İki ihtimal var. Saldırganın ya akli dengesi bozuk ya da arkasında birileri var.
Babasının saldırıdan bir gün önce, “Oğlumun psikolojik sorunları var” diyerek, emniyete kayıp başvuru yapması dikkat çekici.
Eskişehir’de bulunan saldırgan arabaya atlayıp geliyor, “Eskişehir’deki cemevleri kapalı” iddiasını öne sürerek, Ankara’ya geldiğini söylüyor. 45 dakikada bu eylemleri gerçekleştiriyor.
Yapılan dijital ve teknik incelemelerde saldırganın daha önce keşif yapmadığı, Google’a girerek yerlerin adreslerini tespit ettiği bilgisi var.
İlk saldırı Çankaya’da. Gelen telefon ihbarı üzerine önce Ankara Çankaya ve Mamak İlçe Müdürlükleri harekete geçiyor.
Güvenlik kameraları taranıyor.
Terörle mücadele birimi dahil tüm Ankara polisi alarma geçiyor. Saldırgan sabaha kadar uyumayan, alarma geçen Ankara Emniyeti’nin başarısı ile bir saatte yakalanıyor.
Saldırganın irtibatta olduğu iki kişiden biri İzmir’de, diğeri de Eskişehir’de yakalandı, Ankara’ya getirildiler. Uyuşturucu kullanım kayıtları var.
F-35’lerle S-400 arasında teknik sorun oluşur diyorsunuz, teknik heyet gönderin, inceleyelim, müttefikiniz olarak gerekeni yapmaya hazırız.
Türkiye, hava savunma sistemini güçlendirmek adına Patriot satın almaya hazır, gelin konuşalım.
Sonuç ne mi dersiniz?
Hiç... Amerikalılar yanıt vermiyor, gelmiyor, konuşmuyor. Aslında bir anlamda kaçıyorlar. İsmail Demir’in anlatımıyla amaç: “Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.” Demir bir de örnek anlattı:
“Trump’ın ABD başkanlığı döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile Japonya G-20 Zirvesi’nde karşılaştık. Kendisine ‘Ben mühendisim, uçak mühendisiyim. Siz bize F-35’lerle S-400’ler arasındaki iddia ettiğiniz sorunu teknik olarak açıklamaya mecbursunuz’ dedim. Bolton, “Evet gerçekten, biz size açıklama yapmalıyız’ yanıtını verdi ve gitti.”
Sevgili okurlarım işte gidiş o gidiş... Bir daha da bu konuya gelinmedi. Umarım F-16 alımı ve modernizasyonunda da Türkiye’ye bir oyun oynayıp
ÖZEL: KYK BORÇ FAİZLERİNİN SİLİNMESİ 2018’DEN BERİ CHP’NİN GÜNDEMİNDE
“KYK faizlerinin silinmesini ta 24 Haziran 2018 seçim bildirgemize koyduk, ‘KYK kredisinin geri ödemesinden enflasyon farkını kaldırıp gençleri faiz belasından kurtaracağız’ ifadesiyle.
23 Aralık 2019 tarihinde TBMM Başkanlığı’na kanun teklifini verdik ama görüşülmedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs 2021 günü Twitch yayınında ‘KYK borçlarında faizi bir haftada çözeceğim’ dedi.
Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2019 yerel seçimleri öncesinde gençlerle katıldığı bir programda ‘Bu soruya iki türlü cevap verilir. Bay Kemal gibi cevap verirsek, ‘Sildim gitti’ der ama benim Erdoğan gibi cevap vermem gerek’ ifadesini kullanarak, 82 milyonun hakkının olduğu parayı korumak zorunda olduğu mesajını verdi.
16 Haziran 2022 tarihinde basın toplantımda KYK borçlarının faizlerinin silinmesi ve borçların yeniden yapılandırılması çağrısında bulunduk. Ancak AKP’den bu önerimize yanıt alamadık.”
Muhalefet tabii ki ihtiyaçları, gerekenleri söyleyecek.
Medya da yapılması gerekenleri gündemde tutacak.
Ancak Erdoğan’ı da hafife almayın. Projeleri, atılacak adımları çoktan hazırdı. Hepsini bir takvime uygun olarak hayata geçirdi, geçiriyor.
Edindiğim izlenime göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun hükümetin her icraatının üstüne atladığını düşünüyor. Bu duruma ise gülüyor.
Neyse sonuçta öyle ya da böyle kazanan Türkiye oluyor.
‘HANDE, BEN DE COVID-19 OLDUM’ TELEFONLARI
TÜM LİDERLERİN ERDOĞAN’DAN TAHIL BEKLENTİSİ
Son dönemde Avrupalı liderler peş peşe Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arıyor. Temel meseleleri ise “tahıl sevkiyatının” bir an önce başlaması için Erdoğan’ın acil çözüm bulması... Edindiğim bilgilere göre en son Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde: “Tahıl krizi hepimiz için büyük önem taşıyor. Dünya büyük bir krizin eşiğinde. Tek ikna edebilecek isim sizsiniz. Çabalarınızı artırın” dedi. Peki Erdoğan’ın planı ne?
Teknik heyet görüşmeleri yapıldı ve bir noktaya gelindi.
Erdoğan, Putin ile yapacağı ikili görüşmede bu konuya özel olarak değinecek, en kısa zamanda çözülmesini isteyecek.
Putin “Tamam” derse İstanbul’da teknik heyetler bir araya gelecek ve anlaşma imzalanacak.
Bu anlaşma toplantısına BM Genel Sekreteri de katılmak istiyor.
Bu durumda anlaşma ve imza toplantısına Cumhurbaşkanı
ABD’YE TAM 7 İADE TALEBİ GÖNDERİLDİ
“FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkındaki ilk iade talebi 19 Temmuz 2016’da ABD’ye gönderildi. Sonra 6 iade talebi ile toplam 7 talep iletilmiş oldu.
Her seviyedeki görüşmede konuyu gündeme getirmemize rağmen iade taleplerimiz bugüne kadar kabul edilmemiştir. Bugüne kadar resmi bir cevap da verilmemiştir.
İade dosyaları ABD Adalet Bakanlığı’nda bekletilmekte, iadeye karar verecek olan mahkemelere bile sunulmamaktadır.
ABD GÜLEN’İ HİMAYE ETMEKTEDİR
ABD makamları ek bilgi taleplerinde bulunmuş olup bu taleplere ilişkin belgeler ile darbe teşebbüsünün Gülen’in talimatıyla gerçekleştirildiğini ortaya koyan pek çok delil ABD makamlarına iletilmiştir.
ABD, FETÖ lideri teröristbaşı Fetullah Gülen’i himaye etmekte, korumakta ve kollamaktadır.
Bu Türkiye ile ABD arasında hem ikili anlaşmalara hem de dostluk ilişkilerine aykırı bir tutum olarak görülmektedir.
‘BEN ÇOK İYİYİM’ KISMI BİR GÜN SÜRDÜ
Pozitif olduğumu öğrendiğimin ertesi günü şen şakrak bir yazı kaleme almıştım. Yazmaz olaydım... Ertesi gün görünmez, kocaman bir balta vücudumu âdeta küçük parçalara ayırdı. Kemiklerin acısı katlanılmaz haldeydi. Gece ise evin içinde konuşan insanların sesine uyandım. Evde konuşan insan yoktu. Yüksek ateş halüsinasyona neden olmuştu. Bu durum iki gün sürdü. Şimdi negatife döndüm. Ancak işin kötü yanı kalça protez ameliyatından çıkan ve kronik hastalığı olan anneme de ne yazık ki COVID’i bulaştırmışım... Yaşlılar, kronik hastalar, hele de bir yeni ameliyat atlatmış olanlar için ne kadar zor bir süreç olduğunu birebir yaşıyorum. Bir süredir Ankara Şehir Hastanesi’ndeyim. Bazı çevreler eleştirse de Ankara için bu hastanenin ne kadar büyük bir şans olduğunu görüyorum. Şimdi gelelim COVID’de son duruma.. Ankara Şehir Hastanesi Genel Hastane Başhekimi Doç. Dr. İhsan Ateş ile yaptığım sohbeti sizlerle paylaşacağım. Uyarıları lütfen dikkate alın. Başhekim Ateş’in tespitlerini, açıklamalarını madde madde sizlere aktarıyorum:
VAKA ORANI TÜM DÜNYADA ARTMAYA BAŞLADI
“Vaka oranı tüm dünyada artmaya başladı. Pandeminin ilk dönemlerinden daha fazla oranda kişinin COVID–19 enfeksiyonunu belirtisiz geçirdiğini düşünüyoruz. Çünkü ülkemizde ve dünyada çok ciddi oranda COVID–19 enfeksiyonu geçiren ve aşı olan insan mevcut.
COVID–19 geçirdiğinizde ya da aşı olduğunuzda bu hastalığı belirtisiz geçirme oranı artar.
Son dönemde gördüğümüz vakalarda, eğer son aşılama süresinden enfekte olduğu döneme kadar uzun bir süre geçmişse, 2–3 gün süren yüksek ateş, yaygın eklem ağrısı ve 2–3 günlük işgücü kaybı meydana geliyor. (İşte bu benim)
Aşı tarihinden enfekte olduğu döneme kısa süre geçmiş ise hafif semptomlarla atlatılabiliyor.
Hayallerimle yatak odamda baş başa kaldım. Tabii bir de Genel Yayın Yönetmenim Ahmet Hakan’ın beni çalıştırmaya devam etme azmiyle.
ÜÇ YIL NASIL KAÇTIM
Tam beş aşım var. İki Sinovac, üç BioNTech... Haftada üç gün sporun yanı sıra; bağışıklık sistemimi de güçlü tutmak için doktorum Buğra Buyrukçu üç yıldır yüksek doz C vitamini, çinko ve bağışıklık sistemi takviyelerini damar yolundan uyguluyordu. Hücrelerimi genç tutmak için bazı tedaviler, NAD ve kolin destekleri alıyordum. Üç yıldır grip ya da nezle bile olmadım. Ayrıca maske, hijyen ve mesafe kurallarına hep uydum. Tabii son dönemde bu kurallar kalktı. İşkolik olan ben kısa bir süredir de annemin kalça ameliyatı, kızımın beta geçirmesi nedeniyle rutinimin üzerinde bir koşuşturmaya girdim.
Ailece çalışıyoruz. Fotoğraf kızım Nehir Devrimci’den.
NASIL YAKALANDIM
İnanın bilmiyorum. Pazartesi sabah 07.00’de uyanıp rutin hayatıma başladım. Akşam da Gece Görüşü Programı’nı yaptım. Sesimde hafif bir bozulma dışında hiçbir şikâyetim yoktu. Akşamüstü Cumhurbaşkanlığı’na gidip testimi yaptırdım. Salı sabahı 06.30’da uyanıp kendimi iyi hissederek valizimi hazırladım. Tam havalimanına girmek üzereyken telefonum çaldı: “Hande Hanım testiniz maalesef pozitif çıktı” sözlerinin ardından arabayı durdurdum. “Emin misiniz? Yani gelemiyor muyum?” diye sordum. Benim ve Osman Gökçek’in testinin pozitif olması sebebiyle ziyarete katılamayacağımız söylendi. Kısacası adayı terk eden biz olduk.
NASILIM