Milli otomobile bir de böyle bakın

Bir ülke düşünün ki...

Haberin Devamı

900 kilometrelik Suriye sınırında kendisini bölecek bir terör devleti projesi var.

Bir ülke düşünün ki...

O sınırdan bir diktatörün saldırısıyla milyonlarca insan, çoluk çocuk gelip sana sığınıyor. Açlık, sefalet, kış... Onlara bakacaksın. Yemeleri, sığınmaları...

Milyonlarca insan derken öyle rakamla anlamayın. Her bir insan milyonlarca duygudur benim için. 

Bir ülke düşünün ki...

40 yıldır bu milletin kanını akıtan bir terör örgütü tam çökertilirken, yeniden YPG adı altında diriltiliyor. Ve o ülke bununla mücadele için sınırlarının ötesine harekâtlar yapıyor.

Bir ülke düşünün ki...

Askerleri her an tetikte. Yabancı bir toprakta dünyanın başına bela olan DAEŞ teröristleriyle göğüs göğüse savaşıyor. Yakalıyor. 

Ve bir ülke düşünün ki...

Şehitler veriyor.

Bir ülke düşünün ki...

Haberin Devamı

Güneydoğu sınırlarından bu belayı defederken Akdeniz’de yeraltındaki enerji kaynaklarını gasp etmeye çalışanlara karşı mücadeleye başlıyor.

Yani bir bela biterken, diğeri başlatılıyor.

Güneydoğu’da karadan... Güney Akdeniz’de denizden verilen bu amansız mücadeleyi düşünün. Libya Mutabakatı, bu “bela kuşatması”na karşı atılmış bir adımdır.

Ve bir ülke düşünün ki...

Bütün bu amansız savaşları verirken...

Sanki normal bir hayat varmış gibi...

Yani bu belalar yok ve her şey çok sakinmiş gibi... Sanki sınırlarına düşen terör füzeleri insanlarını katletmiyormuş gibi...

Savaşın ve gerilimin ortasından...

60 yıl sonra ilk otomobilini yapıp dünyaya duyuruyor.

En üst düzeyde insansız hava aracını yapıp üretime başlıyor.

Yani arkadaşlar... Demem odur ki...

Bu durumda başka bir ülke olsa...

Bırakın bir otomobil üretmeyi, var olan fabrikaları kapanır. Bunalıma girer.

Yani... Her tarafından kuşatılmaya çalışılan ülkemizin tam bu anda kendi otomobilini dünyaya tanıtması muazzam bir liderliktir.

Ve yalnızca bugün değil...

1923’ten beri bu böyledir...

Çünkü burası...

Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Benim için bu otomobilin anlamı da işte budur...

2020’de daha da varız kardeşim...

Araba deyip geçmeyin yani...

AKDENİZ'DE KOZMİK YARIŞ

Birer gün arayla oluyor bunlar...       

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Tunus’a gidiyor. Oradan dünyaya açıklıyor:

Haberin Devamı

Türkiye, Libya’dan davet alırsa elbette icabet eder.”

Ertesi gün Libya’da meşru iktidarı devirmek isteyen Hafter’in müttefiki Akile Salih, Güney Kıbrıs’a gidiyor. 

Sonra...

Önce Rum kesimi, “Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi kabul edilemez” diyor.

Sonra...

Yunanistan Dışişleri “Kabul edilemez” diyor. Aynı anda Libya İçişleri Bakanı Fathi Bashagha, “Türkiye’den resmi olarak asker desteği isteyebiliriz” diyor.

Sonra...

Cumhurbaşkanlığı “TBMM’nin acil olarak toplanıp asker gönderme tezkeresini gündeme alacağını” açıklıyor.

Sözün özü... 2020’nin ilk günlerinde Akdeniz’de tam bir “geri sayım” başlıyor.

Çünkü Türkiye’yi doğu Akdeniz’de kuşatıp enerji alanlarına çökmek isteyen bir yapı var.

Haberin Devamı

Bu yapı, tam deniz yetki alanlarını ele geçirecekken Türkiye müthiş bir atak yaparak Libya ile deniz yetki alanı mutabakatını imzalıyor.

Böylece kuşatma kırılıyor.

Ve savaş rüzgârlarının estiği “geri sayım” işte böyle başlıyor.

Darbeciler meşru hükümeti düşürmeden Türkiye destek olmak istiyor.

Bunun için de çok hızlı hareket ederek Libya’ya asker göndermeyi planlıyor.

İşte böyle bir “geri sayım”, böyle bir “yarış” var. 2020’ye böyle bir gerilimle giriyoruz.

Türkiye elbette ki haklarından vazgeçmeyecektir.

NİCE MUTLU YILLARDA SAĞLIK VE BARIŞ OLSUN

Yazarın Tüm Yazıları