Paylaş
Bu biyolojik problemler sizi fiziksel olarak çok rahatsız etmiyorsa farkına bile varmamış olabilirsiniz. Diğer yandan, psikolojik sıkıntılarınıza yol açan böyle bir durumunuz varsa, gerçek nedeni ortadan kaldırmadığımız sürece psikoterapi hiçbir işe yaramaz. Psikoterapiye başlamadan önce mutlaka genel bir tarama yapılması gereklidir.
Dr. Başak: Daha önce hiç psikoloğa gittiniz mi?
- Danışan: Hayır, ilk defa geliyorum. Biraz heyecanlıyım.
Dr. Başak: Öyleyse size bu ilk seansın nasıl geçeceğini anlatayım. İlk önce terapinin ilkelerinden bahsedeceğim. Ardından demografik bilgilerinizi alacağım, geçmişinizle, ailenizle, iş ve okul hayatınızla ilgili bazı sorular soracağım. Sizinle ilgili yeterli bilgileri aldıktan sonra şikayetlerinizi, terapiden beklentilerinizi konuşacağız ve hedeflerimizi belirleyeceğiz. Psikolojik sıkıntılarınıza neden olan faktörleri ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bu arada, eğer yakın zamanlarda yaptırmadıysanız, bir dahaki görüşmemize kadar genel bir sağlık kontrolü yaptırmanızı isteyeceğim.
- Danışan: O neden gerekli? Sağlığımla ilgili bir şikayetim yok ki?
Dr. Başak: Bazı psikolojik sıkıntılar, biyolojik problemler yüzünden ortaya çıkar. Bu biyolojik problemler sizi fiziksel olarak çok rahatsız etmiyorsa farkına bile varmamış olabilirsiniz. Diğer yandan, psikolojik sıkıntılarınıza yol açan böyle bir durumunuz varsa, gerçek nedeni ortadan kaldırmadığımız sürece psikoterapi hiçbir işe yaramaz. Bu nedenle, psikoterapiye başlamadan önce mutlaka genel bir tarama yapılması gereklidir.
- Danışan: Uzun zamandır yaptırmamıştım zaten, iyi olur. Ne gibi hastalıklar psikolojik sıkıntılara yol açar?
Dr. Başak: Çok geniş yelpazede hastalıklar olabilir. Bunların hepsini kapsamak mümkün olmayabilir ama ruhsal sıkıntılara neden olabilecek tıbbi durumları başlıca 4 kategoride inceleyebiliriz:
1- Dışarıdan aldığımız maddelerin neden olduğu sorunlar; alkol, uyuşturucu veya bazı ilaçların yan etkileri.
2- Sinir sistemimizle ilgili hastalıklar; tümör, yüksek tansiyon, ms (multiple skleroz), epilepsi vb...
3- Enfeksiyonların neden olduğu hastalıklar; HIV, herpes, idrar yolları enfeksiyonları, zatürre vb.
4- Metabolizma veya endokrin ile ilgili bozukluklar; tiroit, vitamin eksiklikleri, elektrolit dengesizlikler, kansızlık, hormonal dengesizlikler (menopoz, adet dönemleri, testosteron dengesizlikleri), şeker hastalıkları vb...
- Danışan: Şeker hastalığının sinir yaptığını duymuştum. Ailede de şeker var. Nasıl testler yaptırmalıyım?
BİR ENDOKRİNOLOJİ UZMANINA DANIŞIN
Dr. Başak: Bunun için bir endokrinoloji uzmanına danışmanızı tavsiye ederim. O sizin şikayetlerinize neden olabilecek fiziksel sıkıntıları ortaya çıkarmak için gerekli tetkikleri isteyecektir. Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Serpil Salman’ın bu konuyla ilgili hazırladığı çok önemli bilgiler size bir fikir verebilir:
- Diyabet (şeker hastalığı) toplumda oldukça yaygın görülen ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek bir hastalıktır. Kan şekerinde aşırı düşüklük (hipoglisemi) veya aşırı yükseklik kişinin ruh durumunda önemli değişikliklere neden olur. Sinirlilik, gerginlik, kaygı gözlenebilir. Ayrıca cinsel istekte azalma, erkeklerde sertleşme problemi gibi sorunlar da gelişebilir.
-Toplumda nispeten sık görülen hastalıklar olan hipoglisemi (kan şekerinin düşük olması), hipotiroidi (vücutta tiroid hormonunun az olması), kalsiyum düzeyinde aşırı artış, Cushing sendromu, böbrek üstü (adrenal) bezde yetersizlik, depresyon izlenimi verebilir ve bazen bu hastalıklar gözden kaçabilir.
- Hipoglisemi, hipertiroidi veya tirotoksikoz (vücutta tiroid hormonunun aşırı miktarda bulunması) ve bazı nadir hastalıklarda (Cushing sendromu, Karsinoid sendrom, feokromositoma) sinirlilik görülebilir. Cushing sendromu vücutta kortikosteroid grubu hormonların aşırı üretildiği bir hastalıktır.
- Güçsüzlük, halsizlik yakınmaları olan bir hastada birçok kez sebebin psikolojik olduğu düşünülür ama diyabet, hipotiroidi, hipertiroidi, D vitamini eksikliği, kalsiyum yüksekliği, hipofiz bezinin yeterince hormon üretmemesi, böbrek üstü bezinin çalışmaması, Cushing sendromu, hiperaldos-teronizme bağlı potasyum düşüklüğü de bu şikayetlere yol açabilir.
BAŞ AĞRISI TÜMÖRE BAĞLI OLABİLİR
- Çoğu zaman psikolojik nedenli olarak yorumlanan baş ağrısı, hipoglisemi veya nadiren hipofiz bezindeki bir tümöre bağlı olabilir. Baş ağrısı kriz halinde (çok hızlı) yükselen kan basıncı artışına eşlik ediyorsa böbrek üstü bezinden aşırı katekolamin (adrenalin vb hormonlar) salgılayan tümör (feokromositoma) akla gelmelidir.
- Feokromositomadaki tansiyon krizleri birçok olguda panik atak ve anksiyete tablosu olarak yorumlanır, tedaviye yanıt alınamayınca (hatta hasta kötüleşince) şüphelenilmesi üzerine tanı konulur.
- Bazı endokrinolojik hastalıklarda hafıza ve öğrenme ile ilgili sorunlara rastlanabilir. Hipotiroidi, bu hastalıklar arasında ilk sıradadır. Bu hastalar sıklıkla ama hafif derecede zor/yavaş anlama, konsantre olamama, yakın geçmişe ilişkin hafıza kaybı gibi yakınmalar bildirirler.
- Hipotiroidi doğumsal ise ve tedavi edilmezse zeka geriliği ile sonuçlanabilir. Bu riske karşı, ülkemiz de dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde yeni doğan bebeklere rutin olarak TSH ölçümü yapılmaktadır.
Bebeğin tiroid hormon üretiminin normal olduğu, ancak annede hipotiroidi bulunan durumlarda da -konjenital hipotiroidi derecesinde olmasa da- ileriki hayatta problemler yaşanabilir. Böyle gebeliklerin ilk aylarında annenin uygun şekilde tedavi edilmesi çok önemlidir, zira bebek kendi tiroid hormonunu gebeliğin 12’nci haftasından önce üretememektedir.
Yeterli tedavi yapılmazsa çocukluk çağında bilişsel fonksiyonlarda nispeten azalma, IQ puanının yaşıtlara göre 7-10 puan gibi düşüklüğü derecesinde problem beklenebilir.
C VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ DEPRESYON YAPABİLİYOR
- Bilişsel fonksiyonlarda göreceli bozulma, dikkat dağınıklığı beklenebilecek önemli bir endokrinolojik problem de diyabettir. İnsülin ve şeker düşürücü ilaçların aşırı etkisine bağlı olarak sık ve ağır hipoglisemi dönemleri geçiren küçük çocukluk çağındaki veya yaşlı diyabetlilerde bilişsel fonksiyonlarda bozulma olabilir.
- Yaşlılarda diyabet varsa, demans gelişiminin nispeten sıklaştığına dair veriler bulunmaktadır.
- Büyüme hormonu eksikliği olan çocuk ve erişkinlerde de yaşam kalitesinde bozulma (enerji düşüklüğü, konsantrasyonda yetersizlik vb.) görülebilir.
- Niasin (B3) eksikliği çok nadirdir, bununla beraber hafıza kaybı, psikoz yapabilir.
- Ağır düzeyde Vitamin C eksikliği depresyon yapabilir
- B12 eksikliği kognitif değişiklikler (hafızada, algılamada vb.), yaşlılarda açıklanamayan psikiyatrik bozukluklar ve demans yapabilir.
- D vitamini eksikliğinde oluşabilecek kas/kemik ağrıları, kas güçsüzlüğü, kırığa bağlı sıkıntılar-yatağa bağımlılık-sosyal izolasyon gibi ek ruhsal sorunlar yaratır ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olur.
Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikayelerden esinlenilerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş