Bodrum Bodrum (ikinci kısım)

İlk kısmı pazartesi başlayan, çılgın, bol trafikli, oradan oraya akmalı Bodrum turuna kaldığımız yerden devam...

Haberin Devamı

BODRUM’DA EN ÇOK KONUŞULAN...
Herkes Bodrum’da suyun azaldığından, gün içinde en az dört saat su kesintisi yaşandığından ve bayramla birlikte bu sorunun giderek büyüyeceğinden bahsediyor.
Tüm bunlara bir de kanalizasyon problemini ekleyin.
Mesela Türkbükü’ne girerken belli bir nokta var, nasıl fena kokuyor, inanılmaz. Bir aksaklık daha var. O da GSM operatörlerinin sunduğu internetin aşırı yavaş oluşu. Bu da instagram bağımlıları için bir işkence oluyor haliyle...

Bodrum Bodrum (ikinci kısım)


SANAT ESERLERİ
Yeniköy’deki deniz mahsulleri ağırlıklı restoran Azur’un Yalıkavak Gökçebel tarafında açtığı Bodrum şubesi, “Bir mekan nasıl baştan aşağı yaratılır”ın şık bir örneği olmuş.
Hatırlıyorum, burası eskiden salaş bir balıkçıydı.
Şimdi ise bambaşka bir mekan. Azur’un en dikkat çekici yanı sanat eserleri.
Ayla Turan ve Kadriye İnal’ın eserleri mekanın en iyi noktalarına yerleştirilmiş.
Bir de mekanın eski halinden kalma tekne direğine yerleştirilmiş heykeller var. İlk bakışta onları Nicolas Lavarenne’nin eserleri sandım, çünkü çizgisi çok benziyordu.Ama değilmiş. Mekanın ürettiği heykellermiş.

JENERASYONLAR ARASI SOĞUK SAVAŞ
Cumartesi akşamüstü Maça Kızı’na uğradığımda vaziyet biraz şuydu: Jenerasyonlar arası soğuk savaş. 30 ve 40 plus’lar bir köşeye çekilmiş, sessiz sessiz duruyordu.
16 ve 20 yaş arasındakiler ise barın etrafını tıka basa doldurmuş, kopuyordu.
Nitekim müzik de onlara göreydi. Gece 02.00 coşma müziği.
Bir süre uzaktan onları izledim ve daha sonra Maça Kızı içindeki dükkanları gezmeye çıktım. ’74 Escape’in bu yaz iki dükkânı birden var. İlki daha bohem, ikincisi daha lüks ürünlerle donanmış.
Bir de dekorasyon dükkânı açılmış, ki orada gördüğüm Afrika’dan gelen sepetler gerçekten enfesti.
Dekorasyon meraklısı mutlaka uğrasın derim.

RAHAT TAKILMAK İSTEYEN İÇİN: SAL
Süleyman Uysal’la Alican ve Yiğit Akdemir kardeşlerin Ortakent’te açtığı Sal ise farklı bir alternatif olmuş. Görme-görülme telaşından kaçmak, biraz yaymak, ama aynı zamanda iyi yemek isteyenler için plajlı bir alternatif burası.
Ama mekanın dahil olduğu sitenin sakinleri bazen şezlonglarına yan gözle baksanız bile bozulduklarını belli ediyor, o sıkıcı kısma dikkat.
Sal’ın nefis barında takılmak en güzeli.

MAVİ-BEYAZIN DAYANILMAZ ÇEKİCİLİĞİ
İKSV Binası’nın tepesindeki Monkey’nin Yalıkavak’ta konuşlandığı yazlık şubenin lokasyonu kendiliğinden o kadar güzel ki, yeni açıldığı için mekanda eksikler olmasına rağmen içeriden çıkmak istemedim. Monkey’nin yan tarafına konuşlanmış, mavi-beyaz sandalyeleriyle göz kamaştıran, Yunan tavernası esintili Ege meyhanesi Lipsi ise bir sonraki Bodrum turumda mutlaka uğramak isteyeceğim yerlerden biri.

KAPALI ALANDA EĞLENCE
Gece 24’te biten müziğin alternatifi ise mekanların kapalı alanlarında bir süre daha devam eden eğlence olmuş. Gelenlerin kendiliğinden sosyal medya kullanmayıp duyurmamayı tercih ettiği bu eğlenceler olası bir denetimde hemen sonra eriyor tabii.

“DAHA AHESTE OLSUN İSTEDİK”
İlk yapıldığı tarihten bugüne çeşitli revizyonlar geçirmiş Bodrum klasiği Divan Bodrum geçen yıl yeni bir mimari stil değişimine başlamıştı.
Bu yıl o değişimi odalarla devam ettirmiş. Değişimin mimarları ise Metex Design Group’tan Sinan Kafadar ile Studio A33’ten Aslı Çakın.
Otelin yenilenme sürecini çok güzel özetlediler bana: “Şehirde yaşam hızlı. Bu nedenle odaların yeni tasarımını yaparken bu durumun zıttı olandan yola çıktık. Her şey daha dingin, aheste olsun, misafir odaya girdiği anda yalın tasarımla rahatlasın istedik. Yeni dünyada artık sabit mobilyalar, duvarlarda lambri kaplamalar çok fazla rağbet görmüyor. Dolayısıyla her ürüne kendi içinde geçişli kullanım alanı yarattık.”

EN POPÜLER ÜÇ İSTANBULLU
Bu yaz açılan İstanbullu Bodrum mekanları arasında şu anda gizli bir yarış var. Benim gördüğüm kadarıyla en çok iş yapanlar ve konuşulanlar şu üçü: Must, Lucca By The Sea ve Wu Yalıkavak.

BİRAZ SAKİN KALMAK İÇİN
Biraz sakinlik arayanlar için denizi güzel bir alternatif de Naru’nun plajı.
Uzun öğle yemekleri için de Naru’nun menüsü gayet uygun.
Karadeniz trüflü pidesi ve balık köftesi nefis. Benim favorim lime soslu marine barbunu ise menüden çıkarmışlar, sürdürülebilir olmuyor diye. Üzüldüm, ama yapacak bir şey yok tabii.

Yazarın Tüm Yazıları