Paylaş
Danışan: Kardeşimle altı aydır konuşmuyoruz. Annem çok ısrar ediyor “Artık barışın, bayramda küslük olmaz” diye ama ben nasıl barışırım bilmiyorum.
Dr. Başak: Barışmak istiyor musunuz?
Danışan: Hem evet hem hayır. Bir tarafım istiyor, sonuçta o benim tek kardeşim. Diğer tarafım ise hiç istemiyor, hâlâ ona çok kızgın.
Dr. Başak: Öyleyse kızgınlığınızdan vazgeçmek isteyip istemediğinize karar veremiyorsunuz.
Danışan: Evet. Affedersem onun bana yaptığını unutmuş olacağım. Kızgın kalmam gerekir diye düşünüyorum.
Dr. Başak: Neden?
Danışan: Aslında çok basit bir nedenden dolayı tartışmıştık ama tartışma çok uzadı ve bana çok kötü şeyler söyledi. Hâlâ kulaklarımda.
Dr. Başak: Bu tip tartışmalar, küsmeler sık sık olur mu aranızda?
Danışan: Küsmelerimiz daha önce hiç bu kadar uzun sürmemişti ama sık sık tartışırız.
Dr. Başak: Bu sefer neden bu kadar uzun küstünüz?
Danışan: Çünkü artık onunla nasıl baş edeceğimi bilemiyorum. Tekrar konuşmaya başlarsak yine aynı şeyleri yapacak. Beni kırmasına artık izin vermek istemiyorum.
ONUNLA KÜS KALMAK PROBLEMİ ÇÖZÜYOR MU?
Dr. Başak: Sizi tekrar kırmasını engelleyebileceğinizi bilseydiniz, küs kalmaya devam eder miydiniz?
Danışan: Kalmazdım herhalde.
Dr. Başak: Peki ne kadar üzüldüğünüzü ve kırıldığınızı onunla konuşmak istemez misiniz?
Danışan: Onunla bu konuları konuşmak mümkün olmuyor.
Dr. Başak: Neden?
Danışan: Çünkü o kendine göre hep haklı. Diğer taraftan, ben de kendime göre haklıyım. Bu yüzden ayrı düşüncelerimizin olduğu bir konuda ne zaman konuşmaya çalışsak mutlaka bir kavga çıkar.
Dr. Başak: Küs kalmak aranızdaki problemleri çözüyor mu?
Danışan: Hayır, sadece birbiri-mizden kaçmış oluyoruz, kafam rahat oluyor.
Dr. Başak: Kafanız gerçekten rahat mı?
Danışan: İdare eder. Aile toplantılarında filan karşılaşıp da konuşmamak zor oluyor. Sevimsiz bir gerginlik, tatsızlık oluyor. Ben kimseye küs kalmayı sevmem. Annem de bu durumdan hiç hoşlanmıyor.
Dr. Başak: Sürekli çatışma yaşadığımız kişilerle, özellikle bir de aramızda duygusal bağ var ise, iletişim kurmak çok kolay olmaz ama sizin de söylediğiniz gibi o kişiyi yok saymak da çözüm değil. Çatışmaları çözebilmek için doğru iletişim teknikleri kullanmak şart.
Danışan: İnsanlarla genellikle doğru iletişim kurabiliyorum, maalesef kardeşimle bu pek mümkün olmuyor. Çünkü o kavgacı biri.
Dr. Başak: Tartışmalarınızın tek suçlusu o gibi konuşuyorsunuz. Onun yüzde yüz suçlu olduğuna bu denli inanırsanız, onu dinleyip olaylara onun gözünden bakmaya çalışmak yerine onun hatalı olduğunu kanıtlamayı sağlayacak deliller toplamaya odaklanacaksınız. Bu durumda aranızdaki tartışmalar hiç bitmez. Çatışmalarınızın çözümlenebilmesi için yeni yöntemler denemelisiniz. Belli ki daha önce uyguladıklarınız aranızdaki problemlerin çözülmesinde etkili olmuyor. Örneğin suçlamak, yanlış bir yol.
Danışan: Onunla iki yetişkin gibi konuşamıyoruz ki, hemen parlıyor. Onu nasıl suçlamam? Anneme söyledim, “Barışmamızı çok istiyorsan onunla konuş, benden özür dilesin” dedim ama annem de onunla konuşmayı beceremiyor.
Dr. Başak: İki kişi arasındaki problemlerin çözümünü üçüncü kişilere bırakmak doğru bir yol değil. Hatta işlerin daha da karışmasına yol açar. Kardeşiniz, kendisinin haklı olduğunu annenize ispatlamak için daha da çok deliller toplayacak, bu arada belki kendini daha da haklı hissedecek. Aynı şey sizin için de geçerli. Eminim annenizle her konuşmanızda onun ne kadar haksız, kendinizin ne kadar haklı olduğunu anlatıp duruyorsunuzdur. Bu da kızgınlığınızın artmasına neden olur. Oysa kardeşinizle teke tek konuştuğunuzda, birbirinizi net ve önyargısız duyabilmek, birbirinizin sadece olumsuz yönlerini değil, ilişkinizin bütününe bakarak birbirinizin olumlu taraflarını da görebilmek için daha fazla şansınız var. İlişkinizin düzeltilmesi görevini annenize bırakmak yerine, nerede yanlış yaptığınızı anlamaya çalışmalı ve kardeşinizle doğru bir iletişim kurmak için neler yapmanız gerektiğini öğrenmelisiniz.
ETKİLİ İLETİŞİMİN 5 ÖNEMLİ ADIMI
Danışan: Ben doğru iletişim kurabildiğimi sanıyordum ama belki de kuramıyorumdur. Peki doğru iletişim nasıl olur?
Dr. Başak: Dr. David Burns, en etkili iletişimin beş önemli adımdan oluştuğunu söylüyor. Bunları size kısaca anlatacağım. Hemen doğru bir şekilde uygulamak çok kolay değil, biraz çalışmak gerek. Size tavsiyem, kardeşinizle konuşmadan önce her adımda önerilen şekilde, ona söylemek istediklerinizi bir kağıda yazın ve ertesi gün okuyun. Eğer doğru yaptığınıza inanıyorsanız, aynı yazdığınız gibi onunla bu adımları takip ederek konuşmaya çalışın.
1. Adım: Silahsızlanma; karşınızdaki size ne kadar kötü bir şey söylerse söylesin kendinizi korumak veya karşı saldırıya geçmek için hemen silahlarınıza sarılmayın. Önce bir dinleyin ve söylediklerine inanmasanız, doğru olduğunu düşünmeseniz bile onun belli bir nedenden dolayı böyle düşündüğünü hatırlayarak, düşüncelerini duyduğunuzu ona hissettirin. “Haklı olabilirsin” gibi cümlelerle konuşmanıza başlayın.
2. Adım: Empati; bunun için kendimizi karşımızdakinin yerine koymamız gerekecek. Empati yaparken karşımızdakinin söylediklerini tekrar ederek hem düşüncelerinden hem de duygularından haberdar olduğumuzu vurgulamış oluruz. Karşınızdakinin duygu ve düşüncelerine empati yapıp saygı gösterdiğinizde, o da sizin düşüncelerinize ve duygularınıza saygı gösterecektir. “Benim yanlış yaptığımı söylüyorsun, böyle düşündüğünde de belli ki çok kızgınsın” gibi.
3. Adım: Araştırma; doğru ve etkili iletişimde en önemli adımlardan biridir. Tartışmalar sırasında bazen kendimizi, haklı olduğumuzu ispatlamaya öyle kaptırırız ki karşımızdakinin ne söylemek istediğini duymayız. Bu nedenle soru sormak, tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışmak şart. “Böyle hissetmene ne neden oldu? Benim neyi yanlış veya eksik yaptığımı düşünüyorsun? Ne zamandır böyle hissediyorsun?” gibi sorularla karşınızdakini daha iyi anlamaya çalışın.
4. Adım: ‘Ben’ ile başlayan cümleler kurun; “Senin suçun, sen şöyle birisin” gibi suçlayıcı cümleler yerine ‘ben’ ile başlayan cümleler kurmaya gayret gösterin: “ben de çok üzgünüm, bu sözler benim kalbimi kırdı ve beni hayal kırıklığına uğrattı” gibi.
5. Adım: Tatlıya bağlama; karşınızdakiyle konuşmanızı olumlu bitirecek bir cümle bulmaya çalışın. Sorunları çözemeseniz bile, “Sorunu şimdi çözemedik ama en azından birbirimiz dinleyebildik” veya “Şu anda kızgın olduğumuz için konuşmaya ara verebiliriz ama birbirimize güvendiğimiz sürece bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum” gibi.
NOT: Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikayelerden esinlenilerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş