Paylaş
Başlamasına başlasın, buraya kadar bir itirazımız yok. Merakımız bu sezona ne diye “Hasan Doğan” adı verildi, üzerinedir. İş bu risale bu konudaki merakları gidermek için yazılmıştır.
Ulemadan soruldu: Merhum Hasan Doğan futbolu keşfeden ilk Türk büyüğü müydü? Yurt dışında okurken keşfettiği futbolu memlekete getirerek, sporda yeni bir çağ mı başlatmıştır?
Yahut mevcut futbol oyununun kurallarında “bin yıl hükmü sürecek” olan bir reform prog-ramı hazırlayıp, dünyaya kabul mü ettirmişti?
Misal taç atışlarının ayakla yapılması, penaltı vuruşlarının geri geri gelinerek yapılması, maçtan önce top veya kale seçerken, havaya metal mangır yerine kâğıt para atılması, Ramazan aylarında ofsayt kuralının geçersiz olması gibi.
El Cevap: Hiçbiri.
***
Koç Holding’e bağlı bir firmada pazarlamacılık, Ramsey firmasında da kurucu genel müdürlük yapan Hasan Doğan’ın futbolla ilgisi, kendisinden önce federasyon başkanlığı yapan Levent Bıçakçı tarafından keşfedilmiştir.
Ak Saraylı Büyük Usta’ya yakınlığı keşfedildikten sonra da bahtı açılmıştır. Vizyon sahibi her Türk gibi siyasal iktidara yakın durmaya hevesli Levent Bıçakçı tarafından Futbol Federasyonu’na yönetici olarak alınan Hasan Doğan üzerinden devrin muktedirlerine mesaj verilmiştir:
“Bakın sizin çok sevdiğiniz adamı ben yönetimime aldım. Demek ki ben de sizi çok seviyorum. Allah hepimizden razı olsun” mesajı.
KISACIK HiZMET
Giyim kuşam firmalarında, sanayi odaları ile borsalarda yönetim kurulu üyeliği yapan Hasan Doğan’ın uzmanlığı görüleceği gibi tekstil ve giyim üzerinedir.
Daha önce futbola dair bir hizmeti olmadığı halde kendisine Federasyon Başkanlığı görevi verilmesi, hilat giydirilmesi, beline “murassa iktidar kılıcı” takıldıktan başka iki de tuğ verilmesi şaşırtıcıdır.
Demek ki onun futbola dair yeteneklerini biz görememişiz.
14 Şubat 2008 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığına seçilen Hasan Doğan 5 Temmuz 2008’de Bodrum’da geçirdiği ani bir kalp krizi neticesinde vefat etti.
Türk futboluna ancak dört ay yirmi gün hizmet eden Hasan Doğan’ın katkıları ve sahip olduğu futbol değerleri, siyasi iktidara yakın olanlar tarafından derhal görüldü.
Önce adını Kartal’da inşa edilen devasa bir tesise verdiler. İçinde olimpik bir yüzme havuzu vardı. Ardından Bahçelievler’de Hasan Doğan adına başka bir spor tesisi yapıldı. Onun içine de yüzme havuzu konuldu.
Bodrum tatili sırasında vefat eden Hasan Doğan’ın yüzmeye olan hevesi böylece olimpik havuzlar ile simgeleştirildi.
***
Merhum Hasan Doğan’ın herkes tarafından sevilen biri olduğunu kimse inkâr edemez. Yakından tanıyanlar merhumun “gayet sempatik, sosyal ve samimi” olduğunun altını çizer. Böyle birinin dost kazanması zor değildir.
Nitekim Ak Saraylı Büyük Usta’nın yakın arkadaşı olabilmesi, onun karakterinin samimi yanını gösterir.
Ablasının kocası yani eniştesi olan Remzi Gür de dost canlısı biridir. O yüzden de Ak Saraylı Büyük Usta eskiden tatil fırsatı bulduğunda Remzi Bey’in Ekinlik Adası’ndaki yazlık villasını tercih ederdi.
Çocuklar o tatillerde kendilerini Remzi Amcalarına sevdirerek, yurt dışı tahsilleri için gereken Ramsey Bursu’nu kazanmışlardı.
SIRADAKi KiM?
Bir işin içinde sevgi ve samimiyet olması, ne güzel bir şeydir. O zaman protokol, resmiyet kalkıyor. Başka türlü yakınlıklar kuruluyor. Dostluk zincirine yeni halkalar ekleniyor.
Önceki federasyon başkanlarından Levent Bıçakçı ne yazık ki bu dostluk halkasında yer bulamadı. Haluk Ulusoy, bir federasyon başkanı olarak bu dostluk zincirine bağlanmak için çok mücadele etti.
Yeterince “mütedeyyin” bir hayatı olmadığından kabul görmedi. Her cümleye “Allah razı olsun” kalıbı ile başlayıp “Allah razı olsun” kalıbıyla bitirmek, muktedirce aranan “dindarlık tarifi” için yetmiyordu.
Tam tersine karşısındakine “şimdi bizden bir şey isteyecek” duygusu veriyordu. Haluk Ulusoy yine de Hasan Doğan’ın önünü açan bir zattır. Onun “futbol yeteneklerini” iktidara göstermiştir.
Lakin daha sonra Hasan Bey’den şikâyet edecek “Büyüğümüzle aramı o bozdu” diyecektir.
Bildiğimiz, Ampul Partisi’nin futbolu propaganda alanı olarak kullanması Hasan Doğan merhumun dört ay yirmi günlük icraatı ile başlar. Beşinci ay dolmadan biter.
***
Hasan Polat, Ulvi Yenal, Orhan Şeref Apak, Şenes Erzik.
Babıali mürettiplerinin deyimi ile “deve dişi gibi” büyük adamlar gördü futbolumuz. Yıllarca hizmet verip, herkesin saygısını kazandılar ama birinden birinin adı bir futbol sezonuna verilmedi. Bunu da akıl eden Yıldırım Başkan’dır. Sadece bu icraatı için dahi gelecek senenin futbol sezonunun adını ailesi adına tescil ettirmeyi hak etmiştir.
“Spor Toto Süper Lig Erdoğan Demirören Sezonu” bize yakışır.
Paylaş