MİLLETÇE şubat ayını idrak ediyorduk. Doların, Euro’nun orası burası oynamaya başlamıştı ki memleket büyüklerimizden biri medyanın önüne dikildi.
Medya leşkerleri heyecan içindeydi. “Dolar 2 lira 50 kuruş olacak” lafları çıktığından, memleket büyüğünün ne diyeceğini merak ediyorlardı.
Doğrusu ben de merak içindeydim. Yirmi dolarım vardı. Dolarda mı kalayım, liraya mı döneyim karar veremiyordum. Hükümet adamının söyleyecekleri, önümüzü aydınlatacaktı.
* * *
“Doların Kudurmasından Sorumlu Hükümet Adamı” basın toplantısında konuşmak üzereydi. Oturduğu yerden gövdesini öne doğru eğip mikrofona yaklaştı. Öyle eğik vaziyette konuşacaktı.
BUNDAN elli sene, yüz sene sonra medyanın bugünkü hallerini inceleyen araştırmacılar, 2015 yılının 31 Ağustos tarihini “Fatih Çekirge’nin halkın içine karıştığı gün” olarak kayıtlara geçecekler.
Evet, Fatih Çekirge 31 Ağustos günü Muğla’dan yola çıktı. Aydın, İzmir, Manisa, Akhisar, Bandırma, Bursa tariki ile İstanbul’a geldi.
Köşesine sığdırdığı minyatür seyahatnamesinde adı geçen şehirleri kendisi tek tek böyle saydırıyor.
* * *
Bu yolu kullananlar bilir. Ya Bandırma’dan feribota binip Yenikapı’da inersin. Yahut karadan devam edersin. Yalova üzerinden Bursa, Kocaeli yapıp İstanbul’a ulaşırsın. Fatih Çekirge, Bursa’dan feribota bindiğine göre aynı güzergâhın içinde hem Bandırma hem Bursa bir arada olamaz.
TELEVİZYON kanaları bazen Hagi ile Alex’in attıkları güzel golleri ekrana getiriyor.
O goller bu hafta atılmış gibi keyifle seyrediyorum.
Her seferinde o gollere bakıp, gösterilen becerilere daha çok şaşıyorum.
Bu ikiliden daha ünlüleri, daha pahalıları geldi. Devlet başkanı gibi karşılandılar.
ATAKÖY’deki Galeria sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin ilk AVM’siydi. Devasa bir otoparkı vardı. Buraya gelenler otoparktan bedava yararlanıyordu.
Rahmetli Yıldırım Aktuna, yerel seçimlere Altı Kazık Partisi’nin çakması olan SHP’nin adayı olarak girmişti. Sandıktan Bakırköy Belediye Başkanı olarak çıktı.
Mazbatasını alır almaz ilk iş olarak, gazete ve TV muhabirlerini başına toplamak oldu. Halktan yana ilk icraatını açıklayacaktı:
“Galeria’nın otoparkının ruhsatı yok, kapatıyorum.”
* * *
ARTVİN’e bir rahmet yağdı, bir rahmet yağdı. Bu kadar olur. Hesaba vurmuşlar. Metrekareye 252 kilo yağmur düşmüş.
Toprağın çekemediği sular “Beşe seli” olup her şeyi önüne katmış. Tepemize “rahmet” olup düşen yağmurun “rahmetli” ettiği insan sayısı sekiz olunca duyulan acılar siyasal tepkilere dönüşmüş.
“Biz size ağaçları kesmeyin demedik mi?”
“Sizi vaktiyle, bu HES’leri yapar, dereleri kurutursanız tabiat kendini şaşırır, diye uyarmadık mı?”
* * *
Milletvekillerine ayrı ayrı bakanlık teklif edeceğim dedi. Sonra yapılacak teklifin öneminin altını çizdi.
“Bu ülkede iki dakika bakanlık yapmak bile şereftir.”
Hesap ortada.
Seçim 1 Kasım’da. Nereden baksan iki aya yakın bakanlık yapacaksınız. Kırmızı plakalı makam aracı ile dolaşacaksınız. Arabanızı gören trafik polisi selam duracak.
Bir yerde “indi bindi” yaptığınızda korumalarınız size Amerika Başkanı muamelesi yapacaklar. Kaçırılacak fırsat değil.
* * *
Theofanis Gekas belli ki bu sezon da benim gönlümün yıldızı olacak.
Kalitesi bir milim eksilmiyor, gücünü iyi kullanabildiği dakikalarda yirmi yaşındaki bir futbolcu kadar etkili olabiliyor.
Hepsinden ötesi, hangi formayı giyerse giysin “hayal kırıklığı” yaşatmıyor.
Senede yedi, sekiz yüz bin Euro’ya top oynayıp, her sezon bir düzineden fazla gol atan bu adamı bizim yöneticiler bir türlü görmediler.
Evin hanımı tencereyi ters tutup, darbuka gibi kullanıyordur. Evin büyük çocuğu ile babası da ellerinde tahta kaşıklar, karşılıklı göbek atıp “memur maaşına yapılan zammı” kutluyorlardır.
Hükümet adamları “kelle başına” yüzde 6 artı yüzde 5 zam vermeye razı oldular. Bunun meali şöyle oluyor.
“If” bir memur iki bin lira maaş alıyorsa, zamlı tarifeyle bordrosuna brüt 120 lira daha eklenecek demektir. Onun da neti, nereden baksan 80 lira.
* * *
Zam brüt 120 lira ama onun da şartı şurtu var. O şartlar yazılı değil ama izan sahibi bir devlet memuru kendinden ne beklendiğini bilir.