E7 AIRBUS'IN ÖNÜNÜ KESECEK

Radikal kararlar alması ile tanınan Stonecipher’ın şirketin ağırlığını sivil uçaklardan askeri sistemler ve uzaya kaydırması bekleniyor. Karlılığı arttırmayı hedefleyen Stonecipher'ın önünde ciddi sorunlar bulunuyor. Bunların başında sivil pazarda Boeing'e yeniden liderlik koltuğunu getirecek modeller geliyor. 15 Aralık'ta toplanacak Boeing yönetim kurulu 7E7 ile ilgili kesin kararı verecek. Uzmanlar Boeing'in bu model ile Airbus'ın önünü kesebileceğine inanıyor. Diğer taraftan 747'nin yeni modellerini tekrar gündeme getirerek Airbus A380'e ucuz rakip sunacak.

Yeniden yapılanmaya gidecek şirketin ciddi sayıda işçi çıkartması, imalatının başka ülkelere kaydırması bekleniyor. Uzmanlar Boeing'in toparlanmasının bir kaç yıl alabileceğine dikkat çekiyor

STONECIPHER’I THY KOVDURMUŞTU

Havacılık sektöründe laboratuvar teknisyeni olarak çalışmaya başlayan ve dev şirketlerin zirvesine yükselen Harry Curtis Stonecipher'ın iş hayatında Türk Hava Yolları ciddi bir dönüm noktası olmuştu. İşlerin hızlı yapılması için inisiyatif kullanan Stonecipher, 1977'de THY'nin bir projeden vazgeçmesiyle General Electric (GE) yönetimine karşı zor durumda kalarak görevden alınmıştı. Başarılı ve çok inatçı bir yönetici olan Stonecipher 1979'da GE'in uçak motoru bölümüne başkan olarak geri dönmüştü.

DC10 OLAYI

THY, artan yolcu sayısıyla filoya 1972'de üç adet DC10 uçağı almıştı. DC10'larda GE'in ilk imal ettiği sivil yolcu uçağı motoru olan CF6-6 kullanılıyordu. Uçakların teslimatından itibaren CF6 motorlarında ciddi sorunlar yaşanıyordu. Neredeyse her 300 saatte bir motorlar uçaktan indirilerek bakıma alınıyor, plansız bakımlar tarifeyi altüst ediyordu.

İNİSİYATİF KULLANDI

1977 yılında THY, Douglas ve GE ile masaya oturarak DC10'lara büyük bakım yapılmasını ve aynı zamanda motorlarda 'upgrade service' olarak adlandırılan birtakım parçaların değiştirilmesi için pazarlıklara başladı. Görüşmeler yapmak üzere daha sonra Genel Müdür olan Teknikten Sorumlu

Genel Müdür Yardımcısı Nurettin Erguvan başkanlığında bir ekip Amerika'ya gitti. Douglas ve GE işi alacaklarından emindi. Hatta GE Müşteri Destek Müdürü Stonecipher yönetim kuruluna haber vermeden THY'nin bakım sonrasında upgrade yapılıncaya kadar kullanacağı yedek motorlara 2 milyon dolarlık upgrade işleminin siparişini kendi inisiyatifini kullanarak vermişti.

Bu arada Douglas ve GE dışında motorlarının yapılması için alternatifler arayan THY, Swissair'den çok ucuz bir teklif aldı. İsviçre'nin yakın ve teklifin daha uygun olması nedeniyle Swissair tercih edildi. Yedek motorlar Harry Stoncipher'in elinde kalarak başına dert oldu. Ve yönetim kurulu kararı ile görevden alındı. Ancak çok başarılı bir yönetici olan Stonecipher GE ile ilişkilerini bozmadı ve şirket 1979'da onu yeniden göreve çağırdı. Bugünkü Boeing Başkanı o talihsizlikten sonra GE'de Sivil-Askeri Uçak Motoru Bölüm Başkanı olarak uzun süre görev yaptı.

DERS OLDU

GE ile yaşanan sorundan sonra THY, DC10 uçaklarını daha verimli çalıştırma olanağı buldu. CF6 motorları THY için çok önemli tecrübe sağladı. O tarihten sonra filoya alınan her uçak tipinde motorlara büyük bakım yetkisi de kazanıldı. Bugün THY'nin bölgenin en büyük bakım tesisine sahip olmasında bu olayın ciddi bir etkisi vardı.

Yeni helikopterler

Ekonomik kriz nedeniyle kan kaybeden, çok sayıda özel uçak ve helikopterin yurt dışına satıldığı Türk Genel Havacılığı toparlanmaya başladı. Helikopter pazarı önümüzdeki aylarda teslim edilecek yeni ve ikinci el helikopterlerle hareketlenecek.

Filosunu yenileyen Sancak Air, Bell 407 tipi helikopterinin teslimatını 2004 Mart'ından bu aya çekti. Amerika'dan gemiyle İzmir'e gelecek 6 yolcu kapasiteli Bell 407, monte edildikten sonra İstanbul'a uçacak. Portföyündeki Bell 206 helikopterlerini yeni nesil 407 modeli ile değiştirmeyi planlayan Sancak Air iki adet helikopter için görüşmelerini sürdürüyor.

Hava taksi ve uçuş okulu hizmeti veren Bon Air şirketi de filosuna bir adet Bell 206 Long Ranger tipi helikopter almak üzere çalışmalar yapıyor. Bon Air ayrıca iki adet Citation tipi iş jeti için imalatçı Cessna şirketi ile görüşüyor. İş jetlerinin her biri özel ortaklık sistemi ile dört iş adamı tarafından satın alınacak.

Bir başka 'Long Ranger' müşterisi ise havadan canlı yayın hizmeti vermeyi planlıyor. Helikoptere İngiliz 'FLIR' kamera sistemi takılarak havadan hassas çekim ve televizyonlar için canlı yayın yapılacak.

EasyJet/EasyBus’ı kuruyor

İngilizlerin ünlü düşük maliyetli havayolu şirketi EasyJet, uçak işletmeciliğinden sonra otobüs şirketi kurmak üzere çalışmalara başladı. 'EasyBus' adını taşıyacak şirket, havayolunda olduğu gibi 1 eurodan başlayan fiyatlarla otobüs bileti satacak. İmalatçılarla pazarlık yapan şirketin kurucusu Stelios Haji-Ioannou, amaçlarının uçakta olduğu gibi düşük maliyetli hizmet sunarak tüketiciyi yüreğinden yakalamak olduğunu söyledi.

Uçuşlarına Kasım 1995'te iki Boeing 737 ile başlayan EasyJet'in filosunda 72 uçak bulunuyor. Airbus'a verdiği 120 adet A320 siparişi ile dikkat çeken şirket, geçen yıl 20 milyon yolcu taşıyarak 70 milyon dolar kár etti.

AtlasJet Tayland’da büyüyecek

Antalya merkezli ve Öger Grubu'nun havayolu AtlasJet International, Tayland'da ortak olduğu havayolu şirketi ile büyüyecek. ThaiJet adını taşıyan ve Bangkok merkezli havayolu bölge ülkeleriyle birlikte Avrupa ve İsrail'den Tayland'a turist taşıyacak. İki Boeing 757-200 uçağını yeni şirkete pilotları ile birlikte veren AtlasJet, seferlerine 15 Aralık'ta başlayacak.

Yeni pazarlar arayan AtlasJet bundan 8 ay önce Tayland'tan ilginç bir teklif aldı. Ülkenin en büyük kuyumcularından Preckat Konlgate bölge ülkelerinden gelecek turistleri taşımak için AtlasJet'ten ekipleriyle birlikte uçak istedi. Görüşmeler yeni bir şirket kurulmasıyla sonuçlandı. AtlasJet'in yüzde 30 ortak olduğu ThaiJet geçen ay uçuş iznini aldı.

İlk uçak bugün şirketin Türk yöneticileri, pilotları ve teknisyenlerini Bangkok'a götürüyor. 40 kişilik ThaiJet ekibinde yemekler açısından zorluk çekilmemesi için bir de aşçı da bulunuyor. ThaiJet'in kabin memurları ise Taylandlı ekiplerden oluşuyor. Kabin memurlarının yüzde 60'ı United Havayolları kökenli.

15 Aralık’ta ilk uçuşunu Kopenhag-Bangkok arasında yapacak olan ThaiJet Kore, Hong Kong ve Çin'in yanı sıra Avrupa ve İsrail'den de yolcu taşıyacak. Herkesin Avrupa'yı hedeflerken Uzakdoğu pazarına girdiklerini söyleyen Genel Müdür Kaptan Pilot Peter Dirim, amaçlarının yeni pazarlar bulmak olduğunu söyledi. ThaiJet'in ciddi kapasite yakalayacağına inan Dirim Kaptan, gelecek yıl geniş gövdeli Boeing 767 uçaklarını filoya almayı planlıyor.

FİLO GENİŞLİYOR

İki uçağını Tayland'a yollayan AtlasJet, talebin artması durumunda elindeki iki 757'yi de bölgeye yollayacak. Türkiye'de ise yaz operasyonlarının nisan ve mayıs aylarında filoya alınacak üç Airbus A320 uçağı ile yapılması hedefleniyor. CFM56 motorlarına sahip A320'leri tercih eden AtlasJet, Türkiye ağırlıklı operasyonlarını bu uçaklarla sürdürecek.

Dalaman Aksa’nın

Dalaman Havalimanı Dış Hatlar Terminal Binası İhalesi’ni, Aksa İnşaat, Turkuaz Şirketler Grubu ve Kırgız firması Manas Havacılık'ın oluşturduğu konsorsiyum kazandı. İnşaatı 24 ayda tamamlayacak olan konsorsiyum 6 yıl 5 ay 20 gün işlettikten sonra terminali DHMİ'ye geri verecek. Terminal projesinde 7 yolcu köprüsü, 60 check-in kontuarı, 30 pasaport bankosu ile 750 araçlık açık otopark yer alıyor.

ANTALYA ONAYLANDI

Diğer taraftan Antalya Havalimanı 2'nci Dış Hatlar Terminal Binası İhalesi’nin Çelebi Hava Servisi ile Kazakistan'lı Atma Atyrau Havalimanı Ortak Girişimi'ne verilmesi Ulaştırma Bakanlığı tarafından onaylandı. Yıllık 5 milyon yolcu kapasitesine sahip terminal inşaatının en kısa sürede tamamlanarak hizmete girmesi planlanıyor.

Malev’le bakım anlaşması

Türk Hava Yolları, Macaristan'ın milli havayolu şirketi Malev ile teknik bakım anlaşması imzaladı. Yaklaşık 1 milyon dolarlık anlaşma ile Malev Havayolları filosundaki Boeing 737 uçaklarının boyama ve kabin bakımı THY Teknik tarafından gerçekleştirilecek. Ocak ayında başlayacak 13 uçağın boya ve bakım çalışmaları 2004 sonuna kadar tamamlanacak.

Swiss’ten indirim

İsviçreli havayolu şirketi Swiss, İstanbul çıkışlı Zürih aktarmalı, ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç Londra, Roma, Milano, Paris, Nice, Brüksel, Amsterdam, Stockholm, Kopenhag, Düsseldorf ve Lüksembourg'a 239 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor. Fiyatlar yılbaşı ve yarıyıl tatili hariç 28 Şubat 2004'e kadar geçerli.

SunExpress’e çevre belgesi

Antalya merkezli havayolu SunExpress, çevreye duyarlılığı nedeniyle ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi aldı. Genel Müdür Paul Schwaiger National Quality Assurance tarafından verilen belgeyi daha az atık üretimi yoluyla çevresel performansın sürekli iyileştirilmesi süreçlerini hayata geçirerek almaya hak kazandıklarını söyledi.
Yazının Devamını Oku

Uçaklar daha az kirletecek

30 Kasım 2003
Araştırmalar teknolojinin gelişmesine rağmen hava trafiğindeki hızlı yükselişle birlikte kirliliğin de giderek arttığını ortaya koyuyor. Uçakların motorlarından çıkan zehirli gazlar, iniş-kalkışlarda gürültü kirliliği, çevreyi ve insan sağlığını tehdit ediyor. Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO) aldığı kararlarla hava taşımacılığının daha çevreci olması için sektöre ciddi baskı yapıyor. Yeni kurallar koyan ICAO, gürültü ve zehirli gaz, yani emisyon oranlarının minimuma indirilmesini istiyor. Avrupa'da ise havayolları ve havalimanı otoriteleri çevrecilerin yakın takibinde. Birçok havalimanı, gürültü nedeniyle gece saatlerinde kapanıyor. Havayolları her yıl çevre ile ilgili yaptıkları çalışmalarını yayınlıyor.

Çevre ve havacılık konularında çalışmalar yapan SunExpress Havayolları Kaptan Pilotlarından Serdar Cebeci'nin hazırladığı rapora göre, dünya ekonomisine hava taşımacılığı yıllık dolaylı 390, dolaysız olarak da 320 milyar dolar katkıda bulunuyor. 1999 rakamlarına göre, havacılık sektörü seyahat ve turizm ile birlikte 192 milyon kişiye ekmek sağlıyor. Bu rakamın 2010 yılına kadar 250 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Bu kadar ciddi bir ekonomik güce sahip hava ulaşımının sürdürülebilir kalkınma ile çevreye etkilerinin kontrol altına alınabilmesi için özel çalışmalar yapılıyor.

ZEHİRLİ GAZLAR

Yolcu uçakları 'Jet A1' olarak adlandırılan gaz yağının bir türevini kullanıyor. Dünya yakıt tüketiminin yüzde 5-6'sı yolcu uçakları tarafından gerçekleştiriliyor. Yeni nesil yolcu uçaklarında 100 kilometre mesafede yolcu başına ortalama 3-3.5 litre yakıt harcanıyor. Eski nesil uçaklarda bu oran 12 litreye yükseliyor.

Yanmayla beraber havaya değişik oranda gaz çıkışı gerçekleşiyor. Zehir oranı yüksek olan bu gazların, Avrupa Birliği'nin 2002'de aldığı kararla insan sağlığına zararlı olduğu ilan edildi:

Karbon dioksit (CO2): 350 litrelik yakıttan yaklaşık 1 ton CO2 ortaya çıkıyor. Araştırmalar, CO2 emisyonunun yüzde 2'sinin havayolu tarafından oluşturulduğunu ortaya koyuyor. CO2, atmosferin ısınmasına neden oluyor. Yeni nesil motorlarda CO2 oranı azaltılıyor.

Nitrojen Oksit (NOX): Yakıtın yüksek basınç ve ısıyla yakılmasıyla NOX meydana geliyor. Ortalama yakılan her 1 kilogram yakıtta 11 ila 18 gram NOX oluşuyor. Yeni nesil, yüksek itiş güçlü motorlarla beraber ortaya çıkmasıyla NOX üretimi daha artıyor. NOX ozon tabakasına zarar veriyor.

Karbon monoksit (CO): Alçak irtifalarda CO çevreyi etkiliyor. Uçakların yerde motor çalıştırma, kalkış ve inişlerde çıkardıkları CO doğrudan çevreye karışıyor. Uçaklardan yılda 1.3 milyon ton CO oluşuyor. 2015'te bu rakamın yüzde 50 artarak 2 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Hidrokarbonlar (HC): Diğer emisyonlara oranla çok daha düşük olan HC emisyonu yılda ortalama 0.26 ton üretiliyor. Bu oranının sabit kalması hatta daha da azalması öngörülüyor.

Sülfür dioksit (SO2): Bu emisyon direkt motorla ilgili olmayıp doğrudan yakıt içindeki sülfür bileşiklerinden oluşuyor. Yanmasıyla ortaya asit çıkıyor. SO2, asit yağmurları ile toprağa karışıyor. SO2'yi yakıttan tamamen kaldırmak mümkün. Ancak, hayati öneme sahip motor yağlama işlemi için bazı organik asitlerin yakıta ilave edilmesi gerekiyor.

NELER YAPILACAK

Yeni yakıt hidrojen: Gelecekte uçaklarda yakıt olarak hidrojenin kullanılması öngörülüyor. Hidrojen yandığı zaman ortaya sadece su buharı çıkıyor ve kirliliğin önüne geçiliyor. Ancak, hidrojenin depolanmasında çok geniş hacimlere ihtiyaç duyuluyor. Bu durumun uçakların aerodinamik yapısını bozması nedeniyle hidrojenin havacılıkta yaygın olarak kullanılmasının en az 20-25 yıl alması bekleniyor. Ancak, başta Münih olmak üzere bazı havalimanlarında hidrojenle çalışan yolcu otobüsleri hizmet veriyor.

Çevreci teknoloji: Daha az kirlilik yaratan sistemlerin araştırılmasına verilen devlet desteği arttırıldı. Böylece teknolojinin daha da ucuzlayarak uçaklarda planlanandan daha önce yer alması sağlanacak.

Hızlı tren: Avrupa'da yaklaşık 300 kilometreye kadar olan mesafelerde hızlı tren bağlantısı olan şehirlere uçak seferleri kaldırılmaya başlandı. Böylece hem çevreye verilen zarar azalırken hem de hava trafiğinde tıkanmaların bir miktar önüne geçildi.

Sessiz trafik: Alman Havacılık Merkezi (DLR) tarafından geliştirilen sistemde, uçakların daha yüksek açıyla piste yaklaşması ve gürültü etkilerinin azaltılması planlanıyor. Yapılan denemelerde uçakların emniyet kuralları içinde daha yüksekten yaklaşması ile gürültü oranı yüzde 75 azaltıldı.

Tek motorla taksi: Yolcu uçakları indikten sonra pistten terminale kadar tek motorla gidilmesi üzerinde çalışılıyor. Halen simülatörlerde denenen sistem ile uçakların yerdeki emisyonları azaltılacak.

YERDE GÜRÜLTÜ TEHDİDİ

Gürültü, özellikle havalimanı yakınlarındaki şehirlerin en önemli sorunlarının başında geliyor. ICAO, 2001 yılında aldığı kararla gürültü limitleri daha da aşağı çekerek 'Chapter 4' olarak adlandırılan uygulama ile 10 desibele indirdi. Gürültü limitlerinin dışında kalan eski nesil uçakların kullanılmasına kısıtlama getiriyor. ICAO verilerine göre, dünyadaki havayolu uçaklarının ortalama yaşı 14.5. Yeni uygulama ile birçok yolcu uçağına limit getirilecek.

Özellikle Avrupa'da yerleşim bölgelerine yakın olan havalimanlarında gürültünün azaltılmasına büyük önem veriliyor. Birçok havalimanı saat 23.00-06.00 arasında hava trafiğine kapatılıyor.

LSG’ye ödül

LSG Sky Chefs, Catering Inside Dergisi tarafından ulaşım dalında 'Yılın İkram Şirketi' ödülünü ikinci kez kazandı. Değişik sektörlerden ikram şirketlerinin değerlendirildiği yarışmada kuruluşların yaratıcı konseptleri, çarpıcı fikirleri, farklı amaçlara yönelik değişik çözüm önerileri ile iş, bakım, davet, nakliye hizmetleri alanlarındaki çalışmaları dikkate alınıyor.

Business yenileniyor

Uzun menzilli uçuşlarda business kabinini yenileyen Alman Lufthansa Havayolları, Avrupa hattında sunduğu business hizmetini geliştirme kararı aldı. 3+2 oturum düzenine sahip koltuklar her iki tarafta da ikili hale getirilecek. Ayrıca koltuk aralıkları yeniden ayarlanacak. Lufthansa, kısa-orta menzilli uçuşlarda business yolcularına sunduğu ikram yelpazesini de zenginleştirecek.

A380’in prova geçişi

Hizmete 2006'da girecek A380'in prova geçişi, Fransa'nın Bordeaux-Toulouse şehirleri arasında gerçekleştirildi. Sadece gövdeyi tutan iskeleyi taşıyan özel TIR'ın geçişi halkın büyük ilgisini çekti. Trafik meraklılar nedeniyle uzun süre kitlendi.

Avrupa'nın yedi ayrı ülkesinde imal edilecek iki katlı A380 gövde parçaları gemiyle Bordeaux Limanı'na geldikten sonra kara yoluyla Toulouse'a götürülecek.

T-34’ler geri dönüyor

İstanbul Havacılık Kulübü (İHK), iki T-34 Mentor uçağını restore ederek gelecek yıl ocak ve şubat aylarında yeniden uçuracak. Geçen yıl gövde-kanat bağlantılarının kontrolünün yapılması amacıyla uçuşları durdurulan T-34'ler, özel röntgen cihazı ile çatlak kontrolü yapılarak tamamen yenilendi.

Havacılık dünyasının efsane uçaklarından T-34, 1950'lerin başında artık Raytheon portföyündeki Beech şirketi tarafından tasarlandı. Kolay kullanımı, yüksek performansı ve akrobasi yeteneği ile birçok hava kuvvetinin başlangıç eğitim uçağı oldu. 1956'da geldikleri Türk Hava Kuvvetleri'nde 1993'e kadar binlerce pilot yetiştiren T-34'ler, yerlerini TAI'de üretilen SF-260 uçaklarına bıraktı. T-34'lerin bundan sonraki durağı Türk Hava Kurumu (THK) oldu. İHK, bu uçaklardan 10 tanesini uçurmak üzere THK'dan aldı. Kulüp, sponsor bulabilirse elinde kalan diğer T-34 uçaklarını da restore ettirip uçurmayı planlıyor.

BELLANCA'LAR SİVİL UÇUŞTA

THK, Kara Kuvvetleri Havacılık Okulu'nun hizmetten çıkarttığı 25 adet tek motorlu T-7 Bellanca tipi eğitim uçağını havacılık kulüplerine dağıttı. Kuyruk tekerlekli, bez kaplama gövdeye sahip Bellanca uçakların ortalama 10-30 bin dolar masrafla yeniden uçar duruma getirilebiliyor. THK uçakların ücretsiz verilmesine karşılık kulüplerden T-7’lerin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden uçuş sertifikasının alınmasını, sigortalarının yatırılmasını, bakım yapılmasını ve etkin olarak uçurulmasını istiyor.

Tolga ÖZBEK
Yazının Devamını Oku

7E7'nin iç yüzü

23 Kasım 2003
Amerikalı imalatçı Boeing, yeni nesil uçağı 7E7'nin mock-up yani kabininin birebir modelini havayolu şirketlerinin beğenisine sundu. ‘Geleceğin uçak yolculuğu’ sloganıyla tanıtılan kabin, yüksek tavan, geniş pencereler ve kemerli kapıları ile dikkat çekiyor. Geleceğin yolcu uçağı savaşı Airbus ve Boeing arasında giderek kızışıyor. Airbus yolcuları merkezlerde toplayıp iki katlı, 555 koltuklu 'uçan transatlantik' A380 ile taşıyacak. 2004 sonunda uçacak A380'e Boeing'in cevabı ise normal yolcu uçaklarına oranla yüzde 20 daha ekonomik olacağı iddia edilen çift motorlu 7E7. Koltuk kapasitesi 200-250 arasında değişecek 7E7'nin menzili ise 15 bin 400 kilometre.

Boeing, 7E7 ile havayollarına farklı noktalardan düşük doluluk oranıyla, çok sayıda uçuş imkanı vermeyi hedefliyor. 2008'de hizmete girecek uçağın ilk siparişleri 2004'te alınacak. A380'in ilk uçuşu yaklaştıkça Boeing ilgiyi 7E7'ye çekmek için ciddi çaba sarfediyor. Merkez Seattle'da 40 havayolu şirketine 7E7 ile ilgili çalışmaları anlatan Boeing, her geçen gün sır perdesini biraz daha aralıyor.

GENİŞ BAGAJ ALANI

Uçakta başüstü bagaj dolaplarının hacmi yaklaşık yüzde 25 arttırıldı. 7E7'de yolcu başına dolaplarda 28x40x55 santimetrelik hacim bulunuyor. Başüstü dolapları, rahat kullanım için aşağıya doğru açılacak. Boeing mühendisleri first ve business class'ta orta sıranın üzerindeki başüstü bagaj dolaplarını koltuk sayısının az olması nedeniyle kaldırdı. Böylece 7E7, yolcu uçakları arasında içten daha yüksek kabine sahip oldu.

TAVANDAKİ GÖKYÜZÜ

Işıklandırmada 'dinamik' olarak adlandırılan bir sistem kullanıldı. Uçağın bazı bölgelerine çok, bazı bölgelerine ise az ışık verildi. Tavana özel mavi bir ışık yansıtıldı. Yukarı baktığınızda gökyüzü hissi veren mavi ışığın büyük ilgi çekmesi planlanıyor. Gece ve gündüz farkına göre mavi ışığın şiddeti ve tonu özel sistemle ayarlanabilecek.

Yolcular, 7E7'ye kemerli kapıdan geçerek girecek. First, business ve ekonomi sınıflar da kemerli kapılarla ayrılıyor. Tasarımda kemerli kapının kullanılmasının amacı yolculara 'özel' alan etkisini sunabilmek.

YENİ TUVALET TASARIMI

Boeing mühendisleri yeni tuvalet tasarımını da tamamladı. Halen hizmetteki yolcu uçaklarındaki tuvaletlere oranla yüzde 55'lik büyüme sağlandı. Yolculara daha rahat hareket alanı sunan tuvalette daha büyük lavabo ve temizlik malzemelerinin konduğu dolap yeralıyor.

ÖZEL KABİN

Uzun menzilli uçuşlarda kullanılacak 7E7'de kabinde yolcuların isteklerine büyük önem verildi. Girişte yüksek tavan ve tasarımın getirdiği derinlik hissi dikkat çekiyor. Kabinde renklerde ağırlıklı olarak pastel tonlar tercih edildi. Araştırmalar pastel tonların doğal ortam sunarak yolcuları rahatlattığını, güven hissini yükselttiğini ortaya koyuyor.

EN BÜYÜK CAM

7E7'de yolcu uçakları arasında en geniş camlar bulunacak. Yüksekliği 48, eni ise 28 santimetre olan camlar, yolcunun omuz seviyesinin altından başlıyor. Böylece yolcular uçuş sırasında ufuk hattını görerek aşağıdaki manzarayı daha rahat seyredebilecek. Yolcular elektronik gölgeliklerle pencerelerden giren ışığı istedikleri gibi ayarlayabilecekler. Böylece pencereyi kapatmadan hem güneşten rahatsız olmayacak hem de dışarıyı seyredebilecekler.

Airbus'ın cevabı

Avrupalı imalatçı Airbus 7E7'nin önünü A305-30X olarak adlandırılan yeni bir modelle kesmeyi hedefliyor. Yolcu kapasitesi 200-250 arasında değişecek çift motorlu uçak, 7E7 gibi uzun menzilli olacak. Uzmanlar aslında bu uçağın A300 ve A310'un yerine tasarlandığına dikkat çekiyor. Yeni uçak uzun menzilli A330'dan geliştiriliyor. Atlanta, Frankfurt ve Hong Kong'daki toplantılarla tanıtılan uçak 2008'e yetiştirilecek.

Free Bird'ün sevgi uçağı geldi

Free Bird Havayolları'nın beşinci uçağı ve ilk Airbus A320'si filoya katıldı. Fransa'nın Bordeaux şehrindeki Sogerma Tesisleri'nden büyük bakımı yapıldıktan sonra teslim alınan TC-FBE tescilli, 'Fenerbahçe' takma isimli 180 koltuklu uçak, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Free Bird çalışanları tarafından karşılandı.

Mekin Gözen ve Mete Bozyiğit'in yıllar önce başlayan arkadaşlıklarını aile düzeni içinde iş ortaklığına dönüştürdükleri Gözen Grubu her geçen gün büyüyor. Ancak büyüme ve kurumsallaşma sırasında aile yapısını kaybetmeyen şirket şimdi yeni uçaklar alarak sevgi ile yarattığı gücünü yükseklere tırmandırıyor.

Gözen Air portföyünde 2000 yılında kurulan Free Bird Havayolları seferlerine 2001'de başladı. Adını Vecihi Hürkuş'un kurduğu ilk özel Türk havayolu şirketi 'Hürkuş'tan alan Free Bird, geçen yıl filosuna bir adet MD83 daha katarak uçak sayısını dörde çıkartmıştı.

Art arda gelen krizlere rağmen taşıdığı yolcu sayısını arttıran, istikrarlı büyüyen şirket 2001'den bu yana ETS Tur'un Türkiye çıkışlı yurtdışı turları ile yurtiçinde paket tur programlarının önemli kısmının havayolu ulaşımını sağlıyor.

İÇ HAT DENEMESİ

Free Bird, ETS’nin geçen yaz Antalya, Dalaman ve Bodrum'a 20 bin yolcusunu rötarsız taşıdı. Genel Müdür Tuncay Doğaner'e göre aslında bir iç hat denemesi olan bu seferler önümüzdeki dönemlerde bu pazara girebilmek için ciddi bir referans olacak.

Üç yıldır dengeli büyüyen şirket, filosuna Airbus A320 ve ilerki dönemlerde 220 koltuklu A321 uçakları katmayı hedefliyor. GATX finansal kiralama şirketinden aldığı ilk A320'den sonra ikinci uçağını gelecek yıl nisan ayında filoya katılacak. İkinci A320 ile birlikte bir MD83 uçağı geri verilecek. Avrupa uçuşları ağırlıklı olarak A320'lere kaydırılırken, yurtiçi ve çevre ülkelere yapılan uçuşlarda MD83’ler kullanılacak.

İKİ ARKADAŞIN SERÜVENİ

Teslimat uçuşunda kabindeki ikramı Mekin Gözen (sağda), Mete Bozyiğit (ortada) ve Genel Müdür Tuncay Doğaner (solda) bizzat önlükleri giyerek yaptılar. Uçuş sırasında Gözen Air'in ortaklarından Mekin Gözen'in oğlu Derin'in 12'nci yaşı kutlandı.

Gözen Air'i 1979'da kuran Mekin Gözen ve Mete Bozyiğit, şirketi adeta tırnakları ile kazıyarak bugünlere getirdiler. Çalışanları ile aile gibi olan şirkette 615 personel görev yapıyor. Gözen Air Grubu, havayolu işletmeciliğinin yanı sıra temsil, gözetim, yakıt, denetleme, brokerage ve güvenlik konularında da hizmet veriyor.

Uzun menzilli filo büyüyecek

Türk Hava Yolları, kısa ve orta menzilli uçak projesinin yanı sıra uzun menzilli yeni uçaklar almak üzere çalışmalarını hızlandırdı. İhtiyacını 250-300 koltuk olarak belirleyen THY, filodaki 271 koltuklu, dört motorlu A340-300 uçaklarının yanı sıra çift motorlu 250 koltuklu A330-200 ve 300 koltuklu Boeing 777 uçakları üzerinde duruyor. THY, farklı uçak tipleri ile değişik noktalara direkt sefer yapmayı planlıyor. Yolcu sayısı ve menzile göre değişik uçaklar kullanmayı hedefleyen THY, böylece uzun menzilde filosunu daha esnek hale getirecek.

A340, A330 ve 777 uçakları arasında performans açısından ciddi bir fark olmadığını belirten Genel Müdür Abdurrahman Gündoğdu, fiyatın seçime etkili olacağını söyledi. Filodaki A340 ile uyumu açısından 350 koltuklu A340-600 modelini de inceleyen THY, kış sezonunda yolcunun azalması ve maliyetleri karşılamakta zorluk çekilebileceği nedeniyle bu uçağa da soğuk bakıyor.

KARMA FİLO

Krizler nedeniyle THY'nin 3-4 yıllık geleceğini ancak planlayabildiklerini belirten Gündoğdu, yeni nesil bölgesel uçaklarla iç hatlarda daha da ucuzlama yapılabileceğini söyledi. Uçuş maliyetleri yeni nesil bölgesel uçaklara oranla daha yüksek olan RJ100/70 uçakları kiralama sürelerinin sona ermesiyle yerlerini daha yeni modellere bırakacak. THY iç hatlarda etkin kullanım için jetlerin yanı sıra turboprop uçaklardan oluşan karma filo planlıyor.

THY defibrilatör alıyor

Türk Hava Yolları ilk etapta uzun menzilli seferlerinde kullanılmak üzere kalp rahatsızlıklarında mutlaka doktor uygulaması gerektirmeyen yeni nesil defibrilatör alıyor. Cihazlar, gelecek yıl mart ayından itibaren filodaki uzun menzilli Airbus A340 uçaklarına yerleştirilmeye başlanacak. Cihazla ilgili kabin memurlarına da özel kurs verilecek.

Defibrilatör, kalbin atışlarını ölçerek acil durumlarda gerekirse kalp masajı yaparak hastanın hayata döndürülmesini sağlıyor. Defibrilatör sayesinde doktorun bulunmadığı acil durumlarda yanlışlıkla çalışan kalbe masaj yapılıp durması önleniyor. Aletin bağlandığı hastanın durumu kolayca anlaşılarak gaz sıkıştırması gibi nedenlerde de uçağın boş yere mecburi iniş yapması önleniyor.

Uçakta defibrilatör sayesinde hayatı kurtarılan ilk yolcu 31 yaşındaki Kevin Dunn olmuştu. 1998 yılında meydana gelen olayda Amerikan Havayolları'nın Boston-Los Angeles uçuşunda kalbi duran Dunn'a kabin memurları tarafından defibrilatör bağlanmıştı. Kevin Dunn, cihazın dördüncü kalp masajı sırasında hayata dönmüştü.
Yazının Devamını Oku