Kimisi sınavı geçiyor kimisi hep olduğu gibi yere çakılıyor.
Geçmişin tozlu sayfalarından iki örnek verelim...
ALENEN DAN DAN!
“Dan Dan” klibindeki kıyafetleri nedeniyle bir kurulun düzenlediği raporda alenen “eskort”a benzetilmiş, bu çirkin benzetme nedeniyle haklı olarak dava açmıştı Gülşen.
BODRUM’DA EN ÇOK KONUŞULAN...
Herkes Bodrum’da suyun azaldığından, gün içinde en az dört saat su kesintisi yaşandığından ve bayramla birlikte bu sorunun giderek büyüyeceğinden bahsediyor.
Tüm bunlara bir de kanalizasyon problemini ekleyin.
Mesela Türkbükü’ne girerken belli bir nokta var, nasıl fena kokuyor, inanılmaz. Bir aksaklık daha var. O da GSM operatörlerinin sunduğu internetin aşırı yavaş oluşu. Bu da instagram bağımlıları için bir işkence oluyor haliyle...
Aynı şekilde fiyatların yüksek oluşundan şikayet ediliyor, “Dün gece şöyle bir hesap ödedik” diye masalarda anlatılıyor, ama ertesi gün yine aynı yerlere gidiliyor.
Aslında Bodrum; bin kere “Bitti artık” diye nokta koyduğun ama terk etmenin mümkün olmadığı o tutkulu, arıza sevgili gibi.
Tüm arıza sevgililer sürprizlidir üstelik. Bodrum da öyle. Sürprizi bitmiyor. Sürekli bir değişimde.
Bodrum’a gelirayak konsepti farklı yeni bir mekan duydum mesela, adı Ritmo Zeytino.
Yalıkavak’taki mekan haftanın sadece üç gecesi açıkmış, perşembeden cumartesiye. Felsefeleri “çiftlikten sofraya” ve menüleri sürekli değişiyormuş.
Günlerini kaçırdığım için henüz gidemedim, ama meraktayım tabii.
Üstelik bir de Dirimart Galeri’yle işbirliği yapmışlar.
Hayır, ünlü bir sanatçının sergisi değil.
Gayet ikonik bir parçanın, çantaların sergisi!
Victoria and Albert Müzesi’nde yıl sonuna kadar devam edecek “Bags: Inside Out” sergisinde tam 300 adet çanta sergileniyor.
Bunlar içinde 16. yüzyıl Kraliyet modeli de yer alıyor, Louis Vuitton’un 20. yüzyıl bavulları da...
“Bags: Inside Out” sadece çanta meraklısını değil, çantaların tarihi üzerinden popüler kültür okumayı sevenleri de etkiliyor.
Ben de ikinci gruba dahil olanlardanım.
Fotoğraflar Instagram profiline son sürat geri geldi.
İlişkide olur tabii böyle vakalar, ayrılıp barışmalar. Tekrar geri dönmeler.
Ama tabii bu ilişkinin şöyle bir yanı oldu.
Pencere kenarına çıkıp mahalledeki herkesin
ilişkisini kendine göre düzenleyen meraklı
teyzeler gibi tüm sosyal
Popüler bir plaja gidip “Ben şurada havlumu serip iki dakika denize gireceğim” diyemezsiniz, kavga çıkar.
Zaten kimsenin de aklına gelmez böyle bir şey yapmak.
Sadece bu da değil.
Kumsalın hemen yan tarafında bir site vardır. İki adım yürüyüp orada da denize giremezsin, sitedekiler büyük celallenir, “Burası site plajı” diye.
Peki Şahan Gökbakar’ın, Marmaris’teki evinin önündeki kumsala yüzenlere, güneşlenenlere karşı yaptığı önlemlere nasıl bakmalıyız?
Aşırı mı?
Gayet yerinde mi?
Öncelikle tatilci teknelerinin evinin bulunduğu koya doğru yanaşmasını engelleyemez Şahan.
Fotoğraf an itibarıyla 2 milyon 482 bin like almış görünüyor.
Yorum sayısı ise 9 bin 349.
126 milyon takipçiye 2 milyon beğeni az görünebilir.
Ama paylaşımlar beğeniyle değil erişimle ölçülüyor.
O fotoğrafın da erişimi tahminen 30-40 milyonu bulmuştur.
Buna bir de Orlando’nun takipçilerini ekleyin.
Bodrum ve Bodrum’da bulunan markaların bu tür paylaşımlarla dolaşımda olması sevindirici. Çünkü bu bir dalga ve bir noktadan sonra dikkatleri üzerinize çekiyorsunuz.
Sahalara dönüşten kastım şu:
Malum, pandemi nedeniyle bünye erkenden eve çekilmeye alışmış, eski zamanların oradan çık buraya git diye özetlenebilecek daldan dala sosyalleşmesini filan çoktan unutmuştu.
O zaman filmi başa sarayım.
Cumartesinin başlangıcı Soho House’un terası.
Uzun süredir görmediğim kadar kalabalıktı Soho House.
Ama bugünlerde zaten her yer böyle: Mekanlara yapıştık, bırakmıyoruz...
HER ŞEYİ PEŞ PEŞE YAPMAK OLMUYOR
Soho’nun kalabalığı gayet kozmopolitti.