Başörtüsü ile ilgili hazırlanan Anayasa değişiklik metni, hem zorla baş açılmasının hem de zorla başörtüsü takmanın önüne geçecek şekilde hazırlandı.
Burada hem İran’ın yaşadıkları etkili oldu hem de her seçmenin “Yaşam biçimim tehdit altında olmasın” endişe ve bakış açısı...
Hazırlanan metin anayasa profesörleri tarafından da incelendi.
AK Parti içindeki komisyon, “aile” tanımı ile ilgili düzenlemenin Anayasa değişiklik metnine girmemesinden yana. Nedeni CHP’nin attığı adıma salt ve bir adım ötede karşılık vermek.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan “Girsin” derse aile tanımı da metne girecek. Kısa bir cümle her ihtimale karşı hazırlandı. “Aile, kadın ve erkekten oluşur.”
Peki buna niye ihtiyaç duyuldu? Kaynaklarıma göre yaklaşık 100 sene önce kaleme alınan Medeni Kanun’da eşcinsel evliliklerle ilgili kesin bir ibare yer almıyor. Düzenlemeler konuyu yoruma açık bırakmış. Bu nedenle aile tanımına ihtiyaç olduğuna dikkati çekiyorlar. Ancak parti yetkilileri bu düzenlemenin tek başına getirilmesinden yana. Yine de son söz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın.
YENİ ANAYASA 2023 SEÇİMLERİNDEN SONRA
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile geçen pazar Kapalı Maraş’ı birlikte gezdik, Tatar çok önemli açıklamalar yaptı. Sonra da deyim yerindeyse Rum Kesimi’nde yer yerinden oynadı, basını ayağa kalktı. Peş peşe açıklamalar geldi:
RUMLAR AYAĞA KALKTI * Tatar röportajımızı Rum tarafının en etkili gazetesi Politis birinci sayfadan kullandı.
* Sözde Maraş Belediye Başkanı Yoannu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Maraş’taki bir sonraki adım bazı kamu binalarının hizmete açılması olabilir” sözlerine “Kışkırtıcı açıklamaların ve faaliyetlerin sonu yok” yanıtını verdi.
Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nin yapıldığı Prag dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularına özetle şu yanıtları verdi...
SAĞLAMA ALMAMIZ LAZIM
“(KKTC Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı, ‘BM’ye bir ay süre verdik ya bizi tanı ya da barış gücünü Kıbrıs’tan çek’ dedi. Çekmezse ne olur? Bir de kuşatma olarak görüyorlar ambargo ve silah kararını. Dolayısıyla acaba Türkiye ek takviyeye hazır mı? Karpaz’a bir Türk üssünden bahsediliyordu, Dedeağaç’a alternatif olacak şekilde. Türk üssü hazırlığımız var mı?)
Bu konuda biliyorsunuz biz kimsenin düşünmediği bir dönemde ne yaptık? İlk işimiz İHA’ları, SİHA’ları Kuzey Kıbrıs’a yerleştirdik. Şu anda İHA ve SİHA’larımız oradalar ve bu söylediğiniz yerle ilgili konuda da yine benzer şeyler olabilir. Bunun olması da zaten haktır. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ı dört bir yandan, her yönüyle bizim sağlama almamız lazım. Olsa da olmasa da zaten bizim şu anda kendi ana karamızdan uçaklarımız kalktığı anda zaten anında Kuzey Kıbrıs’ta. Herhangi bir sıkıntı orada da söz konusu değil.
ANASTASİADİS ARAYA BİRİLERİNİ SOKTU
Bir de bu akşam (önceki akşam) Anastasiadis, ‘İlla bir görüşelim, konuşalım’ filan dedi. Araya birilerini de soktu. Dedim ki ‘Başkan sen şimdi zaten gidiyorsun.’ İki ay sonra ayrılıyor. Dedim ‘Böyle bir zamanda bunlar konuşulmaz.’ Ayrıca dedim ki ‘Siz hep bir yerden bir talimat alıyorsunuz. Bu talimatlarla falan zaten bu işler yürümez.’ Onun için bunların ipiyle kuyuya inilmez. Aksi takdirde kuyuda kalırsın.
İSTEDİĞİ YERE GİDEBİLİR
Önemli ikili görüşmelerin ayrıntılarını gazetemizde bulabilirsiniz. Ben daha çok bu toplantının nereden çıktığını, öncesinde neler yaşandığını ve Türkiye’nin konuya bakış açısını sizlerle paylaşacağım. Önce nereden çıktı bu topluluk diyebilirsiniz... Aslında ilk gündeme gelişi 1970’lere dayanıyor:
* İlk kez 1970’lerde yine Fransa tarafından gündeme getirildi. Birliğin çekirdek olduğu ancak Avrupa’yı kuşatan ülkelerin de toplulukta yer alması önerisi yapıldı. O zamanki adı SSCB olan Rusya yine davet için düşünülmedi. Gündem ve toplantı yapma isteği genişleme çekincesinden kaynaklanıyordu.
* 1977 yılında bir kez daha konuşuldu. O dönem 10 aday ülke resmen davet edildi. Türkiye toplantıyı reddetti.
* Yıllar sonra toplantı fikri yine Fransa tarafından gündeme getirildi. Sahnede Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron vardı. 9 Mayıs tarihinde öneriyi dile getirirken genişlemeden yola çıktı. Ukrayna’nın üyeliğinin yıllar alabileceğinden hareketle, AB ile aynı değerleri paylaşan ülkeleri, üye olmak yerine “Avrupa Siyasi Topluluğu” çatısı altında buluşturmayı önerdi.
ANA HEDEF RUSYA’YA MESAJ
Toplantının ana gündem maddesi Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, enerji krizi ve ekonomi. Maddeler halinde özetlersek:
* AB, Ukrayna, Moldova hatta Gürcistan’ın olası üyeliklerinin AB ile Rusya’yı karşı karşıya getirmesinden çekiniyor.
ASLINDA hep tepelerinde... Türkiye’nin gururu, gözbebeklerinden... Ancak ABD’nin, Avrupa’nın şımarık çocuğuna üsler kurmasını, son olarak da adaları silahlandırmasına yardım etmesini, özellikle 18 ve 21 Eylül tarihlerinde Midilli ve Sisam’a silah sevkıyatını tespit etmeleri Yunanistan’ı ayağa kaldırdı. İnsansız Hava Aracı (İHA) Aksungur’dan bahsediyorum. Aksungur, Midilli’ye 23, Sisam’a 18 taktik tekerlekli zırhlı aracın sevkıyatını bu fotoğrafla dünyaya duyurdu. Yunan basını işi gücü bıraktı, “Türk İHA’larını düşürme vakti geldi” dedi. İsrail’den Heron kiralayan ve ABD’nin oyunlarına alet olan Yunanistan’ın aklına işbirliği ya da üretim gelmemesi ne acı, değil mi?
GURUR DUYMAK...
Sadece Aksungur değil, Türkiye’nin kendi üretimi ANKA da semadaki gözümüz. İkisi için üretildikleri, test sürüşlerinin yapıldığı tam 4 milyon metrekareye kurulu TUSAŞ’a gittim. Gezdim, dinledim ve çalışanlarıyla, ülkemle, emeği olan herkesle gurur duydum... TUSAŞ’taki turumda beni İHA Genel Müdür Yardımcısı Ömer Yıldız ve arkadaşları bilgilendirdi. Ömer Yıldız, Aksungur’un yapım aşamasını “Yemek pişirme ve terzilik”e benzetti. Kesim ve pişirme süresinin önemine dikkati çekerek... Şimdi sizi fotomuhabirimiz Selahattin Sönmez’in fotoğraflarıyla Aksungur ve ANKA turuna çıkarıyorum...
Görüştü ama Ankara aslında sonucun değişmeyeceğini biliyordu. Putin’in “inatçı” karakteri ve daha önce yaptığı açıklamalar ışığında Ankara, Moskava’ya açtığı telefonla bir anlamda “Türkiye’nin pozisyonunun bilinmesini, bunun da kayda geçmesini” istedi. Peki ne olur? Batı ve Rusya arasında iplerin daha da gerileceği aşikâr. Ancak bu daha geniş bir savaşa ya da nükleer tehdide neden olur mu? Soruların yanıtlarını aradım. Ankara’nın bakış açısını üst düzey kaynaklarımdan aldığım bilgiler doğrultusunda maddeliyorum:
HİBRİT VE UZUN SAVAŞA DOĞRU
“Ankara işlerin daha da zora gireceğini düşünüyor. Putin’in ilhak ve imza töreniyle bir anlamda Batı’nın eline koz verdiği değerlendirmesi yapılıyor.
Gerilim artacak. Çünkü Rusya Devlet Başkanı Putin referandum bölgelerine yönelik yapılacak bir saldırının “Rusya topraklarına” yapılmış olacağını söylemişti. Eğer Ukrayna o toprakları alma çabası içine girerse, Rusya “Kendi toprağımı koruyorum” diyecek.
Süreçte Batı’nın Ukrayna’ya sofistike silah yardımı yapmaya devam edeceği biliniyor. Ankara, Putin’in “kendi toprağına” olası saldırı karşısında Batı ile ilişkilerinin daha da gerileceğini bekliyor.
Milli Güvenlik Kurulu’nda da ele alınan konuyla ilgili Ankara’da “Savaş uzayacak” değerlendirmesi yapılıyor. Ancak Üçüncü Dünya Savaşı ya da savaşın daha da genişlemesi şimdilik beklenmiyor. Hibrit savaş ve bir anlamda Soğuk Savaş’ın birlikte yaşanacağı bir dönem olarak değerlendiriliyor.
ABD: YUNANİSTAN’DAKİ ÜSLER SİZE DEĞİL RUSYA’YA KARŞI (İNANIRSANIZ)
Ama önce kritik iki açıklamayı hatırlayalım:
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: “Şunu da artık bilmek zorundayım. Siz gerçekten benimle beraber misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor. Bazılarının isteyerek ya da istemeyerek zarar verdiğini biliyorum. Ama artık karar verin.”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener (15 vekille seçime girmesini sağlayan Kılıçdaroğlu için): “Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Sülaleme de Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla birlikte vasiyet ettim.”
KARAMOLLAOĞLU: MERAL HANIM NOKTAYI KOYDU, ‘HERKES AYAĞINI DENK ALSIN’ DEDİ
Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu ile hem kahve içtik hem de sohbet ettik. Akşener’in açıklamasını, Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığını ve 6’lı masanın gündemini değerlendirdi. Her zaman olduğu gibi madde madde sizlerle paylaşıyorum:
“Mesajı Akşener çok net ifade etti, ben bu kadar güçlü ifade edeceğini beklemiyordum. Doğru şeyi söyledi. ‘Ben en zor dönemimi yaşarken benim yardımıma geldi’ dedi. Bundan daha net tavır konmaz.
Meral Hanım
Hürriyet’te bir gün daha yazmak onurdur. Pazar günleri bazen gündemin sıcak başlıkları ile bazen hayatın zor ya da güzel anlarıyla, kısacası hemen her konuyla karşınızda olacağım. Sizlerin de sesi olmaya çalışacağım. Elektronik posta adresimden ulaşabilirsiniz.
Bu haftanın konusu, Türkiye’nin rekor katılımı ile kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası ve 6-7 Ekim tarihleri arasında yapılacak olan, Türkiye’nin de davetli olduğu Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısı öncesinde Türkiye-AB ilişkileri ve sorunları.
Önce ağır konuyla başlayalım...
*PRAG’da 6 Ekim tarihinde önce Avrupa Birliği’nin 27 ülkesi ile birlik üyesi olmayan ama birlikle farklı ilişkilere sahip 17 ülke, Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısında bir araya gelecek. Nereden çıktı bu topluluk?
- AB kapısındaki en büyük aday Türkiye. Ancak bekleyen Balkan ülkelerini de unutmayın.
- Diğer sorun ise Ukrayna. AB; Ukrayna, Moldova hatta Gürcistan’ın olası üyeliklerinin AB ile Rusya’yı karşı karşıya getirmesinden çekiniyor.