Nereden geliyor bu soru?
Libya mutabakatının mimarı Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, önceki gün Ertuğrul Özkök’e söyledi bu önerisini. Dahası, makaleyi yazıp önerdiğini açıkladı.
Dedi ki:
“Şimdi bundan sonra atmamız gereken çok önemli bir adım daha var. Libya ile yaptığımız bu deniz anlaşmasının aynısını en kısa sürede İsrail ile de yapmalıyız. Kesinlikle bu adım atılmalı.”
Bunu sıradan bir isim önerse, tamam...
Ama söyleyen kişi, önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Libya mutabakatıyla ilgili olarak ismini vererek övdüğü Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı.
Türkiye’nin doğu Akdeniz’deki enerji kuşatmasını kırmak için attığı o zeki hamlenin en azından fikir babası...
Üstelik Tümamiral
HİKÂYEMİZ şöyle başlar:
113 yıllık çınar Karşıyaka.
95 yıllık şampiyonluk tarihi Göztepe.
Ve altın ayakların takımı 105 yıllık Altay.
İzmir sokaklarında “evsiz kalmış” mahzun çocuklar gibi dolaşıyorlardı.
Kulüp yöneticileri, belediyelere, işadamlarına, siyasilere yalvaracak haldeydi.
“
- Tezkere geçti, hayırlı olsun... Merak ediyorum, ne kapsamda bir lojistik harekât olacak?
“Şu anda çok ciddi ve hummalı görüşmeler oluyor. Genelkurmay çok titiz bir çalışma içinde. Bugün yarın en yüksek düzeyde değerlendirilip bir karara varılır. Bildiğiniz gibi menzil uzun...”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, alternatif planlarla birlikte bugün yarın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çıkabilir.
NEDEN EN BÜYÜK?
1) Türkiye bugüne kadar kendi bayrağı altında sınır ötesinde harekâtlar yapmıştır. Ama bu defa sınırından 30-40 kilometre değil, yaklaşık 2 bin 200 kilometre uzakta bayrak gösterecektir. Çok ciddi bir hava ve kara lojistik faaliyeti söz konusudur.
2) Türkiye, Afganistan ve Somali gibi ülkelerde askeri lojistik harekâtlar yapmıştır. Ancak bu NATO şemsiyesi altında olmuştur. Türkiye kendi bayrağı altında asker göndereceği için Libya bu açıdan bir ilktir. Ve en uzun menzilli lojistik harekât olacaktır.
NASIL BİR KUVVET GİDECEK?
Yine Ankara’dan aldığım bilgilere göre zaten bir süredir Genelkurmay içindeki uzmanlar Libya’ya gidecek kuvvetin çapı, niteliği, teknik ve askeri kapasitesi ile sayısı üzerinde çalışma yapıyor. Bu çalışmayı belirleyecek olan ise verilecek
900 kilometrelik Suriye sınırında kendisini bölecek bir terör devleti projesi var.
Bir ülke düşünün ki...
O sınırdan bir diktatörün saldırısıyla milyonlarca insan, çoluk çocuk gelip sana sığınıyor. Açlık, sefalet, kış... Onlara bakacaksın. Yemeleri, sığınmaları...
Milyonlarca insan derken öyle rakamla anlamayın. Her bir insan milyonlarca duygudur benim için.
Bir ülke düşünün ki...
40 yıldır bu milletin kanını akıtan bir terör örgütü tam çökertilirken, yeniden YPG adı altında diriltiliyor. Ve o ülke bununla mücadele için sınırlarının ötesine harekâtlar yapıyor.
Bir ülke düşünün ki...
Askerleri her an tetikte. Yabancı bir toprakta dünyanın başına bela olan DAEŞ teröristleriyle göğüs göğüse savaşıyor. Yakalıyor.
Sabahın ilk saatlerinde...
Denizin yüzeyi kirlenmeden... Sualtı elbiselerini giydik. Tüpler kuşanıldı. Kurşunlar bellere bağlandı.
Ve suyun altına doğru bıraktık kendimizi.
Dalış teknesinde kimler yok ki...
Muğla’nın çok değerli çevrecileri. Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden profesörler... Deniz altı dünyasının dalış hocası Erkul Bakıroğlu.
Ve o coğrafyanın “çevre savaşçısı” Marmaris Çevre Derneği Başkanı Ahmet Kutengin.
Biz dalgıçlardan gelecek haberi bekliyorlar.
“Hanımefendi, dağ yolunda otomobilimle sıkışıp kaldım. Kar bastırdı. Bir yere gidemiyorum. Çok soğuk. Durumum çok kötü.”
“Tamam, paniğe kapılmayın. Ben şimdi jandarmaya ve ambulansa haber veriyorum.”
“Hanımefendi, siz lütfen köydeki eşime haber verin. Merak eder. Telefonu...”
“Merak etmeyin, ben ulaşırım. Jandarmayı bekleyin.”
112 görevlisi mahsur kalan kişinin eşini arar:
Kadın: “Kimsiniz? Bu saatte arıyorsunuz.”
Görevli: “
Diğeri Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili:
“Silah ambargosunu kaldırıyoruz.”
Yani Türkiye’ye diyor ki, “Sana kapıları kapatıyorum”.
Kıbrıs Rum kesimine ise “Kapıları açıp sana silah veriyorum”.
Bu kararların ne anlama geldiği açık değil mi? Ama arkası var...
Çünkü tam o günlerde KKTC Enerji Bakanı Taçoy, çok önemli bir açıklama yapıyor:
“Doğu Akdeniz’de 4 katrilyon metreküplük bir rezerv olduğu tahmin edilmektedir. Bu rezervin şu ana kadar yaklaşık 110 trilyon metreküpüne ulaşılmıştır. 3.9 katrilyonluk bir rezerv olduğu tahmin edilmektedir. Onun için bu bölge dünyanın dikkatini çekmektedir.”
İHA SAVAŞLARI
Odasına giren kişi ısrarla şöyle diyordu:
“Ehliyet için sağlık raporu istiyorum.”
Dr. Kirişçi evrakına baktı. Bilgisayardan kontrol etti.
“Siz yanlış sağlık merkezine gelmişsiniz. Ben veremem” dedi.
İşte bu fotoğraf...
Dr. Kirişçi’nin bu sözünden sonra çekildi.
Burası İzmir Gaziemir 6 No’lu Sağlık Ocağı’dır.