21 Eylül 2003
Türk Hava Yolları, kendini toparlamaya başlayan sektörde pazar payını arttırmak üzere yeni atılımlara hazırlanıyor. Kriz ve Körfez Savaşı ile küçülen, uzun süredir yeni uçuş noktası açmayan şirket, Yeni Delhi ile Hindistan pazarına iddialı giriyor. Önümüzdeki ay içinde açıklanması planlanan yeni filo programı ile Boeing ve Airbus'ın yanı sıra bölgesel uçak imalatçılarının da yakın takibinde olan THY, 2004'te başta Amerika ve iç hatlar olmak üzere uçuş ağını genişletmek üzere çalışmalar yapıyor.
Çin ve Uzakdoğu'dan sonra dünyanın en hızlı büyüyen üçüncü pazarı olan Hindistan, son yıllarda büyük şirketlerin uçmak istediği noktaların başında geliyor. Ülkenin bir milyarı aşkın nüfusu ve yurtdışında yaşayan çok sayıda Hintli bu pazarı havayolları için cazip hale getiriyor. Ancak Hindistan'a uçuş izni almak oldukça zor. İç pazarda liberal davranan ve güçlü havayollarına sahip Hindistan, dış uçuşlar konusunda kolay izin vermiyor. Bu sorunun Türk ve Hindistan başbakanlarının görüşmeleri sırasında aşılması ile THY uçuş için çalışmalarına geçtiğimiz ay başladı. Hindistan'a Akif Demir ve Levent Selvili'yi gönderen THY, kısa sürede izin işlemlerini tamamladı.
Yapılan araştırmalar, son yıllarda Türkiye ve Hindistan arasında turizm ve ticaretin artmasıyla ciddi yolcu trafiğinin oluştuğunu ortaya koydu. Delhi hattı fizibilitesinde ayrıca dünyanın en çok dışarı göç veren ülkelerinin başında gelen Hindistan'ın transit yolcu pazarında önemli yere sahip olduğu görüldü. THY bu pazardan özellikle Amerika ve İngiltere yönünden çok sayıda Hintli transit yolcu almayı planlıyor.
13 YIL SONRA
Aslında Yeni Delhi, THY için yeni bir nokta değil. THY, 1987'de Singapur seferlerinde Yeni Delhi aktarma noktası olarak kullanılıyordu. Airbus A310'larla yapılan bu uçuşlar Körfez Savaşı nedeniyle 1990 yılında durdurulmuştu. Aradan geçen 13 yıl sonrasında THY Airbus A310 uçakları bu hatta geri döndü. İstanbul'dan pazartesi, çarşamba ve cuma günleri 18.30’da TK1070 sefer sayısı ile kalkan THY uçağı 5 saat 40 dakikalık uçuş sonrasında Indra Gandhi Havalimanı'na iniyor. Yeni Delhi-İstanbul arasında ise uçuşlar TK1071 sefer sayısı ile salı, perşembe ve cumartesi günleri saat 03.45'te gerçekleştiriliyor. THY'nin Airbus A310 uçağı 6 saat 15 dakikalık yolculuk sonrasında İstanbul'a varıyor. Bu uçuşun diğerinden 35 dakika daha uzun olmasının nedeni dönüş yolunda uçağın karşıdan rüzgar alması.
THY, İstanbul-Yeni Delhi seferleri için Hindistan Havayolları Air India ile code share olarak adlandırılan ortak uçuş anlaşması imzalandı. Her uçuş için Air India, THY uçaklarında 20 koltuk satın alıyor. Seferlere başlanması nedeniyle THY Yeni Delhi'ye İstanbul'dan 399, Ankara ve İzmir'den 449, Türkiye'deki diğer noktalardan ve Lefkoşa'dan 499 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor.
AMERİKA HAREKETLİ
Amerika hattında geçmişte Miami ile birlikte üç noktaya uçan THY yeterli yolcu sayısına ulaşamaması nedeniyle bu hattı kapamıştı. Halen New York ve Chicago'da yüksek doluluk oranı yakalayan THY, Amerika hattında yeni noktalar araştırıyor. Washington, Boston ve Los Angeles'ı planlayan THY, yaptığı araştırmalarda bu hatta yolcu potansiyeli yakaladı. Diğer taraftan Kanada'da Montreal de gelecekte uçuş yapılacak noktalar arasına alındı. THY çalışmalarını yeni Amerika-Kanada Müdürü Niyazi Anıl ile sürdürüyor.
THY iç hatta da yeni bir anlayışla seferlerini tekrar düzenleme kararı aldı. Yoğun talebin yaşandığı İzmir-Adana hattında 2 Ekim'den itibaren direkt uçuşlar başlıyor. THY'nin salı ve perşembe günleri 09.30'da İzmir'den kalkacak uçağı saat 11.00'de Adana'ya inecek. Aynı uçak 11.50'de havalanacak ve İzmir'e 13.20'de varacak. İstanbul-Sivas seferleri 17 Ekim'de yeniden başlıyor. Pazartesi ve cuma günleri karşılıklı yapılacak uçuşlarda 09.15'te İstanbul'dan kalkacak THY uçağı Sivas'a 10.45'te inecek. 11.30'da tekrar havalanacak THY uçağı 13.00'te İstanbul'a varacak.
PROMOSYONLARIKAÇIRMAYIN
Yaz sezonunun sonlarına yaklaşırken Türk Hava Yolları Amerika hattında bilet promosyonuna başladı. 1-31 Ekim tarihleri arasında geçerli olacak promosyonlarda THY İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana'dan New York'a 559, Chicago'dan da 599 dolardan başlayan fiyatlarla uçacak. Türkiye içinde diğer noktalardan New York 659, Chicago ise 699 dolardan başlayacak.
THY, 13 Ekim-31 Aralık tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve İzmir çıkışlı Londra'ya 259, Türkiye'den diğer noktalarla Lefkoşa'dan ise 359 dolardan başlayan fiyatlarla uçuş yapacak.
Madrid ve Barcelona için 30 Eylül'e kadar İstanbul çıkışlı bilet fiyatı 259 euro. Frankfurt ve Münih için ekim sonuna kadar yine İstanbul çıkışlı fiyatlar 189 dolardan başlıyor.
Dış hat seferlerinde business class'ı tercih eden yolcuların eşlerine yapılan yüzde 50 indirimden bundan böyle business class yolcularının seyahatlerinde eşlik eden diğer yolcular da yararlanabilecek.
Free Bird’den iç hat provası
Türkiye'nin havacılık gündemi iç hat uçuşlarını tartışıyor. Birçok şirket Türk Hava Yolları'nın arkasından iç hat uçuşlarına başlamak için gün sayıyor. İç hat pazarına güçlü girmek isteyen Free Bird, ETS için yaptığı İstanbul çıkışlı Dalaman, Bodrum ve Antalya 'düzenli' uçuşları ile iç hatların provasını yapıyor.
Otel ve ulaşımın dahil olduğu tur programında havayolu seyahati Free Bird tarafından gerçekleştiriliyor. Haziran ayında başlayan seferlerde bugüne kadar 20 bine yakın yolcu taşındı. Genel Müdür ve Kaptan Pilot Tuncay Doğaner'e göre bu seferler gelecekte yapılacak iç hat uçuşları için çok ciddi bir tecrübe sağlıyor.
ZAMANINDA KALKIŞ
Bu uçuşlarda yolcular arasında sürekli anket düzenleniyor. Yaklaşık 4 bin kişinin verdiği cevaplar arasında bir iç hat uçuşunda en çok zamanında kalkış önemli. Bunu güleryüzlü servis ve iyi hizmet izliyor. Yolcular üçüncü sırada uygun fiyatı tercih ediyor. Anketin sonuçlarına göre hizmet verdiklerini söyleyen Tuncay Kaptan, özellikle zamanında kalkış için büyük çaba harcıyor. Ekip güleryüzle hizmet veriyor. Yaz aylarında inilen her havalimanında uçağın içinin serin olması için uçağa harici klima takılıyor.
Tuncay Doğaner'e göre iç hata başlayacak şirketlerin önce rezervasyon sistemini kurması, yurtdışı uçuşlarına bağlantı sağlaması gerekiyor. Bunu uygun filo, çok iyi planlama izliyor. İç hatın ucuz fiyatlarla sunulabilmesi için devlet desteği şart. Biletlerin neredeyse yüzde 40'ını oluşturan vergilerde indirimin yanı sıra devletin özellikle doğuda bulunan havalimanlarında uçuş emniyetini arttırmasını istiyor. Tuncay Kaptan otobüs fiyatının biraz üzerine iç hat uçuşunun hayal olduğuna inanıyor.
Türkiye Avrupa pazarında
Dünyanın en büyük uçak imalatçısı Amerikan Boeing şirketi ticari uçaklar bölümünde yaptığı değişiklik ile daha önceden Ortadoğu bölgesinde yer alan Türkiye'yi Avrupa'ya dahil etti. Boeing'in 14 yıldır Türkiye ve diğer ülkelerden sorumlu Satış Direktörü Aldo Basile'nin bundan sonra Türkiye'nin yanı sıra Air France'ın da satış yetkilisi olduğu Avrupa'dan sorumlu Başkan Yardımcısı Marlin Dailey tarafından açıklandı.
Dailey, Türkiye'nin dünyanın geleceğini şekillendirecek ülkeler arasında yer aldığına inadıklarını söyledi. Toplam 94 uçakla Türkiye'deki yolcu uçağı pazarının yüzde 70'ini Boeing ürünlerinin oluşturduğunu belirten Aldo Basile, 34 yıldır faaliyetlerini sürdürdükleri Türkiye'de yeni oluşumlarla havayolu şirketlerine daha iyi hizmet vereceklerini belirtti.
Sancak Air büyüyor
Sancak Air, filosuna kattığı yeni nesil Bell 407 tipi helikopterle büyüyor. Fiyatı yaklaşık 1.8 milyon dolar olan Bell 407, bir pilotla beraber 7 yolcu taşıyabiliyor. Menzili 634 kilometre olan helikopter İstanbul-Antalya arasında duraksız uçabiliyor. Toplam dört saat havada kalan Bell 407 saatte 222 kilometre seyir hızına sahip.
Halen filosunda iki adet Amerikan Bell şirketinin imalatı Jet Ranger 206B3 tipi helikopter bulunan Sancak Air yeni nesil Bell 407'den iki adet daha almak üzere imalatçı şirketle görüşmelerini sürdürüyor.
MNG Teknik’ten 20'nci bakım
Faaliyetlerine 10 ay önce başlayan MNG Teknik Bakım Üssü yirminci C bakımını başarıyla tamamladı. Hızla büyüyen şirketin müşterileri arasında MNG Havayolları, Free Bird, Fly Air gibi Türk şirketlerinin yanı sıra Khors Air, Türkmenistan Havayolları ile ILFC finansal kiralama şirketi bulunuyor.
Toplam 5 bin metre kare alana sahip hangarında aynı anda 1 geniş, iki tane de dar gövdeli uçağın bakımı gerçekleştirilebiliyor. MNG Teknik'te ağır bakımın yanı sıra tekerlek-fren sistemleri bakımı, boyama, kabin tekstil konularında faaliyet gösteriliyor.
Yazının Devamını Oku 14 Eylül 2003
Dünyanın en büyük ve en organize terör saldırısının üzerinden iki yıl geçti. Üç bin kişinin hayatına mal olan 11 Eylül olaylarında ilk defa yolcu uçakları 'silah' olarak kullanıldı. Saldırılarda dört uçaktan üçü hedefini buldu. İki uçak New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin (DTM) kulelerine, üçüncüsü ise Pentagon'a çarptı. Dördüncü uçak Pennsylvania'daki Shanksville kasabasında boş araziye çakıldı. Dördüncü uçakla ilgili sır perdesi deneyimli Amerikalı gazeteci Jere Longman'ın yazdığı 'Among the Hero’s-Kahramanların Arasında' kitabıyla aralanıyor. UA93 sefer sayılı uçağın yolcuları teröristlere saldırmış, uçak sadece 250 kişinin yaşadığı Shanksville kasabasının yakınlarına düşerek facianın büyümesi engellenmişti. İşte teröre karşı ilk savaşı veren UA93'ün hikayesi...
Güneşli 11 Eylül sabahının erken saatlerinde New York'taki Newark Havalimanı olağan bir yoğunluk yaşıyordu. Havalimanı'ndaki onlarca uçak gibi United Havayolları'nın 1996 imalatı N591UA tescil işaretli Boeing 757-200 uçağında San Francisco'ya uçmak üzere hazırlıklar tamamlanmak üzereydi. Kaptan Pilot Jason Dalh ve İkinci Pilot LeRoy Homer Jr. uçağı teslim almıştı. Kaptan Dalh gelecek hafta beşinci evlilik yıldönümlerinde karısına sürpriz yapacağını, evinin üzerinden 'seni seviyorum' yazan bir pano çeken uçakla uçacağını ikinci pilota anlatıyordu. Kabin Memurları Lorraine Bay, Wanda Green, Sandra Bradshaw, CeeCee Lyles ve Deborah Welsh uçuş için hazırlık yapıyorlardı. Kabin Amiri 37 yıllık hostes Lorraine Bay bir arkadaşının yerine uçuyordu. Wanda Green ise geçen hafta Airbus A320 uçağında görevliyken motor durması sonucu acil iniş yaşamış ve bir sonraki uçuşunu Boeing 757'de yapmak istemişti.
ÖLÜME UÇTULAR
Yolcular yavaş yavaş check-in işlemlerini tamamlıyorlardı. Uzun bir seyahatten gelen Tom Burnett, ailesine bir an önce kavuşmak için bir önceki uçak olan UA93'e binmeye karar verdi. İki sevgili Nicole Miller ve Ryan Brown farklı uçaklarla San Francisco'ya uçuyorlardı. Nicole Nortwest Havayolları'nın son yolcusu olmuş, sevgilisi Ryan ise United ile uçmak üzere kontuara gelmişti. Nicole uçağa binmeden havalimanında sevgilisine küçük bir hediye almış ve cep telefonundan mesaj atmıştı.
UA93'ün son yolcuları görünüşlerinden Arap asıllı olduğu belli olan 4 kişiydi. Ziad Samir Jarrah, Saeed Alghamdi, Ahmed İbrahim A. Alhaznawi ve Ahmed Alnami'nin biletleri tek yön ve first class'tı. Toplam 37 yolcu check-in yaptırmıştı.
Yolcular o güne kadar çok sıkı olmayan güvenlik işlemlerinden sonra uçağa binmeye başladılar. Saat 08.20'de uçağın kapısı kapandı. UA93 son seferine gitmek üzere piste doğru taksi yollarından ilerlemeye başlamıştı. Uçak taksideyken 11 Eylül'deki ilk kaçırılma sinyali 08.24'te Amerikan Havayolları'na ait uçaktan geldi. Kalkıştan hemen sonra kaçırılan uçak, 08.25'te İkiz Kuleler'e doğru döndü. Kabus başlıyordu.
UA93, 20 dakika rötarla 08.43'te Newark'tan havalandı. Tam üç dakika sonra 08.46'da ilk uçak Kuzey Kulesi'ne çarptı. Bu arada UA93 seyir yüksekliği olan 11 bin 600 metreye doğru yükseliyordu. Televizyonlar canlı olarak yayına başladıkları sırada 09.03'te ikinci uçak bu sefer Güney Kulesi'ne çarptı. Tüm dünya şoka girmişti. Bölgeye en yakın askeri üs olan Kuzey Dakota'daki 119'uncu Filo'nun F-16'ları harekete geçirildi.
Saat 09.32'de UA93'ün pilotlarından 'Hey' diye bir ses telsizden yerdeki Hava Trafik Kontrol (ATC) Merkezi'ne ulaştı. Hava Trafik Kontrolörü'nün tüm çağrılarını UA93 cevapsız bırakıyordu. Uçak teröristler tarafından ele geçirilmişti. Seyir irtifasına gelen UA93, önce 12 bin 300 metreye sonra da kontrolsüz bir biçimde 13 bin 500 metreye yükseldi.
Teröristler uçağı kaçırdıklarını, ellerinde bomba olduğunu, isteklerinin yerine getirilmesi için en yakın havalimanına ineceklerini yolculara anons ettiler. Herkes korku içindeydi. Kabin Memuru CeeCee Lyles United Havayolları'nın bakım merkezinin telefonunu düşürdü ve kaçırıldıklarını söyledi. ATC uçağın 09.36'da güneydoğu yönüne döndüğü tespit etti. Hedef Washington'du. Bu arada 09.40'ta üçüncü uçağın Washington'da Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'a çarptığı bilgisi geldi. UA93'ün uçuş bilgilerini yere ileten transponder cihazı teröristler tarafından kapatılmıştı. Radara yansıyan görüntülerden uçağın seyir hızının azalıp arttığı, teröristlerin Boeing 757'yi kontrolde zorlandıkları belli oluyordu. Haberleri izleyen yolcuların yakınları heyecanlanmaya başlamışlardı. Tom Burnett karısını aradı ve uçağın kaçırıldığını, teröristlerden birinin bıçağının, diğerinin de silahının olduğunu söyledi. Karısı Tom'a iki uçağın New York'ta ikiz kulelere çarptığı bilgisini verdi.
Telefonlardan gelen haberler teröristlerin amacını açıkça ortaya koyuyordu. Yolcular pek fazla zamanlarının kalmadıklarının farkındaydı. Uçağı ele geçirmek için ne yapacaklarına hızla karar vermek zorundalardı. Önce first class'ta oturan iki korsan etkisiz hale getirilecek arkasından da servis troleyi ile uçağın kokpit kapısına saldırılıp açılacaktı. Silah olarak ellerinde metal bıçaktan başka bir şey yoktu. Bu bilgiyi Kabin Memuru Sandra Bradshaw telefonda United Havayolları'nda pilot olan eşine söylemişti.
Uçak alçalıyordu. Oracle şirketinin muhasebe müdürü Todd Beamer'in 'Haydi yuvarlayın' diye bağırdığını Peterson ile konuşan 911 operatörü duydu. Önce troleyin çarpma, arkasından da içindeki tabak-bardakların kırılma sesleri birbirini izledi. İngilizce-Arapça bağırışlar duyuluyordu. Bu sırada telefon bağlantısı kesildi. Uzmanlar boğuşma sırasında first class'ta oturan iki teröristin etkisiz hale getirildiğini tahmin ediyor. Yolcular daha sonra kokpite saldırdılar. Kokpitteki sesleri alan CVR kayıtlarına göre kapının zorlandığı anlaşılan sesler yaklaşık 30 saniye sürdü. Gürültünün bitmesinden 15 saniye sonra kara kutu kayıtları son buluyordu. Yolcular kokpite saldırmış ancak uçağı ele geçirecek yeterli zamanları kalmamıştı.
Uçağın çarpmasını gören tek şahit Lee Purbaugh, uçağın alçaktan yüksek hızla uçtuğunu, sürekli sağa-sola yatış yaptığını FBI'a verdiği ifadede söylemişti. UA93 sefer sayılı uçak yaklaşık 45 derece yatışla bir tarlaya çakıldığında saatler 10.03'ü gösteriyordu. Yerde dev bir krater açılmıştı. Enkaz ve yolculardan geriye en büyüğü 30 santimetre olan parçalar kalmıştı.
GERİDE KALANLAR
Bir avuç yolcunun uçağı ele geçirmek için çok az zamanı vardı. Ama onlar çok cesurdu. 24 Eylül'de Başkan George W.Bush, UA93'ün yolcu yakınlarını Beyaz Saray'a çağırdı. Todd Beamer adına eşine 'Üstün Cesaret' madalyası verildi. UA93 sefer sayılı uçakta hayatını kaybedenlerin yakınlarına yardım için özel bir fon kuruldu. Todd Beamer'in eşi 'Haydi Yuvarlayın‘ sloganının isim haklarını aldı. Marka haline getirilen slogandan elde edilen tüm geliri bu fona bağışladı.
THY helikopter satıyor
Türk Hava Yolları, filosunda VIP amaçlı kullanılan Bell 430 tipi çift motorlu helikopterin satılması için ikinci kez ihaleye çıkıyor. 1999 yılında Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın kullanımı için alınan helikopter dört yılda toplam 100 saat uçurulmuştu.
Amerikan Bell şirketi tarafından imal edilen helikopterin hızı saatte 242 kilometre. Menzili 625 kilometre olan helikopter altı VIP yolcu taşıyabiliyor. Bell 430'da çift oto-pilot ve gelişmiş avionik sistemler bulunuyor.
Helikopterin yıllık maliyetinin amortismanları ile birlikte yaklaşık 1 milyon doları bulduğunu belirten THY Genel Müdürü Abdurrahman Gündoğdu, helikopterin satış ihalesinin önümüzdeki günlerde açılacağını açıkladı. Geçen yıl yeterli teklifin gelmemesi nedeniyle satılamayan helikopterin ihalesinin aralık ayı içinde sonuçlandırılması planlanıyor.
Promosyonlar başladı
Yaz sezonunun son günleri yaşanırken havayolu şirketleri promosyon kampanyalarına hız veriyor. Yoğunluğun giderek azaldığı bugünler seyahatin tam sırası.
Lufthansa Alman Havayolları, 26 Ekim'de Münih çıkışlı Dubai ve Miami uçuşlarının başlaması nedeniyle özel bir kampanya düzenliyor. Lufthansa'nın Türkiye çıkışlı tüm uçuşlarından 26 Ekim-15 Aralık tarihleri arasında hem Dubai hem de Miami'ye 499 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor. İsteyen Dubai yolcuları Münih'te bir gece kalacak şekilde biletleme işlemi gerçekleştirilebilecek. Lufthansa ayrıca 31 Ekim'e kadar Londra'ya 189 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor.
Air France son biletleme tarihi 31 Ekim olmak üzere 30 Kasım'a kadar New York'a 489, Atlanta, Boston, Chicago, Philadelphia, Washington'a 499, Houston, Miami, Orlando ve Dallas'a 549, Phoneix, San Francisco, Los Angeles ve Seattle'a 599, Toronto'ya ise 499'dan başlayan fiyatlarla uçuyor.
Delta Havayolları İstanbul, Ankara ve İzmir çıkışlı New York'a 489, Boston, Chicago, Atlanta, Washington'a 499, Dallas, Houston, Miami, Orlando 549, Portland, Phoenix, Los Angeles ve San Francisco'ya 599 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor. Son uçuş tarihi 31 Ekim.
Hollanda Kraliyet Havayolları KLM ise 31 Ekim'e kadar New York'a 489, Atlanta, Boston, Chicago, Philadelphia, Washington'a 499, Houston, Miami ve Orlando'ya 549, Phoneix, San Francisco, Los Angeles ve Seattle'a 599, Toronto'ya ise 499 dolardan başlayan fiyatlarla uçuş imkanı sunuyor.
Air France sefer artırıyor
Air France Havayolları artan yolcu potansiyeli ile birlikte 31 Mart 2004'te başlayacak yaz sezonuyla günlük İstanbul-Paris sefer sayısını ikiden üçe çıkarma kararı aldı. Air France Türkiye ve Bulgaristan Müdürlüğü'ne atanan Alain Verwilghen, üçüncü seferin sabah erken saate konulacağını açıkladı. Yeni uçuşla birlikte Air France özellikle Amerika yönünde yolcularına daha fazla bağlantılı uçuş sağlayacak.
Halen sabah 09.05 ve öğleden sonra 15.25'te İstanbul’dan Paris’e uçan Air France, yeni seferlerini sabah saat 06.00'ya koyacak. Üçüncü uçuş ile yolcular erken saatte Amerika yönünde Paris'ten Cincinati, Miami ve San Francisco uçuşlarını yakalayabilmenin yanı sıra başta New York olmak üzere birçok noktaya farklı saatlerde uçma imkanı da sunulacak.
Air France 26 Ekim'den itibaren İstanbul uçuşlarını Charles de Gaulle Havalimanı'nın yeni açılan terminali 2E'den gerçekleştirecek. Bu terminal aynı zamanda Air France'ın Amerika ve Asya yönündeki seferleri için de kullanılıyor. Uçuşların 2E'den yapılmasıyla Türk yolcular terminal değiştirmeden çok kısa sürede bağlantılı uçuşlarını yakalayabilecek. Air France önümüzdeki dönemlerde Türk Hava Yolları ile ortak uçuş yapmak üzere çalışmalara başladı. Şirket, Paris'le birlikte THY'nin İstanbul çıkışlı uçtuğu Lyon, Nice ve Strasbourg için de ortak uçuş yapmayı hedefliyor. Code Share olarak adlandırılan ortak uçuşla başlayacak işbirliğinin başarılı olması durumunda THY'nin Air France ve Amerikan Delta Havayolları'nın başını çektiği Sky Team havayolu ortaklığına da alınması öngörülüyor. Bölgede Sky Team güçlü bir ortağa ihtiyaç duyarken THY ise Qualiflyer sonrasında yeni havayolu ortaklık önerilerine temkinli yaklaşıyor.
ALAIN VERWILGHEN
Air France Türkiye ve Bulgaristan Müdürlüğü'ne Alain Verwilghen atandı. 1948'de Belçika'da doğan Verwilghen, hukuk doktorasını tamamladıktan sonra 1980'de Sabena Havayolları'nda çalışmaya başladı. Sırasıyla Burundi, Batı Afrika, Doğu Avrupa, Satış, İspanya ve Fransa Müdürlükleri'nde bulundu. 1999'da Air France'a geçen Alain Verwilghen, Batı Afrika Müdürlüğü yaptı. İngilizce, Flamanca ve İspanyolca bilen Verwilghen evli ve üç çocuk babası. Görevi Jean-Jacques Cocquet'ten devralan Alain Verwilghen'in 1994'te Belçika Kralı tarafından verilen Leopold Nişanı bulunuyor.
Yazının Devamını Oku 31 Ağustos 2003
Yemeğinizin içinde olduğu servis troleyi, çöpünüzü attığınız kültablası... Çayınızın suyunu ısıtan termos veya oturduğunuz koltuğun minderi...Uçak kabini içindeki bu malzemeler belki şu ana kadar hiç dikkatinizi çekmedi. Bir sonraki uçuşunuzda bu ayrıntılara lütfen daha dikkatli bakın. Bu ürünlerin hemen hepsi çok özel ve uluslararası kuruluşlarca onaylanarak gökyüzüne çıkmasına izin verilen malzemelerdir. İstanbul Çatalca merkezli Akkurt Havacılık'ın imal ettiği 3 binden fazla çeşit kabin içi malzeme, aralarında büyük havayollarının da bulunduğu 36 şirket tarafından kullanıyor. Dünyanın en büyük kabin ekipmanı imalatçılarına kafa tutan Akkurt, şimdi Pakistan'da açtığı fabrika ile büyüyor.Akkurt Havacılık'ın ilginç bir hikayesi var. Ahmet Akkurt, uzun süre yurtdışındaki havacılık şirketlerinin Türkiye'deki temsilciliklerini yaptı. THY'nin uçaklarına mutfak, koltuk ekipmanları sattı. İçindeki havacılık sevgisi 1983'te başka bir alanda hayat buldu. Helikopter uçuş okulu kurmayı kafasına koyan Ahmet Bey, Amerika'dan aldığı RotorWay Exec 162F tipi üç kit helikopteri Türkiye'ye getirdi. Çatalca'da helikopter uçuş okulunun bir sonraki adımı imalata geçebilmekti. Ancak işler Ahmet Akkurt'un istediği gibi gitmedi. İlk özel uçuş okulu kurma girişimi ilklerin yaşadığı sorunlarla boğuldu. Yetki karmaşası, alınamayan izinler Ahmet Bey’in yıllarına ve epey bir parasına mal oldu. Sonunda okul yaşayamadan kapandı. KÜLTABLASI İLE BAŞLADIBu tecrübe Ahmet Akkurt'un havacılık sevgisini zerre olsun azaltmadı. Temsilciliğini yaptığı Fransız Sigma şirketinin önerisi ile kültablası yapmak üzere çalışmaya başladı. Koltuğun kenarındaki küçük kültablasını havacılık kurallarına uygun imal edebilmek için tam 9 ay uğraştı. 1986'da kültablasıyla başladığı kabin içi malzeme imalatı zamanla arttı. Büyük şirketlerden aldığı fason imalatlar Ahmet Bey’e önemli tecrübe oldu. Sürekli kendini geliştirdi, araştırdı, yeni ürünleri takip etti.Ahmet Akkurt 1991'de hayatının ortaklığını Dilara Hanım'la tanışarak yaptı. 1993'te evliliklerinden sonra birkaç işçiyle başlayan Çatalca'daki atölye yavaş yavaş küçük bir fabrika haline geldi. Bir gün Akkurt çifti kendi kanatları ile uçmayı denedi. 1996'da Akkurt markasıyla imalat başladı.SERTİFİKASYON SORUNUAncak bu sefer de karşısına sertifikasyon sorunu çıktı. Çünkü uçakta kullanılacak her türlü özel niteliklere sahip olmak, zorlu testlerden geçirilmek zorundaydı. Bu onayları almak kimi zaman en karmaşık malzemeyi imal etmekten çok daha zordu. Dilara ve Ahmet Akkurt üç yıl uğraşıp ürünleri ve fabrikaları için Türk, Avrupa ve Amerikan havacılık otoritelerinden onay aldı. Kendilerini fason imalattan tanıyan bazı Avrupalı havayolları ilk müşterileri oldu. Bunu diğer şirketler izledi. Bugün Akkurt Havacılık'ta 60 işçi çalışıyor. Toplam 5 bin metre kare kapalı alanda metal, plastik ve tekstil üzerine imalat yapılıyor. CAD/CAM ve CNC kontrollü tezgahlara sahip şirket birçok konuda kendini dünyaya ispatlamış durumda. Hatta dünyada plastik devi olan Malezya'da, Malezya Havayolları'na plastik yemek tepsisi ihraç ediyor.Şimdi Akkurt'un hedefi imalat portföyünü geliştirmek ve pazardaki ağırlığını artırmak. Yeni ürünlerden biri Ahmet Akkurt tarafından geliştirilen troley tasarımı. Normalde 26 kilogram olan servis troleyleri Ahmet Bey’in tasarımı ile 23 kilograma inecek. Ayrıca özel kaplamalar sayesinde daha uzun ömürlü olacak.Ahmet Akkurt sadece kabin içi malzemenin tasarımını değil, imalattaki makinelerin dizaynını da kendisi yapıyor. Koltuk başlığı imal eden makinesi, yurtdışındaki örneklerinden beş kat daha hızlı. Akkurt ayrıca uçak içi tasarımlarda da çalışmalar yapıyor. İtalyan şirketleri ile ortak sürdürülen projelerde ilerki yıllarda yeni işlere imza atılması planlanıyor. Bu projelerden en heyecan vereni Amerika'da Ruslarla ortak imal edilen kişisel jet Maverick'in kabinin tasarımı. Uçak henüz tasarım aşamasındaki dört kişilik jet için gerekli finansman bulunursa seri imalata geçilecek. Uçağın kabin imalatını Akkurt yapacak. Ahmet Akkurt Türkiye'deki tüm havacılık imalatçılarının bir araya gelebileceği derneğin hayalini kuruyor. Türkiye'de her türlü altyapının olduğunu, işbirliği ile havacılık sektörüne ciddi bir imalatın gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Birikimlerin, tecrübelerin paylaşılmasından yana. Ancak birlik olarak sertifikasyon ve diğer sorunların aşılacağına inanıyor. Havacılık dışında Ahmet Akkurt'un hayali ise Türk kahvesi yapan bir makine tasarlayabilmek. Bu makine ile Türk Kahvesi Expresso ve Cappucino'ya uluslararası arenada rakip çıkacak. EVLERİ FABRİKADATam bir işkolik olan Dilara-Ahmet Akkurt çiftinin evleri fabrika binasının üst katında. Ev üst katta olsa da günün önemli bir kısmı fabrikada geçiyor. Fikirlerine çok saygı gösterdikleri ortak bir arkadaşları tanıştırmış onları. Ancak birbirlerini çok severlerse bu ilişkinin yürüyebileceğini söylemiş. Tanıştırmayla başlayan ilişkileri daha sonra aşka dönüşmüş. İki yıllık flörtleri evlilikle sonuçlanmış. Bu evlilik Türkoloji eğitimi alan Ahmet Bey’in dördüncü, Jeoloji Mühendisi Dilara Hanım'ın ise ikinci evliliği. Ahmet Akkurt'un diğer evliliklerinden 24 ve 22 yaşında iki kızı, 18 yaşında bir oğlu bulunuyor. Çift bugüne kadar kavgalarını sadece iş konularında yapmış. Özel yaşantıları ile ilgili hiç tartışmamışlar.Swiss’ten ucuz uçuşSwiss Havayolları Avrupa uçuşlarında konsept değiştiriyor. İsviçreli şirket, 'Swiss in Europe' adını taşıyan programında uçuşlarda ürün kalitesinden ödün vermeden uygun fiyatlarla taşıdığı yolcu miktarını artırmayı hedefliyor.Amerika'dan sonra Avrupa'da da hızla büyüyen düşük maliyetli havayolları, uyguladıkları cazip fiyat politikası ile kısa zamanda önemli bir pazar payına ulaştılar. Bayrak taşıyıcı olarak adlandırılan büyük havayolu şirketleri de bu konsepti yakından takip ediyor. Swiss, Avrupa'da büyük havayolları arasında bu konseptin ilk cesaretli uygulayıcısı oldu.YENİ FİYAT SİSTEMİSwiss, hattın talebine göre değişken ücret tarifesine geçti. Biletini erken satın alan veya uçuş tarihleri konusunda esnek olabilen yolcular daha ucuz tarifeden yararlanabilecek. Yeni uygulama ile bir aylık İstanbul-Zürih arasında gidiş/geliş ekonomi sınıfı bilet fiyatı 165 dolardan başlıyor. Eskiden bu fiyat 390 dolardı. Business'ta ise bir yıllık İstanbul-Zürih fiyatı 1050 dolarken şimdi 565 dolardan başlıyor.İKRAM ÜCRETLİEkonomi sınıfında uçacak yolcular mevsimine göre değişken çeşitli yemek ve içecek listesinden seçtiklerini uçuş sırasında satın alabilecek. Kısa uçuşlarda ise, biniş kapısına yakın snack-bar ve büfeler yolculara ücretli servis verilecek.BUSINESS SÜRECEKCiddi bir yolcu potansiyeline sahip Business Class uygulamasına eskisi gibi devam edilecek. Business yolcular, uçuş öncesi özel salondan faydalanabilecek. Ayrıca business'ta ücretsiz yemek ikramı ve günlük gazete servisi de sürecek. Uygun uçuş başlantıları ve ana meydanlara uçuşlar sunan şirketin yolcuları Frequent Flyer Programı'ndan mil kazanmaya devam edecek.Recep Güvelioğlu THY’deTürk Hava Yolları Basın Danışmanı ve Sözcü-lüğü'ne Recep Güvelioğlu getirildi. Trabzon 1947 doğumlu Güvelioğlu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra gazeteciliğe 1971'de TRT'de başladı. 1979-1986 yılları arasında Washington'da Amerika'nın Sesi Radyosu'nda çalıştı. 1986-1991 yılları arasında Anadolu Ajansı Dış Haberler Müdürlüğü görevini yürüten Güvelioğlu, 1991'de TRT Dış Haberler Müdürü oldu. Günaydın Gazetesi'nde dış politika köşe yazarlığı yapan, TBMM-TV'nin kuruluşunda görev alan Güvelioğlu'nun tarih ve turizm konularında araştırma ve TV programları bulunuyor. Pakistan’da tesisAkkurt’un gelecek yıllarda büyüme hedefleri arasında Pakistan önemli bir yer tutuyor. Şirket Pakistan pazarına 9 yıl önce girdi. Pakistan Havayolları PIA'ya satış yapan Akkurt iki yıl önce ilginç bir teklif aldı. PIA, Akkurt'tan servis troleylerinin tamirini istedi. Pakistan'da ithalatta yüzde 60 gibi çok ağır gümrük vergisi uygulaması nedeniyle Karaçi'de bir fabrika kurulmasına karar verildi. Ocak 2003'te çalışmalar Dilara Akkurt tarafından başlatıldı. Nisan ayında Pakistan'a mühendisler Fevzi Yılmaz, Ercan Gezer, Yüksel Aydın ve idareci olarak Şebnem Çaylan'dan oluşan çekirdek ekiple giden Dilara Hanım, gümrükte takılan tezgahlarını 40 gün gecikmeyle çekerek fabrikayı kurdu. İçine ikram tepsilerinin konulduğu servis troleylerinin tamir projesi her ne kadar 'yenilenme' adıyla geçse de parçaların yüzde 95'i değişiyor. Kalanlar temizleniyor ve dezenfekte ediliyor. Toplam 40 işçinin çalıştığı fabrikanın kapasitesi günlük 20 troley. Bir yıl içinde PIA'nın elindeki 5 bin adet troley için tamamen yenileme işlemi gerçekleştirilecek. İşin başında bir kadının olmasını ilk anda Pakistanlılar yadırgamış. Dilara Akkurt'un 'Benim yaptığım makarnayı sevmeyebilirsiniz ancak işimden para kazanırsınız' sözü onları motive etmiş. İşçiler zamanla alışmış. Akkurt ilerki yıllarda fabrika açmak yerine gezici tır’larla servis vermeyi hedefliyor. Üç veya dört tır’dan oluşan filo ile isteyen havayolunun ayağına gidilecek. ÖZEL ŞARAP TROLEYİAkkurt imal ettiği özel şarap troleyi ile müşteri portföyüne Air France'ı da kattı. Birkaç kabin malzemesi imalatçısına şarap troleyi gönderen Fransız Havayolları Air France, üreticilerden numune istedi. Akkurt Havacılık tarafından yeniden tasarlanan troley beğenilerek 135 adet sipariş verildi. Paslanmaz çelikten imal edilen üzeri polisaj ile parlatılan troleye altı şişe ve kadeh konulabiliyor. Air France uçaklarında şarap servislerini yolcunun beğenisine bu troleyde sunuyor.AKKURT ÜRÜNLERİNİ KULLANAN HAVAYOLLARITürk Hava Yolları Lufthansa Air France Emirates Singapur Swiss LTU PIA Aero Lloyd Hapag Lloyd Lauda Aerolyon Air Berlin Crossair Corsair Air Lauda Czech Bulgarian Tarom T.A.T Tyrolean Malaysia Biman Garuda Indonesia Kenya Tunus Air Algeria Kuwait Austrian Varig Royal Jordanian South African Onur Air Sun Express Pegasus MNG
button
Yazının Devamını Oku 24 Ağustos 2003
Dünyanın en büyük havacılık müzesi 15 Aralık'ta kapılarını açıyor. Washington Dulles Havalimanı'nda inşa edilen Smithsonian Enstitüsü'ne bağlı Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi Steven F.Udvad-Hazy Merkezi'ni yılda 3 milyon kişinin ziyaret etmesi planlanıyor. Toplam 400 bin metre kare kapalı alana sahip müze 311 milyon dolara mal oldu. Uzmanlar müzenin sergilenen hava ve uzay araçları ile değerinin yaklaşık 1.5 milyar dolar olduğunu belirtiyor.
Bu yıl Wright Kardeşlerin ilk motorlu uçuşu yapmasının 100'üncü yıldönümü. Başta Amerika olmak üzere bir çok ülkede özel kutlamalar yapılıyor. Uçuşun gerçekleştiği 15 Aralık'ta dünyanın en büyük havacılık müzesi kapılarını açıyor. Müze 200 uçak ve 135 uzay aracıyla dünyanını dört bir tarafından meraklıları Washington Dulles Havalimanı'na çekecek.
Smithsonian Enstitüsü’ne bağlı Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi uzun yıllardır başkent Washington'da bulunan ve 'Mall' olarak adlandırılan merkezinde hizmet veriyordu. Hızla büyüyen müze, koleksiyonundaki uçaklara dar gelmeye başlayınca yeni merkezin yapım fikri doğdu. Enstitü finansmanın sağlanması amacıyla havacılık sektöründe yardım kampanyası başlattı. İşadamı Steven F.Udvad-Hazy tam 65 milyon dolarlık rekor bağış yaptı. Smithsonian Enstitüsü havacılık meraklısı bu işadamının jestine karşılık müzeye ismini verdi. İnşaat 1999'da başladı.
Steven F.Udvad-Hazy Merkezi yapılırken Smithsonian'ın depolarında yer yokluğu nedeniyle yıllardır bekleyen çok sayıda uçak elden geçirildi ve sergilenecek duruma getirildi. Uçakların yüzde 85'i kara yolundan yeni müzeye götürüldü. Müzenin açılmasıyla birlikte eski müze de faaliyetlerine devam edecek. Steven F.Udvad-Hazy Merkezi'ne dünyanın diğer ünlü havacılık müzelerinden de belirli sürede sergilenmek üzere uçaklar gelecek.
DEV HANGAR
Washington Dulles Havalimanı sınırları içinde inşa edilen müzedeki en büyük kapalı alan üç futbol sahası genişliğinde, 10 katlı bina yüksekliğindeki özel hangar. İçinde yerde ve tavana özel halatlarla bağlanmış 200 uçak ziyaretçilerle buluşacak. Havacılık tarihi sıralamasına göre tavana asılan uçaklar iki ayrı kat olarak yerleştiriliyor.
Yıllık bütçesi 29 milyon dolar olan müzenin ikinci büyük hangarı ise James S.McDonnell Uzay Hangarı. Uzay bölümünde sergilenen en önemli obje ilk imal edilen uzay mekiği Enterprise. Hangarda uzay çalışmalarında kullanılan füze, uzay aracı gibi toplam 135 obje sergilenecek. Uzay hangarındaki tek uçak ise NASA'nın uzay mekiğini fırlatma noktasına götürmekte kullanılan özel modifiye edilmiş Boeing 747 Jumbo Jet olacak.
UÇUŞ KULESİ
Steven F.Udvad-Hazy Merkezi'nde ayrıca gerçek boyutlarda bir uçuş kulesi de yer alacak. Ziyaretçiler o andaki Washington Dulles Havalimanı'ndaki trafikleri radar ekranlarından takip edip, telsiz konuşmalarını dinleyebilecek.
Müze açıldığında koleksiyona katılan yeni uçaklarla ziyaretçilere merhaba diyecek. Air France'tan yeni emekli olan Concorde, müzenin en hızlı sivil yolcu uçağı olacak. Müzede ayrıca 1930'ların sonunda imal edilen ve 2001'de tekrar restore edilen ancak geçen yıl deneme uçuşunda Seattle'da denize mecburi iniş yapan ve tekrar tamir edilen Boeing 307 Stratoliner, jet motorlu 707'nin ilk imal edilen modeli de sergilenecek. Müzeyle ilgili detaylı bilgiyi http://www.nasm.si.edu internet adresinden alabilirsiniz.
ENOLA GAY TARTIŞMASI
Müzenin en çok tartışılan uçağı İkinci Dünya Savaşı'nda ilk atom bombasını atan Enola Gay isimli B-29 tipi bombardıman uçağı oldu. Hiroşima'ya 6 Ağustos 1945'te Albay Paul W. Tibbets komutasında uçan Enola Gay'in attığı atom bombası ile 230 bin kişi hayatını kaybetmişti. Adını Albay Tibbets'in annesinden alan Enola Gay'i 9 Ağustos 1945'te Bockscar adlı B-29'un Nagazaki'ye attığı bomba izlemiş, 10 Ağustos'ta Japonya'nın teslim olmasıyla İkinci Dünya Savaşı sona ermişti.
Enola Gay, atom bombası atma görevinden sonra kısa bir süre daha kullanılmış, ardından çöldeki uçak mezarlığına gönderilmişti. Meraklılarca yağmalanan uçaktan kalanlar yirmi yıl önce Smithsonian Enstitüsü tarafından korunmak amacıyla toplandı. Ancak B-29'un sadece ön gövdesi ve tek pervanesi kalmıştı. Elden geçirilen Enola Gay, 1995'te eski müzede sergilenmeye başladı. Uçak, atom bombasının atılmasından 50 yıl sonra Japonya ve Amerika arasında krize neden oldu. Japonlar uçağı 230 bin kişinin katili olduğunu söyleyip sergiyi protesto etmişti. Amerikalılar ise Enola Gay'i İkinci Dünya Savaşı'nın daha çabuk bitmesini sağlayarak milyonlarca kişininin ölmesini önlediği iddiasında bulunmuştu.
Smithsonian Enstitüsü 1999'da uçağın tamamlanması amacıyla özel bir çalışma başlattılar. Yaklaşık dört yıl süren ve 300 bin adam/saatlik çalışma sonrasından uçağın orta, arka gövdesi ve kanatlar yeniden imal edildi.
İlk uçuşunu 1942 yılında yapan B-29, 10 ton ağırlığında bomba taşıyabiliyordu. Saatte 407 kilometre hızla uçabilen B-29, 10 bin 400 kilometre menzile sahipti. Toplam 4 bin adet imal edilen dört motorlu uçak İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Kore'de de kullanıldı. B-29, Amerikan Hava Kuvvetleri'nde Eylül 1960'a kadar hizmette kaldı. Yerini jet motorlu bombardıman uçaklarına bıraktı.
Herkes Bağdat’a uçmak istiyor
Irak Savaşı 1 Mayıs'ta resmen bitti. Ama şimdi yeni bir savaş havacılık sektöründe yaşanıyor. Basra’nın uluslararası sivil hava trafiğinin ilk olarak 27 Ağustos'ta açılmasıyla havayolları 1990'dan bu yana kapalı olan Irak'a tarifeli olarak uçmaya başlayacak. Güvenliğin sağlanması ile birkaç ay içinde Bağdat'a da tarifeli seferlerin başlaması planlanıyor.
Irak'ın hava trafiğine açılmasıyla havayolları arasında büyük bir rekabet yaşanıyor. Bölgedeki hava trafiğini kontrol eden Koalisyon Tedarik Otoritesi'ne (CPA) başvuran havayollarından ilk uçuş iznini Ürdün Kraliyet Havayolları aldı. Haftada bir gün Basra’ya sefer yapacak olan Ürdün Kraliyet Havayolları'nı Gulf, Emirates, SAS, LOT ve Katar Havayolları izleyecek.
Ancak asıl savaş Bağdat için yaşanıyor. Aralarından THY, British Airways gibi havayollarının bulunduğu 15 şirket Bağdat'a uçuş yapabilmek için CPA'ya başvurdu. CPA önceliği Basra'ya veriyor. Devam eden terör olaylarında azalmayla önce Basra'da uçuşlar arttırılacak. Ardında da Bağdat için uçuşlar başlayacak.
Seferlerin 27 Ağustos'ta başlayacak olmasıyla Basra Havalimanı çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı. Emniyetli uçuş yapabilmek amacıyla havalimanın alt yapısıyla ilgili çalışmalar sürüyor. Kış sezonuna kadar görerek şartlarda hizmet verecek Basra daha sonra hassas yaklaşma ve iniş sistemlerine de sahip olacak. CPA, Bağdat'ın açılmasından sonra iç hat, charter ve kargo uçuşları için de izin vermeyi planlanıyor.
Halen aralarında Türkiye'den Free Bird Havayolları'nın da bulunduğu ve ağırlığı Amerikan şirketlerinden oluşan charter yani tarifesiz sefer düzenleyen havayolları Basra'ya asker taşıyor.
Kuveyt'in işgalinden sonra 1990'dan bu yana kapalı olan Irak hava koridoru dünden itibaren aşamalı olarak sivil uçuşlara açıldı. Bölgenin uçuşa kapalı olması nedeniyle özellikle Ortadoğu ve Uzakdoğu Asya'ya uçan havayolu şirketleri yollarını uzatmak durumunda kalıyordu. Bu durum havayollarına ciddi ek maliyet getiriyordu. Irak hava koridoru gerekli seyrüsefer sistemlerinin tamamlanmasından sonra tam kapasiteyle hizmete girecek.
YOLCU-KARGO TRAFİĞİ
Bağdat'a yeniden uçmak üzere temas kuran THY, bölgede savaş öncesinde önemli bir potansiyele sahipti. Irak uçuşlarına 16 Mayıs 1979'da başlayan THY, sadece iki yıl İran-Irak Savaşı nedeniyle seferlerini durdurduktan sonra 1990'a kadar Irak'a uçmuştu. Araştırmalar Bağdat'ın yolcu trafiğinin yanı sıra ciddi bir kargo pazarına sahip olduğunu gösteriyor.
Özel havayolu şirketleri de bölgeye uçuş yapmayı planlıyor. Bu konuda Türkiye Özel Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) Ulaştırma Bakanlığı'ndan destek istiyor. Başkan Tuncay Doğaner, gerekli desteğin alınmasıyla Türk şirketlerinin pazarda ciddi bir paya sahip olabileceğini belirtiyor. Avrupa charter pazarının küçüldüğünü söyleyen Doğaner'in hedefi Türk şirketlerinin Irak'ın yanı sıra ciddi potansiyele sahip İran ve Suriye pazarına da girebilmesi. Türk şirketlerinin pazarda varolabilmesi için Ulaştırma Bakanlığı'nın çalışmaları hızlandırıp izinler konusunda yol alması gerekiyor.
Pazarı havalimanı inşa eden ve işleten şirketlerde yakından takip ediyor. Tepe ve Akfen Grubu İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde edindikleri inşaat işletme tecrübesini Irak'taki havalimanlarına da aktarmak istiyor. Bu konudaki çalışmalar Sani Şener tarafından bizzat yönetiliyor. Yer hizmetleri konusunda Çelebi Grubu da çalışmalar yapıyor. CPA ile temasa geçen Çelebi, Türkiye'nin bölgeye yakın olma avantajını kullanmak istiyor.
Kusmuk torbası film torbası oldu
İngiliz ucuz maliyetli havayolu şirketi Easyjet, koltukların arka ceplerinde bulunan kusmuk torbalarını aynı zamanda film zarfı olarak kullanılmak üzere tasarladı. İngiltere'de 600 fotoğraf laboratuvarıyla faaliyet gösteren Klick Photopoint ile ortaklaşa hazırlanan projede yolcular kusmuk torbalarını alarak içine film koyup laboratuvarda bastırmak üzere verebilecek. Filmlerini bu torbaya koyan yolculara özel indirim de yapılacak.
Havacılık kuralları gereği yolcu uçaklarında her koltukta bir adet sick-bag olarak adlandırılan kusmuk torbası bulunması gerekiyor. Yolcular kusmuk torbalarını mideleri bulandığında veya hiperventilasyon yani vücuttaki karbondioksit oranı düştüğünde torbanın içine doğru nefes alıp vererek kullanıyor.
Ağzı bükülüp kapanabilir torbaların kullanım oranlarının çok düşük olduğunu belirten uzmanlar, bu uygulama ile başka amaçlı olsa da torbaların kullanımının artırılması planlanıyor. Kampanya üç ay süreyle geçerli olacak.
Lufthansa’dan 65 milyon Euro kár
Alman Lufthansa Havayolları yılın ikinci çeyreğinde 65 milyon Euro kár etti. Rezervasyon ve satışların tekrar artmaya başladığını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Wolfgang Mayrhuber, 'Maliyeti düşürme politikalarımızın karşılığını almaya başladık. Yılın ilk çeyreğinde 415 milyon Euro’luk zararı kapatmak için çalışmalarımız sürüyor. Yılın üçüncü ve dördüncü çeyreği çok daha başarılı geçeceğini umuyoruz' dedi.
TATCA’dan yeni internet sitesi
Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Derneği (TATCA), internet sitesini kullanıma açtı. Dernekle ilgili bilgilerin yer aldığı www.tatca.org adresinden ulaşabileceğiniz sitede dünyanın en büyük havalimanlarının kule konuşmalarını dinleyebiliyorsunuz. Ulaştırma Bakanlığı ile görüşmeler yapan TATCA, yakın gelecekte İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki kule ve yaklaşma frekanslarının da internetten dinlenmesini sağlayacak.
20 Ekim'de Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Günü olarak kutlanması için çalışmalar yapan TATCA, İstanbul'da 19-20 Ekim tarihleri arasında Havacılık Sempozyumu düzenleyecek.
Yazının Devamını Oku 17 Ağustos 2003
Son günlerde bölgesel havacılık yine Türkiye'nin gündeminde. Artan iç hat yolcu sayısı, pazarda Türk Hava Yolları dışında taşıyıcının olmaması, yerli-yabancı çok sayıda yatırımcının yanı sıra uçak imalatçılarının da dikkatlerini buraya çekiyor. İç hat pazarının en önemli oyuncusu THY. Pazarın neredeyse tamamını elinde tutan THY, imalatçılarla sık sık toplantı yapıyor. Yeni nesil bölgesel uçaklar inceleniyor, sistemler üzerinde çalışılıyor.
Türkiye'de son 10 yıldır iç hat taşımacılığı sürekli tartışılıyor. Herkes makul fiyatlarla havayolu seyahati yapmak istiyor. Bu nedenle otobüs bilet fiyatının sadece yüzde 50 fazlasına uçabilmek, Anadolu'daki şehirleri merkeze havayolu ile bağlama fikri hemen çok sayıda taraftar buluyor. Ancak bölgesel havacılık normal bir havayolu işletmesinden çok daha karmaşık ve geniş bir organizasyon gerektiriyor. Yurtdışındaki başarılı örnekler gibi düzgün hizmeti uygun fiyatla verebilmek için doğru uçak seçiminden geniş filoya, bayrak taşıyıcı havayolunun bağlantılı uçuş desteğinden iyi bilet satış-pazarlamaya kadar geniş yelpazede profesyonel bir yapıya ihtiyaç duyuluyor. Yanlış seçimler veya fazla uçak sayısı, gereksiz personel, organizasyon bozuklukları geçmişte örnekleri olduğu gibi kısa zamanda büyük zararlara neden oluyor. Ucuz uçuş imkansız hale geliyor.
Yatırım ve organizasyonun dışında başta vergi indirimi olmak üzere ciddi hükümet desteğine de gereksinim duyulması işi bir anda çok bilinmeyenli denklem haline sokuyor. Bu karmaşıklığa hava taşımacılığının kárı az, riski yüksek, her krizde dibe vuran yapısı eklendiğinde, birçok yatırımcı haklı olarak elini taşın altına koymak istemiyor.
Durum böyle olunca tüm gözler Türk Hava Yolları'na çevriliyor. THY son yıllarda iç hatlarda değişim için gerek hükümet, gerekse de pazarın talepleri doğrultusunda büyük baskı altında. Geçmişte iç hatlarını ayırıp yeni yatırımlar yapmak isteyen THY, özelleştirme kapsamında olması nedeniyle bunları yerine getirememişti. Ancak son günlerde tekrar yaşanan hareketlenmenin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.
İMALATÇILAR TAKİPTE
Yeni THY yönetimi organizasyonunu tamamladıktan sonra ilk ele aldığı konulardan biri iç hat taşımacılığı oldu. Yeni nesil bölgesel uçaklar üzerinde duran yönetim, imalatçılardan tanıtım toplantıları talep etti. THY'nin ilk ziyaretçileri filo yapısı nedeniyle zaten yakın ilişki içinde bulunduğu Boeing ve Airbus oldu. Amerikan Boeing şirketi 717, Avrupalı Airbus Endüstri ise A318 modellerini THY'ye tanıttı.
Boeing'in McDonnell Douglas'la birleşmesinden sonra imalatına devam ettiği tek Douglas tasarımı olan 717'nin teslimatlarına 1999'da başladı. DC9'un MD80 ve MD90'dan sonra dördüncü nesil üyesi olan 717'nin koltuk kapasitesi 108. 2500 kilometre menzilli uçak, düşük uçuş maliyetlerine sahip. Airbus ise THY'ye teslimatları geçen yıl başlayan A318'i öneriyor. Koltuk kapasiteli 107 olan uçak, A320 ailesinin en küçük üyesi. A318 pilotları ek eğitim almadan koltuk kapasitesi 220'ye kadar çıkan serinin diğer modellerinde de uçabiliyor. İstenirse A318'le bölgesel uçuşların yanı sıra daha uzun menzilli seferlerde ekonomik olarak gerçekleştirilebiliyor.
Büyük imalatçılar Boeing ve Airbus'ın tanıtımlarını diğer bölgesel uçak üretecileri izledi. Dünyanın en büyük üçüncü imalatçısı olan Kanadalı Bombardier, hem pervaneli hem de jet motorlu uçaklarını THY'nin beğenisine sundu. Bombardier, turboprop olarak 50 koltuklu Dash-8 Q300 ve 78 koltuk kapasiteli Dash-8 Q400 modellerini öneriyor. Hızı neredeyse jet uçaklarıyla aynı olan Q300 ve Q400'ün işletim maliyetleri jetlerden yaklaşık yüzde 30 daha düşük. Bombardier, 650-700 kilometreden daha uzun menzilli uçuşlar için jet motorlu modellerini öneriyor. Kanadalı şirket THY'ye yolcu kapasiteleri 50-70 ve 86 arasında değişen jet motorlu CRJ100, CRJ700 ve CRJ900 modellerini sunuyor. Şirketin imal ettiği yeni nesil bölgesel jetlerin menzilleri 3 bin kilometreye kadar çıkıyor. Bombardier şirketinin ürettiği 800'den fazla bölgesel jet çok sayıda havayolu şirketinde uçuyor.
Bölgesel uçak pazarında uzun yıllardır imalatını istikrarlı olarak sürdüren İtalyan-Fransız ortak şirketi ATR, iki modeli THY'ye öneriyor. Turboprop motorlu ATR42 50, ATR72 modeli de 68 koltuk kapasitesine sahip. Halen 673 adet ATR uçağı 113 havayolu şirketinde görev yapıyor.
YENİ NESİL UÇAKLAR
1990'ların başında yaptığı yeni organizasyonu ile hızla büyüyen ve bölgesel uçak pazarında bini aşkın siparişle ciddi başarıya imza atan Brezilyalı Embraer şirketi de Türkiye pazarında diğer imalatçılarla çarpışıyor. Embraer motorları kuyrukta bulunan 37 ve 50 koltuklu ERJ135 ve ERJ145 ile kanattan motorlu 86 ila 104 yolcu taşıyabilen ERJ170 ve ERJ190 modellerini THY'nin beğenisine sunuyor. Embraer'in en büyük özelliği uçakların ortak sistem ve kokpit yapılarına sahip olması. Havayolu şirketleri farklı yolcu kapasitelerine sahip uçaklardan sipariş vererek filo yapısında esnekliğe kavuşuyor. Özellikle Amerika'daki şirketlerin yüksek sayıda sipariş verdikleri Embraer, uygun fiyat ve ekonomik uçuş maliyetleri ile Türkiye pazarında da varolmayı hedefliyor.
Ankara merkezli TAI ise Hava, Deniz ve Sahil Güvenlik Kuvvetleri'nde kullanılan CN235 uçaklarını THY'ye öneriyor. Hem askeri hem de sivil uçuş sertifikasına sahip 45 koltuklu CN235, toprak ve yarı hazırlanmış pistlere rahatlıkla inip kalkabiliyor. İmalatta önemli bir altyapıya sahip TAI, bakım, pilot ve teknisyen konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri ile işbirliği yapılabileceğinin altını çiziyor.
İKİNCİ EL HAREKETLİ
Yeni nesil uçakların yanı sıra ikinci el bölgesel uçaklarda da ciddi bir hareketlilik dikkat çekiyor. İmalatlarını durduran İngiliz British Aerospace, Amerikan-Alman ortak şirketi Fairchild-Dornier, İsviçreli Saab şirketleri de ellerindeki ikinci el uçakları makul fiyatlarla pazarlıyor. Uzmanlar acil uçak ihtiyacına sahip şirketlerin kısa vadede ikinci el modellerle sorunlarını çözebileceğini vurguluyor.
İç hat uçuşları ile atıl havalimanlarının da canlandırılması planlanıyor. Ancak uçuşların düzgün yapılabilmesi için hedeflenen atıl havaalanlarının yeniden donatılması, uçuş emniyetinin yükseltilmesi ve bölgede iyi pazar araştırması yapılması gerekiyor. Atatürk Havalimanı’nı bile hala şantiyeden kurtaramayan eski-yeni hükümetlerin anlayışlarının hızla değişmesi şart.
UCUZ MALİYETLİ HAVAYOLU
Düşük maliyetli havayolu şirketleri az personel ve para ile satılan ikramla çözümler yaratıyorlar. Çoğu biletlerini internet ortamında pazarlayan bu havayollarında pilotlar uçak kapısında biletleri topluyor, 50 yolcuya kadar bir hostesle kabinde sadece sıcak-soğuk içecek veriliyor.
Uçakların çok uçurulabilmesi için geceyarısından sonra sefer düzenleniyor ve bunlarda yüzde 50'ye varan indirimler yapılıyor. Genellikle çok ucuz maliyetleri, aylık kiraları çok düşük uçak kullanan bu tür şirketler, yolcu-yoğun hatlarda 'shuttle' seferleri gerçekleştiriyor. Örneğin İstanbul-Bodrum arasında yoğun sezonda her saat başı uçak gidip geliyor. Arada İzmir'e veya Denizli'ye de inilip yolcu alınabiliyor ya da indiriliyor. Bu uçak geceyarısından sonra daha da ucuzluyor. Ya da kargo taşınarak maliyetler iyice düşürülüyor. Ancak en önemli sorun uygun uçağın bulunmasıyla çözülüyor.
Personel giderleri en düşük seviyede tutulan bu tür havayolu şirketleri genellikle özel sektörde başarılı olabiliyor. Birden fazla iç hat şirketi pazarda birbirlerine rakip olsa da aynı şemsiye altında işbirliği yaparak ayakta kalıyor.
HERKES ARAŞTIRIYOR
Düşük maliyetli iç hat seferi yapacak, yakın ülke kentlerine de uçuşlar düzenleyecek bir havayolu modeli için özel sektörde de çalışmalar var. Kaya Çilingiroğlu, Ali Şen'in oğulları ile birlikte havayolu kurmak amacıyla araştırmalarını sürdürüyor. Birçok grup da bu konuda araştırmalar yaptırıyor.
TURBOPROP MU, JET Mİ?
Bölgesel uçak pazarında en fazla yaşanan kavganın başında turboprop yani pervaneli uçak-jet rekabeti geliyor. Aslında bu sorunun cevabı havayolunun ihtiyaçlarına, uçulan noktalara, doluluğuna ve maliyetlerine bakıldığında kendiliğinden çözülüyor.
Turboprop uçaklar 650 kilometreye kadar olan uçuşlarda jetlere oranla çok daha ekonomik maliyetler sunuyor. Yeni nesil turboproplar, yüksek hızları sayesinde 650 kilometreye kadar jet uçaklarla aynı sürede uçuyor. Ve bu uçuşu yaklaşık yüzde 25-30 daha ucuz işletim maliyetleri ile gerçekleştiriyor. Son yıllarda üretilen turboproplara yerleştirilen teknolojiler sayesinde yolcuya jet uçağı konforu sunuluyor. Kabine gelmeyen pervanenin gürültüsü ve titreşimi ile yolcu uçuş sırasında rahat ediyor.
YÜKSEK SÜRAT
Yaklaşık 650 kilometrenin üzerinde uçuşlarda ise mesafe uzadığı için jetler daha ekonomik kullanım sunuyor. Örneğin 1304 kilometrelik İstanbul-Van uçuşunda jetler yeni nesil turboproplardan sadece 8 dakika önce iniyor. Menzil 1500 kilometre ve üzerine çıktığında Boeing ve Airbus'ın normal yolcu uçaklarının ekonomik kullanım menzillerine giriliyor.
Turboprop uçaklarının koltuk kapasitelerinin geçmişte 19-35'ten 45-75'e çıktığını belirten uzmanlar, yeni nesil uçakların birçok havayolu şirketi tarafından ekonomik olarak kullanıldığını söylüyor. İmalatçıların dikkat çektiği bir diğer nokta ise her krizden sonra jet yerine havayollarının turboprop uçağa dönmesi. Benzeri bir durumun her iki Körfez Savaşı'nda sektördeki krizde yaşandığının altını çizen uzmanlar, birçok havayolunun temel bölgesel uçak filosunun turboproplardan oluştuğunu ifade ediyor. Bölgesel jet uçak pazarı hızlı büyüse de turboprop uçak ihtiyacının yıllık yaklaşık 80-90 adet olarak gerçekleştiği belirtiliyor.
Yazının Devamını Oku 3 Ağustos 2003
Gelecek 20 yılda imal edilecek yolcu uçaklarının gövdeleri tamamen kanatlardan oluşacak. Aerodinamik olarak sürtünmeyi azaltan ve süper ekonomik uçuş sağlayan bu özel yapıya sahip uçaklar, havayollarının yanı sıra askeri amaçlı kullanımda da yaygınlaşacak.
Tepenizden geçen yolcu uçaklarına baktığınızda gövde, kanatlar, kuyruk ve motorlardan oluşan klasik bir yapı görürsünüz. Bu uçakların aerodinamik olarak en büyük dezavantajı yüksek sürtünme oranıdır. Ne kadar mükemmel tasarım yapılsa da kanat ve gövdenin ayrı olması hava akışında bozulmaya neden olur. Sürtünme arttıkça uçak yavaşlar, motorlar daha fazla çalışmaya, yakıt tüketim oranları da yükselmeye başlar. Bu durum uçuş maliyetlerini ciddi olarak arttırır. Uçak imalatçıları tamamı kanatlardan oluşan yeni bir yolcu uçağı konsepti geliştiriyor. Gelecek 20 yılda hizmete girecek uçan kanatlarla maliyetlerin en az yüzde 25 düşeceği tahmin ediliyor.
Uçan kanatların ilk denemeleri 1929 yılında Northrop şirketi tarafından gerçekleştirildi. 1930'larda süren denemeler İkinci Dünya Savaşı nedeniyle durmak zorunda kaldı. Savaş sırasında Almanlar da çeşitli araştırmalar yaptı. Northrop şirketinin 1947'de uçurduğu YB-49, uzun menzilli bombardıman uçağı olarak tasarlanmıştı. Dört jet ve dört pervaneli motora sahip, 100 ton ağırlığında uçağın denemeleri sırasında meydana gelen kaza projenin 1949'da durmasına neden oldu. Kazanın nedeni YB-49'un havada kontrol edilmesinde yaşanan sorunlardı. Henüz teknoloji uçan kanatların emniyetle uçmasına izin verecek kadar gelişmemişti.
YENİ SİSTEMLER
Uçan kanatların kontrol zorluğu havacılık dünyasının 1970'lerde 'Kablolu Uçuş Sistemi-Fly By Wire-FBW' ile tanışması ile aşıldı. FBW, pilotların uçağı daha hassas uçurmalarını sağlarken, yeni nesil oto-pilot sistemleri de kumanda hatalarının da önüne geçiyordu. 1970'lerde yapılan testler uçan kanatların yüksek performans sunmasının yanı sıra tasarımı sayesinde radar ekolarını minimum yansıttığı da ortaya çıktı. Amerikan Hava Kuvvetleri radara yakalanmayan B-2 bombardıman uçağı projesini başlattı. Nortrop şirketi 1929'da tohumları atılan hayali aradan geçen 70 yıl sonunda gerçekleştirdi. Dünyanın en pahalı savaş uçağı unvanını elinde bulunduran B-2'ler 1999'da hizmete girdi.
B-2'nin başarısı sivil yolcu uçağı imal eden Boeing ve Airbus'ın da uçan kanatlar üzerinde çalışmalara başlamasına neden oldu. Boeing'in portföyüne McDonnell Douglas şirketinden giren ve çok gizli tasarımlara imza atan Phantom Works-Hayalet İşler bölümü, uçan kanat üzerinde araştırmalarına NASA'nın desteği ile 1997'de başladı. Proje adı Birleştirilmiş Kanat Gövde (Blended Wing Body-BWB) olan uçak önce 800 koltuklu olarak planlandı. Daha sonra Avrupalı imalatçı Airbus'ın iki katlı yolcu uçağı A380'e rakip olması için koltuk kapasitesi 550'e indirildi.
Boeing gelecekte uçan kanatlardan oluşan yeni nesil bir yolcu uçağı ailesi oluşturmayı hedefliyor. En büyüğü 550 koltuklu olacak BWB'nin 400 ve 300 koltuklu modelleri de imal edilecek. Amerikalı imalatçı rüzgar tünellerinde BWB'nin yüksek sürat denemelerini de yapıyor. BWB, normal yolcu uçaklarından yaklaşık saatte 100-150 kilometre daha hızlı uçacak. Uçağın menzilinin ise 13 bin kilometre olması düşünülüyor. BWB askeri modelleri de tasarlanacak. Çeşitli modifikasyonlarla uçan kanatlar havadan yakıt ikmal, nakliye, bombardıman, erken uyarı gibi görevlerde kullanılabilecek.
AVRUPALI ÇÖZÜM
Avrupalı uçak imalatçısı Airbus da uçan kanatlar üzerinde ciddi çalışmalar yapıyor. Airbus 1000 koltuklu, dört motorlu bir model imal etmeyi planlıyor. Hizmete 30 yıl sonra girmesi planlanan Avrupalı uçan kanadın A380'in üst modeli olması düşünülüyor. Airbus Endüstri uçakta yakıt olarak çevreye zarar vermeyen hidrojenin kullanılmasını öngörüyor.
Milyar dolarlık geliştirme faaliyetlerine rağmen imalatçıların tek takıldığı nokta yolcuların uçan kanatlara nasıl bakacağı. Kabinin kanatlara yerleştirilmesi ile yolcuların ne yazık ki pencereden dışarıyı seyretmeleri pek az koltuk dışında mümkün olmayacak. Bu sorun her koltukta uçağın çeşitli yerlerine konulan kameralardan gelen görüntülerin yansıtıldığı özel ekranlarla çözülecek.
TÜRK UÇAN KANADI THK-13
Uçan kanatların ilk ortaya çıktığı 1940'lı yıllarda Türkiye'de deneysel amaçlı bir tasarımın yapılması gerçekten çok ilginç. 1948'de Türk Hava Kurumu (THK) Etimesgut Uçak Fabrikası tarafından geliştirilen THK-13 Araştırma Planörü'nün gövdesi tamamen kanatlardan oluşuyordu. Tek kişilik, açık kokpitli, ahşap gövdeli planörün imalatı 1948'de tamamlandı. Ağustos 1948'de ilk uçuşta yaşanan sorunlardan sonra planör ikinci uçuşa Pilot Cemal Uygun tarafından çıkartıldı.
Kalkıştan kısa süre sonra planör bir anda sağa doğru dönmeye başladı. Pilot Uygun'un tüm çabalarına rağmen düzeltemediği THK-13, Etimesgut Meydanı yakınlarında yere vurdu. Cemal Uygun kazadan ağır yaralı olarak kurtuldu. Yapılan incelemede planörün ahşap kanadının içinde parçaları sıkıştıran mengelerden bir tanesinin unutulduğu ortaya çıktı. Mengene dönüş kumandası veren kanatçığı sıkıştırmış, THK-13 anormal duruma girmişti.
Zarar gören planör tamir edildi. THK bu modelle 1949'daki Paris Havacılık Fuarı'na katıldı. Projeyle ilgilenen Fransızlar, THK-13'ü örnek alarak motorlu bir uçan kanat planör modeli geliştirdiler.
10 bin metrede güneş tutulması izlenecek
Avusturya Havayolları 18 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında Airbus A340 uçağı ile yapacağı özel uçuşla yolcularına havada güneş tutulmasını izleme imkanı sunuyor. Astronomy Travel şirketi ile birlikte düzenlenen tura katılacak yolcular 10 bin metre yükseklikte güneş tutulmasını Güney Kutbu üzerinde izleyecek.
Tur 17 Kasım'da yolcuların Viyana'da toplanması ile başlayacak. Yolcular ilk günü Viyana Havalimanı ve Avusturya Havayolları'nın bakım tesislerini gezerek geçirecek. 18 Kasım sabahı kalkacak dört motorlu A340-313 'America' uçağı Spitzbergen, Kuzey Kutbu, Alaska ve Hawaii rotasını izleyerek 15 saatlik uçuşla Pasifik Okyanusu'ndaki Big Island'a inecek. Burada 4205 metre yükseklikteki Mauna Kea'daki gözlem evini ziyaret edecek yolcular daha sonra gün değişim çizgisini geçerek Avusturalya'da Sidney kentine inecek. Sidney turunu 24 Kasım'daki Güney Kutbu uçuşu izleyecek. İlk defa ticari bir uçuşta Güney Kutbu A340 uçağı tarafından katedilecek. Uçuş sırasında saat 22.46'da güneş tutulması 10 bin metre yükseklikte seyredilebilecek. Güneş tutulması yaklaşık 2 dakika 34 saniye sürecek. Ancak çıplak gözle sadece 1 dakika 58 saniyelik kısmı gözlemlenebilecek. Tutulmadan sonra yolculara Güney Kutbu geçiş sertifikası verilecek.
KUZEY KUTBU'NDAN GÜNEY KUTBU'NA
Şili'deki Cape Horn ve Eastern Island'a uçacak grup daha sonra 29 Kasım'da 8.2 metreyle dünyanın en büyük merceklerine sahip Şili Paranal Dağı'ndaki gözlemevini ziyaret edecek. Son durak olarak Meksika'da Cancun'a uğrayacak grup, 2 Aralık'ta Viyana'ya dönmek üzere hareket edecek. Varış 3 Temmuz sabahı gerçekleşecek. Kuzey Kutbu'ndan Güney Kutbu'na Dünya’yı tamamen katedecek uçuşta özel uçuşun tüm aşamalarında eski Garching Astronomi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Rudolf Kippenhahn gruba eşlik edecek.
Bu uçuşta 291 koltuklu A340 uçağında sadece 20'si business geri kalanı ekonomi toplam 154 koltuk satılacak. Uçağın orta kısmı güneş tutulmasının rahat izlenebilmesi için boş bırakılacak. Sadece pencere kenarı ve yanındaki koltuklar satılacak. Astronomi turunun fiyatları uçulan sınıf ve koltuk pozisyonuna göre değişiyor. Örneğin business class'ta güneş tutulmasının en iyi izlenebileceği uçağın sol tarafında pencere kenarı koltuğunun fiyatı 44.500, hemen yanındaki koltuk 38.500 euro. Ekonomi sınıfındaki koltuk fiyatları 22.500 ila 16.500 euro arasında değişiyor. Bu fiyatlara konaklama ve yemekler de dahil. Ekonomi sınıfı bilet alan yolcular tek kişilik odada kalacaklarsa fiyata 500 euro eklemeleri gerekiyor.
Tazminatlar artırıldı
Avrupa Birliği'nin (AB) yeni kabul ettiği yasaya göre yolculara ödenen tazminatlar artırıldı. Uçuşun overbook yani dolması durumunda yer kalmadığı için uçamayan yolcuya havayolu şirketi uçuşun menziline göre para ödeyecek. Yeni kurallara göre yolcuya 1500 kilometreye kadar 238 euro, 1500-3500 kilometre arası 385 euro, 3500 kilometreden uzun uçuşlarda ise 581 euro ödenmesine karar verildi. Havayolu şirketi cezanın yanı sıra ayrıca yolcuya alternatif uçuş imkanı da sağlayacak. Uçuşlarda iki saate kadar gecikme olursa havayolu şirketi yolculara yiyecek fişi verecek. Süre iki saati aştığında konaklama imkanı sunulacak.
250 bin overbook
Avrupa'da her yıl yaklaşık 250 bin yolcunun overbook nedeniyle uçamadığını belirten AB yetkilileri, yeni kurallarla yolcuların mağdur edilmesini önlemeyi hedeflediklerini açıkladılar. Kararın Ryanair, Easyjet gibi düşük maliyetli havayolu şirketleri tarafından da desteklenmesi dikkat çekiyor. Çünkü bu tür şirketler ucuz bilet satarken yolcuların bağlantılı uçuşları yakalama ve overbook olmama garantisi vermiyor. Ancak uzmanlar düşük maliyetli havayollarının Avrupa'da tarifelerine bağlı uçtuklarını ve rötar oranlarının çok düşük olduğunun altını çiziyor. Avrupa'da zamanında kalkışta Ryanair yüzde 91 ile ilk sırada bulunuyor.
Pilotsuz iş jeti
Gulfstream şirketinin G550 tipi iş jeti Amerikan Donanması için modifiye edilerek pilotsuz uçak haline getirilecek. Yerden kontrol edilecek uçağın kabinine özel sistemler konulacak. G550 Deniz Kuvvetleri'nde arama-kurtarma operasyonlarının yanı sıra gözetleme amaçlı kullanılacak. Uçağın hizmete 2009'da girmesi planlanıyor.
G550'nin diğer insansız uçaklara göre daha avantajlı olduğunu belirten Gulfstream şirketi, bu projenin havacılık dünyasında yeni bir çığır açacağını açıkladılar. Eğer projede başarı sağlanırsa ilerki yıllarda yolcu uçakları ve iş jetlerinde pilotsuz denemeler başlayacak. Yaklaşık 12.500 kilometre menzile sahip G550 uçağı, yakıt ikmali yapmadan İstanbul-Los Angeles arasında uçabiliyor. Çift motorlu uçak daha önceden GVSP olarak adlandırılıyordu.
Yeni promosyonlar
Alitalia Havayolları 15 Ağustos'a kadar Paris'e 275 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor. Maksimum kalışı 14 gün olan biletin fiyatına vergiler dahil değil. El Al İsrail Havayolları ağustos sonuna kadar Tel Aviv'e 199 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor. Bu kampanyadan yararlanacak yolculara ayrıca İsrail'in Kızıl Deniz'deki en uç noktası Eilat'a da ücretsiz uçma imkanı sunuluyor.
Yazının Devamını Oku 27 Temmuz 2003
Havayolu sektörünün saygın dergilerinden Air Transport World'ün hazırladığı değerlendirme raporuna göre geçen yıl havayolu şirketleri tam anlamıyla dibe vurdu. 2002 yılına ait tüm rakamların netleşmesinden sonra yeni gerçekleşen sonuçlarda, sektörün toplam zararı havayolu tarihinde görülmemiş bir şekilde 25 milyar dolara çıktı. Aralarında dev markaların da bulunduğu 28 havayolu iflas etti veya konkordatoya girdi. 400 bin havayolu çalışanı işini kaybetti. Ama tüm bu karanlık tabloya rağmen uzmanlar gelecekten umutlu. Çünkü tekrar taşınan yolcu ve kargo miktarı artıyor. Savaş ve SARS'a rağmen 2003 ve 2004, yaraları sarma dönemi olacak. 2005'te ise sektör tam anlamıyla patlama yaparak çok ciddi bir büyüme gösterecek.
Havayolu sektörü uzun süredir ciddi bir krizin pençesinde. 2000'in sonunda başlayan önce yerel, arkasından küresel krizle yolcu sayısında ciddi bir düşüş yaşandı. Tüm sorunların üzerine 11 Eylül 2001'deki terör saldırıları tam anlamıyla tuz-biber ekti. Yolcu sayısı bıçak gibi kesildi. Havayolları taşıyacak yolcu bulamazken başta sigorta ve güvenlik olmak üzere maliyetlerde de ciddi bir artış meydana geldi. Tüm bu olumsuzluklar 2002 bilançolarına rekor zararlar olarak yansıdı. Krizden en çok Amerikalı şirketler zarar etti. Yapılan hesaplamalar sadece Amerika'daki havayollarının zararlarının 14,5 milyar dolara ulaştığını ortaya koyuyor. İlk beşteki Amerikan şirketleri ortalama 10-15 milyon yolcu kaybetti.
Avrupalı ve Asyalı havayolları 2002'de Amerikan şirketlerine oranla daha şanslıydı. Bu bölgelerde yolcu sayısı Amerika kadar düşmediği için kárlılık çok fazla olmamakla beraber sürdü. Ancak buradaki kárın çok önemli bir kısmını operasyon yani uçuştan değil, havayolunun bakım ile diğer verdiği hizmetler oluşturuyordu. Büyük zararlar filo yapısını, taşınan yolcu sayısını ciddi anlamda etkilemesi havayolları arasında sıralamayı da değiştirdi. Genellikle ilk on sıranın tamamını elde tutan Amerikan şirketlerinin sayısı azaldı. İlk onda Avrupalı ve Asyalı şirketler ilk defa bu kadar çok yer alabildi.
KAZALAR AZALDI
Tüm olumsuzluklara rağmen 2002'de en sevindirici olanı kaza oranlarında yaşanan azalmaydı. Her 1 milyon uçuşta kaza ihtimali 0.72'de kaldı. Geçen yıl sadece 11 tane büyük uçak kazası meydana geldi. Bu üzücü olaylarda 541 kişi hayatını kaybetti.
Geçen yıl düşük maliyetli havayolları için altın bir yıl oldu. Amerika ve Avrupa'da büyüyen bu tür havayolları kısa menzilli uçuşlarda büyük havayollarına kafa tutuyor. Normal yolcuların yanı sıra seyahat bütçelerinin kısılmasıyla çok sayıda işadamı da düşük maliyetli havayolları ile uçmaya başladı. Kárlılık açısından ilk 25'lik listeye Ryanair, EasyJet girmeyi başardı. Amerika’da neredeyse tüm şirketler zarar ederken düşük maliyetli havayolu fikrinin babası Southwest, 240 milyon dolar kár etti. Ayakta durmaya çalışan ve bayrak taşıyıcı olarak adlandırılan büyük havayolları da birçok açıdan düşük maliyetli havayollarını taklit etmeye başladı. Bilet satışlarında internet ön plana çıkartıldı. Kabinde ikram kısa uçuşlarda kaldırıldı.
24 BİN UÇAK
Havayollarının filolarında 2002'de 10.449'u Boeing'in, 2.938'i de Airbus'ın imalatı olmak üzere toplam 15.945 uçak görev yaptı. Bu uçaklardan 1.573'ü yetersiz talep nedeniyle uçuşları durdurularak park sahasına çekildi. Bölgesel jet filosu 2000'e, turboprop motorlu yani pervaneli uçak filosu da 6.394'e ulaştı. Toplam uçak yani jet, bölgesel jet, turboprop filosu 24.389'u buldu. Uçak siparişleri ise jet yolcu uçaklarında 2.824, turboproplarda ise 140 oldu.
Takat kaybı
Türk Hava Yolları geçtiğimiz hafta iki önemli adamını kaybetti. İkisi de Genel Müdür Yardımcısı’ydı. Sertaç Haybat ve Gürol Yüksel şirketin kilit isimleriydi ama şimdi evlerine çekildiler.
Sertaç Haybat'ı çok uzun yıllar önce tanıdım. Uçak Mühendisi olan Haybat uçak kiralama, filo oluşturulması, leasing anlaşmaları konusunda neredeyse dünya çapında bir uzman haline gelmişti. Onun bu yüksek gelişimi, uluslararası pazarda uçak koşturan THY'nin kandırılmasını, zarara uğratılmasını önlüyordu. Pazarın fırsatçıları, pazarın güçlü oyuncuları karşılarına çıkan Sertaç Haybat yüzünden oyunu düzgün oynamak zorunda kalıyorlardı.
Ama o artık yok. Emekliliğini istedi ve çekip gitti. THY takat kaybına uğradı.
ILIMLI BİR İNSANDI
Gürol Yüksel, Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı'ydı. Şirketin içinde yetişmiş bir insandı. Ticaretin kurallarını maceracı olmadan götürüyordu. En zor yıllarında THY'de görev yapan Yüksel, acımasız bir pazarda şirketini ciddi sıkıntılardan korumayı bilmişti. O da birden emekli oluverdi. Belki de çalışmaya en çok ihtiyacı olduğu dönemde çekip gitti. Büyük ihtimalle ekonomik sıkıntı da çekecek hatta yüksek olmayan yaşam standardını geri çekmek zorunda kalacaktır.
Ama o da çokları gibi artık yok. Aksini iddia edenlerin alnını karışlarım. THY'de takat kaybı oldu.
Yönetim bu insanların yerine yenilerini bulmak için sanırım ciddi bir zaman harcayacaktır. Gerçi THY insan kaynağı açısından çok zengin bir kuruluştur. Kısa sürede yenileri yetişebilir. Ama pazarda kıran kırana savaşın sürdüğü dönemde zaman kaybı tehlikeli bir oyundur.
Aklıma şöyle şeyler geliyor. Bu insanlardan hangisini alıp Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın başına koysalar, ne yeni bir yolsuzluk ne de ticari bir kırım asla olmazdı. Sakın yanlış anlaşılmasın, böyle bir önerim yok. Ama aklım doğruları zorluyor sadece.
Keşke kalsalardı, yeni yönetimle çıkan sorunlar daha çıkma aşamasında karşılıklı anlayışla bastırılabilseydi. Bunun için her iki taraf daha fazla güç harcasaydı. O zaman takat kaybı olmazdı, zaman kaybolmazdı...
Singapur’a büyük talep
SARS nedeniyle nisan ve mayıs aylarında ciddi yolcu kaybına uğrayan Singapur Havayolları, düzenlediği promosyonlarla kısa zamanda yüksek doluluğa ulaştı. Ağustos ayı sonuna kadar uçuşların önemli kısmının dolu olduğunu söyleyen Türkiye Müdürü Syed Hassoonah Alsagoff, 'Kriz sırasında zorlu günler geçirdik ama Türkiye pazarında herhangi bir uçuş iptalimizin olmaması sevindiriciydi. Haziran ayında başladığımız promosyonlarla yüksek doluluk oranına ulaştık' dedi. Türkiye'den özellikle her yıl nisan ve ekim ayında gerçekleşen Canton Hong Kong Ticaret Fuarı'na büyük talep olduğunu söyleyen Alsagoff, 'Nisan ayındaki fuar SARS nedeniyle pek parlak geçmedi. Ancak şimdiden ekim ayındaki fuar için büyük talep geliyor. O tarihlerde ekstra sefer yapmayı planlıyoruz' diye konuştu.
Türk yolcular bölgede tatil amaçlı Singapur'un yanı sıra Bangkok, Bali ve Phuket'i tercih ediyor. İş amaçlı uçuş noktalarında Türk yolcuların gözdesi Hong Kong, Tayvan ve Çin. Singapur Havayolları İstanbul çıkışlı haftada 4 sefer düzenliyor. 332 koltuklu Boeing 777-300 tipi uçaklarla seferler Dubai aktarmalı gerçekleştiriliyor.
PROMOSYONLARI KAÇIRMAYIN
Singapur Havayolları, son çıkış tarihi 31 Temmuz olmak üzere Dubai ve Uzakdoğu'ya özel fiyatlar uyguluyor. Bir ay geçerli ekonomi sınıfı Dubai 303, Singapur 551, Bangkok 554, Hong Kong 648, Bali-Denpasar 640, Phuket 630, Sydney, Melbourne, Perth, Brisbane ve Adelaide ise 824 dolardan başlıyor. Fiyatlara alan ve diğer vergiler dahil değil.
Singapur Havayolları ayrıca yine son çıkış tarihi 31 Temmuz olmak üzere Bali’ye 799 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor. Bu fiyata bir gecesi Singapur'da, beş gecesi de Bali'de olmak üzere konaklama dahil. Bali'de hepsi beş yıldızlı Discovery Kartika Plaza Hotel (Tuban), Hard Rock Hotel (Kuta), Alam Kulkul Boutique Resort (Legian), Nusa Dua Beach Hotel&SPA (Nusa Dua), Melia Bali Villas&SPA (Nusa Dua) otellerinden istediğinizi seçebiliyorsunuz. Turda ayrıca bir gece de Singapur'da ücretsiz konaklayabiliyorsunuz. Kalabileceğiniz oteller arasında yine beş yıldızlı Hilton, Inter Continental, Meritus Mandarin, Marina Mandarin, Pan Pacific, Swissotel bulunuyor. Oda-kahvaltı konaklamanın yanı sıra havalimanı-otel transferleri, Sentosa Island, The Singapore Zoo, Night Safari gibi turistlik mekanlara da giriş ücretsiz.
Yazının Devamını Oku 20 Temmuz 2003
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA'nın rakamlarına göre Güneydoğu Asya'dan sonra en fazla trafik Ortadoğu ve Doğu Avrupa'da artıyor. Yolcu sayısındaki yükselmeyle birlikte havayollarının yanı sıra havalimanları da paylarını artırmak için büyük rekabet içindeler. Arka arkaya açılan terminal ve pistlerle kapasite büyüyor. Yeni projeler gelecek 20-30 yılın potansiyeline göre şekilleniyor.
Ülkeye girişte yolcuyu ilk havalimanı ve terminal karşılaşıyor. Sorunsuz bir organizasyon, hızlı işleyiş, o ülkeyle ilgili tüm önyargıları siliyor. Bir havalimanının şehri ne kadar hızlı geliştirebileceğinin en iyi örneklerinden biri Dubai. Alışveriş turizminde Güneydoğu Asya'nın tahtını sarsan Dubai, uzun vadeli havayolu ve havalimanı yatırımları ile ciddi bir büyüme yakaladı. Halen yıllık 22 milyon yolcu trafiğine sahip Dubai'nin 2020'de 60 milyon yolcuya ulaşacağı tahmin ediliyor. Dubai Havalimanı, yatırımın ilk bölümünü 2000 yılında açılan Şeyh Raşid Terminali ile tamamladı. Halen toplam 4.1 milyar dolarlık projeyle yeni bir terminalin yanı sıra havalimanının büyütülmesi için de çalışmalar yapılıyor. İnşaatın 2006'da tamamlanması planlanıyor.
İNŞAATLAR SÜRÜYOR
Dubai'nin hemen yakınındaki Abu Dabi Havalimanı’nın 240 milyon dolarlık yatırımla pisti uzatılacak ve yeni uçak park sahaları yapılacak. Cidde'deki Kral Abdülaziz Havalimanı ek tesisleri de 21 milyon yolcu kapasitesi ile 2006'da tamamlanacak. Ürdün üç havalimanının, Yemen de Sana Havalimanı'nın kapasitesini artırmak için ihaleye çıktı.
İsrail, havalimanlarını geliştirmek amacıyla ciddi miktarda yatırım yapıyor. Ülkenin en büyük havalimanı Ben Gurion'un yanı sıra yoğun hac trafiğine sahip Eilat ve Haifa da modernize ediliyor. Ortadoğu'nun 1960 ve 70'li yıllardaki finans merkezi olan Lübnan'da ise 450 milyon dolarlık yatırımla Beyrut Uluslararası Havalimanı’nın tekrar canlandırılması hedefleniyor.
İran'da Tahran'ın yeni havalimanı İmam Humeyni, 1 milyar dolara mal olacak. Şu an kapasite yıllık 12 milyon yolcu olarak planlandı. Kapasite zamanla 20, daha sonra da 40 milyona çıkartılacak.
BALKANLAR HAREKETLİ
Atina'daki Elefterios Venizelos Havalimanı ise Mart 2001'de hizmete girdi. 2.1 milyar euro'ya mal olan yeni meydan, yılık 16 milyon yolcu kapasiteli. Frankfurt Havalimanı ile ortak işletilen meydanın kapasitesi 50 milyon yolcuya kadar çıkartılabilecek. Sofya Havalimanı'nın kapasitesinin yılık 4.5 milyona yükseltilmesi için çalışmalar sürüyor. Arnavutluk'ta Tiran Mother Terresa Havalimanı'nın geliştirilmesi için ihale açıldı. Tiran'ı Prag ve Varşova Havalimanları'nın modernizasyon ihaleleri izliyor.
İstanbul ve Antalya büyüyor
Türkiye'nin terminal özelleştirmesinde erken davranarak ciddi bir yol aldığını söyleyen Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali İşletmecisi Tepe Akfen Vie (TAV) Konsorsiyumu Murahhas Azası Sani Şener, 'Bölgedeki havalimanı ve terminallerin önemli bir kısmı hálá ihale aşamasında. Biz bu süreyi inşaat ve işletme olarak çok ciddi tecrübe kazanarak geçirdik. Amacımız bundan sonra bölge ülkelerindeki ihalelere girerek tecrübemizi aktarmak' dedi. Hem inşaat hem de işletme yapan az sayıda şirketten biri olan TAV, İstanbul tecrübesini Tiran, Kahire, İslamabad ve Yemen'deki havalimanı ihalelerinde değerlendirmeyi planlıyor. İstanbul'un kapasitesinin aslında 15-16 milyon yolcu olduğunu belirten Şener, 'Yerel ve küresel krizler nedeniyle bu rakamlara ulaşamadık. Ancak terminal kapasiteleri hep yıllık konuşulur ama hesaplamalar ‘peak saat’ yani saatlik yoğunluğa göre yapılır. Terminalin şu an peak saate göre kapasitesi 3500 yolcu. Yoğun günlerde 5000-5500'e kadar çıkıyoruz. İlave tesisle 20 milyon yolcuya ulaşacak kapasite peak saatlerde 5500'e yükselecek' dedi. Türkiye'ye gelmeyen ancak THY ve terminali kullanarak İstanbul üzerinden başka noktalara uçan transit yolcunun üç yılda 300 binden 1.2 milyona çıktığını belirten Şener, 'Mayıs 2004'te açılacak 6 milyon kapasiteli ek tesisle transit yolculara başta otel olmak üzere çok daha iyi hizmet verebileceğiz’ diye konuştu. İstanbul'un ikinci havalimanı Sabiha Gökçen’de de yolcu trafiğinin artırılması için çalışmalar sürüyor. Antalya ise hızla artan trafiğe ikinci dış hatlar terminali ile hizmet verecek. Halen kullanılan terminal 5 milyon yolculuk kapasitesini doldurmuş durumda. İkinci terminal ile kapasitenin 10 milyona çıkartılması hedefleniyor.
ETAM’da zafer Türkiye’nin
Kayseri Erkilet 12'nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı'nda düzenlenen Uluslararası Taktik Hava Yarışması'nda (ETAM) Türkiye birinci oldu. Yarışmaya Türk Hava Kuvvetleri'ni temsilen TAI'nin imal ettiği CN235 uçakları ile katılan 223'üncü Filo eksi 142 puan alarak ABD, Almanya, İspanya ve Fransa'yı geride bıraktı. Dördüncüsü düzenlenen ETAM'da ekipler alçak seyrüsefer, hassas iniş, yükleme-boşaltma, ağır malzeme atma, arama-kurtarma ve havalı tabanca ile atış dallarında yarıştı. ETAM'da 223'üncü Filo tüm dallarda birinciliği yabancı ekiplere kaptırmadı. Türk takımı 2001'de İngiltere'de düzenlenen yarışmada birinci, geçen yılki yarışmada ise çok az puan farkıyla ikinci olmuştu.
Usaş’a ödül yağmuru
Türkiye havayolu ikram pazarında yüzde 76 paya sahip USAŞ, arka arkaya aldığı ödüllerle adını uluslararası arenada duyurdu. Gate Gourmet International portföyündeki şirket, Fransız Havayolları Air France tarafından uluslararası noktalarda en iyi ikram veren kuruluş seçildi. Air France'ın WAVE adı verilen tüm dünyadaki yıllık ikram değerlendirmesinde şirketin İstanbul tesisi en yüksek puanı aldı. Usaş'ın ikinci ödülü Gate Gourmet International'dan geldi. İstanbul ünitesi, 'Global Servis Mükemmelliği' konusunda Avrupa'daki 71 nokta arasında birinci seçildi. İstanbul'a ayrıca grup içinde kültür değişimi hedefleyen 'Dünya Çapında Çalışanlar' ödülü de verildi. Şirketin Bodrum ünitesi çalışanları ise 'Müşteri Memnuniyetini Değerlendirme' kategorisinde Avrupa'da en iyi takım ödülünü almaya hak kazandı. Başarının personelin özverili çalışması ile geldiğini söyleyen USAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Hammam, 'Kriz nedeniyle kritik günler geçirdik. Kapasitemizi yarı yarıya düşürdük. Sevindirici olan işçi çıkartmak zorunda kalmamamızdı. Zorlu günlerde personelin birbirine kenetlenmesi bize bu ödülleri getirdi' diye konuştu.
Emirates’ten beşinci uçuş
Emirates Havayolları, haftalık İstanbul-Dubai sefer sayısını 4'ten 5'e çıkarttı. Uçuşlarını 285 koltuklu A330-200 uçaklarıyla gerçekleştiren Emirates, kış sezonunda talebin devam etmesi durumunda sefer sayısını 7'ye yükseltmeyi planlıyor. Uzakdoğu'da SARS nedeniyle düşen yolcu trafiğinin tekrar artmaya başladığını söyleyen Emirates Türkiye Müdürü Bahar Birinci 'SARS nedeniyle iptal edilen fuar ve organizasyonlar yaz aylarına kaydı. Bu nedenle anormal bir yoğunluk yaşıyoruz. Dubai ve Uzakdoğu dışında Türk yolcular Afrika uçuşlarına da büyük ilgi gösteriyor' dedi.
ÖZEL PROMOSYONLAR
Emirates Havayolları 31 Ağustos'a kadar Cape Town-Sun City Johannesburg'a otel dahil 8 gün 7 gece 1375 dolardan başlayan fiyatlarla tatil imkanı sunuyor.
Pakete ekonomi sınıfı bilet, Cape Town ve Johannesburg'ta oda-kahvaltı otel ile havalimanı-otel transferleri dahil. Emirates Mauritius'a 5 gece otel dahil 1043 dolardan başlayan fiyatlarla uçuyor. Maldiv'de 6 günlük otelin de dahil olduğu kampanya 1217 dolardan başlayan fiyatlarla sunuluyor. Bu uçuşu balayı olarak kullanan çiftlere ise bir gece akşam yemeği de bedava. Tüm promosyonların son tarihi 31 Ağustos.
Pilot yaşı 61’e düşüyor
Yeni iş kanunu ile 61'e indirilen emeklilik yaşının Türk Hava Yolları pilotlarına da uygulanması için çalışmalar başladı. Halen 63 olan pilot yaş limiti çalışmaların tamamlanması ile 61'e indirilecek. Özel havayollarındaki pilotlar ise Sivil Havacılık Kanunu'na göre 64 yaşına kadar uçabilecek. Ülkesine göre değişmekle birlikte Avrupa'da havayolu pilotları 60 ila 65 yaşına kadar uçuyor. Amerika'da ise havayolu pilotlarını yaş limiti 60.
Yazının Devamını Oku