Selahattin Duman

Bir yavru kedi bize savaş açtı

9 Ağustos 2015
ANASI peydahlamış, biraz ele gelince de benim bahçeye bırakmış. Bu birinci tezim. Veya o benim bahçeyi seçmiş. Bu da ikinci tezim.

Kapıma dadanan yaratık, yirmi beş santimi geçmeyen boyu ve sarı-beyaz renkleri ile sarman cinsinden bir kedi yavrusu.

Anasını da tanıyorum.

Hekimköy’den Gündoğan Küçükbük’e kadar uzayan coğrafyanın bir numaralı balık hırsızıydı.

Balığı oltadan çıkarıp sepete atmazsan, bunun anası çalardı.

Yazının Devamını Oku

O balık illa ki tükenecek!

6 Ağustos 2015

MİLLETİN gözünün içine ‘dümdük’ bakarak “Ben bu seçimin sonucunu saymıyorum” diyemiyorlardı.
Lakin yeniden seçim sandığı kurmakta kararlı oldukları da “ülkenin kan revan içinde” bırakılmasından anlaşılıyordu. Yine de o hengâmede “Balık haberi”
gözüme takılmıştı.
Yazı işlerinin haberi ufak vermesinden belli ki okuyanların da aman aman dert edeceklerine ihtimal verilmemiş. Bana sorarsanız haber son derece önemliydi, denizlerde uğrayacağımız akıbeti tarif ediyordu.


* * *


Yazının Devamını Oku

Bu isim bu futbola çok yakıştı

5 Ağustos 2015
Hayırlısı ile “Spor Toto Süper Lig Hasan Doğan Sezonu” iki vakte kadar başlayacak.

Başlamasına başlasın, buraya kadar bir itirazımız yok. Merakımız bu sezona ne diye “Hasan Doğan” adı verildi, üzerinedir. İş bu risale bu konudaki merakları gidermek için yazılmıştır.


Ulemadan soruldu: Merhum Hasan Doğan futbolu keşfeden ilk Türk büyüğü müydü? Yurt dışında okurken keşfettiği futbolu memlekete getirerek, sporda yeni bir çağ mı başlatmıştır?
Yahut mevcut futbol oyununun kurallarında “bin yıl hükmü sürecek” olan bir reform prog-ramı hazırlayıp, dünyaya kabul mü ettirmişti?
Misal taç atışlarının ayakla yapılması, penaltı vuruşlarının geri geri gelinerek yapılması, maçtan önce top veya kale seçerken, havaya metal mangır yerine kâğıt para atılması, Ramazan aylarında ofsayt kuralının geçersiz olması gibi.
El Cevap: Hiçbiri.
***

Yazının Devamını Oku

Boş beşik artık sahipsiz kaldı

3 Ağustos 2015
GÜLÜNECEK günler yaşamıyoruz. Keyfimiz yok ki neşeli satırları birbiri ardına koşturup, okurun yüreğini yazdığımız yerden şad edelim.

Ölüler geliyor, çocuklar babasız kalıyor, eşler, analar ağlıyor.

Toplum olarak böylesine bir ruh bozgunu yaşarken Muzaffer Akgün adındaki bir koca çınar devriliveriyor.

Türküler gerçekten öksüz kalıyor.

Şehitlerin arkasından “ağlayan anaların” görüntüleri ile “Muzaffer Akgün” isminin yıllar sonra gazete sayfalarında yan yana gelmesi kaderin alaycılığındandır.

Yazının Devamını Oku

Küfür, ruhun yelpazesi mi?

2 Ağustos 2015
IŞİD dehşetini anlatan haberlerden öyle terörize olmuşuz ki önüme gelen e-mail’i gerçek sandım.

Kendini köşe yazarı olarak tarif eden bir “hanım” kızımızın adına atılmış bir e-mail. (Kendisine hanım demekte ısrar edeceğim)

Sahte bir hesaptan çıkmaymış, üç aydan beri de yalanlanıyormuş. Ben sosyal medya acemisi olduğumdan bundan habersizim. Kuş akıllının biri sahte e-mail’i yeniden göndermiş bana. Benim gerçek sanıp, şoklanmam o sebeptendir.

***

Evet, itiraf ediyorum. Araştırmadık, soruşturmadık. Kalemden çıkma her kelamı “resmi ifade” kabul eden Osmanlı kulları gibi ona sarıldık. Üzerine yazı yazdık.

Yazının Devamını Oku

Hem çılgın hem de cennetlik

30 Temmuz 2015

MAIL hesabıma düştüğünden beri bön bön bakıyorum aşağıdaki cümleye. Esra Elönü adındaki hanım kızımız buyurmuşlar:
“IŞİD’li mücahitlerle sevişmek cihattır. Cenneti garantilemektir.”
Bu kadar iddialı bir lafı eden kimdir diye merak ettim.
On yaşında örtünmüş. Hilal TV’de program yapmış, “Feride” mahlası ile yazılar yazmış. Son derece karmaşık cümleler kurduğu için ne dediğini anlamayan okuru tarafından “entel” ilan edilmiş bir kalem.


* * *


Yazının Devamını Oku

Tıkma asalet yedi adım gider

28 Temmuz 2015
İş bu yazı, kendini Osmanlı’da olmayan aristokrasinin doğal varisi olarak gören ve alafrangalığın öncüsü olmakla övünen bir camianın hallerine dairdir. O camianın herkes kadar yerli olduğu gerçeğini beyan eder.

Alafranga’ ile ‘alaturka’ sözcükleri, bizi tarif eden gizemli sözcüklerdir. Hangi fiilin önüne koyarsanız, onun nasıl işlediğini gösterir.
‘Alaturka düşünce’ dendiğinde ‘şark kafasını’ anlarız. Yani sisteme bağlı olmayan, fırsatları kollayarak karar alan bir düşüncenin ikliminde çalışan kafadır. Rüzgâr nereden eserse harman oraya savrulur.
‘Alafranga’ sözcüğü ise Batı’ya dair ne varsa onu beyan eder.

* * *

Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki derin ayrılığın kökeninde de bu iki kavram vardır. Açıkça dillendirilmez ama Galatasaray sözüm ona ‘alafranga’ olan taraftır, Fenerbahçe ise ‘alaturkalığın’ futboldaki dışa vurumudur.
Aradaki farkı ne mi yaratmış?

Yazının Devamını Oku

TV’nin Tarzan’ı zor durumda!

27 Temmuz 2015

UZUN zaman yan gelip yattıktan sonra, sahaya çıkıp dökülen yıldızlar için sıkça kullanılan bir bahane vardır. “Maç eksiği var” derler.
Suriye üzerine uçak yollayıp “Kendi borsamızın yüreğine indirdikten sonra” medyanın hallerine baktım.
Gazetesinden televizyonuna, radyosundan kahvehane dedikoducusuna kadar herkeste “maç eksiği” var.


* * *


Ak Saraylı Büyük Usta, ani bir kararla cihat ilan etmiş. Gerçi Topkapı Müzesi’nde muhafaza edilen Sancak-ı Şerif meydana çıkarılmamış ama onun yerine F-16 uçaklarının arşiv görüntüleri TV ekranlarında dalgalanıyor.

Yazının Devamını Oku