İktidar, kendinden olmayan kişi, kurum ve kuruluşlara ters bir tutum takınıyor.
Haşin, sert ve acımasız oluyor.
Bazı savcı ve polisler hırsız, uğursuz, zorba ve katillerle uğraşacağına iktidara karşı muhalefet yapanların peşine düşüyor.
İnsanlar akıl almaz tertiplerle, tuzaklarla, imzasız ihbar mektuplarıyla, sahte kanıtlarla suçlanıp cezaevlerine konuyor.
Yargılamalar, tutuklulukları infaza dönüştüren bir anlayışla yürütülüyor.
Adalete olan güven her geçen gün biraz daha azalıyor.
Türkiye giderek bir korku toplumuna dönüşüyor.
Ciddiye alın veya almayın kriptolardaki bilgiler her ülkenin medyasını kapladı.
Gizli belge anlamına gelen kripto (crypto) büyükelçiliklerin merkeze gönderdikleri gizli bilgileri içerir.
Bu belgeler, önce kripto memurları tarafından şifrelenir, sonra telsiz memurları tarafından merkeze gönderilir.
Merkezde yine kripto memurları tarafından şifreleri çözülür ve ilgili kişiye ulaştırılır.
İktidarın Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın verdiği söz şuydu:
“2009’un kasım ayında AKM’nin onarımını bitirip sanat etkinliklerine açacağız.”
Bakan Günay’a bazı insanlar bu işi yapamayacağını, çünkü Başbakan Erdoğan’ın burayı yıkmayı kafasına koyduğunu anlatmaya çalıştı.
Bakan “Onarım dediğim tarihte tamamlanacak ve AKM açılacak. Bu sözümü tutamazsam İstanbullu sanatseverlerin yüzüne bir daha bakamam” dedi.