Do&Co’nun sahibi Attila Doğudan ile Viyana’da bir günü birlikte geçirdim. Otelinden restoran ve bara, pastanesinden ikram firmasının çeşitli ünitelerine kadar her yeri gezdim. Uçak ikram konseptindeki her şeyi tartıştım. Bütün eleştirilerimi nezaketle karşıladı. Ne kadar büyüdüğünü, bir imparator haline geldiğini düşünmeden değişimler için anında harekete geçti.
Attila Doğudan tasarlıyor, yapıyor ve asla peşini bırakmıyor... Bu her üç boyutta inanılmaz bir keyif alıyor. İşinin omuzlarında yük, yaşamında bir sıkıntı olmasına izin vermiyor. İşi hobisi haline gelmiş, damarlarında kan olarak
dolaşıyor.
Uçak ikramından bir lokantanın masa düzenine ya da Viyana’daki çok özel pastanesinde çikolatanın imalat aşamasındaki akışkanlığına kadar her şey ilgi alanı içinde. Çalıştığı profesyoneller de onun ritmine, detaya yolculuğuna alışmış. Gözünün bir hareketiyle ne istediğini, nerede eksik gördüğünü, nerede nasıl bir değişiklik yapacağını anlayıp hızla hareket ediyorlar. Avusturya’daki operasyonlarında en önemli rolü oynayan Tarık Çanaklı bu oyunun mükemmel bir uygulayıcısı. Viyana’da neredeyse iki Attila çıkıyor karşımıza...
DÜNYANIN HER YANINDA
Attila Doğudan’ın işinin merkezi Viyana’da, evi Barcelona’da. Hayatı ise dünyanın her yanında geçiyor. Tatil kavramı İbiza Adası’nın tepesindeki yazlık karargáhında yaşadığı birkaç günle sınırlı... Haftanın belirli günleri İstanbul’a geliyor. Hem parasını, hem aklını ve yüksek tecrübesini koyduğu Türk Hava Yolları ikramını denetliyor. Değişikliklerini yapıyor.
Turkish Do&Co adını taşıyan şirkette Attila Doğudan yüzde 50 payla ortak. O, 20 milyon dolar koymuş. Bir o kadar da THY. Ortaya çıkan şirket, Attila Doğudan’a emanet edilmiş. Avusturya’da eski Formula 1 sürücüsü Niki Lauda’nın uçaklarına yaptığı ikramla yola çıkan, özel yolcu salonlarından Münih’teki BMW üssünün restoranına kadar değişik işletmelerin sahibi Attila, son olarak Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu toplantısında Türk gecesine imza atmış. Fransa’nın daveti boş kalırken Attila’nın hazırladığı yemekler Türk gecesini doruğa çıkarmış.
KARMAŞA YARATMADI
Türk yemeğini, uluslararası bir konsept olan havayolu ikram düzenin içine bir karmaşa yaratmadan sokan Attila Doğudan, lezzetlerle oynamayı sevmiyor. Bir yemek nerede, nasıl doğmuşsa bilinen haliyle müşterinin önüne çıkarmaktan yana. Tescilli lezzetlerle oynayarak onların kötü yola düşmesini de engelliyor.
Humus; bilinen şekliyle sunuluyor. Patlıcan; salatasından karnıyarığa kadar her haliyle. Annemizin mutfağındaki kültür ve özenle 10 bin metreye çıkıyor. Uçaklardaki tepsi düzeni sadece yemekleri öne çıkarmak yerine yolcunun rahatça kullanabildiği tasarımlarla dikkat çekiyor. Yüksek irtifaların sağlıklı ihtiyaçları yemek tepsilerine Attila’nın araştırmacı ruhuyla taşınıyor. Yoğurt kimi zaman meyveli, kimi zaman cacık haliyle geliyor önümüze. Ama her iki şekliyle de besleyici, lezzetli ve yapısındaki süt hücrelerimizin keyifle kabul edebileceği tazelikte sunuluyor.
MÜKEMMELİN PEŞİNDE
Attila Doğudan ile bir tam günü Viyana’da birlikte geçirdim. Kentin göbeğindeki otelinden içindeki restoran ve bara, pastanesinden ikram firmasının çeşitli ünitelerine kadar her yeri gezdim. Uçak ikram konseptindeki her şeyi tartıştım. Bir kutu tereyağının üzerindeki imalatçı özensizliği bal benzeri desenden, zeytinin çekirdeksiz sunulması gerektiğine kadar bütün eleştirileri nezaketle karşıladı. Ne kadar büyüdüğünü, bir imparator haline geldiğini düşünmeden değişimler için anında harekete geçti.
O, mükemmelin peşinden koşarken ne kendisini, ne onu izleyenleri yormayan bir adam. Üç boyutlu düşünüyor, hayatı bütün boyutları ile yaşıyor ve keyif alıyor. Yaptığı her şeyi defalarca ve farklı zamanlarda kontrol ediyor. Dün işe başlamış gibi davranıyor. Sanki sadece bir lokantası ve mutfağı varmış gibi çalışıyor. Her şeyin tadına bakıyor. Her tabağın duruşundan kendini sorumlu tutuyor. Her peçetenin renginden dokusuna kadar inceliyor ve bütün detayları kendi yaşamının namus sorunu haline getiriyor.
Bir bakıyorsunuz, New York’taki işinin başında. Bir bakıyorsunuz Münih’te ya da İstanbul’da. Ne zaman Viyana’ya geleceği konuşulurken, ikram firmasının başlangıç üssünün kapısından içeri giriyor. Onunla birlikte enerji, yaratıcılık ve sonsuz heyecan bir ışık gibi her yana doluyor. En iyisini yaptığını duymak ona bütün zamanların tatilini sunuyor.
VİYANA’DAKİ TASARIM ÜSSÜDo&Co’nun Viyana’da önemli bir tasarım merkezi var. Dünyaca ünlü İngiliz mimar Sir Norman Foster’ın değişimini yaptığı gazhane binalarındaki tasarım merkezinde pırıl pırıl genç insanlar çalışıyor. Değişik milletlerden bu insanlar uçaklardaki yemek mönülerinden başlayarak peçetelere, masa örtülerine ya da olimpiyatlarda verilecek ürünlere kadar geniş bir yelpazede tasarım yapıyor. Hedef farkı hep özel detaylarda yakalamak. Mükemmel imkanlarla çalışan tasarım ekibinin bulunduğu yerde Attila Doğudan’ın oğlu Attila Mark da çalışıyor. Diğerlerinden hiç farksız aynı şartlar ve kurallar içinde.
Tasarım merkezinde kısa da olsa Attila ile langırt oynadık. Langırt, Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ikram tasarımını yapan ekibin bulunduğu yerdeydi. Ben çevredeki çalışan kişilerin heyecanlarını dikkatle izlerken o bu fırsatı değerlendirip bana bir gol attı. Tıpkı iş hayatında başkalarında yakaladığı dikkatsizlik ve özensizlikten yararlandığı gibi...
UÇAKTA TÜRK KAHVESİTurkish Do&Co ortak şirketi, Türk Hava Yolları’nda bir ilki başlatacak. Yakın gelecekte uzun uçuşlarda business sınıfında yolculara Türk Kahvesi ikram edilecek. Böylece şirket yolcusunun 40 yıllık hatırını da alarak yoluna devam edecek.
Türk kahvesi için çok başarılı bulunan Arçelik kahve makinesi tercih edilmiş. THY Teknik, Türk kahve makinesinin uçaklara montajı için çalışmalar yapıyor. Tabii makinenin uçaklara konulması için gerekli sertifikalar için de hazırlık yapılıyor. Ama bir sorun çıkmayacağı düşünülüyor. Çalışmalar hızla tamamlanırsa birkaç ay sonra uçaklarda business sınıfında kabin memurları sade, orta ya da şekerli Türk kahvesi siparişlerini alabilecek.
Amblemini Erich Sokol çizdi
Do&Co’nun adı, kurucusu Attila Doğudan’ın soyadının ve İngilizce şirket anlamına gelen "company" kelimesinin ilk iki harfinden alıyor. Arada ise "ve" harfinin kısaltması "&" bulunuyor. Şirketin logosu, ünlü karikatürist Erich Sokol tarafından tasarlandı. 2003’te hayata veda eden Sokol’un eserleri dünyanın en ünlü dergilerinin kapaklarını süsledi.SALATA SOSU ŞİŞEYE
THY uçaklarındaki ikram tepsilerine konan salata sosu, şimdilerle bir poşette. Ancak poşet açılırken mutlaka içindeki zeytinyağı ağırlıklı sos fışkırıyor. Kravatlara, gömleklere zarar veriyor. Yakın gelecekte salata sosları ki zeytinyağı, balzamik karışımından oluşan soslar pet şişeye girecek. Hem daha şık görünecekler hem de kullanımı zarar vermeyecek hale gelecek.
5 BİN KİŞİ ÇALIŞIYORGeçen yılı 305 milyon Euro ciro ile kapatan Do&Co’nun 7 ülkede 22 havalimanında havayolu şirketlerine hizmet veren mutfağı, ikram hizmeti sunduğu first class yolcu salonları ve müzeler, Viyana’da işlettiği restoran-bar ve oteli bulunuyor. Do&Co’da toplam çalışan sayısı 5 bin.
DO&CO’NUN 27 YILIK GEÇMİŞİ1981: Do&Co, Attila Doğudan’ın babasının Kervansaray Restoranı’nın yanında küçük bir restoran olarak kuruldu. Doğudan hem üniversitede okudu, hem bu küçük restoranı işletti.
1983: Restoranın yanı sıra ev partilerine ikram hizmeti vermeye başladı.
1987: Niki Lauda ile tanıştı. İki hafta sonra Lauda’nın havayolu şirketine ikram vermeye başladı.
1992: Organizasyon ikramlarında hızla yükselen Do&Co, Formula 1 yarışlarının ikram ihalesini kazandı.
1995: Avusturya dışına çıkmaya başlayan şirket New York, Frankfurt, Berlin, Münih, Londra, Milano ve Salzburg’da mutfaklar açtı.
1998: Şirket halka açıldı.
2002: Avusturya’nın 200 yıllık çikolata markası Demel’i satın aldı.
2004: Lufthansa’nın Frankfurt’taki, Emirates’in New York JFK Havalimanı’ndaki first class özel yolcu salonlarının ikramına başladı. British Museum’un, 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ikramlarını başarıyla yaptı. Viyana’da Do&Co Hotel açıldı.
2007: Türk Hava Yolları ile ortak İstanbul merkezli Turkish Do&Co kuruldu. Şirket halen Türkiye’de yedi havalimanında ikram hizmeti sunuyor. Münih’te BMW merkezinde ikram hizmeti başladı.
2008: Demel’in mayısta New York’ta özel satış merkezi açılıyor. Avusturya ve İsviçre’nin ortak düzenlediği 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki ikram organizasyonu, 4 yıl önce olduğu gibi yine Do&Co tarafından yapılacak.