Paylaş
Görüştü ama Ankara aslında sonucun değişmeyeceğini biliyordu. Putin’in “inatçı” karakteri ve daha önce yaptığı açıklamalar ışığında Ankara, Moskava’ya açtığı telefonla bir anlamda “Türkiye’nin pozisyonunun bilinmesini, bunun da kayda geçmesini” istedi. Peki ne olur? Batı ve Rusya arasında iplerin daha da gerileceği aşikâr. Ancak bu daha geniş bir savaşa ya da nükleer tehdide neden olur mu? Soruların yanıtlarını aradım. Ankara’nın bakış açısını üst düzey kaynaklarımdan aldığım bilgiler doğrultusunda maddeliyorum:
HİBRİT VE UZUN SAVAŞA DOĞRU
“Ankara işlerin daha da zora gireceğini düşünüyor. Putin’in ilhak ve imza töreniyle bir anlamda Batı’nın eline koz verdiği değerlendirmesi yapılıyor.
Gerilim artacak. Çünkü Rusya Devlet Başkanı Putin referandum bölgelerine yönelik yapılacak bir saldırının “Rusya topraklarına” yapılmış olacağını söylemişti. Eğer Ukrayna o toprakları alma çabası içine girerse, Rusya “Kendi toprağımı koruyorum” diyecek.
Süreçte Batı’nın Ukrayna’ya sofistike silah yardımı yapmaya devam edeceği biliniyor. Ankara, Putin’in “kendi toprağına” olası saldırı karşısında Batı ile ilişkilerinin daha da gerileceğini bekliyor.
Milli Güvenlik Kurulu’nda da ele alınan konuyla ilgili Ankara’da “Savaş uzayacak” değerlendirmesi yapılıyor. Ancak Üçüncü Dünya Savaşı ya da savaşın daha da genişlemesi şimdilik beklenmiyor. Hibrit savaş ve bir anlamda Soğuk Savaş’ın birlikte yaşanacağı bir dönem olarak değerlendiriliyor.
ABD: YUNANİSTAN’DAKİ ÜSLER SİZE DEĞİL RUSYA’YA KARŞI (İNANIRSANIZ)
ABD’nin Yunanistan’daki üsleri, Kıbrıs Rum Kesimi’ne yönelik silah ambargosunu kaldırma kararı, Yunanistan’ın adaları silahlandırması ve silahlandırmaya da devam etmesi... Bölgenin Türkiye açısından en kritik meselesi. Milli Güvenlik Kurulu’nda da ayrıntılarıyla görüşülen gelişmeler ışığında Ankara-Washington hattına bakacağız:
“Ankara-Washington hattında yapılan görüşmelerde, Yunanistan’daki üslerden ve Kıbrıs Rum Kesimi’ne yönelik silah ambargosunun kaldırılmasından duyulan rahatsızlık açık açık iletildi.
Washington Ankara’ya “Bu üsler size değil, Rusya’ya karşı” yanıtını verdi. Ancak Ankara bu açıklamayı hiçbir şekilde ikna edici bulmuyor. Biden’ın tüm kariyeri boyunca Yunanistan’a olan yakınlığına da dikkat çekiliyor. Yetkililer, “Türkiye’nin tercihlerine, dengeli politika izlemesine kendilerince yanıt vermeye çalışıyorlar” değerlendirmesini yapıyor.
Ankara yine açık açık adalara silah ve mühimmat kaydırılmaya devam edilirse gerginliğin artacağı mesajını da muhataplarına iletti.
Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunun kaldırılmasına ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN Türk - Kanal D ortak yayınında, “Bu durum silahlanma yarışına yol açacaktır. Biz duracak mıyız? Adada 40 bine yakın askerimiz var. Silah, mühhimmat, araç gereç, bunlarla ilgili adımları atıyoruz” dedi. Türkiye belli ki her türlü olasılığa karşı düğmeye bastı, hazırlığını yapıyor. Bir kaynağım “Her türlü sevkıyat bir gün içinde tamamlanır” dedi.
Ankara-Washington hattında şimdilik olumlu giden başlık ise F-16’lar. Ankara’nın beklentisi yıl sonuna doğru kararın Kongre’den onay alması.
Diğer yandan ABD’deki kasım seçimleri öncesinde Türkiye-ABD arasında üst düzey görüşme beklenmiyor. Bu konuda diğer gelişme ise Biden’ın sağlık durumu ile ilgili. Ankara’daki bilgi, ABD Devleti’nin Başkan Biden’in sağlık sorunları nedeniyle liderlerle ikili görüşme yapmamasından yana olduğu yönünde.
KEDİDİR O KEDİ...
MİLLET İttifakı cephesinde temel soru masa dağılır mı, dağılmaz mı? Dağılırsa kim dağıtır, masayı kim sallıyor? Instagram’da dolaşırken İYİ Parti Genel Başkanı’nın kedili fotoğrafını görünce kendi kendime, “Kedidir o kedi” dedim ama Akşener’in kedisi de pek tatlı. Adı Paşa... Akşener, İstanbul’daki evinin bahçesinde 10’a yakın sokak kedisine bakıyor. Ancak Paşa evin kedisi... Minik Paşa’nın gördüğünüz gibi masayı dağıtacak hali yok. Son Ankara kulislerine göre de masanın da şimdilik dağılmaya niyeti yok.
İYİ Parti’ye göre masanın asıl kuruluş amacı; “Güçlendirilmiş Parlementer Sistem”e geçmek. Yani bu istekten vazgeçen olmazsa İYİ Parti’ye göre masa dağılmaz.
Akşener’in son verdiği mesajların sadece masaya değil, “Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemeyen” tabanındaki ve partisindeki bazı partililere yönelik olduğu söyleniyor. Bir anlamda amaç onları da yatıştırmaktı yorumu yapılıyor.
CHP’liler ise son açıklamalardan sonra Akşener’in masayı idare etmesinin zorlaştığını düşünüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu açıklamaları neden yaptınız?” şeklinde bir uslübunun olmadığına dikkati çeken CHP’lilere göre masanın kontrolü artık tamamen CHP Genel Başkanı’nda...
Aday gerçekten hâlâ konuşulmadığı için, “El yükseltiliyor, vekil pazarlığı yapılıyor” deniliyor.
İKİLİ İLİŞKİLER ÖNCEKİ GİBİ SÜRECEK
GELELİM CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in baş başa yaptıkları görüşmeye... Görüntülere gülen yüzler yansıdı. Edindiğim bilgiye göre, görüşme sıcak ve samimi geçmiş. Üstelik liderler altılı masa dışında da ikili ilişkilerini önceden olduğu gibi sürdürme kararı almışlar.
ADAY YIPRANIR DERKEN ASLINDA MASA YIPRANIYOR
Ancak yine de masanın iki ana partisinin el yükseltmek ya da kendi tabanlarına mesaj vermek için medya aracılığı ile konuşması, bir gün öyle bir gün böyle açıklamalar yapması sorunlu bir görüntü oluşturuyor. Aday belirleme süreci uzadıkça tartışmalar da uzuyor, yapılan açıklamalar da sertleşiyor. Kısacası bana sorarsanız “Aday erken açıklanırsa aday yıpranır” derken aslında masa yıpranıyor.
Paylaş