<B>HACI Bektaş Veli </B>şenlikleri müthiş bir <B>‘‘siyasetçi’’ </B>akınına uğruyor. Sağından soluna bütün partiler ve liderler şenliklere akın ediyorlar.
Konuşmalar yapıyorlar, kürsülere çıkıyorlar, olayı sahiplenmeye çalışıyorlar.
Eee, hani bu ülkede
‘‘din üzerinden siyaset yapmak’’ hoş karşılanmıyordu.
Din üzerinden siyaset yapmak hoş değil de, mezhep üzerinden siyaset yapmak doğru mu?
Biri ne kadar yanlış ise diğeri de o kadar yanlış.
Hacı Bektaş şenlikleri
‘‘sevgi, barış, dostluk, insanlık’’ çağrılarıyla müthiş bir olay.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen yurttaşlarımızı kaynaştırması, coşturması akıl almaz güzellikte.
Ama bu şenliklerin
‘‘siyasi arena’’ya çevrilmesi hiç hoş değil.
Bu şenlikleri düzenleyenlerin, bundan böyle buraya siyasetçi davet etme alışkanlığından vazgeçmeleri gerekiyor.
Çünkü görüntü, bu şenliklerin içeriğine hiç uymuyor.
Artık bu lig de şaibeli oldu
FENERBAHÇE yönetimi, Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı öncesi Futbol Federasyonu'na başvurarak Gaziantepspor'la oynayacağı lig maçının ertelenmesini istedi.
Futbol Federasyonu da bu isteği yerinde bularak maçı erteledi.
Hayırlı olur inşallah.
Oynanacak maç bir
‘‘ön eleme’’ maçı.
Talep erteleme, sonuç ertelemenin kabulü.
Şimdi ben de hafızası yerinde bir Türk vatandaşı olarak biraz geriye gidiyor ve son iki yılı hatırlamaya çalışıyorum.
İki sezon önce Galatasaray, Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçı oynayacak.
Aynı hafta sarı kırmızılı takımın yanlış hatırlamıyorsam (böyle şeyleri hatırlanacak kadar önemli bulmam da ondan) Beşiktaş'la lig maçı var.
Galatasaray maçın ertelenmesi için başvuruyor.
Fenerbahçe lobisi devreye giriyor. Emniyet müdürlerinin, içişleri bakanlarının, o zamanın önemli basın mensuplarının, Fenerbahçeli yöneticilerin katıldığı bir toplantı yapılıyor ve maç ertelenmiyor.
Oysa belki de ilk kez bir Türk takımı Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale çıkacak ve Türkiye puanlar kazanacak.
Kimsenin umurunda değil. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nden eleniyor.
Galatasaray'ın bir Avrupa Şampiyonluğu daha kazanma ihtimali de böylelikle
‘‘bertaraf’’ edilmiş oluyor.
Geçen yıl da benzer bir durum yaşanıyor.
Roma'da dayak yiyen Galatasaray Futbol Takımı, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıkmalarını sağlayabilecek Barcelona maçı öncesi erteleme istiyor.
Federasyon da bunu kabul ediyor. Fenerbahçe yönetimi ve Fenerbahçeli
‘‘besleme spor basını’’ ayağa kalkıyor.
Bütün bir lig şaibeli ilan ediliyor. Fenerbahçeliler yürüyüşler yapıyorlar, Fenerbahçe Kulübü Başkanı, Federasyon Başkanı'na tehditler savuruyor, hedef gösteriyor.
Ortalık toz duman oluyor.
Ve bakın şu Allah'ın işine, aradan üç beş ay geçmeden Fenerbahçe değil bir Şampiyonlar Ligi finali, bir
‘‘ön eleme maçı için’’ erteleme istiyor.
Federasyon da kabul ediyor.
Sıkı mı kabul etmesin.
Ama Fenerbahçe yöneticilerinin mantığıyla bakarsak artık bu lig
‘‘şaibelidir’’.
Kimin şampiyon olduğunun hiç ama hiç önemi yoktur.
Lige
‘‘şaibe’’ bulaşmıştır.
Öyle değil mi Sayın
Yıldırım? Çeşme dikkat etsin, geliyorlar
TÜRK insanı, ne yazık ki virüs gibi. Bir yeri bulduğu zaman orayı istila ediyor, sömürüyor, yiyip bitiriyor ve yok ediyor.
Sonra da yeni yerler aramaya başlıyor.
Böyle yapa yapa, ardımızda çöller bırakarak Orta Asya'dan buraya kadar gelmişiz.
Yaşadığı coğrafyayı bizim kadar hor kullanan başka bir millet herhalde yok. En azından uygar bir millet yok. Genetik bu durum bugün hálá geçerli. Bodrum'u da aynen böyle bitirdik.
Dünyanın en güzel yerlerinden birini koy koy, köy köy ele geçirip yok ettik.
Bodrum artık yok olmak üzere.
Şimdi yeni hedef belli.
Çeşme.
İzmir'in bu müthiş tatil beldesi şimdi yeni hedef.
Moda tabiriyle Bodrum out, Çeşme in olacak.
Virüs ordusu şimdi Çeşme'yi istilaya hazırlanıyor.
Önce
‘‘sosyetik’’ öncü birlikler, sonra onların artçıları.
Bu nedenle Çeşme'yi hızla korumaya almak lazım.
İmarıyla, eğlence yerleriyle, gürültülü ve sakin mekánlarıyla iyi bir planlama yapmak ve Çeşme'yi kurtarmak gerek.
Yoksa 5 sene sonra Çeşme'yi bir enkaz olarak arkamızda bırakıp, yok edilecek yeni güzellikler aramaya başlarız.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ahlak dersi vermek, Türkiye'nin ve Balkanlar'ın ve hatta Ortadoğu'nun en ahlaksız adamının beslediği köpeklere kalmadığı zaman.