Bu yüzden bizde, ‘kural tanımayan sürücüler’ şeklinde bir sınıflama var.
Kuralsızlığın ilk kuralı:
‘Kestirme olsun da çamurdan olsun.’
Gerekirse arabayı parçalar, gideceği yolu illa ki kısaltır.
Kemer takmaz, aynaya bakmaz.
Sol şerit ‘rezerve’dir, yol vermez.
En büyük silahını kulanmaktan hiç çekinmez.
Önce Bakanlar Kurulu, ‘riskli alan’ ilan etti.
Ardından Maliye Bakanlığı, Ankara Valiliği aracılığıyla mahalle sakinlerine ‘evleri boşaltın’ çağrısı yaptı.
Yaklaşık 300 hane evlerini boşalttı.
Ancak, mahalle sakinlerinin açtığı davada Danıştay, ‘riskli alan’ kararını iptal etti.
Saraçoğlu’nda oturmaya devam eden yaklaşık 150 hane ise, daire başına düşen yakıt miktarı artınca, yaklaşan kış öncesi ayazda kaldı.
ÇOLUK ÇOCUK HASTALANIYOR
Cenk Erensoy adlı okur, Saraçoğlu’nun soğukla imtihanını şu ifadelerle anlattı:
EnerjiSA’nın kayınvalidesine gönderdiği 1 kuruş tutarındaki ‘kesme ihbarnamesi’ eline ulaşan E.A., 2,5 saatini alan tahsilat hikayesini şöyle anlattı:
KESME İHBARNAMESİ
“Kayınvalideme, EnerjiSA’dan bir ‘kesme ihbarnamesi’ geldi. ‘Bu neyin nesi’ diyerek bana uzattı. ‘Değerli müşterimiz, 0.01 TL ödenmemiş borcunuz bulunmaktadır. Borcunuzu 5(beş) iş günü içerisinde ödemediğiniz takdirde elektrik arzınız durdurulacaktır...’ ifadelerini okuduğumda ise önce şaşırdım.
5 KURUŞ UZATTIM
İhbarname olduğu için, EnerjiSA’nın Sıhhiye’deki merkez binasına gittim. Tabii önce numara alıp sıra bekledim. Sıra bana geldiğinde veznedeki bayana 5 kuruş uzattım. ‘Bunun için para almıyoruz’ dedi. Yolculukla birlikte toplam 2,5 saatimi bu 1 kuruş için ayırdığımı söylediğimde, beni Elvan isimli bir yetkiliye yönlendirdiler.
SİSTEM HATASI
Kendini, müşteri ilişkileri yönetmeni olarak tanıtan Elvan Bey, beni kibar bir şekilde dinledikten sonra, sorunun sistem hatasından kaynaklandığını, benimle aynı durumda çok sayıda abonenin olduğunu ve sorunu çözmeye çalıştıklarını söyledi. Yani, 1 kuruşu ödememem halinde elektrik kesilecek, bir de açma-kapama bedeli ödemek zorunda kalacaktım.
Sorun ve sonuç: Para almadan tahsilat makbuzu veriyorlar. Peki insanlara yapılan bu eziyet niye.
Biz engellilerin ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla yapılan bu asansör; hep duruyor, öylece duruyor, sadece duruyor. Kullanılmıyor, kullanılamıyor.
İnatla her Kızılay’a indiğimde akülü sandalyemle ziyaret ederim. ‘Ziyaret’ diyorum çünkü yalnızca ziyaret oluyor bu uğramalarım. Yılda bir kez bile hakkını vererek kullanamıyorum. Konfederasyon, dernek, belediye... Belirtmediğim ve bilgilendirmediğim yer kalmadı. Ne ‘biber gazı’ sıkıldı, ne ‘toma’lar müdahale etti, ne de ‘akrep’ler geldi.
AFİŞ PANOSU OLDU
Asansör, durma protestosunu hâlâ sürdürüyor. Hem de aylardır. Artık öyle bir durum almış ki; gerçek kullanım amacı dışında hizmet verir duruma gelmiş. Daha geçenlerde yine uğradım. Bir de ne göreyim, kapısına afişler yapıştırılmış. Koca koca ilanlar vardı. Sanki duyuru panosu. Ama ben asansörün istikrarına hayranım. Ne yapılırsa yapılsın, galiba çürüyünceye kadar orada çalışmadan hep duracak. Önceden yaptığım gibi yine devam edeceğim, zaman zaman Kızılay’a indiğimde ziyaret edip kararlılığını hayranlıkla takip edeceğim.
M. Oğuz MUCURLUOĞLU
***
KUTLUDÜĞÜN KARANLIĞA GÖMÜLDÜ
TAŞ ocaklarının tozuyla mücadele eden Mamak’ın Kutludüğün Mahallesi’nin üzerinden kara bulutlar bir türlü kalkmıyor. 40 senedir cadde, sokak ve evlerimizin önünü aydınlatan armatürler, EnerjiSA ekiplerince sökülmeye başlandı. Burası Ankara’nın merkezinden uzak; kırsal ve tenha bir bölge. Sokakların karanlıkta bırakılması hırsızlık olaylarının da artmasına dene oluyor. Mahallelinin cebinden çıkan paralarla aydınlatan sokak lambalarının neden söküldüğünü sorduğumda ise yetkililerden, ‘Sokak lambalarında kısıtlama yapılıyor’ yanıtını aldım. 15 senedir muhtarım, böyle bir hadiseyle ilk kez karşılaşıyorum. Bari cami önündeki ışığımız sökmeseydi. Sorun değil, çözüm istiyoruz.
Malum; kedi, keçi, tavşan hatta Ankara’nın meşhur maymunu var.
Başkent’i kanatlandıracak bir hayvanımız eksikti...
O’nu da ODTÜ’lü 4 öğrenci dünyaya getirdi.
İsmi de çok fiyakalı: Angara Börds.
Ve ilk uçuşunu geçen hafta İstanbul’da yaptı.
Caddebostan’daki Red Bull Uçuş Günü’nde kanatlanan Angara Börds, 30 metrelik uçuşla Türkiye’ye rekoru kırdı.
* * *
Bizim çocuklar kuşu evde yapmışlar, yani hayvan ‘ev’cil...
Küçük bir çocuk hastalanır, doktora götürürler.
Şikayet aynıdır; burunda kanama, vücutta morluk.
‘Kemik iliği biyopsisi’ni ara ki bulasın.
Doktor bir röntgen filmine bakar, teşhisi koyar:
‘Lösemi yani kan kanseri.’
Kamera zoom yapar, acıklı bir müzik.
Anlarsın ki kurtuluşu yok, ölecek yavrucak.
SİYAH-BEYAZ ANNELER GÜNÜ
Bir Anneler Günü daha bitti.
Ancak bitmeyen bir şey var:
‘Kadına şiddet.’
Hayat gibi Anneler Günü de tüm kadınlara eşit davranmadı.
İçlerinden bazıları en özel günlerini çocuklarıyla birlikte gizlenerek, kaçarak geçirdi.
Hem de çaresizce bir Kadın Sığınma Evi’nde...
Türkiye’de 27 Mayıs 1960 Cuma günü saat 05.25’te okunan bildiriyle zaman durdu.
Jet sesleriyle yurda inen Türk Ordusu’nun, idareyi fiilen ele almasının üzerinden 53 yıl geçti.
Ancak ihtilal, ardında birçok mahzun hikayenin yanı sıra Ankara’da bir de mahalle bıraktı.
Çankaya Anıttepe’deki Yücetepe Mahallesi...
Halk arasında yayılan şehir efsanesine göre de nam-ı diğer Alyans Evler...
Binalar öyle altın kaplı falan değil, bildiğimiz betonarme.
74 blok, 540 hane.