Noyan Doğan

Fiyat artışından taviz yok

22 Şubat 2016
Sigortacılar acil yasal düzenleme yapılmazsa krizin devam edeceğini söylüyor

“Fiyatları keyfi artırmıyoruz. Son 10 yılda 8 milyar lira zarar ettik, bıçak kemiğe dayandı. Primler yüksek olsa zarar etmeyiz.” Bu sözler, sigortacılara ait. Trafik sigortasında bugünkü kaos ortamına nasıl gelindiğini anlattık, başta tüketici temsilcileri olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerinin görüşlerine yer verdik ki, herkesin hedefinde sigorta şirketleri vardı. Sıra geldi sigortacılara. Çok kısa özetleyeyim, gerisini sigortacıların söylemlerinden okuyun. Trafik sigortasından 10 yıldır zarar ediyorlar. Geçmiş yıllarda bu zararı bir şekilde idare edebiliyorlardı ancak son iki yıldır artık edemiyorlar. O nedenle fiyatları yüzde 100’ün de üzerinde artırdılar. Bu noktaya gelinmesinde dış etkenlerin yanı sıra kendileri de kabahatli ve bunu da kabul ediyorlar. Ancak fiyat artışından taviz vermeyi de düşünmüyorlar. İstekleri ise net: Trafik kanunda değişiklik yapılarak, sigortadan ödenen vefat tazminatının hesaplanmasına yasal standart getirilmesi. Çünkü, son yıllarda ödedikleri bedeni hasarların arttığını, standart olmaması nedeniyle kime, ne ödeyeceklerini bilmediklerini, tazminatların neredeyse tamamının mahkemeler aracılığı ile ödenmesine hükmedildiğini savunuyorlar. Bir istekleri daha var, geçmişe yönelik hasarların ödenmemesi. Eğer kanuni değişiklik olmazsa fiyatları artırmaya da devam edeceklerini açıkça söylüyorlar.

 

SİGORTACILAR NE DİYOR

 

100 liraya 165 lira Ödüyoruz 

 

TÜRKİYE Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Ramazan Ülger, trafik sigortasında aldıkları her 100 liralık prim için 162.5 lira maliyete katlandıklarını, bu rakamın 133 lirasını da ödenen hasarın oluşturduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nedeni; teminat dışı halleri teminata dahil eden yargı kararları, tazminat hesabındaki standart eksikliği, teminat tanımlarının net olmaması, yeni bir karar veya düzenlemenin geriye dönük 10 yıl boyunca gitmesi, 10 yıl önce sattığınız bir poliçeden yeni bir yükümlülük ile karşılaşılması. Şirketler 10 yıllık süreçte trafik sigortasından zarar etmiştir. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında başlayan primlerdeki artışta, artık zararın kabul edilebilir seviyenin çok üzerine çıkmasıdır. 2015 yılında primlerdeki artışın yüksek görülmesinin bir diğer sebebi de; sektörün 2013 yılından 2014’e geçişte trafik primlerinde indirime gitmesidir. Trafik Kanununda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.”

 

Yazının Devamını Oku

Eşine devreden az prim ödüyor

21 Şubat 2016
Trafik sigortasında yüksek prim artışından, aracı yakın akrabanıza devrederek kurtulma şansınız var.

Eğer üst üste kaza yapıp yüksek prim ödeyen gruba girdiyseniz aracınızı 120 TL’ye eşinize devredip düşük prim ödeyen gruba geçebiliyorsunuz. Eğer tekrar kaza yaparsanız da sorun değil, ertesi yıl yine 120 lira ödeyip, aracınızı bu sefer amcaoğluna ya da dayı oğluna devredebilirsiniz.

 

ÖNCE trafik sigortası hakkında bilinmesi gereken önemli bir konuyu paylaşarak başlayayım ki, sigortayı ucuza nasıl yaptırabileceğinizi daha net anlatabileyim. Sigorta şirketleri, trafik sigortası primlerini ‘hasarsızlık kademesi’ adını verdikleri sisteme göre belirliyor. Böylece, hem sigorta yaptıranların hasar geçmişini kategorize ediyorlar hem de kime, hangi fiyatı vereceklerini belirliyorlar. Hasarsızlık kademesi olarak da 7 kademe var. 4. kademe, trafik sigortasına giriş kademesi. İlk kez sigorta yaptıracaklar, trafik sigortası sistemine 4. kademeden giriyor. Hasarsız geçen her yıl, bir kademe artıyor ve 7. kademeye kadar çıkılıyor. Aynı şekilde hasar yapıldığı her yıl için de kademe düşerek, 1. kademeye kadar iniliyor. Sigortacılar açısından 1. kademe, sürekli hasar yapanların olduğu yani, en yüksek prim ödeyen grup.

 

KADEME PRİMİ BELİRLİYOR

 

Örnekle anlatayım ki, uygulamayı daha iyi anlayın. Diyelim ki, ilk kez sigorta yaptıracaksınız. Sigorta şirketi sizi 4. kademeden sisteme sokuyor ve 3-2-1. kademelere göre daha az prim uyguluyor. Yine diyelim ki, priminiz 1.000 lira olarak belirlendi. Artık, trafik sigortası sisteminin bir üyesisiniz. İlk yıl kaza yaptınız. Ertesi yıl sigorta şirketi sizi, 3. kademeye sokuyor ve normal prim artışının üzerine bir de hasarınızdan dolayı fiyat ekliyor. Böylece ikinci yıl priminiz 1.700 liraya kadar çıkabiliyor. Ertesi yıl ise hiç kaza yapmadığınızı varsayalım. Poliçenizi yenilerken şirket sizi bir kademe yükseltip, 4. kademeye sokuyor, normal prim artışı uyguluyor ve priminiz 1.300 liraya düşüyor ya da artmıyor. Yani, kazanız olmadığı için hasar primi uygulanmıyor, şirket, bir anlamda sizi mükafatlandırıyor. Ama yok, o yıl yine kaza yapmışsanız o zaman da sizi 2. kademeye kadar düşürüyor ve riskli sürücü sınıfına sokup, fiyatınızı 2.500 liralara kadar çıkartabiliyor. Hemen belirteyim, primleri tamamen örnek olsun diye verdim.

 

Yazının Devamını Oku

İşte il il trafik sigortası bedelleri

20 Şubat 2016
ÖNCE trafik sigortasında primlerin neden arttığına değindik, ardından da hem fiyat artışının hangi, kesimleri nasıl etkilediğini hem de sivil toplum örgütlerinin görüşlerini yazdık.

Okuyuculardan çokça soru ve yorum geliyor. En çok merak edilen konu, 2016 yılında da primlerin artamaya devam edip, etmeyeceği. Kimi okuyucular da aracının modelini ve yılını yazarak, bu yıl trafik sigortasına ne kadar prim ödeyeceğini soruyor.Açıkça söyleyeyim, fiyatlar yükseldi ve bundan sonra aşırı artışlar beklenmiyor. Ama şunu da belirteyim, 2016 yılı ile birlikte gözden kaçan bir gelişme daha yaşandı; o da, asgari ücretteki artış. Diyeceksiniz ki, ‘asgari ücret artışının trafik sigortası ile ne alakası var?’ Çok alakası var. Çünkü trafik kazasında ölenlerin yakınlarına sigortadan ödenecek tazminat, asgari ücrete göre belirleniyor. Dolayısıyla asgari ücretteki yüzde 30’luk artışın, bedeni tazminatları artıracağı kesin. Bu artışın ne kadarını sigorta şirketleri primlere yansıtır, onu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.

 

İLİNE GÖRE PRİMLER

 

Gelelim, bu yıl trafik sigortasının fiyatının ne olacağına. Araç gruplarına göre, il il sigortaya ödeyeceğiniz fiyatı tablo olarak hazırladık. Merak edenler için söyleyeyim; tablo, Türkiye Sigorta Birliği’nin, 2016 yılı için trafik sigortasında hazırladığı rehber tarifedir. Yani, sigorta şirketlerinin, bu yıl uygulayacağı en düşük fiyatları Birlik, yayınlar ve şirketler de üç aşağı beş yukarı bu primleri uygular. Altını bir kere daha çizeyim, tablodaki fiyatlar, ortalama primledir. Demem o ki, ‘ben daha çok prim ödedim’ diye hemen tepki göstermeyin. Şirketler bunun üzerine de çıkabilir, altına da inebilir ama bu fiyatlardan daha düşük prim isteyeceklerini pek zannetmiyorum. Tavsiyem, siz yine de bu rakamların yüzde 15 ila yüzde 20 daha koyun.

 

FİYAT DAHA DA ARTAR MI?

 

Yazının Devamını Oku

‘Sigorta’mızı attıran 5 neden

20 Şubat 2016
Trafik sigortasında bir yılda yüzde 129 zam sorunu öylesine büyüdü ki işletmeler rekor maliyet artışıyla karşı karşıya kaldı.

Konu sivil toplum örgütlerini de isyan ettirdi. Örgütler, “Esnaf faaliyet göremez hale geldi. Bu konuda hükümet acil önlem almalı” diyor.

 

DÜN başladığımız trafik sigortası yazı dizimizde ilk olarak fiyatların neden arttığını ve bugünkü kaos ortamına nasıl gelindiğini anlattık. Siz okuyuculardan yüzlerce elektronik posta geldi. Görüş ve önerilerinizin hepsine önümüzdeki günlerde değineceğiz.
Ama önce şu soruyu soralım: Tamam, trafik sigortasının primleri yüzde 130’a yakın arttı hatta kimi sürücülerde artış oranı daha da yukarı çıktı da; peki, bu durum kimi, nasıl etkiledi?
Aslını isterseniz, trafik sigortasındaki fiyat artışlarının ekonomik kaos yaratacağını, işletmeleri zor duruma sokacağını, protestolara neden olacağını, gündemdeki en önemli konulardan biri haline geleceğini söyleselerdi, herhalde ben dahil birçok kesim güler geçerdi. Ama öyle oldu. Ekonomiyi kilitlenme noktasına getiren tabloyu gelin şimdi 5 maddede  özetleyelim:
Başta küçük ve orta boy işletmeler artan primler nedeniyle –ki, ticari araçların fiyatları yüzde 150’lerin bile üzerinde arttı, 7-8 bin liralara kadar çıktı- sigorta yapmakta zorlandı. İşletmesinde 3-4 aracı bulunanların sigorta maliyetleri neredeyse yıllık 30 bin liralara ulaştı.


Yazının Devamını Oku

Bir yılda % 129 zam olur mu?

19 Şubat 2016
Trafik sigortalarının primleri yükseldi, hem de son bir yılda yüzde 129 arttı.

Şubat 2015’te 266 liraya yaptırdığınız sigortanıza, bu şubatta yenilerken en düşük 610 lira ödeyeceksiniz. Bir de hasarlı sürücüyseniz, yani yıl içinde bir tane bile hasar yaptıysanız, prim artış oranı yüzde 160’ı bile geçiyor.

 

İSMİ bende saklı, okuyucum, 69 yaşında, emekli bir memur. Bir sahil kasabasında, eşiyle birlikte emeklilik hayatı sürüyor. Bundan sonrasını okuyucumun yazdıklarından birebir aktarayım:  “2002 model aracım var. Bizim burada, haftada bir pazar kurulur. Eşimle birlikte pazar olduğu günler aracımı çıkarır, alışveriş yaparız. Onun dışında kullanmam, zaten ufak bir kasaba, her yer yürüme mesafesi. Aracımın eski model olması trafik sigortası açısından bir şey ifade etmiyor, işin o tarafını anladım. Ancak, geçen sene sigortaya ödediğim prim 135 liraydı, bu sene yenilemek istediğimde 625 lira istediler. Hafta bir aracımı kullanıyorum, o da bir saat bile değil. Bu nasıl bir insafsızlıktır? Emekli maaşımla bu parayı ben nasıl öderim?”

 


İKİ SENE ÖNCE 250 TL

 


Yazının Devamını Oku

Finansman sıkıntısı çeken işletmelerin teminat sorunu çözülüyor

17 Şubat 2016
Önce bir tespitle başlayalım. Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ), toplam istihdamın yüzde 78’ini, toplam yatırımların yüzde 50’sini, toplam ihracatın yüzde 59’unu gerçekleştiriyor.

Yani, ekonomini temel direğini oluşturuyorlar ki, işletmelerin yüzde 98’i, KOBİ. 

Peki, bu kadar önemli kesimin en önemli sorunu ne? Ucuz ve sürdürülebilir finansman kaynağına ulaşamamak. Daha açık bir anlatımla, büyük sermayeleri olmayan KOBİ’ler için en hayati konu, finansman bulup, yatırım yapıp, büyümek ve üretimi ya da ihracatını artırmak. Özetle ekonomiye katma değer yaratmak.
Finansman ihtiyacını gidermek için de işletmelerin önünde birkaç alternatif var. Birincisi, banka kredileri, diğeri faktoring, leasing gibi banka dışı finans kurumları ve kamunun sunduğu, ancak sınırlı olan imkanlar.

 

NE KADAR KREDİ KULLANDILAR?

 

Bir de bugünkü reel duruma bakalım. Önce, banka kredileri ki, işletmelerin finansman ihtiyacını karşılayan en önemli kesim, bankalar. Bankalar Birliği, KOBİ’lerin kullandığı kredileri açıkladı. 2015 yılında 388 milyar TL kredi kullanılmış. Bunun 99 milyarını mikro işletmeler, 132 milyarını küçük işletmeler, 157 milyarını da orta büyüklükteki işletmeler kullanmış. 2015’de bankaların kullandırdığı toplam nakit krediler içinde KOBİ’lerin payı yüzde 26 olmuş. Peki, geçen yıllarda durum neymiş? 2010 yılında KOBİ’lere kullandırılan kredinin miktarı 125 milyar liraymış ve toplam krediler içindeki payı yüzde 23 civarındaymış. 5 yılda kullanılan kredi miktarı yüzde 32, toplam krediler içinden aldıkları pay da yüzde 3 artmış.

Yazının Devamını Oku

O madenlerde çalışanların vay haline!

14 Şubat 2016
GEÇEN hafta sonu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, benim de içinde bulunduğu küçük bir gazeteci grubu ile bir araya gelerek, çalışma hayatına yönelik görüş ve önerilerini paylaştı.

Birçok konu konuşuldu ama özellikle biri dikkatimi çekti; iş güvenliği. Anladığım kadarıyla da önümüzdeki dönemde tüm işletmeler bu konuda sıkı denetlenecek ama özellikle madenciliğe ayrıca önem verilecek. Yani, önümüzdeki dönemde maden işletmeleri sıkça gündeme gelecek ki, Uluslararası Çalışma Örgütü ile yaptığımız sözleşme gereği de madenlerde güvenlik ve sağlık sözleşmesi, 23 Mart’ta yürürlüğe giriyor. Öncesinde, kamuoyunun gündemine pek gelmeyen, önemli bazı konuları sizlerle paylaşayım.

Malum, Soma faciası sonrası, yasal bir düzenleme yapılarak, tüm maden işletmelerine, çalışanlarını kazalara karşı sigorta yaptırma zorunluluğu getirildi. İşletmeler, her bir çalışan için yıllık 700 lira prim ödeyecek, bunun karşılığında da çalışanlar, olası bir kazada vefat ve sakatlık risklerine karşı sigortalanacak. Uygulama geçen yılın mayıs ayında da başladı.

 


2 MADENDEN 1’İ GÜVENLİ DEĞİL

 


Yazının Devamını Oku

Kayıt dışı çalışan kalmayacak

12 Şubat 2016
Yeni düzenleme ile evde çalışanlar, günübirlik iş yapanlar, ev hizmetlileri, mevsimlik işçiler geçici iş ilişkisi sözleşmesi ile artık kayıt altına alınacak. Hem esnek çalışabilecekler hem de sosyal güvenceleri olacak.

Çalışma hayatına yeni düzenleme geliyor. Adı da, ‘Güvenceli Esneklik’. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yasa tasarısını hazırladı ve Meclis’e gönderdi. Tahmin ediyorum, bir ay gibi kısa sürede yasalaşıp, uygulamaya girecektir. Peki, nedir, Güvenceli Esneklik? En basit haliyle, gelir elde etmek için evde çalışanlar ya da işyerlerinde günlük olarak geçici çalışanlar, mevsimlik tarım işçileri; bu uygulama ile kayıt altına alınacak ve sosyal güvenceleri olacak. Yani, yeni düzenleme, milyonlarca kişiyi yakından ilgilendiriyor. Biraz daha açayım:

KİMLERİ KAPSIYOR
Bir şirketle anlaşıp, evde çalışarak, mal üretiyorsunuz ya da hizmet veriyorsunuz. Haliyle hem sosyal güvenlik kurumuna hem de anlaştığınız şirkete kayıtlı değilsiniz. Ürettiğiniz malı teslim ediyor, karşılığında da paranızı alıyorsunuz. Malum, buna da evden çalışma deniyor ve ağırlıklı olarak kadınlar bu yöntemi tercih ediyor. Ya da çeviri, redaksiyon işi, grafik tasarım yapıyorsunuz, ama evden. Veya da kaynak ustasısınız ama bir kuruma bağlı çalışmıyorsunuz, iş çıktıkça gidip, iki-üç günlüğüne çalışıyorsunuz.

İşte yeni uygulama, bu şekilde çalışanları ya da çalışmak isteyenleri kapsıyor ve bu kişileri kayıt altına alıyor. Kayıt altına derken; hem hak ve yükümlülükleri sözleşmeli hale getiriyor hem de devletin sunduğu sosyal haklardan yararlanma imkanı tanıyor.

Yazının Devamını Oku