Ben o cinayeti denizin 20 metre altında gördüm

Denizin 20 metre altında yaşanan doğa katliamını yazdım.

Haberin Devamı

Ben o cinayeti denizin 20 metre altında gördüm

Sabahın ilk saatlerinde...

Denizin yüzeyi kirlenmeden... Sualtı elbiselerini giydik. Tüpler kuşanıldı. Kurşunlar bellere bağlandı.

Ve suyun altına doğru bıraktık kendimizi.

Dalış teknesinde kimler yok ki...

Muğla’nın çok değerli çevrecileri. Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden profesörler... Deniz altı dünyasının dalış hocası Erkul Bakıroğlu

Ve o coğrafyanın “çevre savaşçısı” Marmaris Çevre Derneği Başkanı Ahmet Kutengin.

Biz dalgıçlardan gelecek haberi bekliyorlar.

Marmaris’in Yalancı Boğaz açıklarında, şehrin bütün atıklarının pompalandığı yere dalıyoruz. 20 metre aşağıda arıtma tesisinin boruları var.

Haberin Devamı

1 metre iniyoruz... Sonra 3 metre...

Sonra ilk 7 metrede duruyoruz.

Erkul Hoca bu seviyede hepimize ayrı ayrı bakıyor. Gözlüyor. El işaretleriyle bir sıkıntı var mı diye soruyor.

Ben o cinayeti denizin 20 metre altında gördüm

Doğrusu ışık kaybolmaya başladıkça insan biraz geriliyor. Çünkü yukarısı görünmüyor. Yani ışık tükeniyor. (30-40-80 metre dalanları düşünebiliyor musunuz.)

İndikçe sualtı değişiyor. Daha bir bulanık. Daha bir kahverengi...

Ve 20’nci metredeyiz... Herkes oksijen miktarı için saatine bakıyor... Ve beton künkleri, boruları görüyoruz...

Aman Tanrım...

Borulardan çıkan atığa bakıyorum. Zifir... Koyu kahverengi...

Ve daha önemlisi... 

Dalmadan önce bize brifing veren hocalarımızın şu sözünü hatırlıyorum:

“Atıkların körfezi tehdit etmemesi için kıyıdan belirli bir uzaklıkta boşaltılması gerekiyor. Ama boruların kıyıdan uzaklığı yeterli değil. O nedenle atıklar doğrudan körfeze doluyor. Deniz florasını öldürüyor. Bunun adı da resmen cinayettir.”

Evet arkadaşlar...

Önceki gün Ahmet Kutengin ve hocalarımız bizden yıllar sonra yine aynı yere daldılar...

CİNAYET DEVAM EDİYOR

Ve gördüler ki aynı cinayet devam ediyor.

Seri cinayet.

Doğa katliamı. Oysa o gün uyarmıştık. Kıyılara otel yapıp 10 pound’a oda satan kafa dinlemedi.

Haberin Devamı

Yıllardır mücadelesini yakından izledim... Destekledim... 

Bir çevre savaşçısı olarak Marmaris Çevre Derneği Başkanı Ahmet Kutengin artık isyan ediyor.

İşte bu onun fotoğrafıdır...

Ben denizin 20 metre altında...

O çatlak atık borusunun başında fotoğraf çektirirken, ekibin bir bölümü deniz florasından ve sudan örnekler alıyordu.

Sonra anladık ki...

“Bu sistem kesinlikle yanlış...”

Peki yıllar sonra durum nedir?

Değişen bir şey yok...

Dünya denizlerinin en güzel sahillerinde...

Cennet Marmaris’te... Ve Fethiye Körfezi’nde...

Ve Göcek’te... Ve Hisarönü’nde...

Denizdeki bu “seri cinayeti” yalnızca izliyoruz.

O nedenle merak ediyorum:

- Muğla Valiliği’nin ya da Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ya da Marmaris, Fethiye Bodrum belediyelerinin sualtı inceleme ekipleri var mıdır?

Haberin Devamı

- Bu cennet kıyıları, sualtı zenginliklerini sistematik olarak dalıp, inceleyip raporlayan bir sistemleri var mıdır?

Anladım ki yoktur.

Şimdi sorumuz şu:

- Karadaki bütün sınırlar önemli de... Denizlerimiz bu vatana ait değil mi?

Nerede “mavi vatan”...

- Doğu Akdeniz’de yeraltındaki enerji haklarımız için Libya’ya asker gönderen Türkiye;

Ege’de katliama uğrayan deniz altı zenginliklerimiz için dalgıç bulamıyor mu?”

Elbette bulur...

İşte o nedenle, denizin 20 metre altından, bu çığlığı gönderiyoruz...

Yunuslarımız, pavuryalarımız, hamsilerimiz ve çocuklarımızın geleceği için gönderiyoruz...

Ben o cinayeti denizin 20 metre altında gördüm

BURASI DA İSTANBUL

Ve tam ben bu satırları yazarken, Umut Veis bir fotoğraf gönderdi...

Haberin Devamı

Çarşamba günü öğle saatlerinde çekilmiş... Bir başka cinayet...

Zeytinburnu’nda Boğaz trafiğini bekleyen gemiler...

Ve işte denize yayılan mazot... Atık... Pislik...

Hiçbir zaman doğaya karışamayacak olan kirlenme...

Acaba bu mazotu denize kaçıran ya da atık bırakan gemiler takip ediliyor mu? Gidin bakın Zeytinburnu’na... Onlarca gemi demirde, Boğaz trafiğini bekliyor.

Buradan belediyeye, Sahil Güvenlik’e ve Kıyı Emniyeti’ne sesleniyorum:

Zeytinburnu açıkları bu milletin mavi vatanı değil midir?

Lütfen ilgi gösterin...

İyi pazarlar...

Yazarın Tüm Yazıları