ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin ağzının payını Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu verdi:
“NASA da kim oluyor? Bizim teknolojimiz onlardan ileri” diyen Bakan Eroğlu ekledi: “Onların uyduları varsa bizim de Göktürkümüz var...”
Bu demeci okuduktan sonra fezanın derinliklerine doğru gözlerimi dikip gururla haykırdı: “Şimdi sen düşün Uluslararası Uzay İstasyonuuuuu! Şimdi sen düşün Alçak Dünya Yörüngesi Ötesi Programııııı!”
Sayın Bakan’ı konakladığı handa önüne sürülen kuzu çevirmenin baharatının eksik olması karşısında dellenip bütün Kıta Avrupa’yı kılıçtan geçiren
Bu sezon G.Saray’ın yetersizliği, çaresizliği, güçsüzlüğü, ruhsuzluğu, kötü futbolu, hâsılı dramı üzerine kurmadığım cümle, kullanmadığım sıfat, yapmadığım benzetme kalmadı herhalde.
Sinema tarihinde güzide yeri bulunan, favori filmlerim arasındaki yerini yıllardır koruyan “Cazcı Kardeşler / The Blues Brothers” filmini hatırlar mısınız? “Cazcı Kardeşler”i film boyunca taşıyan, eşsiz maceralarında eşlik eden otomobilin filmin finalindeki halini hatırlatıyor G.Saray. Seyredenler hemen hatırlayacaktır.
Zamana karşı yarışlarının finaline gelindiğinde, vergi dairesinin önünde dağılır otomobil.
ES ES’E HELAL OLSUN
“Obama, Erdoğan’la görüşeceği sabah yumurtasının rafadan pişirilmesiniz istemiş...”
Bu bilgi inanılması güç derecede çok ama pek çok önemlidir arkadaşlar...
KAFADAN RAFADAN
Malum, Obama’nın nüfus kaydı Honolulu, Hawaii’dedir. Hawaii doğumluların yumurtayı sabahları kafadan rafadan istemesi o gün yapacakları görüşmelere üst düzeyde önem verdiklerini gösterir.
“Malumunuz” olmayabilir ama bir grup protestocu da vardı otel civarında bekleyenler arasında.
Konuyu buradan heavy metal müziğin güzide şarkı söyleme tekniklerinden “brutal”e yani “vahşi, sert” vokale bağlayabileceğime ben de inanmazdım ama olaylar şaşırtıcı şekilde böyle gelişti.
Nasıl mı?
BAĞIRALIM ARKADAŞLAR
Bu haberi zaman içinde başka örneklerini de gördüğümüz türden “Vatandaşa UFO şoku” haberlerinden farklı kılan da bu “tehdit” kısmıydı.
Benim de dahil olduğum UFO görmemiş kitleler tarafından “Ahahaha! Ne içtin abi sen?” tepkisiyle karşılanan önceki haberlerde vatandaşla direkt iletişim kurulduğunu, hele Türkçe hitap edildiğini hiç hatırlamıyorum.
SELEKTÖRLE İLETİŞİM
Oysa Gani Çakır önce el feneriyle “selektör yaparak” iletişime geçtiği uzaylıların parlak kıyafetlerle tarlada 5-10 dakika arz-ı endam eyledikten sonra kendisine Türkçe tehdit savurdukları konusunda ısrarcıydı:
İyi haber: Yaşıyorsunuz.
İçinize çektiğiniz hava temizse ve kir, pas, zehir vb içeren partiküllerle semirmemişse haber daha da iyi: Temiz bir hava soluyarak yaşıyorsunuz.
Peki kötü haber var mı?
BENCİLİZ, MÜSRİFİZ
Rıza Sarraf (Reza Zarrab) ABD’de tutuklanmış, eyvallah, onu anladım da ‘tüvitlerde’ adı geçen Preet Bharara da kim?
İnsanlar niye onu evlerine davet ediyor?
Bu tezahürat, cümbüş neyin nesi?
‘ÖPÜJEM ABİ!’
“Yemek Sepeti, tarihi ciro yapmış geçen hafta sonu...”
Malumunuz, bahsi geçen internet sitesi bir online yemek sipariş hattı.
“Tarihi ciro” da, terör saldırılarının yarattığı tedirginliği, içe/eve kapanmayı “rakamsal” olarak ölçmeye yarayacak bir başka veri...
“Ye, dua et, sev” yerine “Ye, dua et, evde otur” sloganına uyumlu hayatlara geçiş...
“İçeriye/içeride” kapananlar travmanın ilk dalgasını evde yemek yiyerek geçirdi diyelim, peki ya sonra?