Uğur Cebeci

THY, Avrupa’nın ilk 5 yıldızlı havayolu olacak

23 Mart 2008
Star Alliance havayolu ittifakına İstanbul’da yapılacak imza töreniyle 1 Nisan’da tam üye olacak Türk Hava Yolları, çıtayı yükseltti. Avrupa’nın ilk beş yıldızlı havayolu unvanını almayı hedefleyen Genel Müdür Temel Kotil için 2008 "kalitede zirve yılı" olacak. Havacılığı saran küresel krizden avantajlı çıkmanın yollarını arayan THY, aktarmalı uçuşlarla Avrupa’nın küçük kentlerinden doğunun büyük metropollerine yolcu taşımayı planlıyor. İş yoğunluğundan fırsat bulursa özel pilot lisansı almak isteyen Temel Kotil bu yıl 75’inci yılını kutlayan THY’nin yeni vizyonunu ve stratejilerini Viyana’da anlattı.

Türk Hava Yolları son yıllarda çok hızlı mı büyüdü? Vizyonunuzda ne var?

- THY’yi dünya havacılığında global bir oyuncu yapmak istiyoruz. Yolcuları Avrupa’nın küçük şehirlerinden doğunun büyük merkezlerine taşıyacağız. Afrika’nın büyük şehirlerinden topladığımız yolcuları da Avrupa’nın gelişmiş noktalarına götüreceğiz. Örneğin Fransa’da Nice’ten Pekin’e veya Bangkok’a gitmek isteyen yolcu Paris veya Frankfurt yerine THY’yle İstanbul’a gelecek. Buradan uçacak. Avrupa içinde yapılan kısa uçuşlarda ikram yok. Bizim kalitemiz daha yüksek. Gelişmenin, gürbüzleşmenin sonundayız. Elimizde THY’deki talebi ikiye katlayacak bir iş planı var.

İstediğiniz kadar uçuş hakkı alabiliyor musunuz?

- Tabii ki darboğazları var bunun. İstanbul’dan doğudaki büyük şehirlere seferlerimiz uçuş haklarıyla sınırlı. Seferleri artırmak için çok uğraşıyoruz. Ama bu, sivil havacılık otoritelerinin karşılıklı görüşmeleriyle, yapılan ikili anlaşmalarıyla oluyor. Çin’e 21 uçuş istememiz buradan kaynaklanıyor. Suriye’de 7’den 22’ye, Mısır’da 9’dan 21’e çıkıyoruz. Dünya havacılığı liberalizasyona gidiyor. Uçuşlar serbestleşiyor.

Yani son yıllardaki hızlı büyüme trendi önümüzdeki 5 yılda da devam mı edecek?

- Evet, aynı şekilde devam eder. Bu da dar gövdeli filonun büyüyeceği anlamına geliyor. THY, daha dar gövdeli büyümesini tamamlayamadı. Yani işin yarısını yaptık. Diğer uzak noktalar için de geniş gövdeli uçak filosunu büyüteceğiz. Haritayı açtığımızda İstanbul İpek Yolu üzerinde. Havadan THY ile İpek Yolu’nu oluşturmak istiyoruz.

UZUN MENZİLLİ UÇAK İHALESİ YAKINDA BİTECEK

Uzun menzilli uçak ihalesi ne aşamada?

- İhaleyi henüz sonuçlandırmadık. Ama yakında bu çalışmaları bitirebiliriz. Projeksiyonda uçak darboğazı yok. Sektörde 10 yılda gelen bir periyot var. 2008 bazıları için zor, bazıları için de sıkıntılı geçecek. Ama THY için de yılbaşından bu yana bütçe eksenli gittik. Yolcumuz ve ciromuz arttı. Bu yıl 23.5 milyon yolcu, yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. Doluluk oranlarımız yılbaşından bu yana iki puan arttı. Şu an yüzde 70’e ulaştık.

BUSINESS YOLCU YÜZDE 40 ARTTI

Havayolları business class’tan ciddi paralar kazanıyor. Uzun menzilli uçaklarınızın kabinlerini yeniliyorsunuz. Business’ta beklediğiniz artışı yakalayabildiniz mi?

- THY henüz doğal büyümesini tamamlamadı. Ama business’ta taşıdığımız yolcu sayısı yüzde 40 arttı. 2007’de yurtdışı satışlarından tam 2.7 milyar YTL getirdik. Yani gelirin yüzde 60’ı yurtdışından. İşte bu artış kaliteyle, yeni business koltuklarla oluyor. THY uçtuğu hatların en iyisi olacak. Rakiplerinden çok daha iyi hizmet verecek. Ama bilet fiyatı olarak da en uygun fiyatı sunacak. Giderleri bu açıdan baskılıyoruz. Kaliteden ödün vermiyoruz. İkramdaki başarı, servisin iyileşmesi için kabin personelinin artması bunu gösteriyor.

Bu yıl büyük bir kriz beklentisi var. Alternatif planınız hazır mı?

- Şu an küresel bir kriz var zaten. Küçükken doğru zamanda büyüme hamlesi yaptık ve büyüdük. Şimdi sektör küçülürken tekrar büyüme hamlesi yapacağız. Krizi avantaja döndüreceğiz. Hálá ekin yapıp toplayacağımız arazi çok. Ama bundan ziyade kaliteye odaklanıyoruz. 2008 kalitede zirve yılımız olacak.

ANADOLU JET YENİ MARKA DEĞİL

Ankara merkezli Anadolu Jet faaliyete geçiyor. Bu oluşumla ne planlıyorsunuz?

- Biliyorsunuz Sabiha Gökçen Havalimanı merkezli bir operasyonumuz vardı. Bunlardan bir kısmını SunExpress’e bıraktık. Ama İzmir, Ankara, Adana, Antalya uçuşlarını devam ettiriyoruz. Sabiha Gökçen’de hizmet veren uçaklarımızın tüm koltukları ekonomi sınıfındaydı. Ankara’daki operasyon da bunun bir benzeri olacak. Biz her uçuşumuzda giderleri azaltmak yönünde hareket ediyoruz.

Tek koridorda güçlü bir filonuz var. Bunun altına bir bölgesel jet veya pervaneli bir filo düşünüyor musunuz?

- Şu an THY’nin odaklandığı nokta business ve uluslararası yolcu. Zaten diğer havayollarına alt segmentteki yolcuları veriyoruz. Taşıdığımız yolcu sayısı artıyor. Demek ki üst segmentte büyüme sürüyor. Koltuk sayısı 160’tan daha küçük uçaklarla operasyon şu an planımızda yok. O ayrı bir segment. Yakın bir tarihte Avrupa’nın en güçlü tek koridorlu uçak filosuna ulaşacağız. Çünkü İstanbul’u merkez yapmanın yolu bundan geçiyor.

Yakıt fiyatları yükseliyor, tahmininiz nedir?

- Yakıtla ilgili tahmin yapan danışmanlık şirketleriyle çalışıyoruz. Bütçemizi ona göre ayarlıyoruz. Yakıt fiyatları varil başına 20 dolarlardan 117 doları gördü. Daha iyi hizmet vermek için kabin memuru sayımızı yükselttik. Pilot sayımız 640’tan 1200’e çıktı. Ancak maliyetimizi kontrol altında tutuyoruz. Örneğin ofis çalışanları sayısı aynı kaldı. Ancak bunu yaparken kaliteden taviz vermiyoruz.

Elinizdeki üç Airbus A310’u kargo modeline çeviriyorsunuz. Geniş gövdeli kargo uçağı alacak mısınız?

- Kargoda biri kiralık dört adet A310 uçağımız oldu. Uzun uçuşlar yapabilen kargo uçağı ihtiyacımız var. Araştırmalarımız sürüyor. Her türlü yaklaşıma açığız. Bu uçaklarla Amerika, Uzakdoğu gibi uzun hatlara uçmak istiyoruz. 100 ton kargo kapasiteli 747, 777, MD11, A330 gibi uçaklar bakıyoruz. Hedef kargoda da büyük bir isim olabilmek.

Uzun bir aradan sonra Amerika kıtasında yeni noktalar açıyorsunuz. Uçuşlar ne zaman başlayacak?

- ABD ile aramızda "open skies" denilen açık semalar anlaşması var. Önümüzdeki aylar içinde Washington DC’ye uçmaya başlayacağız. Sao Paulo’ya Senegal’de Dakar üzerinden uçacağız. Dakar-Sao Paulo arasında yolcu taşımak için beşinci trafik hakkını aldık. Toronto için iki ülke arasındaki anlaşmaların tamamlanmasını bekliyoruz. Ancak uzun menzilde açılmak riskli ve pahalı bir olay. Uçak uzun uçtuğu için bir gidiş-gelişi neredeyse 250 bin dolara mal oluyor. Düşünün uçağın 10 kez boş gidip geldiğini. O yüzden bu hatların biraz daha büyüyüp verimli hale gelmesini bekledik. 2006’da 24 yeni hat açmıştık. Bu hatları 2007’de hazmettik. Finansal ve kalite olarak yukarı çektik. Geçen yıl sadece Hatay ve Batum’u açtık. Bu yıl gitmemiz gereken yerler var. Mesela Afrika bu tanıma çok iyi uyuyor. Çok büyük bir kıta. İnsanların uçmaya ihtiyacı var. İstanbul bir megapol, çekim merkezi. O yüzden biz hangi ülkeye olursa olsun uçuş yapalım. Haftada dört seferle başlayalım. O yılı başa baş bitiririz. Şu anda iki yılda uçtuğumuz sefer sayısı ikiye katlandı. Doluluk arttı. Bunlar olmasaydı şu an o kadar rahat konuşamazdım.

TRANSFER YOLCU ARTACAK

Transfer yolcu tamamen Türkiye dışından alınmış bir pazar. Geçen yıl yurtdışı transfer yolcuda 700 binden 1 milyona çıktık. İstanbul Atatürk Havalimanı bölgenin en büyük merkezi oldu. Bu konsept üzerine gitmeye devam edeceğiz. 2008’de toplam yolcu hedefimiz 23.5 milyon. Yeni hatlar açtıkça, küçük şehirlere frekans artırdıkça aslında içimizden bir THY daha çıkartabiliriz.

THY MARKA EĞİTİM YAPACAK

Eğitimde Anadolu Üniversitesi ile işbirliği yapmaya hazırlanıyorsunuz. Bu merkezde hangi eğitimler verilecek?

- Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu (SHYO) ile ortak pilot, teknisyen, kabin memuru yetiştireceğiz. Temel eğitimi üniversite verecek. Sonra pilotsa simülatör ve tip eğitimini, teknisyense uçak üzerindeki eğitimleri THY yapacak. SHYO’nun altyapısı mükemmel. İki tarafta da eğitmen sorunu yok. Anlaşmayı nisan ortasında imzalayacağız. Oluşan paket dünyaya hizmet verecek. Türkiye eğitimde de marka olacak. Pazarlama konusunda çalışmalar sürüyor. Kapıyı çalıp programı tanıtacağız. THY ve Anadolu Üniversitesi enfes bir ikili. Biz sinerjiden yanayız. Çok heyecan duyuyorum.

Hedef hangi bölge?

- Hindistan ve Çin ana pazarımız olacak. Zaten onlarla havayolu olarak diyaloğumuz var. Kısa dönemli hizmetler yerine uzun süreli eğitim paketleri sunacağız. Bu okulları onlar kuramıyor. Çünkü eğitmenleri yok.

İki simülatör daha alıyorsunuz. THY Eğitim ayrı bir şirket olacak mı?

- Öncelikle kendi ihtiyacımız için biri Airbus A320, diğeri de hem A330, hem de A340 olarak kullanılabilen iki simülatör alıyoruz. Kendi dışımızdaki şirketlere de bu simülatörler hizmet verecek. Uçuş Eğitim geçen yıl 4 milyon dolar kár getirdi. Şirketimizin büyüklüğü yanında çok değil ama kazanç açısından çok önemli. Pazarlama konusunda geliştiler. Ayrılma durumuna geldiler.
Yazının Devamını Oku

Üç boyutlu adam

16 Mart 2008
Do&Co’nun sahibi Attila Doğudan ile Viyana’da bir günü birlikte geçirdim. Otelinden restoran ve bara, pastanesinden ikram firmasının çeşitli ünitelerine kadar her yeri gezdim. Uçak ikram konseptindeki her şeyi tartıştım. Bütün eleştirilerimi nezaketle karşıladı. Ne kadar büyüdüğünü, bir imparator haline geldiğini düşünmeden değişimler için anında harekete geçti.

Attila Doğudan tasarlıyor, yapıyor ve asla peşini bırakmıyor... Bu her üç boyutta inanılmaz bir keyif alıyor. İşinin omuzlarında yük, yaşamında bir sıkıntı olmasına izin vermiyor. İşi hobisi haline gelmiş, damarlarında kan olarak /images/100/0x0/55eb01abf018fbb8f8a4e859dolaşıyor.

Uçak ikramından bir lokantanın masa düzenine ya da Viyana’daki çok özel pastanesinde çikolatanın imalat aşamasındaki akışkanlığına kadar her şey ilgi alanı içinde. Çalıştığı profesyoneller de onun ritmine, detaya yolculuğuna alışmış. Gözünün bir hareketiyle ne istediğini, nerede eksik gördüğünü, nerede nasıl bir değişiklik yapacağını anlayıp hızla hareket ediyorlar. Avusturya’daki operasyonlarında en önemli rolü oynayan Tarık Çanaklı bu oyunun mükemmel bir uygulayıcısı. Viyana’da neredeyse iki Attila çıkıyor karşımıza...

DÜNYANIN HER YANINDA

Attila Doğudan’ın işinin merkezi Viyana’da, evi Barcelona’da. Hayatı ise dünyanın her yanında geçiyor. Tatil kavramı İbiza Adası’nın tepesindeki yazlık karargáhında yaşadığı birkaç günle sınırlı... Haftanın belirli günleri İstanbul’a geliyor. Hem parasını, hem aklını ve yüksek tecrübesini koyduğu Türk Hava Yolları ikramını denetliyor. Değişikliklerini yapıyor.

Turkish Do&Co adını taşıyan şirkette Attila Doğudan yüzde 50 payla ortak. O, 20 milyon dolar koymuş. Bir o kadar da THY. Ortaya çıkan şirket, Attila Doğudan’a emanet edilmiş. Avusturya’da eski Formula 1 sürücüsü Niki Lauda’nın uçaklarına yaptığı ikramla yola çıkan, özel yolcu salonlarından Münih’teki BMW üssünün restoranına kadar değişik işletmelerin sahibi Attila, son olarak Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu toplantısında Türk gecesine imza atmış. Fransa’nın daveti boş kalırken Attila’nın hazırladığı yemekler Türk gecesini doruğa çıkarmış.

KARMAŞA YARATMADI

Türk yemeğini, uluslararası bir konsept olan havayolu ikram düzenin içine bir karmaşa yaratmadan sokan Attila Doğudan, lezzetlerle oynamayı sevmiyor. Bir yemek nerede, nasıl doğmuşsa bilinen haliyle müşterinin önüne çıkarmaktan yana. Tescilli lezzetlerle oynayarak onların kötü yola düşmesini de engelliyor.

Humus; bilinen şekliyle sunuluyor. Patlıcan; salatasından karnıyarığa kadar her haliyle. Annemizin mutfağındaki kültür ve özenle 10 bin metreye çıkıyor. Uçaklardaki tepsi düzeni sadece yemekleri öne çıkarmak yerine yolcunun rahatça kullanabildiği tasarımlarla dikkat çekiyor. Yüksek irtifaların sağlıklı ihtiyaçları yemek tepsilerine Attila’nın araştırmacı ruhuyla taşınıyor. Yoğurt kimi zaman meyveli, kimi zaman cacık haliyle geliyor önümüze. Ama her iki şekliyle de besleyici, lezzetli ve yapısındaki süt hücrelerimizin keyifle kabul edebileceği tazelikte sunuluyor.

MÜKEMMELİN PEŞİNDE

Attila Doğudan ile bir tam günü Viyana’da birlikte geçirdim. Kentin göbeğindeki otelinden içindeki restoran ve bara, pastanesinden ikram firmasının çeşitli ünitelerine kadar her yeri gezdim. Uçak ikram konseptindeki her şeyi tartıştım. Bir kutu tereyağının üzerindeki imalatçı özensizliği bal benzeri desenden, zeytinin çekirdeksiz sunulması gerektiğine kadar bütün eleştirileri nezaketle karşıladı. Ne kadar büyüdüğünü, bir imparator haline geldiğini düşünmeden değişimler için anında harekete geçti.

O, mükemmelin peşinden koşarken ne kendisini, ne onu izleyenleri yormayan bir adam. Üç boyutlu düşünüyor, hayatı bütün boyutları ile yaşıyor ve keyif alıyor. Yaptığı her şeyi defalarca ve farklı zamanlarda kontrol ediyor. Dün işe başlamış gibi davranıyor. Sanki sadece bir lokantası ve mutfağı varmış gibi çalışıyor. Her şeyin tadına bakıyor. Her tabağın duruşundan kendini sorumlu tutuyor. Her peçetenin renginden dokusuna kadar inceliyor ve bütün detayları kendi yaşamının namus sorunu haline getiriyor.

Bir bakıyorsunuz, New York’taki işinin başında. Bir bakıyorsunuz Münih’te ya da İstanbul’da. Ne zaman Viyana’ya geleceği konuşulurken, ikram firmasının başlangıç üssünün kapısından içeri giriyor. Onunla birlikte enerji, yaratıcılık ve sonsuz heyecan bir ışık gibi her yana doluyor. En iyisini yaptığını duymak ona bütün zamanların tatilini sunuyor.

VİYANA’DAKİ TASARIM ÜSSÜ

Do&Co’nun Viyana’da önemli bir tasarım merkezi var. Dünyaca ünlü İngiliz mimar Sir Norman Foster’ın değişimini yaptığı gazhane binalarındaki tasarım merkezinde pırıl pırıl genç insanlar çalışıyor. Değişik milletlerden bu insanlar uçaklardaki yemek mönülerinden başlayarak peçetelere, masa örtülerine ya da olimpiyatlarda verilecek ürünlere kadar geniş bir yelpazede tasarım yapıyor. Hedef farkı hep özel detaylarda yakalamak. Mükemmel imkanlarla çalışan tasarım ekibinin bulunduğu yerde Attila Doğudan’ın oğlu Attila Mark da çalışıyor. Diğerlerinden hiç farksız aynı şartlar ve kurallar içinde.

Tasarım merkezinde kısa da olsa Attila ile langırt oynadık. Langırt, Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ikram tasarımını yapan ekibin bulunduğu yerdeydi. Ben çevredeki çalışan kişilerin heyecanlarını dikkatle izlerken o bu fırsatı değerlendirip bana bir gol attı. Tıpkı iş hayatında başkalarında yakaladığı dikkatsizlik ve özensizlikten yararlandığı gibi...

UÇAKTA TÜRK KAHVESİ

Turkish Do&Co ortak şirketi, Türk Hava Yolları’nda bir ilki başlatacak. Yakın gelecekte uzun uçuşlarda business sınıfında yolculara Türk Kahvesi ikram edilecek. Böylece şirket yolcusunun 40 yıllık hatırını da alarak yoluna devam edecek.

Türk kahvesi için çok başarılı bulunan Arçelik kahve makinesi tercih edilmiş. THY Teknik, Türk kahve makinesinin uçaklara montajı için çalışmalar yapıyor. Tabii makinenin uçaklara konulması için gerekli sertifikalar için de hazırlık yapılıyor. Ama bir sorun çıkmayacağı düşünülüyor. Çalışmalar hızla tamamlanırsa birkaç ay sonra uçaklarda business sınıfında kabin memurları sade, orta ya da şekerli Türk kahvesi siparişlerini alabilecek.

Amblemini Erich Sokol çizdi

Do&Co’nun adı, kurucusu Attila Doğudan’ın soyadının ve İngilizce şirket anlamına gelen "company" kelimesinin ilk iki harfinden alıyor. Arada ise "ve" harfinin kısaltması "&" bulunuyor. Şirketin logosu, ünlü karikatürist Erich Sokol tarafından tasarlandı. 2003’te hayata veda eden Sokol’un eserleri dünyanın en ünlü dergilerinin kapaklarını süsledi.


SALATA SOSU ŞİŞEYE

THY uçaklarındaki ikram tepsilerine konan salata sosu, şimdilerle bir poşette. Ancak poşet açılırken mutlaka içindeki zeytinyağı ağırlıklı sos fışkırıyor. Kravatlara, gömleklere zarar veriyor. Yakın gelecekte salata sosları ki zeytinyağı, balzamik karışımından oluşan soslar pet şişeye girecek. Hem daha şık görünecekler hem de kullanımı zarar vermeyecek hale gelecek.

5 BİN KİŞİ ÇALIŞIYOR

Geçen yılı 305 milyon Euro ciro ile kapatan Do&Co’nun 7 ülkede 22 havalimanında havayolu şirketlerine hizmet veren mutfağı, ikram hizmeti sunduğu first class yolcu salonları ve müzeler, Viyana’da işlettiği restoran-bar ve oteli bulunuyor. Do&Co’da toplam çalışan sayısı 5 bin.

DO&CO’NUN 27 YILIK GEÇMİŞİ

1981: Do&Co, Attila Doğudan’ın babasının Kervansaray Restoranı’nın yanında küçük bir restoran olarak kuruldu. Doğudan hem üniversitede okudu, hem bu küçük restoranı işletti.

1983: Restoranın yanı sıra ev partilerine ikram hizmeti vermeye başladı.

1987: Niki Lauda ile tanıştı. İki hafta sonra Lauda’nın havayolu şirketine ikram vermeye başladı.

1992: Organizasyon ikramlarında hızla yükselen Do&Co, Formula 1 yarışlarının ikram ihalesini kazandı.

1995: Avusturya dışına çıkmaya başlayan şirket New York, Frankfurt, Berlin, Münih, Londra, Milano ve Salzburg’da mutfaklar açtı.

1998: Şirket halka açıldı.

2002: Avusturya’nın 200 yıllık çikolata markası Demel’i satın aldı.

2004: Lufthansa’nın Frankfurt’taki, Emirates’in New York JFK Havalimanı’ndaki first class özel yolcu salonlarının ikramına başladı. British Museum’un, 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ikramlarını başarıyla yaptı. Viyana’da Do&Co Hotel açıldı.

2007: Türk Hava Yolları ile ortak İstanbul merkezli Turkish Do&Co kuruldu. Şirket halen Türkiye’de yedi havalimanında ikram hizmeti sunuyor. Münih’te BMW merkezinde ikram hizmeti başladı.

2008: Demel’in mayısta New York’ta özel satış merkezi açılıyor. Avusturya ve İsviçre’nin ortak düzenlediği 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki ikram organizasyonu, 4 yıl önce olduğu gibi yine Do&Co tarafından yapılacak.
Yazının Devamını Oku

Full business havayolları yayılıyor

9 Mart 2008
Tüm kabinde business class hizmeti veren havayollarının sayısı hızla artıyor. Boeing 737 ile 757 veya Airbus A319 tipi tek koridorlu uçakları uzun menzilde kullanan bu şirketler, ağırlıklı olarak işadamları tarafından tercih ediliyor. Yapılan araştırmalar gelecek 5 yılda uzun menzilli hatlarda bu pazarın katlanarak büyüyeceğini ortaya koyuyor.

Business havayolu pazarını ilk keşfeden Alman Havayolları Lufthansa oldu. Lufthansa, İsviçreli Privat Air’den 2002’de Boeing Business Jet (BBJ) tipi bir uçak kiraladı. Bu uçağın kabininde 48 business koltuk vardı. Düsseldorf-New York Newark arasında başlayan seferler büyük ilgi gördü. Lufthansa’yı Swiss ve KLM gibi havayolları izledi. Pazara, büyük havayollarından bağımsız kurulan Londra merkezli Eos, Silver Jet daha sonra da Paris merkezli l’Avion girdi. Bu şirketleri önümüzdeki günlerde British Airways, Virgin Atlantic ve Singapur Havayolları takip edecek.

NEDEN TERCİH EDİLİYOR

İşadamlarının en büyük tercih nedeni bu seferlerin ayrı bir statü sunması. Zaten yapılan araştırmalar işadamlarının yüzde 50’sinin daha iyi bir yolculuk için fazla ücret ödemeye hazır olduklarını ortaya koyuyor. Fiyatlar, gidiş-dönüş vergiler hariç uçulan hat ve yoğunluk dönemine göre 3 bin 200 ila 6 bin 800 Euro arasında değişiyor.

TENHA HAVALİMANLARINDAN UÇUYOR: Öncelikle bu tür uçuşlar genellikle ana meydanlardan değil trafiği daha az havalimanlarından yapılıyor. İşadamları kalabalık olmayan terminallerden hızla işlemlerini tamamlıyor. Örneğin Eos, Londra’da Stansted’ten, l’Avion Paris’te Orly’den uçuyor. New York’ta ise bu havayolları daha az uçak trafiğine sahip Newark’a iniyor.

35 DAKİKADA UÇAĞA BİNİŞ GARANTİSİ: Kullanılan özel terminal sayesinde güvenlik, pasaport ve gümrük işlemleri hızla tamamlanıyor. Business havayolları yolcularına 35 ila 45 dakika içinde uçağa binme garantisi sunuyor.

ÖZEL SALONLAR: Uçak bekleme sırasında işadamları lounge adı verilen özel salonlardan yararlanıyor.

VIP ARAÇ: Terminalden uçağa VIP araç hizmeti veriliyor. İsteyenler evlerinden veya otellerinden özel araçla alınıyor.

UÇAN OFİS: İşadamlarının büyük oranı tüm yolculuk sırasında çalışıyor. Bunun için kabinde internet bağlantısı gibi hizmetler veriliyor.

ÖZEL KOLTUK: Kabindeki özel tasarım koltuk, minimum 6 saat ve daha uzun yolculuklarda işadamlarına maksimum konfor verecek şekilde tasarlandı. Koltuk eni ve uzunluğu normal uzun menzilli business class koltukları ile aynı. Koltukların yatış açıları 180 ila 135 derece. İkram normal yolcu uçaklarındaki business ile aynı standartlarda.

HIZLI BAGAJ SERVİSİ: Uçak indiğinde bagajlar öncelikli olarak terminale ulaştırılıyor. Yolcular hemen bavulunu alıp oyalanmadan terminalden çıkıyor.

HELİKOPTERLE GÖTÜRÜYOR: Eos Havayolları, Newark’tan Manhattan’a helikopterle uçuruyor.

HANGİ HAVAYOLU NE YAPIYOR

LUFTHANSA: Boeing Business Jet (BBJ) ile başlayan seferleri belirli bir olgunluğa ulaştıran Lufthansa 30 Nisan’dan sonra Dusseldorf çıkışlı bu hatlarda Airbus A340’ları kullanacak. Şirket 1 Mayıs’tan itibaren Privat Air’in BBJ’leri ile Münih-Dubai seferlerine başlıyor.

SİNGAPUR: Mayıs ayından itibaren Singapur Havayolları Amerika seferlerinde kullandığı Airbus A340-500 tipi uzun menzilli yolcu uçağını tamamen business koltuklar koyacak. Halen bu uçaklarda 117’si premium ekonomi, 64’ü de business toplam 181 koltuk kapasitesine sahip. Uçaktaki ekonomi koltuklar sökülecek. Yolcu kapasitesi 100 olacak.

VIRGIN ATLANTIC: Havayolu, haziran ayından itibaren New York’tan Avrupa’nın 6 başkentine sefer yapacak tamamı business class’tan oluşan bir havayolu oluşturmak üzere harekete geçti.

BRITISH AIRWAYS: İngiliz Havayolları British Airways (BA), 32 koltuklu Airbus A318’lerle gelecek yıl Londra’nın kısa pistli havalimanı City Airport’tan New York’a uçmaya başlayacak. Uçuşlar BA adına yapılacak.

OPEN SKIES: BA’in yeni havayolu şirketi Open Skies adını taşıyor. ABD merkezli kurulacak şirket, New York’tan Londra, Paris ve Brüksel’e Boeing 757’lerle sefer yapacak.

EOS: Londra Stansted merkezli havayolu Dubai ve New York Newark’a uçuyor. Bir diğer business havayolu olan Londra Luton merkezli Silver Jet ile işbirliği gerçekleştiren şirket, ilerleyen yıllarda Çin ve Uzakdoğu’ya da sefer yapmayı planlıyor.


Káğıt bilet 31 Mayıs’ta bitiyor

Uluslararası Havayolu Taşımacılığı Birliği (IATA), káğıt bilet uygulamasının 31 Mayıs’ta sona ereceğini açıkladı. Kağıt biletin yerini alacak elektronik bilet (e-bilet) sayesinde havayollarının her yıl 3 milyar dolar tasarruf edeceğine dikkat çeken IATA Genel Müdürü ve CEO’su Giovanni Bisignani, "Káğıt biletin birim maliyeti 10 dolar. E-bilet’te maliyet 1 dolara düşüyor. Halen yüzde 93 olan e-bilet uygulaması 1 Haziran’da yüzde 100’e çıkacak" diye konuştu. Yapılan araştırmaya göre e-biletin en yavaş geliştiği ülke Rusya oldu. Halen Rusya’da kesilen biletlerin sadece yüzde 70’i elektronik. Türkiye’de ise oran yüzde 95’in üzerine çıktı.

Türkiye’deki helikopterfilosu patlıyor

Havayolları ve iş jetlerinden sonra Türkiye’deki helikopter pazarında hareketli günler yaşanmaya başlandı. Arka arkaya gelen siparişler ve ambulans helikopter projesiyle Türkiye’deki sivil helikopter sayısının ikiye katlanarak 60’ı geçmesi bekleniyor.

Önümüzdeki günlerde beklenen en büyük ihale hava ambulans servisi olacak. Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak organizasyon için 17 helikopter ile 4 uçak kiralanacak. Toplam 6 bölgenin ayrı ayrı yapılacak ihalelerinin nisanda gerçekleşmesi planlanıyor.

SANCAK AIR: Helikopter sektöründe uzun yıllardır hizmet veren Sancak Air, sipariş verdiği üç yeni helikopterle filosunu 6’ya çıkartıyor. Önümüzdeki ay İstanbul Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Apronu’nda açacağı yeni hangarına taşınacak şirket 15 gün önce de Bell 206L4 tipi helikopterini teslim almıştı.

Sancak’ın yeni helikopteri Schweizer 333 olacak. Yıl sonu teslim edilecek hafif sınıftaki helikopter özellikle düşük işletim maliyetleriyle dikkat çekiyor. Sancak Air 2010’da teslim edilmek üzere Türkiye temsilciliğini Saran Grubu’nun yaptığı Bell şirketinin yeni modeli 429 için de sipariş verdi. Fiyatı 5.5 milyon dolar olan çift motorlu helikopter henüz test aşamasında ancak 250’nin üzerinde sipariş aldı. Helikopterin en büyük özelliği arkasına eklenen ve sedye giriş-çıkışı sağlayan özel kapı. Sancak Air’in diğer yeni helikopteri ise tek motorlu Bell 407 oldu. Helikopter 2011’de teslim edilecek.

ECZACIBAŞI: Uzun süredir helikopter arayışlarını sürdüren Eczacıbaşı Grubu, Sikorsky S-76 C++ alıyor. Çift motorlu, yüksek performanslı helikopter bu yıl sonu teslim ediliyor. Aynı tip helikopterden geçen yıl da Doğuş Grubu satın almıştı.

MEDAIR: Filosunda çift motorlu Agusta 109 Power ve tek motorlu A119 Kaola tipi iki helikopter bulunan şirketin üçüncü helikopteri Bell 206 Long Ranger oldu.

ETİ HAVACILIK: Cengiz Grup, kurduğu Eti Havacılık şirketi adına Fransız-Alman imalatçı Eurocopter imalatı EC-155 tipi helikopter aldı. Hafif çift motorlu helikopter geniş kabini ile dikkat çekiyor.

KAAN: Şirket filosuna Enstrom tipi helikopter aldı.

TOP SERVICE: Robinson şirketinin Türkiye temsilcisi olan Top Service bakım ve eğitim merkezi kuruyor. Dünyanın en çok kullanılan hafif sınıftaki helikopteri olan Robinson’un iki kişilik R-22 ve dört kişilik R-44 modelleri bulunuyor. Tolga ÖZBEK

Swiss’ten 79 Euro’luk fırsat

Swiss Havayolları, 31 Mart’a kadar bilet alan yolcularına ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç Zürih, Cenevre, Lugano ve Basel’e 79, New York’a 298, Boston’a 299, Chicago ve Washington’a 309, Miami’ye 349, Sao Paulo’ya 399, Santiago De Chile’ye de 499 Euro’dan başlayan fiyatlar sunuyor.

Katar Havayolları, 31 Mart’a kadar bilet alan yolcularını Kuveyt, Bahreyn, Dubai, Abu Dabi ve Muskat’a 99, Mumbai ve Delhi’ye 249, Bangkok, Singapur, Pekin, Şanghay ve Seul’e 379 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçma imkanı veriyor. Ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş bilet ücretlerine vergiler dahil değil.

Kuveytli Jazeera Havayolları, 29 Mart’tan itibaren İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na uçmaya başlıyor. Haftanın üç günü pazartesi, perşembe ve cumartesi karşılıklı yapılacak seferler Airbus A320 tipi uçaklarla gerçekleştirilecek.

Slovak SkyEurope Havayolları, 28 Nisan’dan itibaren Bratislava’dan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na tarifeli olarak sefer yapacak. Düşük maliyetli havayolu uçuşlarında Boeing 737-700 tipi uçakları kullanıyor.

THY, Senegal’den Brezilya’ya uçacak

Türk Hava Yolları’nın (THY) bu yıl başlayacağı İstanbul-Sao Paulo seferlerinin rotası belli oldu. Airbus A340 tipi dört motorlu yolcu uçaklarıyla yapılacak uçuşlarda İstanbul’dan kalkan uçak, Atlas Okyanusu’na çıkmadan önce Senegal’in başkenti Dakar’a inecek. Burada beşinci trafik hakkı, yani Senegal ile Brezilya arasında yolcu taşıma hakkı alan THY, alacağı yolcuları Güney Amerika kıtasına taşıyacak.

THY’nin ilk defa Güney Amerika’ya uçacağını açıklayan Ticari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orhan Sivrikaya, Sao Paulo üzerinden Arjantin ve Şili’ye de ortak uçuşlarla bağlantı sunacaklarını söyledi. "Özellikle mevsim farklılığı nedeniyle kış sezonunda ciddi bir yolcu pazarı oluştu. Senegal’den alınan beşinci trafik hakkıyla riski azalttık. İki ülke arasında uçuş anlaşmalarının tamamlanmasından sonra seferler yaz sezonunda başlayacak. İlk etapta Brezilya’ya haftanın üç günü uçacağız."

WASHINGTON DC VE TORONTO SEFERLERİ

THY’nin Kuzey Amerika’daki iki yeni noktası ise ABD’de Washington DC ile Kanada’da Toronto. ABD ile Açık Semalar anlaşması olduğu için THY ILFC’den kiraladığı iki A340’ın filosuna katılmasıyla birlikte Washington’a uçmaya başlayacak. THY’nin yaptığı araştırmaya göre Washington ve çevresinden Türkiye’ye önemli miktarda yolcu potansiyeli bulunuyor. Ayrıca 1 Nisan’da imzalanacak Star Alliance havayolu ittifakının ABD’li üyesi United Havayolları’nın dünyadaki en önemli merkezlerinden biri de Washington. Buradan yolcular ABD içine United uçaklarıyla dağıtılacak.

Kanada içinse, iki ülke arasında çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması yolunda bazı düzenlemelerinin tamamlanması planlanıyor. Geçen yıl Kanada’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında yüzde 40’lık artışla 120 bine ulaştığını söyleyen Orhan Sivrikaya bu sayının bu yıl daha da artmasını bekliyor. Ayrıca Toronto ve çevresinde yaklaşık 80 binlik Türk nüfusu var. Toronto’dan Montreal ve Vancouver’a bağlantı ise Air Canada Havayolları tarafından sağlanacak.

Lufthansa İstanbul birinci

Lufthansa Alman Havayolları’nın İstanbul İstasyon Müdürlüğü, şirketin uçtuğu 188 istasyon arasında yolcu memnuniyetinde birinci seçildi. Periyodik olarak yolcu memnuniyetini ölçmek ve verilen hizmeti yükseltmek amacıyla düzenlenen anket sonuçlarında check-in personelinin mesleki becerisi ve yolcu ilişkilerindeki profesyonelliği en yüksek puanı aldı. Ödülü Lufthansa’nın İstanbul personeli adına Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika (Mağrip) ve Malta Yer İşletmeleri ve Havalimanları Direktörü Dirk Lorenzen aldı.
Yazının Devamını Oku

World Focus kazası ne oldu

2 Mart 2008
Isparta uçak kazası üzerinden üç aydan fazla bir zaman geçti. Atlasjet Havayolları’nın ekibi ile birlikte World Focus şirketinden kiraladığı MD-83 tipi uçak, Isparta Süleyman Demirel Havalimanı için alçalırken dağların üzerine oturmuştu. 56 kişinin hayatını kaybettiği kazadan sonra şöyle bir tabloyla karşılaştık: Kaza ilk bakışta pilotaj hatasından kaynaklanıyor görünüyordu.

Ters yönde bir alçalma başlamış, pilot son anda karşısında ağaçların dallarını görmeye başladığında yanlış irtifada olduğunu anlamıştı. Gazları açmış ama arkadan motorlu uçağın kuyruk kısmı hızla çöküp yere vurmuş ve kopmuştu.

Diğer bölüm sürüklenmiş bu sırada aşırı sarsıntının oluşturduğu darbelerden çoğu uyumuş ya da yeni uyanmış yolcuların tümü hayatını kaybetmişti.

DENETLEMELER AKSAMIŞ

Kazadan sonra uçağın kokpitte pilotların konuşmalarını kaydeden CVR denilen "Cockpit Voice Recorder" adlı kara kutusunun çalışmadığı açıklanmıştı. Uçağın uçuş parametrelerini kaydeden ve FDR diye adlanan "Flight Data Recorder"ı yani diğer kara kutusu da hasarlı ve yeterli bilgi taşıyamaz halde bulunmuştu. Uçağın güvenilir iki sistemi denetimlerden kaçmış, pasaklı çıkmıştı.

Kazadan sonra kurulan kaza-kırım ekibi tarafsız olması gerekirken önce Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü -ki taraf olan kısım, kendilerinin denetimlerinde hiçbir eksik bulmadıklarını açıklamıştı. Bir diğer taraf Devlet Hava Meydanları İşletmesi de kaza gecesi Isparta Havalimanı’nın tüm sistemlerinin düzgün çalıştığını kamuoyu ile paylaşmıştı.

Geçen günlerde bu uçağın kanlı parçalarının alınıp, belki de başka bir uçakta kullanılmak üzere toparlanmaya çalışıldığı haberleri herkesi çok rahatsız etmişti.

AÇIKLAMA YOK

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü üzerine dönen bütün oklara rağmen, kaza hakkında ilk günden bu yana herhangi bir ciddi açıklama yapmadı. Aslında bu kazada birçok soru işareti neredeyse ilk gün cevabını bulmuştu. Ortada kazaya yol açabilecek birçok neden vardı. Uçağın sahibi şirket hakkında her gün yeni bir iddia ortaya atılıyordu.

Sonunda kaza oldu. Ve ardından World Focus şirketi adını değiştirdi. Ankair olarak elindeki diğer iki uçağı kiralayıp uçurmayı sürdürüyor. Şirket bu kazadan dolayı ciddi bir ceza ile karşılaşmadı. Uçuşları durdurulmadı. Ya da çok sıkı bir denetimle hırpalanmadı.

Türkiye Cumhuriyeti Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, koltuğunda oturuyor. Hakkında çıkan çok çeşitli iddialara bazı internet siteleri üzerinde cevap verip aklanmış görünüyor. Aynı Genel Müdür geçen günlerde havayolu şirketlerinin sahip ve yöneticilerini toplayıp dört saat konuşmuş ve dayanışma istemişti. Neden, kim ona dayanacak, bunu anlamak mümkün olmadı. Kural koyucu ve kuralların uygulanmasının bir numaralı denetçisi olması gereken Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, kazanın neredeyse üçüncü şahıs gibi izleyicisi olmuştu.

Sivil Havacılık Genel Müdürü’nün görevden alınacağı iddiaları ortalıkta dolaşıyor. Hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çok yakın olduğu, bu yüzden görevden alınmasının geciktiği iddiaları inandırıcı olmasa da ağızdan ağıza dolaşıyor.

DAYANIŞMA İSTİYOR

Böyle bir kaza, dünyanın doğusunda olsaydı Sivil Havacılık Genel Müdürü belki de o gün intihar ederdi. Bizimki de öyle yapmalı demiyorum elbette. Dünyanın batı tarafında olsa o gün hem soruşturmanın selameti hem de sorumluluğu altındaki bu dayanılmaz facia nedeniyle istifa ederdi.

Bizimki orada oturuyor. Koltuğuna kemerlerini bağlamış. Daha yükseklere uçmak istiyor. Havayolu şirketlerini toplayıp dayanışma istiyor. Kim neden dayanacak, bilmiyoruz.

Asıl soru o uçaktaki insanlarımızın ardında kalanlar yaşananlara hálá nasıl dayanıyorlar... İçlerine düşen acıyla yaşarken ne çaresizlikler çekiyorlar... Ve çok doğal gözyaşlarının karşılığını istiyorlar...

Türkiye havacılıkta eğitim merkezi olacak

Uluslararası Havayolları Eğitim Fonu (IATF) Başkanlığı’na seçilen Dr. Cem Kozlu, Türkiye’yi eğitim merkezi yapmak üzere harekete geçti. Türk Hava Yolları ve Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu gibi güçlü kurumlarla bölgesel iş birliğini geliştirmek isteyen Kozlu, havacılık eğitiminin uçuş emniyetinin en önemli parçası olduğunu söyledi.

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (IATA) üyesi havayollarının kapasite ve standartlarını yükseltmek için eğitim programları yürüten IATF, geçen yıl gelişmekte olan ülke havayollarını 1500 uzman yöneticisine eğitim desteği verdi. IATF’nin kapasite geliştirme programlarına katılan 14 havayolu şirketi, Operasyon Güvenlik Denetimi (IOASA, IATA Operational Safety Audit) sertifikası aldı.

Geçmişte İtalyan havayolları Alitalia’nın Genel Müdürlüğünü ve Avrupa Havayolları Birliği (AEA) Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan IATA Genel Direktörü ve CEO’su Giovanni Bisignani IATF’ni önemli bir büyüme potansiyeli olduğuna dikkat çekti. Kozlu başkanlığında eğitim programlarını geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı hedefleyen IATF her yıl daha fazla havayoluna hizmet vermeyi planlıyor.

Motor yangını en pahalı uçağı düşürdü

Dünyanın en pahalı uçağı unvanını 1.2 milyar dolarlık fiyatıyla elinde tutan bomardıman uçağı B-2’nin ilk kazası motor yangını nedeniyle meydana geldi. Guam’daki eğitim uçuşu için kalkan 1.2 milyar dolar değerindeki B-2’nin General Electric imalatı F118-GE-100 tipi sağ motorunda maksimum güçte çalışırken bilinmeyen bir nedenle yangın oluştuğu tespit edildi. Pilotlar uçağı fırlatma koltuğuyla terk etti.

DÜŞ UÇUŞU

Türk Hava Yolları’nın Cape Town İstasyon Müdürü Alp Alper, havadan çekilmiş Türkiye fotoğraflarından oluşan ikinci kitabını çıkardı. "Bir düş uçuşu Türkiye" adını taşıyan kitap, Edirne’den Van’a Türkiye’deki tarihi ve coğrafi güzelliklerine farklı bir bakış sunuyor.

Büyük ilgi gören ilk kitabı "1000 feet’ten Türkiye" sonrasında faklı bir projeye imza atan Alper, kendi deyimiyle "Tanrısal bir bakışla" görüntülediği Anadolu toprakları için 5 yılda helikopterden motorlu yamaç paraşütüne her türlü hava aracıyla yüzlerce saat uçtu.

Macera filmlerini aratmayan çekimlerde bir gün Fethiye civarlarında tarihi Ksantos şehrini ararken uçtukları microlight’ın yakıtı bitti. Benzin istasyonu yakınlarına yaşlı bir pompacının şaşkın bakışları arasında mecburi iniş yaptılar. Microlight’ın deposunu dolduran pompacı emniyetle kalkış yapabilmeleri için karayolundaki trafiği keserek onlara yardım etti.

Bir başka çekimde ise Mardin’de uçarken Cessna 172 tipi uçağın motoru bir anda durdu. Oluşan garip sessizlik sonrasında pilotun üstün gayretiyle motor 20 saniye sonra yeniden çalıştı. Bu 20 saniyelik süre Alper’e neredeyse 20 yıl gibi geldi. Alp Alper, fotoğraf severlerle "Bir düş uçuşu Türkiye" kitabındaki fotoğrafların sergisiyle 15 Mart’a kadar İstanbul Odakule Sanat Galerisi’nde buluşuyor. Sergi her gün 11.00 ile 18.00 arasında açık.

Tolga ÖZBEK


Funda Ocak DHMİ Genel Müdür Yardımcısı

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği’ne Funda Ocak atandı. APK Daire Başkanlığı sırasında Funda Ocak’ın adını kamuoyu özelleştirmede rekor kıran terminal ihaleleri ile duyurmuştu. Funda Ocak başkanlığındaki terminal işletme ihalelerde İstanbul Atatürk için 3, Antalya Havalimanı da 3.2 milyar dolarlık seviyelere ulaşılarak özelleştirme projelerinde rekor kırılmıştı. Bu ihalelerden sonra Funda Ocak, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a "3 milyar dolarlık bürokrat" olarak takdim edilmişti.

Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü mezunu olan olan Ocak, DHMİ’de çalışmaya 1985’te APK Daire Başkan Yardımcısı olarak başladı. 1993’de APK Başkanı, 1996’da Müşavirlik görevlerinde bulunan Ocak, 1998-99 arasında Türkiye Kalkınma Bankası’nda Kaynak Geliştirme Uzmanı olarak çalıştı. 1999’da yeniden DHMİ’ye APK Daire Başkanı olarak dönen Ocak, Genel Müdür Yardımcılığına atanmadan önce kesintisiz 8 yıl bu görevini başarıyla sürdürdü. Evli ve bir çocuk annesi olan Funda Ocak, 53 yaşında.

Avusturyalılar uçakta oy verecek

Avusturya Havayolları, hükümete yaklaşan yerel seçimlerde yolcuların uçuşta oy verebilmesi için teklifte bulundu. Seçim günleri yolcu sayısında ciddi bir düşüş yaşadıklarını, birçok kişinin o gün seyahat etmediğine dikkat çeken havayolu yetkilileri, oy verme işleminin uçakta yapılmasını önerdi. Uygulama hükümet tarafından kabul edilirse, yolcular oylarını tuvalette veya boş koltukta kullanacak. Sonra da zarfı uçaklara yerleştirilecek kutulara atacak. Oyunu uçakta kullanmak isteyen yolcuların bağlı bulundukları mahalli idarelerden izin kağıdı alarak 10 bin metrede oy verebilecek.

Katar haftada 6 gün uçacak

Katar Havayolları, 31 Mart’tan itibaren yaz sezonuyla birlikte İstanbul-Doha seferleri haftanın altı günü karşılıklı olarak gerçekleştirmeye başlayacak. Pazar hariç haftanın her günü yapılacak seferler yaz sonuna kadar devam edecek. Bu uçuşlarla Katar Havayolları Doha’dan birçok noktaya bağlantılı uçuş imkanı sunacak.

Alçak geçti, işinden oldu

Hong Kong merkezli Cathay Pacific Havayolları’nın 777 Tip Müdürü Ian Wilkinson, ABD’deki Boeing fabrikası pisti üzerinden yaptığı alçak uçuş nedeniyle kovuldu. Olay 30 Ocak’ta, Cathay Pacific Havayolları’na yapılan teslimat uçuşu sırasında meydana geldi.

Kaptan Wilkinson, imalat hattından çıkan Boeing 777-300ER tipi çift motorlu, uzun menzilli uçağı Hong Kong’a götürmek üzere kalktı. Dönerek pist üzerine gelen pilot, içinde yaklaşık 50 yolcu bulunan uçağı iniş takımları kapalı durumda 10 metre kadar alçalttı. Süratle geçişini tamamlayan uçak daha sonra seri tırmanışla Everett semalarını terk etti.

Alçak geçiş kamera görüntüleri ve fotoğrafları internet sitelerine düşünce Cathay Pacific Havayolları, uzun yıllardır şirkette görev yapan Kaptan Wilkinson ile yollarını ayırdı. Uçuş disiplinsizliği yapan pilotla ilgili olarak emniyet kurallarını ihlalden sivil havacılık otoritesi de soruşturma başlattı. Olayı rapor etmeyen ikinci pilota da uçuştan 6 ay men ve yeniden eğitim cezası verildi.
Yazının Devamını Oku

20 milyar dolarlık olmamış uçak satıldı

24 Şubat 2008
Havacılık sektörü, dünyanın en büyük üçüncü havacılık fuarı Singapur Air Show’da buluştu. Türkiye’den Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Korgeneral Mustafa Çotuksöken, Akfen Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve Türk Hava Yolları Teknik Genel Müdürü İsmail Demir’in gezdiği fuarda 2011’den itibaren teslim edilecek 20 milyar dolarlık yolcu uçağı satış anlaşması imzalandı. Fuara sivil ve askeri toplam 60 uçak katıldı.

İngiliz Reed Grubu tarafından 1981’den bu yana düzenlenen fuarda bu yıl organizasyonu Singapur Hükümeti üstlenmişti. Hindistan, Çin, Japonya ve tüm Uzakdoğu’ya hitap eden fuar, Singapur Hükümeti’nin prestiji için büyük önem taşıyordu. Bölgede hem ticaret hem de turizm olarak ciddi rakiplerin çıkmasıyla birlikte Singapur havacılık konusunda liderliğini sürdürmek için fuara 150 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

Geçmişte kargo apronunda düzenlenen Air Show, hükümet tarafından hazırlanan deniz kenarındaki alana taşındı. Burada özel bir apron ve taksi yolu inşa edilerek Changi Havalimanı’na bağlandı. Ayrıca 40 bin metrekarelik kapalı alan oluşturuldu. Çok amaçlı bina uluslararası fuarlara da ev sahipliği yapacak.

Boeing, Airbus, Embraer, Bombardier gibi imalatçılar fuar sırasında yaklaşık 20 milyar dolarlık yolcu uçağı satış anlaşması imzaladı. En büyük rekabet, uzun menzilli yeni nesil yolcu uçakları pazarındaydı. Boeing, 787’yi öne çıkartırken, kurduğu simülatör ile ziyaretçilere uçağın kokpit tasarımını görme imkanı sundu. 787’nin ilk uçuşunu yaklaşık 9 aylık gecikmeyle haziranda yapması planlanıyor. Airbus ise 787’ye rakip olarak geliştirdiği A350XWB modelini öne çıkarttı. Ayrıca A380’e Hindistan ve Japonya’da yeni pazarlar aradı.

Yolcu uçağı imalatçıları biraz da hızla artan uçak siparişleri nedeniyle rahat bir fuar geçirdi. Bölgesel uçak pazarına hızlı bir giriş yapan Rus Sukhoi ise SSJ adını verdiği modelinin uçuş testleri için gün sayıyor. Ruslar tasarımda İtalyan havacılık devi Alenia ile iş birliği yapıyor. Koltuk kapasitesi 75, 95 ve 110 kişi olarak planlanan SSJ’nin teslimatlarına yıl sonunda başlanması hedefleniyor.

İŞ JETLERİ HAREKETLİ

İş jetlerinde ise Cessna, Bombardier, Dassault, Gulfstream, Embraer ve Hawker yeni modelleriyle yer almıştı. İş adamlarına tanıtılan uçaklar sürekli demo uçuşları gerçekleştirdi. Eclipse şirketi, hafif iş jeti sınıfında pazara yeni giren modelleri Eclipse 500’ü Singapur’da sergiledi. Atasay Kuyumculuk’la ETIRC şirketinin 60’ı opsiyon toplam 180 uçak siparişi verdiği projede teslimatların önümüzdeki aylar içinde başlaması planlanıyor. İki pilot ve dört yolcu kapasiteli uçak, kısa mesafelerde iş adamlarına ekonomik uçuş imkanı sunacak.

Pervaneli uçak pazarında ise Cessna’nın portföyüne aldığı Colombia Aircrafts’ın tasarımı tek motorlu yüksek performanslı 400 serisi ilk defa Singapur’daydı. Son iki yılda yolcu uçağı veya iş jeti siparişlerinde patlama yaşanıyor. Teslimat için en az 3-4 yıl sonraya gün veriliyor. Birçok leasing şirketi ve işadamı sırasını milyon dolarlar karşılığında devrediyor.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI

Uçaklar kadar ilgiyi insansız hava araçları çekti. İsrail, Singapur, ABD ve Almanya şirketlerinin geliştirdiği insansız helikopter ve uçaklar askeri görevlerin yanı sıra sivil amaçlı da kullanılabiliyor. Halen İsrail’den alınan Heron serisi araçlar, Kuzey Irak’taki operasyonlarda aktif olarak kullanılıyor. Türk tasarımı insansız hava araçları için TAI, Kale Kalıp ve Baymak çalışmalarına devam ediyor.

AMERİKAN HAVA KUVVETLERİ SİNGAPUR’DA

Amerikan Hava Kuvvetleri’nin Pasifik gücüne ait B-1B bombardıman uçağı, F-15, F-16, KC-135 tanker ve C-130 Fırtına Avcısı Singapur’daydı. Fuardaki diğer uçaklardan daha fazla ilgi gören askeri jetler, Amerikan havacılık şirketlerinin sponsorluğunda Singapur’a gelmişti. Son günlerde Türk Hava Kuvvetleri, gündeme yaptığı başarılı operasyonlar ile oturdu. Türk insanı, uçakları yakından tanımak istiyor. Bu tür fuarlara katılım halkın uçakları yakından tanıması için çok önemli bir fırsat.

F-35 KALKIŞA HAZIR

Lockheed Martin tarafından tasarlanan JSF yani Ortak Darbe Uçağı F-35 fuara birebir ölçekte yapılmış modeli ile katıldı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 9 ülke projede yer alıyor. Türk Hava Kuvvetleri’nde F-16’ların önümüzdeki 10 yılda yerini almaya başlayacak F-35’in tasarım ve imalatında da Türk şirketleri görev yapıyor. İlk uçuşunu 15 Aralık 2006’da gerçekleştiren F-35 için testler sürüyor. Teslimatların ABD Hava Kuvvetleri’ne 2009 sonunda başlaması planlanıyor. Projenin önemli ortaklarından Türk Hava Kuvvetleri yaklaşık 100 adet F-35 almayı planlıyor. Türkiye kesin siparişi 2012'de verecek. Teslimatlar ise 2014'te başlayacak.

YILDIRIM: A380’İN KOKPİTİ ÇOK KOLAY

Singapur Havacılık Fuarı’nda incelemeler yapan, sektörle ilgili son gelişmeler hakkında bilgi alan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus A380’i gezdi. Avrupalı imalatçı, Singapur’a A380’in ilk imal edilen F-WWOW çağrı işaretli uçağı getirmişti. Fuarın ilk günü A380’in kabini sadece üst düzey ziyaretçilere açıldı. Sonraki günler özel davetle kabine alınan ziyaretçiler A380’i görebilmek için uzun kuyruk oluşturdu.

Uçağın kapısında Airbus test pilotu tarafından karşılanan Bakan Binali Yıldırım’a önce kabin gezdirildi. Normalde uçağın kabininde 10 kilometre uzunluğunda kablo bulunurken test amaçlı kullanılan A380’de özel ekipmanlar nedeniyle iki katlı kabinde tam 30 kilometre kablo döşenmişti. Uçağın alt katında uçuş mühendisleri için yedi adet konsol bulunuyor. Kabinin neredeyse tüm noktalarına yerleştirilen alıcılardan gelen bilgiler bu konsollardaki test bilgisayarları tarafından takip ediliyor. Kabinde ayrıca uçağın dengesini bozmak ve ağırlık testlerinde kullanılmak amacıyla 45 ton kapasiteli özel su tankları da yerleştirilmişti.

A380’in ikinci katında 22 kişilik test ekibinin kullanması için koltuklar bulunuyordu. Eski nesil business class koltukları, Air France Havayolları’nın hizmetten çıkarttığı Boeing 727’den alındı.

Airbus, A380’in daha ağır modelleri için bu uçakta çeşitli testler yapıyor. Uçağın hemen arka alt bölümünde bulunan özel güçlendirilmiş bölüm meraklılar tarafından dikkatle incelendi. Airbus’ın hedefi, bir sonraki modelde uçağın yolcu kapasitesini 555’ten 656’ya çıkartmak.

SOL KOLTUĞA OTURDU

Bakan Yıldırım, kabini gezdikten sonra uçağın kokpitini çok merak ettiğini söyleyerek sol taraftaki kaptan pilot koltuğuna oturdu. A380 modeli geçen yıl 29 Ekim’de İstanbul Atatürk Havalimanı’na geldiğinde gezemediğini söyleyen Bakan Yıldırım, tasarımdan çok etkilendiğini söyledi. "Kullanılan teknolojiler sistemlerin büyük kolaylıkla kontrol edilmesini sağlıyor. Örneğin mouse sayesinde tüm verileri sisteme girebiliyorsunuz. Böylesine büyük bir uçağın kontrolü için bu tür sistemler çok önemli."

SONRAKİ BULUŞMA İSTANBUL’DA

Havacılık dünyasının bir sonraki buluşması İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 12-15 Haziran tarihlerinde düzenlenecek Airex olacak. Organizatör şirket Mint Fuarcılık’ın Genel Müdürü Feyzan Erel, Singapur’a katılan 40 sivil uçağın Airex’e de geleceğine dikkat çekti. "1996’dan bu yana düzenlediğimiz Airex, bu yıl yedinci kez kapılarını açacak. Orta Avrupa’dan Dubai’ye bölgenin en büyük sivil havacılık fuarı Airex’e buradaki tüm sivil uçaklar gelecek."

PRATT AND WHITNEY’DEN ORTAK BAKIM MERKEZİ

THY Teknik ve motor imalatçısı Pratt and Whitney (P&W) şirketinin İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda ortak açacakları bakım merkezi 2009’da faaliyete geçecek. Şirketin Küresel Servis Ortakları Bölümü Başkanı Jim Keenan’ın verdiği bilgiye göre merkez Airbus A320 ailesi ve Boeing 737’lerde kullanılan CFM56 ile V2500 motorlarına bakım hizmeti verecek. Bölgenin Avrupa, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler arasında stratejik bir konumda olduğuna dikkat çeken Keenan, THY’nin sunacağı altyapı ile uçak motoru konusunda önemli bir merkez olacağını söyledi.
Yazının Devamını Oku

Güneş enerjisiyle dünya turu

17 Şubat 2008
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA, dünyanın etrafında sadece güneş enerjisi kullanarak dolaşacak bir uçağa sponsor oldu. Bu yıl test uçuşlarına başlayacak Solar Impulse, kanatları üzerindeki güneş panelleriyle topladığı enerjiyi kullanacak. Gelecek hafta Singapur Havacılık Fuarı’nda açıklanacak sponsorlukla IATA "2057’de gökyüzünde sıfır kirlilik" kampanyasıyla bu projeden yararlanarak havacılığın yeni teknolojiler ile dünyayı kirletmeyeceğinin kamuoyuna gösterilmesini hedefliyor.

İsviçreli bir ekip tarafından tasarlanan Solar Impulse her biri 10 beygir gücünde dört motorlu olarak planlandı. Hedef önce 2010’da Atlas Okyanusu’nu aşmak, 2011’de de dünya turunu yapabilmek. Elektrik motorları gücü kanatlardaki iki metre eninde, 20 metre boyundaki güneş panelleriyle toplayacak. Gündüz, güneş ışınları elektrik enerjisine çevrilerek hem motor çalıştırılacak hem de uçağın gövdesine yerleştirilecek 400 kilogram ağırlığındaki özel lityum batarya şarj edilecek. Gece uçuşu, bu bataryadan alınacak enerjiyle gerçekleşecek.

Daha fazla enerji sağlanması ve uçağın yüksek performansa sahip olması için Solar Impulse’ın kanatları tam 61 metre olarak planlandı. Bu uzunluktaki kanat Airbus A340-600’ün kanat açıklığına neredeyse eşit.

HIZI SAATTE 45 KİLOMETRE

Tek pilot tarafından kullanılacak uçak, en verimli enerjinin sağlanması için 8 bin 500 metre yükseklikte uçacak. Gece ise bin metre alçalacak. Güneş enerjisiyle beslenecek motorlar Solar Impulse’ı saatte 45 kilometre hıza çıkartacak. Uçak dünya turu sırasında farklı ülkelere inip kalkarak gerçekleştirecek.

Projenin sponsorları arasında IATA’nın yanı sıra saat imalatçısı Omega, kimya devlerinden Solvay şirketi ve Deutche Bank bulunuyor. Fransız askeri uçak ve iş jeti imalatçısı Dassault da tasarım konusunda ekibe destek veriyor.

REKORLARIN PİLOTU BERTRAND PICCARD

Güneş enerjisi ile uçacak Solar Impulse’ın pilotu İsviçreli Bertrand Piccard. 50 yaşındaki Doktor Piccard, adını 1999’da havacıların saatçisi olarak tanınan Breitling şirketinin sponsorluğunda balonla durmadan yaptığı dünya seyahati ile duyurmuştu.

Fransız yazar Jules Verne’in hayalini gerçekleştirmek üzere 3 Mart 1999’da yola çıkan Piccard, 20 günde 45 bin kilometre yol katederek balonla dünya turunu tamamlama başarısını gösterdi. Tıp eğitiminin yanı sıra uzun yıllar havacılıkla amatör olarak ilgilenen Piccard’ın Avrupa Delta Kanat Şampiyonluğu ve Havacılık Federasyonu FAI onaylı 7 rekoru bulunuyor.

GÜNEŞ ENERJİSİYLE ÇALIŞAN PİST IŞIĞI

Kanadalı Carmanah şirketi tarafından geliştirilen pist ışıkları, güneş enerjisiyle çalışıyor. Seyyar olan sistem, gerektiğinde istenilen yere kablo çekme derdi olmadan hızla yerleştirilebiliyor. Uzun ömürlü LED lambaya sahip ışıklar, taksi yolları, apron ve heliportlarda da kullanılabiliyor.

Pilotun ayağı kokpitte transpondere çarptı

Tarihler 29 Eylül 2006’yı gösteriyordu. Brezilya’daki Amazon Ormanları semalarında 12 bin 300 metre irtifada büyük bir gürültü koptu. Gol Havayolları’na ait Boeing 737-800 ile ExelAire’e ait Embraer Legacy 600 tipi iş jeti havada çarpışmıştı. Dünyanın en büyük ormanlarının üzerine cesetler ve uçak parçaları yağıyordu...

Kazada Gol Havayolları’na ait 737 ormana düştü. 154 kişiden oluşan yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadı. İş jeti ise winglet olarak adlandırılan kanat ucu ile yatay stablizesinin bir kısmını kaybetmişti. Zorlukla yakınlardaki bir askeri üsse mecburi iniş yaptı. Aralarında New York Times muhabiri Joe Sharkey’in de bulunduğu 5 yolcu ve iki pilot şoktaydı. Embraer fabrikasından yeni teslim alınan ve ABD’ye götürülen uçağın ilk resmi uçuşunda büyük bir kaza olmuştu. Bir tarafta büyük bir trajedi, diğer bir tarafta da mucize yaşanıyordu. Brezilya havacılık tarihinin en detaylı araştırmalarından biri başlatıldı. İki uçak neden çarpışmıştı, hata kimdeydi?

Brezilya Kaza Araştırma Kurumu CENIPA’nın raporunun önümüzdeki aylar içinde açıklanması planlanıyor. Üzerinde durulan hataların başında Legacy 600’ün pilotlarının uçağın yükseklik, hız, uçtuğu yön gibi bilgileri Hava Trafik Kontrol Merkezi’ne ileten "transponder" cihazının kapalı olması geliyor. Hava Trafik Kontrolörlerin iş jetini transponder sistemi kapalı olduğu için radar ekranlarından takip edemediği belirtiliyor.

Kazadan birkaç ay sonra Amerikan Ulusal Ulaştırma Emniyet Dairesi (NTSB) ilginç bir uyarı yayınladı. Buna göre, Legacy tipi uçakta görev yapan pilotların istek dışı transponder sisteminin veya telsizlerin kapatılmasını önlemek için kokpitteki ayak uzatma yerini dikkatli kullanmaları istendi. Ayak koyma yerinin hemen üzerinde yer alan transponder sisteminin çarpmayla kapalı veya bekleme pozisyonuna geçtiği, bazen de telsizlerin kanallarının değiştirildiği belirtildi. Acaba bu kazada da benzeri bir durum mu yaşanmıştı?

HATALI AYAK KOYMA YERİ

Yapılan araştırmada, Legacy’deki ikinci pilotun rota hesaplaması yapmak üzere diz üstü bilgisayarını çalıştırdığı belirlendi. Aralarında rota hakkında konuşurken transponder muhtemel sol tarafta oturan kaptanın sağ ayağını göstergelerin hemen alt bölümündeki dinlenme yerine uzatması ile kapanmıştı. Bir an irtifadaki yanlışlık, hava trafik kontrolörünün iki trafiği takip edememesi faciaya davetiye çıkarmıştı. Legacy 600’ün kanat ucu ve yatay stablizesi 737-800’ün kanadını parçaladı. Gündüz şartlarında meydana gelen kazada artık yapacak bir şey kalmamıştı.

Avusturya Havayolları yeniden Erbil’e uçuyor

Avusturya Havayolları, 2 Nisan’dan itibaren Erbil seferlerine yeniden başlıyor. Haftada üç gün pazartesi, çarşamba ve cuma günler karşılıklı düzenlenecek seferlerin mayıs ve haziranda dört güne çıkartılması planlanıyor. Geçen yıl 9 Ağustos’ta Süleymaniye’den havalanan İsveçli Nordic Havayolları’na ait uçağa füze saldırısı yapılmıştı. Bunu üzerine İsveç Ulaştırma Bakanlığı Kuzey Irak’ı güvensiz ilan ederek sivil uçuşların yapılması yasaklamıştı. Kamuoyundan gelen tepkiler sonrasında Avusturya Havayolları da Erbil seferlerini durdurma kararı almıştı.

Yapılan denetimlerinde Erbil’in güvenli olduğunu belirten Avusturya Havayolları’nın Viyana-Erbil seferlerinde gidiş-dönüş bilet ücretleri ekonomi 799, business ise 1890 Euro’dan başlıyor. Uçuşlara Ankara’dan da talep var. Seferler durmadan önce yabancı elçilik çalışanları ve bazı işadamları Ankara’dan Viyana’ya oradan da Erbil’e gidiyordu.

Halen İstanbul’dan Erbil’e Isparta kazasından sonra adını Ankair olarak değiştiren World Focus tarifesiz olarak uçuyor.

A320’DE YATAN KOLTUK

Avusturya Havayolları, aralarında Erbil’in de bulunduğu Ortadoğu’ya yaptığı 4 saatin üzerindeki uçuşlar için filosundaki 6 adet Airbus A320 uçağında business class’a 180 derece yatan koltuklar yerleştirdi. "Business Sleeper Seats" olarak adlandırılan konseptte koltuk aralıkları 116 santimetre. Ayak koyma yerinin de olduğu Recaro tasarımı koltuklarda kişisel ekranlar da var. Bu uçaklarda 24’ü business, 102’side ekonomi toplam 126 koltuk bulunuyor.

DHMİ çirkin ambleminden kurtuluyor

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), uzun yıllar sektörde espri konusu olan ve "alan el" olarak adlandırılan ambleminden kurtuluyor. Logonun yeniden yapılandırma sürecinin yanı sıra DHMİ’nin günümüz koşullarına ve çalışma şartlarına göre yeniden tasarlanması için yarışma açılıyor. Düzenlemeyle meydan işletme ve hava trafik kontrol iki ayrı yapıya kavuşacak.
Yazının Devamını Oku

Kabin bagajına dikkat

10 Şubat 2008
1970’lerde havayolu şirketlerinin yolculara dağıttığı özel küçük çantalar çok popülerdi. Yolcular kabinde yanına alacaklarını bu çantaların içine koyarlardı. En ünlüsü de Amerikan PanAm Havayolları’nın çantalarıydı. Aradan yıllar geçti. Önce uçuş ekiplerinin kullanmaya başladığı altında tekerlekleri bulunan, "çek çek" olarak bilinen küçük bavullar yolcular arasında hızla yayıldı. Çok pratik bu bavullar kısa seyahatlerin değişmezi haline geldi. Ama boyutları da zamanla giderek büyüdü. Kabine alınan bu çantalar baş üstü dolaplarına sığmıyor, özellikle tek koridorlu uçaklarda sorun çıkartıyordu.

Sonunda Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği (IATA) konuya el attı. Standartlar belirlendi. Yolcunun "kişisel eşyası" kabul edilen çantanın boyutları uzunluk 56, en 45 ve derinlik 25 santimetre olarak ilan edildi. Bu boyutlara çantanın tekerlekleri, çekecek bölümü ve sapı da dahildi. Bavul ve el bagajı konusunda uzman imalatçı Samsonite, bu ölçülerde pazara giren ilk şirket oldu.

BOYUTLAR ÇOK ÖNEMLİ

Kabin bagajlarının boyutu çok önemli. Çünkü standartları aşan her çanta bir başka yolcunun hakkını yiyor. Ağırlık konusunda IATA’nın bir limiti yok. Karar havayolunun. Kimi şirket kabin bagajını 5 kiloyla sınırlıyor. Bazı havayollarında ise sınır yok. Örneğin İngiliz Easyjet boyutları aşmamak kaydıyla ağırlık limiti olmadan tek parçaya izin veriyor. Amaç yolcunun kargoya fazla bagaj vermesini önleyip uçağın yerdeki işlemlerini hızla tamamlamak.

Bu nedenle check-in kontuarlarına yolcuların yanına aldıkları çantaların ölçülerini belirten aletler yerleştiriliyor. Bunun içine sığmayan bavullar kabine alınmıyor. Doğrudan kargoya veriliyor.

Artık havayolu şirketleri fazla bagajların koltuk altına konulmasına sıcak bakmıyor. Bunun nedeni hızla yaygınlaşan ve her koltuktaki eğlence sistemleri. Ekranları çalıştıran elektronik aygıtlar koltuğun altındaki kutuda bulunuyor. Koltuk altına konulan bavul hem bir yandan sisteme zarar veriyor hem de arkada oturan yolcunun ayaklarını uzatmasını engelliyor.

Boyutlar konusunda kurallar giderek sıkılaşıyor. IATA, bavul imalatçılarıyla birlikte çalışıyor. Yeni ürünlerin belirlenen standartlar içinde kalmasına dikkat ediliyor. Her ne kadar bu konu yolcular tarafından sıcak karşılanmasa da kurallar bunu emrediyor.

HAVAYOLLARININ KABİN BAGAJI KURALLARI

THY: 20 X 40 X 60 cm

Ağırlık: 8 kg

Onur: 25 X 45 X 56 cm

Ağırlık: 5 kg

Pegasus: 20 X 40 X 55 cm

Ağırlık: 5 kg

Atlasjet:

CRJ900 için:
12 X 30 X 36 cm

Ağırlık: 5 kg

Diğer uçaklar için: 25 X 45 X 56 cm

Ağırlık: 8 kg

SunExpress: 22 X 45 X 56 cm

Ağırlık: 6 kg

İzAir: 20 X 40 X 55 cm

Ağırlık: 5 kg

Aeroflot: 23 X 35 X 46 cm

Ağırlık: 6 kg

Air France: Maksimum 115 cm

Ağırlık: 10 kg

Alitalia: 35 X 25 X 55

Ağırlık: 5 kg

American Airlines: Maksimum 114 cm

Ağırlık: 18 kg

Avusturya: 55 X 40 X 23 cm

Ağırlık: 8 kg

British Airways: 56 X 45 X 25 cm

Ağırlık: 6 kg

Delta: 114-56 X 35.5 X 23

Ağırlık: 18 kg

Easyjet: 55 X 40 X 20 cm

Ağırlık: Yok

KLM: 55 X 35 X 25

Ağırlık: 12 kg

Lufthansa: 55 X 40 X 20 cm

Ağırlık: 8 kg

Malezya: 115-56 X 36 X 23 cm

Ağırlık: 5 kg

SAS: 115-23 X 40 X 55 cm

Ağırlık: 8 kg

Singapur: 115-55 X 40 X 20

Ağırlık: 7 kg

Swiss: 115-55 X 40 X 20 cm

Ağırlık: 8 kg

TAP Portugal: 115-55 X 40 X 20

Ağırlık: 8 kg

Thai: 115-56 X 46 X 25 cm

Ağırlık: 7 kg

Şarap uzmanından Delta’ya özel mönü

Havayolu şarapları konusunda birçok ödüle sahip Amerikan Delta Havayolları, mönülerini yeniledi. Master Sommelier sahibi Andrea Robinson tarafından yapılan seçimlerde öncelikle uzun menzilli uçuşlarda BusinessElite’te sunulmaya başlanacak. Mart sonuna kadar geçerli mönülerde beyaz şarap olarak Wente, Riva Ranch Reserve, Chardonnay 2006 (Kaliforniya), Haymaker, Marlborough Sauvignon Blanc 2007 (Marlborough, Yeni Zelanda), kırmızı şarap olarak A-Z Pinot Noir, 2006 (Willamette, Oregon), Chateau Lacombe Noaillac, Medoc-Bordeaux (Bordeaux, Fransa). Ayrıca uçuş öncesinde Mionetto, Prosecco Brut (Veneto İtalya), şampanya olarak Duval-LeRoy Brut NV (Champagne, Fransa), tatlı şarap olarak Chambers Rosewood Muscat (Victoria Avustralya), port şarap olarak da Ferreira Dona Antonia Tawny Reserve Porto (Portekiz) sunuluyor.

THY iki A310’u satıyor

Türk Hava Yolları filosunda 1989’dan bu yana uçan iki Airbus A310-300 tipi yolcu uçağını satışa çıkarttı. İmalat numaraları 496 ve 497 olan uçakların satışından sonra, kalan iki A310 kargo uçağı haline getirecek. Halen THY filosunda her biri 36 ton kapasiteli üç adet A310 tipi kargo uçağı bulunuyor. Uçakların kargo modeline dönüş işlemleri bu konuda uzman Airbus’ın alt şirketi EFW tarafından Almanya’nın Dresden şehrinde yapılıyor.

CEO’lar THY’nin Star Alliance uçağıyla geliyor

Türk Hava Yolları, Star Alliance havayolu ittifakına tam üyelik için imzayı 1 Nisan’da atıyor. İstanbul’da yapılacak törene ittifak üyesi tüm havayollarının CEO’ları özel Star Alliance renklerine boyanan THY’nin Airbus A340-300 uçağı ile gelecek.

Havayolu ittifakı konusunda çalışmalarını Ağustos 2006’da tamamlayan THY, tercihini Star Alliance’tan yana kullanmıştı. Ön üyelik anlaşmasını aynı yılın aralık ayında tamamlayan THY, üye havayollarıyla da öncelikle anlaşmalı ortak uçuş gerçekleştirdi.

Tam üyelik resmi olarak 31 Mart’ta başlayacak yaz sezonuyla hayata geçecek. Yolcular, THY ile birlikte aralarında Lufthansa, United, Singapur gibi dünya devi havayollarıyla uçup mil toplayacak. Tek biletle 160 ülkede 897 noktaya uçabilecek.

ÖZEL BOYANACAK

Star Alliance’a üye 20 havayolu şirketinin CEO’su, Avusturya Havayolları’nın 50’nci kuruluş yıldönümünü kutlamak üzere Viyana’da buluşacak. 31 Mart’taki törenden sonra 1 Nisan sabahı Star Alliance logolu THY’nin A340 uçağına binecek CEO’lar, özel bir seferle İstanbul’a gelecek. İttifak kuralları gereği havayolu şirketleri filosunun en az yüzde 5’i kadar uçağı bu özel tasarıma boyuyor. Yani, A340’ın yanı sıra uzun menzilli A330 ile orta ve kısa menzilli uçuşlarda kullanılan A321, A320, A319 ve Boeing 737-800 uçaklarından da birer adet Star Alliance boyamasına sahip olacak.

Boyamada farklı tasarımlar hayata geçiriliyor. Tek standart kuyruk boyaması. Uçak hangi havayoluna ait olursa olsun, kuyruğa siyah zemin üzerine ittifakın logosu işleniyor. Gövde üzeri uçak boyunca Star Alliance yazıp altına havayolunun amblemi ekleniyor. Ayrıca farkı tasarımlarda gövde üzerinde üyelerin logoları veya bölüm bölüm havayollarının değişik gövde boyamaları da tercih edilebiliyor. Tolga ÖZBEK

Sevgililer Günü’ne 1 Euro’luk biletler

THY, 12-13-14 Şubat’ta Sevgililer Günü promosyonuyla yurtdışı hatlarda ikinci yolcuyu 1 Euro’ya uçuracak. İstanbul çıkışlı Avrupa, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika varışlı olmak üzere vergiler hariç ekonomi sınıfta bir kişi gidiş-dönüş 199 Euro’ya seyahat ederken, beraber yolculuk yapacağı ikinci kişi biletini sadece 1 Euro’ya alabilecek. Ayrıca bu hatlarda business sınıfta seyahat etmek isteyen yolcular 499, beraberindeki kişi de 1 Euro’ya uçabilecek.

Amerika, Uzakdoğu ve Güney Afrika’da Johannesburg-Capetown hatlarında ekonomi sınıfta gidiş-dönüş 399 Euro’ya bilet alan yolcuların birlikte seyahat edeceği ikinci kişi ise yine 1 Euro’ya uçabilecek. Bu hatlarda business class için fiyatlar gidiş-dönüş 699 Euro’dan başlıyor.

Yolcuların eş, dost ve arkadaşlarıyla birlikte de yararlanabileceği fiyatlara vergiler dahil değil.

Air France, 15 Şubat’a kadar sürecek kampanyada havayolunun internet sitesinde "Sevgililer Günü Oyunu" ile iki çifte iki kişilik uzun mesafe bileti kazanma şansı veriyor.

KLM, 11 Şubat’a kadar bilet alan yolcularına Amsterdam’a gidiş-dönüş, vergiler hariç 90 Euro’ya uçma imkanı sunuyor.

Pegasus, 12 Şubat’a kadar bilet alan yolcularını yurtiçi seferlerinde 13, 14 ve 15 Şubat’ta yüzde 50 indirimli uçuruyor. Satın alım işlemlerinin havayolunun www.flypgs.com adresinden yapılması gerekiyor. Pegasus ayrıca 16 Şubat-29 Mart arasında yurtiçi ve yurtdışı uçuşlarda yüzde 30 indirim yapıyor.

SunExpress, bugün kendi internet sitesi üzerinden 13, 14 ve 15 Şubat’ta yapılacak iç hat uçuşlarında kullanılmak üzere, vergiler dahil, hizmet bedeli hariç tek yön 14 YTL’den bilet satıyor.

Düzeltme

Geçen hafta Kokpit'te "Isparta kazasında gözler FMS'te" haberinde yer alan "Yaklaşma haritalarını hazırlayan Jeppesen şirketine ait CD’lerin yeni sürümleri bakım sırasında FMS’e yükleniyor" cümlesinde yer alan Jeppesen şirketi, ülkelerin havacılık otoritelerinin hazırladığı AIP’leri (Aeronautical Information Publication-Havacılık Bilgi Yayını) alıp hiçbir değişiklik yapmadan kendi formatına göre yayınlayıp satmaktadır. Düzeltir, özür dileriz.
Yazının Devamını Oku

Hidrojenli jetle İstanbul-New York 2 saat

3 Şubat 2008
Sesten hızlı yolcu uçağı Concorde’u 1960’larda tasarlayıp uçuran Avrupa, yeni nesil süpersonik uçak için geliştirme çalışmalarına başladı. Saatte 6 bin 132 kilometre yani ses hızının tam 5 katı sürate sahip bu özel uçak, hidrojenle çalışan motorlarıyla çevreyi de kirletmeyecek. A2 adı verilen 300 koltuklu uçak, bu hızıyla İstanbul-New York arasını 2 saatten az zamanda uçabilecek. Hava taşımacığında yeni bir sayfa açacak proje, Avrupa Birliği tarafından da destekleniyor.

Mühendisler için projedeki en önemli konu uçağı saatte 6 bin kilometre hızın üzerine çıkartacak motorlar. Concorde’ta en büyük sorun motor konusunda yaşanmıştı. Uçağı saatte 2 bin 400 kilometre hızla uçuran motorların yüksek gürültü sorunu nedeniyle Concorde’un birçok havalimanına inişi yasaklanmıştı. Buna inanılmaz yüksek yakıt sarfiyatı eklenince süpersonik uçak maliyetleri karşılayamaz duruma gelmişti.

Yeni nesil teknolojilerin hayata geçirileceği motorlarda yakıt olarak sıvı hidrojen kullanılacak. Kerosen olarak adlandırılan yolcu uçaklarının kullandığı fosil yakıtlara göresıvı hidrojen çok daha yüksek enerji sağlıyor. Sıvı hidrojenin en büyük özelliği ise çevreci olması. Yandığında ortaya sadece su buharı çıkıyor. Atmosferi kesinlikle kirlenmiyor.

RAMJET TEKNOLOJİSİ

Motorlar yüksek hıza Ramjet olarak adlandırılan teknoloji ile çıkacak. A2, normal yolcu uçaklarının motorlarında kullanılan teknoloji ile saatte 2 bin 400 kilometre hıza rahatlıkla ulaşacak. Motorda önden emilen hava, yanma odasında yüksek basınçla yakılarak dışarı verilecek. Uçağı daha hızlı uçurmak için motorda ikinci bir merkez daha oluşturulacak. Dışarıdan alınan hava tekrar bu merkeze verilecek. İkinci yakma gerçekleştirilecek. Böylece dışardan alınan hava motoru soğuturken ek güç sağlayacak. Sürat üç kata yakın artacak.

Mükemmel aerodinamik tasarım için uçağın dışına pencere konulmayacak. Belki bu durum yolcuları memnun etmeyecek. Ama koltuklardaki özel ekranlardan farklı kamera açıları ile dışarıyı seyredebilmek mümkün olacak. Bu uçak, ses hızı aşıldıktan sonra oluşan patlamalar (sonic boom) nedeniyle yüksek hızlara sadece Atlantik ve Pasifik Okyanusu üzerinde çıkacak.

ÇEVRECİ MOTOR NASIL ÇALIŞACAK

Dışardan gelen hava (1) özel türbin teknolojisi ile (2) yakılacak. Bu güç, A2’yi Concorde’un hızı olan saatte 2 bin 400 kilometreye sorunsuzca çıkartacak. Bundan sonra dışarıdan alınan hava (3) Ramjet teknolojisi sayesinde yeniden yakılacak (4). Ekstra güç sağlanacak (5). İtiş gücü egzostan dışarı verilecek.


Easyjet Dalaman’a uçmaya başlıyor

Londra Luton ve İsviçre Basel’den İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na uçan Easyjet Havayolları, 31 Mart’ta Dalaman seferlerine başlıyor. Londra Gatwick’ten Dalaman’a uçacak şirketin bölgede ciddi bir turizm hareketi başlatması bekleniyor. Ayrıca Dalaman ve çevresinde yaklaşık 15 bin İngiliz vatandaşının evi bulunuyor. Bu yıl sadece yaz sezonunda uçacak Easyjet, doluluk oranlarının iyi olması halinde seferlerine kışın da devam etmeyi planlıyor.

Easyjet'in bölgede kalıcı olması için kış seferlerinin önemine dikkat çeken Dalaman ATM Dış Hatlar Terminali Genel Müdürü Hamdi Güvenç, otellerle birlikte yolcu garantisi vereceklerini vurguladı.

Geçen yıl Luton ve Basel’den 160 bin yolcu taşıdıklarını söyleyen Easyjet Doğu Avrupa Pazarlama Müdürü Peter Voets, 2009’da Türkiye uçuşlarını ve sefer noktalarını artırmayı planladıklarını açıkladı. Easy Grubu şirketlerinden Easy Crusie ise Nisan ayında Bodrum’dan Ege Denizi’nde 1 haftalık gemi turlarına başlayacak.

Satışlarının önemli kısmını internet üzerinden yapan Easyjet’te fiyatlar tek yön tüm vergiler dahil 53 YTL’den başlıyor.

Havalimanında check in sırasında kargoya verdiğiniz her parça bagajdan 16 YTL alınıyor. Kabine boyutları uygun olmak şartıyla istediğiniz ağırlıkta tek bir bavul alabilirsiniz.

Bu uygulamanın amacı yerdeki işlemleri azaltarak uçağın 25 dakikada yeniden havalanmasını sağlamak. Uçaklar ne kadar çok uçarsa, maliyetler o kadar düşüyor.

UÇAKTA YTL DE GEÇİYOR

Eğer check-in kuyruğunda beklemek istemiyorsanız, 20 YTL vererek "Speedy Boarding" hizmetinden yararlanıyorsunuz. Check-in işleminizi ayrı bankoda yaptırıp uçağa ilk biniyorsunuz. Böylece istediğiniz yere oturabiliyorsunuz. Çünkü uçakta yolculara ayrı ayrı koltuk verilmiyor.

Filodaki Airbus A319 ve Boeing 737-700 uçaklarında koltuk aralıkları makul tasarlanmış. Çok fazla sıkışmadan oturulabiliyor.

Uçakta ikram yok. Ama çay ve kahveyi 3.85, çorbayı 7, sandviçleri 10 YTL’den başlayan fiyatlarla satın alabilirsiniz. Kabinde duty free satışı da yapılıyor. Alışverişte YTL geçiyor.

Düşük maliyetli havayolları, Avrupa’da "Açık Semalar" anlaşması sayesinde kendi ülkesi dışında bir başka Avrupa Birliği ülkesinden diğerine sefer yapabiliyor. Easyjet İngiltere dışında farklı ülkelerde 18 şehirden uçuyor.

Tolga ÖZBEK

CEO’NUN ODASI YOK

Kurulduğu 1995’ten bu yana yılda yüzde 15 büyüyen Easyjet’in filosunda 109’u Airbus A319 toplam 139 uçak bulunuyor. Luton merkezli havayolunun yönetim binasında CEO Andrew Harrison’un odası bulunmuyor. Tamamen açık ofis olarak tasarlanan merkezde Harrison pazarlama ve halkla ilişkiler müdürleriyle birlikte aynı bölümde oturuyor. Harrison’un en büyük hayali ise bir gün gökyüzünün en az yakıt harcayan yolcu uçağı olacak propfan yani pervaneli jet motorlara sahip "EcoJet"i (yukarda) uçurabilmek.

Isparta kazasında gözler FMS’te

Isparta’da düşen World Focus Havayolları’na ait MD83 tipi yolcu uçağının Kokpit Ses ve Uçuş Veri Kayıt cihazlarının boş çıkmasından sonra gözler FMS olarak bilinen Uçuş Yönetim Sistemi’ne (Flight Management System) döndü. ABD’deki imalatçı şirkete gönderilen FMS’in çözümünde ikinci pilot tarafında bulunan sistemde pilotun yaklaşmayı kolaylaştırmak amacıyla hayali bir nokta oluşturduğu ancak bu noktanın yanlış yerde olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar bu bilgiyi ikinci pilot tarafındaki FMS’in incelenmesinden sonra tespit etti.

Kaza sonrasında radar kayıtlarındaki incelemede MD83 tipi uçağın Isparta VOR üzerine geldikten sonra 30 derece yanlış yöne dönerek hatalı uzaklaştığı, böylece dağlık alana doğru gittiği belirlenmişti. Uzmanlar bu tür hayali nokta oluşturmanın yaklaşmaya kolaylık sağlamak amacıyla yapıldığına ancak kesinlikle standart yaklaşma usulleri arasında yer almadığına dikkat çekti.

İncelemede ayrıca World Focus Havayolları’nın FMS’in güncelleme işlemini yapmadığı bilgisine ulaşıldı. FMS’teki bilgileri güncelleyen bu işlem 28 günde bir gerçekleştiriliyor. Yaklaşma haritalarını hazırlayan Jeppessen şirketine ait CD’lerin yeni sürümleri bakım sırasında FMS’e yükleniyor. World Focus’un mali sorunlar yaşadığı, bu nedenle güncellemenin abonelik ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle yapılmadığı da iddialar arasında.

Cakes&Bakes pişiriyor, Türkiye yiyor

TAV Havalimanları Holding, ikram şirketi BTA’nın alt markası Cakes&Bakes ile havalimanı dışına açılıyor. Unlu mamül, pastane, ekmek ve sandviç konusunda uzmanlaşan şirket, dünya markası kahve zincirlerinin Türkiye’deki ana imalatçısı oldu. İstanbul İkitelli’de kurulan Cakes&Bakes, bu yıl aylık 1.5 milyon adetlik imalata ulaşmayı hedefliyor.

BTA 1999’da kurulduğunda asıl görevi Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki restoranların işletmesiydi. Terminaldeki ilk mutfağı sadece 25 metrekare olan BTA, zamanla hızla büyüdü. Bugün İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Gürcistan’da Tiflis ve Batum havalimanlarında faaliyet gösteren şirket 106 noktada hizmet veriyor.

Zamanla terminallerdeki çeşitli dünya markası şirketlerden ürün siparişi almaya başladıklarını söylüyor BTA Genel Müdürü Saadettin Cesur. "Bizi yakından takip eden uluslararası şirketler, hijyen ve kalitemizi görünce sipariş vermeye başladı. Havalimanındaki mutfağımız yetmez oldu. Cakes&Bakes adını verdiğimiz yeni marka ile bu hizmetimizi farklı bir boyuta taşıdık."

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan şirkette 120 kişi çalışıyor. Yaklaşık 500 çeşit ürün imal eden Cakes&Bakes, bunları İstanbul’dan Gaziantep’e kadar frigo kamyonlarla eksi 18 derecede soğuk zinciri bozmadan taşıyor. Dondurulan ürünler üç aya kadar standartlar içinde saklanabiliyor.

Üretiminin yarısını BTA için yapan Cakes&Bakes unlu mamül, pastane, ekmek ve sandviç ürünler konusunda uluslararası uzmanlarla çalışıyor. Kadrosunda örneğin cheese cake konusunda özel danışmanlık aldıkları İtalyan bir uzman bulunuyor. Geçmişte dünya markalarının yurtdışından ithal edilen birçok ürünü burada imal etmeye başladıklarını belirten Cesur, hedeflerinin öncelikle havalimanında, daha sonra da şehir merkezinde birkaç noktada Cakes&Bakes mağazası açmak olduğunu söyledi. BTA’nın aynı ana şirket TAV gibi yurtdışında ihalelere giriyor. Gürcistan’da Tiflis Tren Garı’ndaki satış noktalarının ihalesini kazanan BTA, önümüzdeki 5 yılda yurtdışı açılımını da sürdürmeyi hedefliyor.
Yazının Devamını Oku