Ama iyi eğlendik!

Tam anlamıyla sahalara dönüşüm bu cumartesi gecesi oldu.

Haberin Devamı

Sahalara dönüşten kastım şu:

Malum, pandemi nedeniyle bünye erkenden eve çekilmeye alışmış, eski zamanların oradan çık buraya git diye özetlenebilecek daldan dala sosyalleşmesini filan çoktan unutmuştu.

O zaman filmi başa sarayım.

Cumartesinin başlangıcı Soho House’un terası.

Uzun süredir görmediğim kadar kalabalıktı Soho House.

Ama bugünlerde zaten her yer böyle: Mekanlara yapıştık, bırakmıyoruz...

HER ŞEYİ PEŞ PEŞE YAPMAK OLMUYOR

Soho’nun kalabalığı gayet kozmopolitti.

Benim yakalayabildiklerimin profil özeti şu:

Üçüncü yeniler akımından en yeni şarkıcılar, onların yakın arkadaşları, sergi açmış ya da açmak üzere olan genç sanatçılar, girişimciler ve hafta sonu tatili için İstanbul’u seçmiş yeni evli Alman çift.

Soho’nun ve diğer birçok mekanın hatasına gelince...

Haberin Devamı

24.00’e kadar her şeyi peş peşe yapmak istiyorlar.

DJ de çalsın, canlı müzik de olsun. Bir gece önce gittiğim Bebeköy’deki Back Bar’da da durum böyleydi.

Önce canlı müzik,
sonra DJ.

Bir an önce insanları eğlendirelim kafası.

Gel gör ki hesap tutmuyor bazen.

Mesela Soho’da canlı müzik başlayınca enerjiler düştü. DJ tekrar başlayınca yükseldi. 

UCUNDAN KLEIN GARTEN

Soho çıkışı uğrayıp “müzikli saatleri”ni ucundan yakaladığım mekan Klein Garten’di.

Gece hayatının kraliçelerinden Lerna her zaman olduğu gibi Klein Garten kapısında.

Onun varlığı kapı girişlerinde çok önemli.

Çünkü güvenliklerin etten duvar ördüğü mekan kapı girişlerini varlığıyla yumuşatıyor, esnetiyor.

ADI KONULMAMIŞ SOKAK PARTİSİ

Klein Garten sonrası durağım ise Cihangir’di.

Cihangir bir süredir kendiliğinden yeni bir eğlence geliştirmiş durumda.

Bu yeni eğlence biçiminde olaylar tamamen sokağın ortasında gelişiyor.

Akarsu Caddesi’nin kaldırımlarında, hatta yolun ortasında.

Bir tür adı konulmamış sokak partisi.

Roma’nın Trastevere’sindeki küçük meydanlarında ya da Barselona’nın Bares del Gotic’inde görebileceğiniz türden bir sokağa taşma partisi bu.

Ama Cihangir’de ve bir süredir Galatasaray’ın arka tarafında, Markus’un olduğu caddede gelişen bu spontane sokağa taşmaların yüksek enerjisi Roma ya da Barselona’dakileri katlar geçer.

Haberin Devamı

Öyle bir enerji ki bu, herkesi dalga dalga içine çekiyor.

Mesela arabalarına atlayıp o kalabalığın içinden özellikle birkaç kez geçen ve kalabalığın dikkatini çekmeye çalışan genç gruplar var.

Cihangir’de oturmayan ama bu adı konulmamış sokak partisini duyup dahil olmak isteyenler.

Bir de gelenekselleşen bir durum var Cihangir’deki bu sokak sosyalleşmesinde.

Belli bir saatte (o gece 01.30 dolaylarında geldi) polis de geliyor.

Ama kalabalığa karışmıyor.

Sadece korna çalarak “Artık dağılın” mesajı veriyor.

Kalabalık da alkış ve çığlıklarla kornaları bastırıyor.

ÇILGIN ENERJİ GERİ DÖNDÜ

Dediğim gibi, sahalara dönüşüm tam oldu. Güzel oldu.

İstanbul’un çılgın enerjisi katlanarak geri döndü ve o enerjiyi tam anlamıyla içime çekmiş durumdayım.

Haberin Devamı

O yüzden son söz tabii ki bu: Ama iyi eğlendik!

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları