Müzikte aranan kan bulundu. Hayatımıza bir düştü, pir düştü. Son günlerde herkes onun şarkılarından, tarzından, danslarından bahsediyor. Konserleri dolup taşıyor. Gördüğü ilginin sebebi araştırılıyor. “Günün sonunda gerçek bir şey yapıldığında insanlar onu takip edip seviyor” diyor Mert Demir. Geçen günlerdeki Harbiye Açıkhava Tiyatrosu konseri öncesi Demir’le kulisinde buluşuyoruz; hayatını, müzikteki başarısını ve hakkında merak edilenleri onuşuyoruz: “Tamamen huzurun peşinde olduğum bir yolculuk bu.”
#Mert DemirBazı röportajlar kuş gibi hafif geçiyor. Zorlamadan, zamanında, rahat... ‘Ben bir Kızılderili atı gibiyim’ diyen, özgürlüğünün her şeyden önemli olduğunu ve hayatı olan müziğinin bu özgürlükten ve gerçek yaşadıklarından beslendiğini söyleyen dünyanın tanıdığı, cazın dahi ismi Kerem Görsev ile sohbetimi gerçekleştirdim.
#YüzdeyüzBazı röportajlar kuş gibi hafif geçiyor. Zorlamadan, zamanında, rahat... ‘Ben bir Kızılderili atı gibiyim’ diyen, özgürlüğünün her şeyden önemli olduğunu ve hayatı olan müziğinin bu özgürlükten ve gerçek yaşadıklarından beslendiğini söyleyen dünyanın tanıdığı, cazın dahi ismi Kerem Görsev ile sohbetimi gerçekleştirdim.
#Gözde Yener BirmanKoyunlar, insanların sofralarına pirzola olsun diye getirmezler kuzularını. İneklerin insanlara süt sağlamak gibi bir derdi, katırların, develerin yük taşıma gibi bir hevesi yoktur. Kiraz ağaçlarının tabaklara meze yetiştirmek değildir hedefi. Ancak bu, insanın ihtiyaçlarını tabiattan karşılamaması gerektiği anlamına da gelmez.
#Bursa2006’dan bugüne ürettiğini 40’ın üzerinde işin yer aldığı kapsamlı bir sergiyle Avusturya Linz’deki Lentos Müzesi’ne konuk olan güncel sanatçı Nilbar Güreş, “Gönül isterdi ki bu çapta bir sergi ilk önce İstanbul’da böyle bir müze veya kurumda gerçekleşsin. Ben İstanbulluyum” diyor.
#Nilbar GüreşYetenekli, genç ve güzel... Ekranın aranan isimlerinden. Bu kadarına zaten hepimiz hâkimiz. Ama bir de ekrandan görünmeyenler var. O kaderci bir Pollyanna. Kusurlarını, takıntılarını ve hatalarını anlatmaktan çekinmiyor. Şimdiye kadar hiç aşk acısı çekmediğini itiraf ediyor. ‘İçerde’ dizisine geçen hafta veda eden Bensu Soral’la buluştuk ve bilmediğimiz dünyasına girdik.
#Bensu SoralDuyduk duymadık demeyin, evimizin ‘cici kızı’ Bengü’ye bir haller olmuş! Son single’ı ‘Hodri Meydan’la birlikte artık karşımızda daha seksi ve iddialı bir kadın var. Ama hâlâ bekâr; “Dünyada çok yalan ve çok yalancı var. O yüzden hayatıma yeni birini sokmak istemiyorum. Dışarıdan öyle bir duruyorum ki, duvar mübarek! Bir çocuk beni kesmeye çalışsa asla göz göze gelemiyorum. Ama böyle de nasıl sevgili bulacağım, inan bilmiyorum” diyor.
#BengüGücü erkek modasıyla ve dergi dünyasıyla sınırlı değil. İngiliz GQ dergisinin 15 yıldır başındaki Dylan Jones, 80’lerden beri ciddi gazetecilik yapıyor, bir yandan da popüler kültür ve müzik üzerine kitaplar yazıyor. Bu hafta Marka Konferansı’nda yapacağı konuşma öncesi Londra’da, GQ ofisinde buluştuk. Modern erkek, gazeteciliğin geleceği, U2 ve Kim Kardashian üzerine epey mesai harcadık. İşte sonuç.
“Seti çok yoğun!”, “Hakancığım, Tuba konuşmayı sevmiyor”, “Çocuklarıyla ilgileniyor, biraz meşgul!” Ben koştum, o reddetti. Sonunda bıkmış olmalı, pes etti. Bana Fenerbahçe Parkı’nda buluşmak üzere randevu verdi. Orta Türk kahvesi ve lokum eşliğinde Türkiye’nin en güzel kadınlarından biriyle sohbete başladık. Huzurlarınızda Tuba Büyüküstün...
#Tuba Büyüküstün“Normal”in karşıtı her zaman “anormal” demek değildir. Bazı özel durumlarda farklılık öyle artılarla bezer ki insanı, karşınızdakinin normal olmadığına şükredersiniz. Billur Kalkavan da o karakterlerden biri... Enerji dolu, çılgın, güzel, şeffaf, pırıltılar saçan bir kişilik... Zaten bunlara bakıp zekasını ve aklını keşfetmemeniz işten bile değil. Eh geriye ne kalıyor; böylesine donanımlı biriyle edilen sohbetin tadına varmak!
Sadettin Saran, savunmadan enerjiye, turizmden medyaya geniş bir alanda faaliyet gösteren 25 şirketli Saran Holding’in patronu. Basında görünmeyi pek sevmese de Kahramanmaraş'ta açtığı spor salonu sayesinde buluştuk. Sıkı hazırlandığı Avrupa Yüzme Şampiyonası'ndan siyasete bakışına ve çocukluğuna kadar bütün sırlarını anlattı.
Perihan Mağden uzun zamandır suskun. Yeni romanı ‘Yıldız Yaralanması’nı çıkardıktan sonra da konuşmamayı seçti. Çünkü soru sorulduğunda kendini tutamayıp cevap vermekten ve kitabının güme gitmesinden şikâyetçi. Uzun süredir ondan haber bekliyordum. Sonunda kabul etti. Arnavutköy’deki evinde buluştuk. Ve yine ne oldu dersiniz?
Tuğçe Kazaz bu hafta vizyona giren ‘Uzun Hikâye’nin başrol oyuncularından. Dizi çekimi için gittiği Makedonya’dan dönüşünde ayağının tozuyla buluştuk. Çılgın bir kadın bekliyordum. Ama tersine Japon dövüşçülerini andıran bir kıyafetle geldi ve içselleştirdiği Tai Chi felsefesini anlattı
Yıllara meydan okuyan, güzelliğinden ve seksapelinden bir şey kaybetmeyen şanslı kadınlara belki de en iyi örnek o... Ne formu bozuluyor, ne yüz hatları... Bu yüzden hemen her röportajda güzellik sırlarıyla ilgili birkaç soru ile karşılaşıyor mutlaka. Ama Ayşegül Aldinç utangaç, “Utanıyorum böyle şeyler konuşmaktan” deyip geçiyor. Konu aşk olduğunda ise bir an duraksamadan formülü veriyor: “Üstüne çok düşme, sadık ol.”
Kubilay Tunçer, yedi yıl önce sahnelediği ve kendisine Afife Ödülü kazandıran “Olağan Mucizeler” adlı tiyatro oyunuyla geçtiğimiz ay Bursa’da yeniden izleyici karşısına çıktı. Saturno adlı bir sihirbaz ile neşeli bir kadının aşk hikâyesini anlatan oyunun yeni versiyonunda Tunçer’e Begüm Kütük Yaşaroğlu eşlik ediyor. İkili, kapalı gişe oynadıkları oyunu ve hayatının gerçek mucizelerini Kelebek’e anlattı.
Yeşim Salkım, dört yıl cover şarkılar söyledi, single çalışmaları yaptı. Şimdi 10 yeni şarkıdan oluşan albümü hazır. Aynı zamanda 20 yıl sonra yeniden annelik heyecanı ve büyük bir aşk yaşıyor. Belki de hamileliğinde etkisiyle; Bebek Parkı’nda buluştuğumuzda geçmiştekinden çok daha sakin ve duygusal bir kadın vardı karşımızda. ‘Snob kadın’ imajının yanlış olduğunu ve artık değiştiğini anlatıyor. Yeni albümü içinse “Altyapıları çok sade. Öncelikle şarkıcılık var” diyor
Hani “one man band” dedikleri, eliyle gitar, ağzıyla mızıka, ayağıyla davul çalan tek kişilik orkestra adamları vardır ya, işte Bedük onun ta kendisi! Serhat Bedük, sadece müzik yapmakla, kendi şirketinden kendi albümünü çıkarmakla kalmıyor, imajından albüm tasarımına her şeyi, ama her şeyi kendisi yaratıyor ve uyguluyor.