E tabi vicdan varsa.
Yıllardır ‘Büyük’şehir bir hayvan barınağı yapamadı.
Sokaklar başıboş köpeklerle doldu:
Aç, susuz, bakımsız, sevgisiz...
* * *
Bizim meslekte bir tabir var:
‘Köpek insanı ısırdığında değil, insan köpeği ısırdığında haber olur.’
Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’in gündeme getirdiği “Kale Eylem Planı’nın 3 yıldır hayata geçirilemediği” görüşüyle ilgili eleştirilerime yanıt veren bürokrat, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Valimiz, Ankara’da göreve başladığı ilk günden bu yana, Başkent turizmine ivme kazandırabilmek adına birçok konuda öncü oldu. Tarihi Ankara Kalesi de bunlardan bir tanesi. Sayın Vali, Kale’deki süreci hızlandırmak amacıyla Kale Eylem Planı’nı gündemine aldı. Tarihi Ankara Kalesi’ndeki çalışmalara 3 milyon TL’lik bir bütçeyle, çalışmaların asıl sorumlusu olan Büyükşehir Belediyesi’ne maddi destek de verdi. Ancak Kale’deki alt yapı çalışmaları beklenenden daha uzun sürdü. ‘Kale Eylem Planı’nı Vali Alaaddin Yüksel gündeme getirdi diye, Vali’yi bu konunun tek sorumlusu ve muhatabı görmek doğru olmaz. Vali’ye, ‘Kale’deki çalışmalar neden hala bitmedi’ demekle, ‘Sayın Vali çöpleri niye toplamıyorsun’ demek aynı şey. Bu tür konu ve sorunlar aslında farklı adreslere, konunun gerçek muhatabına gitmeli.”
Gandhi’ye rahat yok
30 yılı aşkın bir süredir sakini olduğumuz Çankaya’ya bağlı Mahatma Gandhi Caddesi’ni maalesef son yıllarda arzu ettiğimiz güzellikte göremiyoruz. Semtimiz; yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının değil, aynı zamanda farklı uluslardan insanların da yaşadığı uluslararası bir niteliktedir. Başkentimizin en özenli semtlerinden olması gerektiğine inandığımız semtimizde yaya kaldırımları uzun zamandır sağlıklı insanların dahi yürümesini zorlaştıracak seviyede bozuk. Ayrıca kaldırımlar, araçların işgali altında. Büyükşehir Belediyesi’ne yapmış olduğumuz şikayetler geçiştirildi, ertelendi ve nihayetinde sonuçsuz kaldı. Avrupa’daki normal şehirlerde var olan insanların yürüyebildiği kaldırımlar ve sağlıklı bir park sistemi ile tüm sakinlerin huzur içinde yaşayabileceği bir semt istiyoruz.
Semih DURMUŞ
SÖZÜ/ÖZÜ
Neden imar verdiniz?
Gölbaşı Hacılar 429 adadan, ev yaptırmak üzere arsa satın aldık. Bir ev yapmanın ön koşulu, arsanıza giden yolun olması yani ulaşılabilirlik. Ancak, ‘Yolumuzu yapın’ dediğimizde, ‘Ev var mı’ diyorlar. Ulaşımı olmayan bir yere kim ev yapar. 5 yıldır bu derdimizi Büyükşehir Belediyesi’ne anlatamadık. Elektrik yok, su yok... Peki hiç bir hizmet yapmayacaklarsa, neden bu parsellere imar verdiniz? ‘İmarlı villa parseli’ olarak anılan bölgeden çok ciddi emlak vergisi alınıyor. 5 yıldır Büyükşehir koridorlarına gidip gelmekten, sormaktan, takip etmekten yorulduk. Dikmen Vadisi’nde hak sahibi olmayan kişilere tanınan imkanlar maalesef dürüst ve namuslu vatandaşa tanınmıyor.
Mücadele öncesi yapılan açıklamalar, maç öncesi anonsları gibi:
‘Zemin güzel, hava güzel.
Turizm için her şey müsait.
Hedef tabiki 3 puan.’
Fakat; sahadaki dizilişte mi, yoksa takım ruhunda mı bir sıkıntı var ne?
Beklenen atağa çıkamayıp, orta alanda sıkışıp kalıyoruz.
* * *
Hâlbuki taktiği Vali Alaaddin Yüksel vermişti.
Saat 03.30...
Sözde nöbetçi ama kepenkler inik.
Anne bir umut, camda yazılı telefon numarasını arıyor.
Telefon da kapalı:
‘Aradığınız nöbetçi eczaneye şu anda ulaşılamıyor.’
Nöbetçi eczanenin nöbeti ise, kapının önünde yatan sokak köpeğine kalıyor.
* * *
‘Güler misin, ağlar mısın’ dedirten bu olayla ilgili, ismini vermek istemeyen bir okur (anne) yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
Altay’ın dile getirdiği bir sorun ise TÜVTÜRK’le ilgili: 15 TL alıp, 1 saat bekletiyorlar.
Okur Metin Altay’ın kaleme aldığı iddia ve sorunlar şöyle:
* * *
“Sayın Melih Gökçek Ankaralılara bir sürpriz yaptı. Başkentgaz’ı satan Büyükşehir, Alfagaz ile olan anlaşmasını giderayak iptal etti. Şimdi doğalgaz saatiniz haberiniz olmadan yeni firma tarafından değiştiriliyor. Ta ki aldığınız gazı yükleyemediğinizde anlıyorsunuz. Sorunun kaynağını öğrenmeye çalıştığınızda saatinizin değiştiğini ve 300 TL ödemeniz gerektiği söyleniyor. Daha önce saate ödediğiniz para ise iade edilmiyor. Hemen yapacağınız iş, saatinizin markasına bakmak. Çünkü değişmiş olabilir. Bu durumu Ankara’da birçok vatandaş yaşıyor.
EGO OTOBÜSLERİNİ GÖREN YOK
TÜVTÜRK araç muayene istasyonları, internetten alınan ‘randevu’ başına, 15 TL ücret kesiyor. Bir da üstüne, randevulu oluduğunuz halde, 1 saat bekletiyorlar. Bununla bitse yine iyi... Avrupa standartlarına uygun yeni aracınıza, egzoz muayenesini zorunlu kılıyorlar. 35 TL ücrete ilave, yeni icat edilmiş 5 TL’lik kart parası da cabası. Öte yandan EGO otobüslerinin çoğu ile bazı dolmuş ve kamyonlar, arkalarında bıraktıkları koyu dumana rağmen şehir içinde cirit atıyor. Onları gören yok.”
Habire vatandaşa yükleniyor.
İş paraya gelince, ‘Para peşin, kırmızı meşin.’
‘Müteahhit Bey bizim ev ne zaman biter’ deyince de...
Loading. (yükleniyor)
* * *
Tatil yöresi değiliz.
Devre mülk projesiyle başlayıp, devre yük satan müteahhitler yok belki.
Sokağa çıkmak, ciddi hazırlık gerektirir.
Kazak, kaban, eldiven, atkı...
Bir nevi ‘kış seferberliği’, ama nafile.
Buz gibi hava, ilmek arasından sızar.
Tene iğne gibi batar, korunamazsın.
Ayazdan kaçıp, eve girsen, soğuktan kaçamazsın.
Sobanın, radyatörün gücü yetmez.
‘Taş yerinde ağırdır’ atasözüne kafa tutan bizim kaldırım taşları, yerinde duramıyor.
Taş değil, sanki oyun hamuru...
Hatta ilgi düşkünü, bir hayli de kırılgan.
Ömrü de kelebek misali...
Bir, bilemedin ikinci yılında error (hata) vermeye başlar.
Yeni yap-boz versiyonu çıkar.
Haliyle de güncelleme ister kaldırımlar.
* * *