Gila Benmayor

Alliance Boots’tan Türk ortağına ‘açık kart’

22 Mayıs 2012
ALLIANCE Boots sağlık ve güzellik ürünlerinde Avrupa’nın bir numarası.

Grubun İtalyan Yönetim Kurulu Başkanı Stefano Pessina’nın gelirin her yıl “iki haneli” artması gibi bir hedefi var.
Hedefinden asla şaşmıyor.
Geçen hafta açıklanan sonuçlara göre, Alliance Boots’un 2011 geliri yine “iki haneli” hedeften şaşmayarak yüzde 18.4 artmış ve 23 milyar pound’a ulaşmış.
Pessina, Avrupa’yı etkisine alan krize rağmen Alliance Boots’un bu performansını iki şeye bağlıyor:
1- Satın almalar ve ortaklıklarla büyüme
2- Boots ürünlerinin uluslararası yelpazede giderek yayılıyor olması.
160 yıllık İngiliz şirketinin ürettiği Boots gibi değerli bir markasının yanısıra ilaç ve sağlık ürünlerini depolama ve dağıtma işi var.

Yazının Devamını Oku

Yüzde 100 ve gururla Made in Turkey

20 Mayıs 2012
Kafayı yerel malzemelerimize, zanaatçılığımıza ve Türk kültürel motiflerine çağdaş bir yorum getirilmesine takmış bir tasarımcı Gaye Çelikel. Yeni hedefiyse kültürel mirasımızı yorumlarken yeni bir Türk tasarım dili yaratmak

Gaye Çevikel beni şaşırtmaya devam ediyor. İlk markası ‘Decorum’dan sonra 2004’te yarattığı ‘Gaia&Gino’ lüks tasarım markası için dünyada birlikte çalışmayacağı tasarımcı olmadığına iyice inandım.
Çevikel son olarak dünyanın en gözde mimarları arasında gösterilen Gana asıllı İngiliz mimar David Adjaye’yi ilk ‘endüstriyel tasarımı’ için ikna etmiş.
David Adjaye kim? Oslo’daki Barış Merkezi’nin, Denver’daki Çağdaş Sanat Müzesi’nin mimarı.
Washington’daki Smithsonian Müzesi’ne ek olarak planlanan Afrika-Amerika Ulusal Tarih ve Kültür Müzesi’nin de yapımını üstlenmiş. 500 milyon dolarlık müze için açılan yarışmayı kazanmış.
Gaye Çevikel, Los Angeles’ta bir arkadaşının evinde tanıştığı Adjaye’yi geçen yaz İstanbul’a davet ediyor. Birlikte İstanbul’daki Bakırcılar Çarşısı’nı geziyorlar.
Bir süreden beri yerel malzemelerimize, zanaatçılığımıza ve Türk kültürel motiflerine çağdaş bir yorum getirilmesini kafaya takmış Çevikel, David Adjaye’ye bakırla çalışmasını tavsiye ediyor.

CAM ÜFLEME VAZOLAR

Adjaye’nin bakır levhalarla ve Türk bakır ustalarının katkısıyla yaratmış olduğu ‘Yıldız Vazo’, Gaia&Gino’nun nisan ayında katıldığı Milano Tasarım Haftası’nın olay objelerinden.

Yazının Devamını Oku

Bir masa, bir kasadan Türkiye’nin en büyük AVM’sine

18 Mayıs 2012
HESAP ortada.

İstanbul’un en yeni alışveriş merkezlerinden İstinye Park’ı ayda 1.6 milyon kişi ziyaret ediyor.

İnternet üzerinde alışveriş imkânı sağlayan hepsiburada.com’un aylık ziyaretçi sayısı 15.5 milyon kişi.

Bu rakamları karşılaştırdığınızda Doğan Online’ın İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım, “hepsiburada.com Türkiye’nin en büyük AVM’si” derken haklı.

Dün Doğan Holding Yönetim Kurulu üyesi ve hepsiburada.com Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, Gökyıldırım, hepsiburada.com Satın Alma Direktörü Mehmet Tözge, Pazarlama Direktörü Nurçin Koçoğlu  ile bir araya gelip, 12 yıl önce bir apartman katında, 100 bin dolar sermayeyle kurulan hepsiburda.com’un başarı hikayesini konuştuk.

Yazının Devamını Oku

Sülfürdioksite karşı elektrikli araç

15 Mayıs 2012
İSTANBUL bizi öldürüyor.<br><br>Farkında bile olmadan yavaş yavaş zehirliyor.

Bunu anlamak için, Dünya Bankası’nın yeni yayınladığı Dünya Kalkınma Göstergeleri Raporu’nun verilerine bakmak yeterli.

Rapora göre, İstanbul, havasındaki “sülfürdioksit” miktarında şampiyonlar arasında.

Dünyada 7’nci sırada.

Çin üç şehirle ilk 7’de yer alırken, İstanbul’un önünde Tahran ve Rio var.

Yazının Devamını Oku

Lüks genlerinize işlemiş

13 Mayıs 2012
Chopard’ın hem eşbaşkanı Caroline Scheufele yeni zengin terimini sevmiyor, lüksün Türklerin genlerine işlediğini söylüyor. Son zamanlarda ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisiyle iyice haşır neşir olduğumuz Osmanlı’nın yaşam tarzına bakarsak pek de haksız sayılmaz

Caroline Scheufele, lüks tüketimin önde gelen markası Chopard’ın hem eşbaşkanı hem tasarımcısı. Geçtiğimiz günlerde, Atasay Kuyumculuk ile Chopard arasındaki yeni bir işbirliği nedeniyle 1990’lu yıllardan beri sıklıkla geldiği İstanbul’a yolu düşen Caroline Scheufele ile lüks tüketimin yeni pazarlarını konuştuk.
Tabii Türkiye’yi de. Caroline Scheufele ‘yeni zengin’ terimini sevmiyor. Daha ziyade ‘eski para - yeni para’ terimlerini kullanmayı tercih ediyor. Dediğine göre, lüks Türklerin genlerinde olan bir şey. ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisiyle artık iyice haşır neşir olduğumuz Osmanlı’nın yaşam tarzına bakarsak haksız da sayılmaz.
Scheufele, “Lüks genlerinizde” diyor ama İstanbul’da gelmeye başladığı yıllardan bu yana Türk tüketicisinin zevkinin değişime uğradığını da ilave ediyor.
“Mücevher dendiğinde Türk kadınlarının tarzı eskiden daha Doğulu’ydu. Şimdi kadınlarınız modern tasarımı daha çok seviyor.”
Chopard bir aile şirketi. Caroline Scheufele’nın babası Karl Scheufele, saat markası Chopard’ı 1860’larda kuran İsviçreli bir aileden 1963’te satın almış. Saatin yanı sıra mücevher tasarımı da geliştirmiş ve Chopard’ın daha kaliteli ürün için daha fazla el işçiliği felsefesinden asla şaşmamış.

ALTIN PALMİYE’Yİ TASARLADI

Chopard’ın ilk mücevher koleksiyonunu tasarlayan kişi Caroline Scheufele. 1998’deyse Cannes Festivali’nin sembolü ‘Altın Palmiye’yi yaratmış. 2008’de de Hollywood yıldızlarının gözdesi olan ‘Kırmızı Halı’ koleksiyonunu.

Yazının Devamını Oku

Fransa’nın vergi korkusu

12 Mayıs 2012
FRANSIZ seçimlerinin ikinci turu sırasında ve sonrasında Fransa’daydım.

Sosyalist Parti’nin adayı François Hollande’ın zaferini sokaktaki adam nasıl karşıladı?
Beş gün boyunca Fransa’nın güneyindeki tarihi köyleri arşınlarken soruyu sıklıkla sorma fırsatım oldu.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
“Ne pahasına olursa olsun Sarkozy’den kurtulayım” diyenlerin de, geleneksel olarak Sosyalist Parti’ye oy verenlerin de kafası karışık.
Zira Hollande’ın, cumhurbaşkanlığından önce bakanlık dahi devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış olan Sarkozy’nin aksine devlette hiçbir deneyimi yok.
Önümüzdeki salı günü açıklayacağı hükümette kimlerin yer alacağı, başbakan olarak kimi seçeceği, kampanya sırasında veriş olduğu vaatlerini nasıl yerine getireceği kafalardaki soru işaretleri.
Ancak en büyük soru işareti vergilerle ilgili.

Yazının Devamını Oku

Kanal İstanbul’a bilim insanları ne diyor?

8 Mayıs 2012
İNANLAR Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan bugün için bir davetiye göndermiş. Başbakan Erdoğan’ın “çılgın proje” diye tanımladığı Kanal İstanbul’a yakın tasarladığı kendi projesini konuşmak için bir öğle yemeği düzenliyor.

Davetiyenin üzerinde “Yeni Boğaziçi”, “Yeni Havalimanı”, “Yeni Şehir”, “Yeni Siluet” gibi sözcükler dikkatimi çekti ve Serdar İnan’ı aradım.

Serdar İnan, hükümetin Kanal İstanbul’u hayata geçirmeye niyetli olduğu görüşünde.

Sanırım haklı.

Zira Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım geçtiğimiz hafta katıldığı TURMEPA’nın Uluslararası Karadeniz ve Marmara Konferansı’nda Kanal İstanbul’a da değinmişti.

Serdar İnan, Kanal İstanbul’un çıkışında projesini ABD’de hazırlatmış olduğu bir yerleşim birimi tasarlıyor.

“Havvada” diye adlandırdığı proje Dubai benzeri yapay adalar ve anladığım kadarıyla kanalı açmak için çıkartılacak 1 milyar metreküp toprak değerlendirilecek.

Serdar İnan, ABD’de hazırlanan proje için her türlü teknoloji desteğin alındığını söylüyor.

Teknoloji tarafına diyeceğim yok peki ama Kanal İstanbul ile yapay adaların Marmara ile Karadeniz’e nasıl bir etki yapacağını bizim bilim insanlarıyla
konuşmuş mu?

Kanal İstanbul’u planlayanlar bilim insanlarımıza danışmış mı?

Bundan yaklaşık bir ay önce Sabancı-MIT Enerji toplantısında ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Profesör Emin Özsoy ile tanışma fırsatım oldu.

BOĞAZLAR SİSTEMİ KIRILGAN

ODTÜ
’nün araştırma gemisiyle uzun yıllar Akdeniz, Karadeniz ve Marmara Denizi’nde araştırmalar yapmış olan Profesör Özsoy “Kanal İstanbul” projesini şaşkınlıkla karşılıyor.

Profesör Özsoy’a göre, proje Boğaz’da, Marmara ve Karadeniz’de önemli doğa hasarlarına yol açabilir.

Özsoy’un,  Türk Deniz Araştırmaları TÜDAV Başkanı, İstanbul Su Ürünleri Fakültesi’nden Profesör Bayram Öztürk ile birlikte bu konuyla ilgili kaleme aldıkları makalede tespitleri ve ciddi uyarıları var.

İki bilim insanına kulak verelim.

Bakalım ne söylüyorlar?

· Türk Boğazlar Sistemi hem karada, hem denizde son derece narin bir sistemdir.

· Boğazlar Akdeniz’den Karadeniz’e iklimsel değişimlerin en hızlı olduğu yerdir

· Bu narin alt yapı bir “akışkanlar mekaniği harikası” sayesinde ayakta kalmaktadır.

· Söz konusu olan, iki tabakalı, iki yönlü akımdır.

· Boğaz akımları elde edilen yeni bilgilerle bilim insanlarını şaşırtmayı sürdürmektedir.

· İstanbul Boğazı’nın iki yönlü akımları Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki ortalama 30-40 cm seviye farkını dinamik bir dengede tutabilmektedir.

BALIKÇILIK ETKİLENECEK

Bu arada bir parantez.

İstanbul Boğazı’na özgü bu iki tabakalı, iki yönlü akımı dünyanın ilk oşinografi ölçümlerini gerçekleştiren İtalyan araştırmacı Luigi Marsigli tarafından keşfedilmiş.

Peki diyelim ki, Kanal İstanbul ne pahasına olursa olsun yapıldı.

Ortaya ne gibi olumsuzluklar çıkacak bakalım.

Özsoy ile Öztürk’ün bilimsel olarak açıkladıkları hasarları en basit şekilde özetlersem şöyle bir tablo çıkıyor ortaya:

· Türk Boğazlar Sistemi’nin yapısındaki değişimler Marmara’nın diplerinin oksijensiz kalmasını hızlandıracak.

· Sığ bölgelerinde taban canlıları yok olacak.

· Balık göç yolları etkilenecek.

· Akdeniz kökenli türler Karadeniz’e girecek. Karadeniz’in Akdeniz’leşmesi süreci hızlanacak.

· Karadeniz’in tuzluluğu artacak.

· Karadeniz balıkçılığı olumsuz etkilenecek.

Her iki bilim insanı çevreye etkileri konusunda bilimsel çalışmalarını Kanal İstanbul projesi sahiplerine “ücretsiz” sunmaya hazır.

Duyurulur.
Yazının Devamını Oku

Milyar dolarlık bebekler

6 Mayıs 2012
Systrom ile Krieger 750 milyon kullanıcısı olan Facebook’un büyük hissedarlarından. Çünkü 2010’da kurdukları Instagram şirketini kısa bir süre önce Facebook’un patronu Mark Zuckerberg’e 1 milyar dolara sattılar

Facebook’un artık yeni hissedarları var. Ellerinde eski fotoğraf makineleriyle poz verirken gördüğünüz masum yüzlü Kevin Systrom ile Michael Krieger.
Yelekli, çizgili takımlara aldanmayın. Bu ikilinin günlük kıyafetleri blujean, tişört ve spor ayakkabılarından ibaret.
29 yaşındaki Kevin Systrom ile 26 yaşındaki Michael Krieger teknoloji dünyasında ‘Milyar Dolarlık Bebekler’ diye tanınıyor.
Nedeni şu: 2010 yılı mart ayında yaratmış oldukları Instagram şirketini kısa bir süre önce Facebook’un patronu Mark Zuckerberg’e 1 milyar dolara sattılar. Satışın büyük bölümüyse hisse karşılığında yapıldı.
Steve Jobs ile Bill Gates’in başarılarını yeni yeni duyurmaya başladıkları yaşlarda 1 milyar dolarlık bir servete konan Systrom ile Krieger şimdi 750 milyon kullanıcılı Facebook’un büyük hissedarlarından.
Peki Instagram nedir? Bendeniz de yeni öğrendiğimden en basit şekliyle şöyle açıklayabilirim: Systrom ile Krieger’ın mobil cihazlar için icat ettikleri bir uygulama. Beğendiğiniz fotoğrafları takipçilerinizle paylaşıyorsunuz.

31 MİLYON KULLANICI

Ancak Instagram’ın önemli özelliği var. 11 ayrı filtresi sayesinde paylaştığınız fotoğraflara rötuş, renklendirme, eskitme gibi şeyler yapıyorsunuz. Örneğin sayfadaki Sytrom ile Kriger fotoğraflarını bir mecmuadan iPhone ile çektim, asistanımız Merve Öktem ise onları kendi iPhone’unda rötuşladı.

Yazının Devamını Oku