Paylaş
Başörtüsü ile ilgili hazırlanan Anayasa değişiklik metni, hem zorla baş açılmasının hem de zorla başörtüsü takmanın önüne geçecek şekilde hazırlandı.
Burada hem İran’ın yaşadıkları etkili oldu hem de her seçmenin “Yaşam biçimim tehdit altında olmasın” endişe ve bakış açısı...
Hazırlanan metin anayasa profesörleri tarafından da incelendi.
AK Parti içindeki komisyon, “aile” tanımı ile ilgili düzenlemenin Anayasa değişiklik metnine girmemesinden yana. Nedeni CHP’nin attığı adıma salt ve bir adım ötede karşılık vermek.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan “Girsin” derse aile tanımı da metne girecek. Kısa bir cümle her ihtimale karşı hazırlandı. “Aile, kadın ve erkekten oluşur.”
Peki buna niye ihtiyaç duyuldu? Kaynaklarıma göre yaklaşık 100 sene önce kaleme alınan Medeni Kanun’da eşcinsel evliliklerle ilgili kesin bir ibare yer almıyor. Düzenlemeler konuyu yoruma açık bırakmış. Bu nedenle aile tanımına ihtiyaç olduğuna dikkati çekiyorlar. Ancak parti yetkilileri bu düzenlemenin tek başına getirilmesinden yana. Yine de son söz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın.
YENİ ANAYASA 2023 SEÇİMLERİNDEN SONRA
CUMHURBAŞKANI Erdoğan geçtiğimiz günlerde kurmaylarından seçime doğru atılması gereken adımlar, yeni anayasanın ne zaman yapılması gerektiği gibi başlıkları da içeren bir sunum aldı. Özetle ele alınan başlıklar ve konuşulanlar şöyle:
Mevcut haliyle Millet İttifakı ve HDP’nin birlikte bir anayasa yapması imkânsız.
AK Parti yeni anayasa çalışmaları konusunda hazırlıklı ve avantajlı.
Yeni anayasa 2023 seçimleri sonrasına kaldı.
Seçime giderken vatandaşın gündeminde yeni anayasa yok. Gündemde birinci sırada ekonomi yer alıyor.
Ancak ekonomi sadece seçime giderken değil, seçim sonrasında da ilk sırada yer alacak. Bu yüzden seçim beyannamesinde ekonomik dönüşümün, yapısal reformların yer alması sürpriz olmasın.
KKTC’YE NEDEN FEYZİOĞLU GİDİYOR?
HENÜZ prosedürler tamamlanmadı ancak Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne Metin Feyzioğlu gidiyor. Feyzioğlu ismini eleştirenler çok oldu. Kendisi, eleştirilere “Devleti temsil edeceğim bir makama gidiyorum” gerekçesiyle yanıt vermeyi uygun bulmadı. Ancak KKTC konusunda yaptığı hukuki çalışmaları benimle paylaştı. Atamanın gerekçesi belki bu çalışmalarla anlaşılır. 2013 ve 2021 yılları arasında başta Kapalı Maraş’ın açılması olmak üzere yaptığı ve katıldığı hukuki çalışmalar şöyle:
Doğu Akdeniz’deki hidro karbon yataklarının Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC’ye ait olduğuna,
Kıbrıs Türkü’nün haklarının bağımsız bir devlet olan KKTC çatısı altında nasıl güçlendirileceğine,
Kıbrıs Türkü’ne uygulanan izolasyonun insan hakkı ihlali olduğuna,
3. ülkelerden direkt uçuş ve gemi seferlerinin nasıl yapılabileceğine,
Kapalı Maraş üzerinde egemenlik haklarının KKTC’ye ait bulunduğuna, mülkiyet haklarına saygı duyarak şehrin nasıl yerleşime açılacağına ilişkin hukuki çalışmaları bulunuyor. Bununla birlikte çalışmaları ve TBB Başkanlığı döneminde düzenlenen beş uluslararası ve ulusal konferans da kitaplaştırıldı.
PUTİN VE ZELENSKİ’NİN GÖRÜŞME İHTİMALİNİ BİLE SEVDİM
UZADIKÇA uzayan savaş, ölen siviller ve çocuklar, tüm dünyayı etkileyen savaşın çirkin ve ekonomik yüzü, üstüne önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sonra ABD Başkanı Joe Biden’ın açıklamalarıyla gündeme gelen nükleer savaş ihtimali... Hatta Biden tarafından dile getirilen Armageddon (dünyanın sonunu getirecek büyük kıyamet savaşı) olasılığı... Artık tüm dünyanın sinirleri bozuk, tüm dünya ayakta. Böyle bir ortamda Kremlin’den yapılan açıklama umut oldu. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, perşembe günü Astana’da Rusya Devlet Başkanı Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşebileceğini söyledi. Peskov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna müzakerelerine ev sahipliği yapma teklifinin masaya gelip gelmeyeceği sorulduğunda “Putin ve Erdoğan, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna görüşmesine ev sahipliği teklifini görüşebilir” dedi.
İster istemez bir oh çektim! Gerçekte hiçbir savaşın kazananı olmaz. Bu savaşın da kazananı olmayacak. Başta Ukrayna ve Rusya olmak üzere tüm dünya kaybedecek. Yeter artık! Yeteri kadar risk, Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un gibi yeteri kadar “değişik” lider var. Ellerindeki nükleer silahlarla bir anda dünyayı yaşanamaz hale getirebilirler. Hem savaş son bulmalı hem de her seferinde masaya sürülen nükleer tehdit. Umarım Rusya ve Ukrayna Türkiye’de masaya oturur, umarım o masadan barış çıkar.
Paylaş