Paylaş
- Tezkere geçti, hayırlı olsun... Merak ediyorum, ne kapsamda bir lojistik harekât olacak?
“Şu anda çok ciddi ve hummalı görüşmeler oluyor. Genelkurmay çok titiz bir çalışma içinde. Bugün yarın en yüksek düzeyde değerlendirilip bir karara varılır. Bildiğiniz gibi menzil uzun...”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, alternatif planlarla birlikte bugün yarın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çıkabilir.
NEDEN EN BÜYÜK?
1) Türkiye bugüne kadar kendi bayrağı altında sınır ötesinde harekâtlar yapmıştır. Ama bu defa sınırından 30-40 kilometre değil, yaklaşık 2 bin 200 kilometre uzakta bayrak gösterecektir. Çok ciddi bir hava ve kara lojistik faaliyeti söz konusudur.
2) Türkiye, Afganistan ve Somali gibi ülkelerde askeri lojistik harekâtlar yapmıştır. Ancak bu NATO şemsiyesi altında olmuştur. Türkiye kendi bayrağı altında asker göndereceği için Libya bu açıdan bir ilktir. Ve en uzun menzilli lojistik harekât olacaktır.
NASIL BİR KUVVET GİDECEK?
Yine Ankara’dan aldığım bilgilere göre zaten bir süredir Genelkurmay içindeki uzmanlar Libya’ya gidecek kuvvetin çapı, niteliği, teknik ve askeri kapasitesi ile sayısı üzerinde çalışma yapıyor. Bu çalışmayı belirleyecek olan ise verilecek “görev ve hedef”tir.
Görev, Libya ile yapılan anlaşma metninden ve tezkereden bellidir:
1) Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdide karşı tedbir almak.
2) Libya’daki gayrimeşru silahlı gruplar ile terör örgütlerinin Türkiye’nin menfaatlerine yönelebilecek saldırılarını bertaraf etmek.
Yani...
Gerekeni yapmak...
Bunun için de lojistik donanımdan terörle mücadele ve muharip güce kadar içinde çeşitli unsurların olduğu bir güç söz konusu olabilir.
Sonuçta olan biten bellidir:
Türkiye’yi ve KKTC’yi doğu Akdeniz’de daracık bir alana sıkıştırıp enerji havzasına çökmek isteyenlere karşı Türkiye, kendi bayrağı altında Cumhuriyet tarihinin en uzun menzilli lojistik harekâtını hazırlamaktadır.
Ve elbette buna gücü yetecek kadar muazzam bir ordusu ve kararlılığı vardır.
DÜNYA YENİ BİR CEPHEYLE TANIŞACAK
ABD’nin İranlı bir generali öldürmesi resmen savaş nedenidir.
Ancak...
İran’ın ABD ile kara, hava ve denizde bir cephe savaşı mümkün değildir.
Bu durumda dünya yeni tür bir “cephe” kavramıyla karşı karşıyadır.
Dünyada ABD bayrağının dalgalandığı her yer...
İran için artık birer “cephe” haline gelmiştir.
İşte önümüzdeki dönemin “felaketi” budur.
Düşünün ki...
Bugüne kadar iki ülke arasındaki savaşlar, cephe ölçeğinde sürüyordu.
Bunun dışındaki saldırılar “terörist saldırı” kapsamında görülüyordu.
Hamas, DAEŞ, YPG, PKK ve benzeri örgütlerin saldırıları terör tanımındaydı.
Ama şimdi BM’nin devlet olarak tanıdığı İran, yeni bir cephe açıyor:
“Üzerinde ABD bayrağı dalgalanan bütün tesisler”...
Peki uluslararası toplum bunu nasıl tanımlayacak?
Artık birçok yerde patlamalar, suikastlar olabilir.
İran bir terör devleti durumuna düşmemek için de bunu çok titiz planlayacaktır.
Dünya yeni bir “cephe” ve “terör sarmalı”nın eşiğindedir.
Süper devletlere karşı diğer devletlerin bu tür bir “cephe savaşı”nı meşru görmesi dünya barışını kökünden sarsabilir.
Paylaş