BAŞBAKAN Erdoğan Lübnan’a yaptığı ziyaret sırasında halkın büyük sevgi gösterileri ile karşılaştı.
Başbakan’ın İsrail’e gösterdiği tepkinin, İslam dünyasında Erdoğan’a karşı olağanüstü bir sempati yarattığı görülüyor. Kendisine, Arap Bankalar Birliği tarafından 2010 yılı liderlik ödülü verildi. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada Avrupa Birliği gibi Ortadoğu’da da “Schengen” uygulaması başlatılmasını istedi. Başbakan’ın önerdiği İslam ülkeleri arasında dolaşım serbestliği sağlanmasıydı. Bunun bütün İslam âlemine yarar sağlayacağını söyledi. Hocası Erbakan’ın 1996’da başbakanlığı sırasında yaptığı İslam Birliği önerisine göre daha ufak çaplı olmasına karşın yine de ilginç bir adım. Erbakan İslam Birliği’nin ilk adımını D-8’i kurarak atmıştı. D-8 (Developing Eight) ülkeleri Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya’dan oluşuyordu ve Gelişmiş ülkelerin kurduğu G-8’e rakipti. İslam Birliği Projesi, İslam Birleşmiş Milletleri’ni, İslam Ortak Pazarı’nı, İslam Savunma Paktı’nı, İslam Dinarı’nı ve İslam Kültür Birliği’ni içeriyordu. Erbakan bastırttığı altın 1 İslam Dinarı’nı basına da göstermiş, bunun İslam âleminin ortak parası olacağını açıklamıştı. * * * Erbakan Hoca’nın kulakları çınlasın. CHP-MSP koalisyonu sırasında da başbakan yardımcısı olarak kendi kendine “Ağır Sanayi Hamlesi”ni başlatmış, Anadolu’da gittiği her yere fabrika temeli atmıştı. Türkiye’nin yılda binlerce tank, binlerce uçak yapacağını iddia etmişti. Ancak Hoca’nın bu hayalleri bir türlü gerçekleşememişti. Attığı temeller için alel acele açılan çukurlar yağmur sularıyla dolmuştu. CHP Erzincan Senatörü rahmetli Niyazi Ünsal bu temellerden birini arabasının bagajına koyup Ankara’ya getirmiş ve basına göstermişti. Bugünlerde Hoca yine sahneye çıktı. Dün İstanbul’da genel başkanlığına seçildiği Saadet Partisi’nin “yeniden şahlanış”ını başlattı. * * * Başbakan Erdoğan’ın İslam âlemine önerdiği serbest dolaşımı hedefleyen önerisi bu anıları aklıma getirdi. Doğrusunu söylemek gerekirse Başbakan Erdoğan bu konularda hocasından çok daha başarılı. Çünkü bürokratlarına yaptırdığı bir kalem darbesi sayesinde Türkiye’yi bir gecede zenginleştiriverdi. Satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli gelir 2 bin 354 dolar arttı. Böylece kişi başına milli gelir 15 bin 392 dolara yükseldi. Türkiye bu milli gelirle dünyanın 15’inci büyük ekonomisi oldu. Nasıl oldu bu iş, diye sormayın. Masa başında kalem oynatılarak yapılan bu hesaplara benim de aklım ermedi. Ama bildiğim şu: Bakanlar Kurulu rakamlarda ayarlamalar yaparak bir gecede hepimizi zengin ediverdi. Artık bunu sorgulamaya gerek yok. Cebinize bir kuruş girmese de, gireceği yoksa da siz yine de zenginliğin keyfini sürün. AKP iktidarına da bol bol dua edin. Erbakan Hoca’nın kulakları çınlasın. O bile bu kadarını becerememişti.