Güncelleme Tarihi:
Şimdi yepyeni bir filmle Celal ve Ceren ile karşınızda Şahan Gökbakar. Yine komik, yine doğal, yine argo. Şahan Gökbakar ve Ezgi Mola’yla buluştuk, gülmekten zor konuştuk
Filmlerinizde ilişkilere dokunuyorsunuz. Türk erkek ve kadınının ilişkilerde genel farkları neler?
EZGİ MOLA: Bu konuda bir fikrim yok!
ŞAHAN GÖKBAKAR: Böyle olmaz ki Ezgi. Bütün soruları ben mi cevaplayacağım?
E.M: Sen bir başla, ben oradan yürürüm.
Ş.G: İyi yöntem ya hadi bakalım başlayalım. İlişkilerin dünyada genel olandan pek farkı yok. Bizde kadına şiddet gibi kötü yönler biraz daha fazla. Bu da toplumsal eğitimle düzelebilir.
E.M: Şahan’a katılıyorum.
Ş.G: Ezgicim sen bir dolaş gel istersen! Biz bütün cevaplara ‘Şahan’a katılıyorum’ diye yazıp bitiririz.
Tamam tartışmayın! Erkek sohbetlerinde seks; kadın sohbetlerinde aşk konuşulur tezi doğru mu?
E.M: Kadınlar arasında seks daha rahat konuşuluyor.
Ş.G: Ezgi bu bir röportaj. Bir adım sonrasını düşünerek cevaplar verir misin? Ben erkekler adına konuşayım. Biz kesinlikle seks konuşmuyoruz. Bir kitap seçip hepimiz okuyor sonra birbirimize anlatıyoruz. Okuyucular da gülmesin ciddiyim!
Peki filmde denildiği gibi erkekler ‘hayvan’ mı?
E.M: Ceren gibi bir kız o ruh haliyle hayvansın diyebilir. Ben özelimde hakarete girmem.
Ş.G: Bu cevabını bir daha düşün istersen. Çok sinirlensen hiç hakaret etmez misin? Bence insan kızarsa ağzından böyle laflar çıkabilir.
E.M: Gelmeyin artık üstüme gerçekten hiç kimseye öyle hakaret etmedim.
‘Celal ile Ceren’deki gibi hep erkekler suçlu. Kadınlar sütten çıkma ak kaşık mı?
Ş.G: Güzel soru. Hadi bakalım Ezgi cevapla.
E.M: Şahan kitap okumadığı için pek bilmez. Tarihte Shakespeare’e kadar indiğimizde kadın masumane durur, adam yapması gerekeni yapamamıştır.
Ş.G: Bana kitap okumaz diyor ama Ezgi yarı zamanlı okudu. Okulu 20-24.00 arasıydı. Tam zamanlı gidenler bir şey olamadı. Bak bu aradan sıyrıldı.
AŞKIN HER EVRESİ KEYİFLİ
Bu konuyu kapatıp aşka geçelim. Aşkın ömrü kaç yıldır?
Ş.G: Birini ilk gördüğün zaman onu düşünmek, heyecanlanmak, tanıyıp daha da beğenmek gibi bir çok aşaması var. Aşk bunlarla boyut değiştiriyor, sevgi ve alışkanlığa dönüşen bir hal alıyor. Her evresi çok keyifli.
Peki Ezgi Hanım, şişman erkek seksi mi?
E.M: Özgüven daha önemli.
E siz neden bu kadar kilo verdiniz?
E.M: Kendimden sıkıldım. Bebeklikten beri şişmandım!
Ş.G: Balık eti diyelim Ezgicim.
E.M: Yok canım balık eti değil, 44 beden giyiyordum.
Ş.G: Oha! Şaka tabii kızma. Aslında kadın hep güzellik sembolü oldu. Kendi cinsleri arasında da rekabetleri var. Yalnız defileye çıkan melekler bana çok suni geliyor. Onlarla Ezgi’nin iskelet yapısı farklı.
E.M: Anacım onlarda çok zayıf be. Benim çatım geniş!
Küfürle argo karıştırılıyor
ŞAHAN GÖKBAKAR
Celal ve Recep’in ortak noktası ne?
- Halktan insanlar…
Celal, Recep kadar komik mi?
- Recep’i süper kahraman gibi düşünmek lazım. Gülüşü, yürüyüşü kendine has. Celal sıradan bir adam. Başlarından geçenler komik.
Senaryo size ait. İçinizde Recep mi, Celal mi daha fazla?
- Hepsi benim beynimden çıktığına göre hepsinden bir parça olabilir. Ama hiç birinde benim yaşanmışlıklarım yok. Tamamen hayal ürünü iki kahramanın hayatını ve başından geçenleri anlattım.
“Küfürle güldürüyor” laflarına cevabınız ne?
- Neden güldürdüğüm, neyle güldürdüğüm pek önemli değil.
Önemli olan ne?
- Güldürüyor mu? Ben de güldürdüğümü düşünüyorum. Bir de argoyla küfürü karıştırıyorsunuz.
Nedir farkı?
- Argo sokakta herkesin kullandığı ortak lisan. Diğeri küfür. Sokakta olan bir şeyin filmde olduğu için tartışılması garip. Filmlerimde hiçbir zaman güldürmek amaçlı küfür kullanmadım. Bu konuda bana haksızlık yapıyor.
En ağır argonuz ne?
- Şimdi bunları mı duymak istiyorsun? İstiyorsan tek tek başlayayım. Merkeze seni mi koysam?
Filmlerinizde paradan kaçmak için mi arkadaşlarınız oynuyor?
- Arkadaşımız da oynasa parasını alır. Sinemada oyuncu seçerken, hikayenin önüne geçecek ünlü ve magazinsel insanları karakterlere oturtamıyorum.
KİLO VERMEYİ DENEMİYORUM
“Tombul adam komiktir” algısı yüzünden mi kilo vermiyorsunuz?
- Vermeyi denemiyorum. Hayatımdan mutluyum.
Zayıflarsanız işin büyüsü bozulur mu?
- İşe başladığımda zayıftım. Büyüsü de vardı.
Para kazanınca mı yemeye başladınız?
- Yok! Üniversiteye kadar gayet iyiydim. Sonra kafayı ne yapabiliriz diye yormaya başladım. Geç saatlerde yemek yemek, düzensiz yaşam... Her sene kilo aldım. Şu an Recep İvedik’i ilk çektiğim 2008’le neredeyse aynı kilodayım.
Kadınlar kilolu ve komik erkek sever mi?
- Bu bir klişe. Kadınlar önce özgüvene, konuşkanlığa ve zekaya bakıyor. Yoksa her erkek kadını etkilemek için komik olmaya çalışıyordur.
Siz?
- Ben komedyenim, bakın özel hayatımda da çok komiğim gibi bir durumum yok. Ancak sohbet içinde... Bir diş hekimiyle arkadaş olsan herhalde her gün dolgu yapmasını istemezsin. Ben daha çok düşüncelere dalan biriyim.
KİM HE -MAN
KİM İSKELETOR?
Cem Yılmaz’la derdiniz var mı?
- Hayır yok!
Samimi misiniz?
- Evet, çok samimiyim.
Ama bir röportajınızda her ülkeye bir He-Man bir iskeletor gerekiyor demişsiniz. Hanginiz He-Man’siniz?
- Güzel bir yerden girmeye çalışıyorsun ama bu oyunlara ben gelmem. Kendimi öyle bir yere koymuyorum.
Kıyaslanmanız sizi kızdırıyor sanırım?
- Çok doğal karşılıyorum. Bu eşyanın tabiatında var. Yalnız o kadar işin içinde de değilim.
Gişede hanginiz kazanır?
- Herkes hakettiği kadar kazanacak. Hepimiz başarılı olalım sektör iyiye gitsin.
Birbirinizin filmlerini izledikten sonra telefonlaşıp yorum yapar mısınız?
- Bu tip bir ilişki Ata Demirer’le aramda var. Filmlerimizden çıkınca birbirimizi arayıp konuşuruz. Çoğu düğünde de bir araya gelip sohbet ederiz.
SENİN KADAR DERİNLİKSİZ DEĞİLİM
Yeni bir filmde amaç sinematografik olarak kendinizi aşmak mı?
- İzleyicinin benden beklentisi ne? Kahkaha. Ben de daha çok nasıl güldürürüm diye ilerliyorum.
Bir gün güldürmekten sıkılıp ödüllü film çeker misiniz?
- Öyle bir amaçla film yapmam. Yaptığım bir filme öyle bir değer biçerlerse de “Hayır” demem. Kariyerimde prodüktör olarak mutlaka bir dram yapmak isterim. Ama benim asıl işim komedi ve uzun süre komedi yapacağım.
Nuri Bilge Ceylan’ı izlemediğiniz doğru mu?
- İzliyorum da, seyirci olarak sinema filminde daha çok eğlence seviyorum. Yoksa çok sevip saygı duyduğum biri.
Eğlenceli film sevip neden Nuri Bilge’nin görüntü yönetmeniyle çalıştınız?
- Görüntü yönetmeni kimseye ait değil. Gökhan Tiryaki bireysel çalışan biri.
‘Bir Zamanlar Anadolu’ filminde, elma daldan düşüp yuvarlanıyordu. Anlam verememiştim. Derinkliksiz demişlerdi. Siz de eğlenceli film seviyorsunuz diye derinliksiz damgası yer misiniz?
- Ben senin kadar derinliksiz değilim Hakan! O elmayı sen hariç herkes anlamıştı. Bir bana sorsaydın! Danışsaydın keşke!
O GÖRÜNEN BİR BALKON OLAYIYDI
Hep cool ve snob olduğunuzu söylerler. Sizi tanıyınca bu ön yargı değişiyor...
- Fikri değişen her kişiden sonra günlüğüme “Bir kişi daha sevgili günlük” diye yazıyorum. Sen 4 bin 120’ncisin. Bu şekilde giderse 10 sene sonra Türkiye’deki herkes beni sevecek.
Çok kontrol manyağı mısınız?
- Değildim. bu sektöre girdikten sonra sayenizde oldum. Hayat her alanda size artı sunamaz. Bir yerde de eksileri oluyor işte. Bu da bir denge.
Bu kadar kontrollü olmanıza rağmen balkon olayı yaşamak sizi üzdü mü?
- Takmıyorum, normal geliyor. O sadece görünen bir balkon olayıydı. Şans eseri size yansıdı.
KAŞAĞI’DAN ETKİLENDİM
Spor yapmıyor, kitap okumuyormuşsunuz. Peki neden zevk alıyorsunuz?
- Aslında okuyorum. Yalnız “Kitap okuyor musunuz?” diye sorduklarında “Hayır” diyorum. Çünkü bu soruya sinir oluyorum. “Ne kadar entelsin Şahan efendi?” der gibi. Zaten kitap okumamak mümkün mü? Örgün öğretim var.
Ama kastedilen ders kitapları değil...
- Çalıkuşu, Kaşağı, Suna’nın Serçeleri... Severek okudum. Özellikle ‘Suna’nın Serçeleri’. Kireç kuyusuna düşen bir kızın kuşlarla kurduğu manyakça ilişkiyi anlatır. Sekiz yaşımda okuyup psikolojimi kaybettim. Bir de Kaşağı’dan çok fena etkilendim.
Ciddi misiniz?
- İki kardeş ve bir gümüş kaşağı var. Atı tımarlıyorlar. Büyük olan kaşağıyı kırıyor. Annesine “Kardeşim kırdı” diyor. Kardeşi de kuş palazı olup ölüyor. Ben de gofreti yiyip yiyip “Kardeşim Togan yedi” derdim. Bu hikayeden sonra kardeşim kuş palazından ölecek diye ağlamaktan dört gün kendime gelemedim. Bende bu kadar derin etki yaratıyor yani. Ayrıca Frederic Beigbeder’in kitaplarını okumayı seviyorum. Tiyatro okuduğumuz için Çehov’dan bu zamana Shakespeare Mekspeare severim yani.
“Recep İvedik serisi bitmedi. İzleyiciler endişlenmesin. Dördüncü film sırada”
Benim dalağım gevşek, Şahan’ın sıkı
EZGİ MOLA
Recep İvedik serisi hem eleştirildi hem sevildi. Sizin cephede durum neydi?
- Bazı yerlerde anıra anıra güldüm. Kendi klasmanında iyi filmdi.
Sizi festival filminde mi, komedi filminde mi oynamak daha çok doyuruyor?
- Geçen sene ikisini de yaptım. Uğur Yücel ile Kars’ta bir film çektik. Şahan’la da bu filmi yaptık. Apayrı filmler. İkisinden de mutlu ayrıldım. Canlandırdığınız Ceren nasıl bir kadın?
- Yapı markette reyon görevlisi. Celal’le altı yıllık bir ilişkisi var. Çoluk çocuğu olsun isteyen, sık sık hayatta gördüğümüz bir kız.
Bir taraftan sevgilisini affetmiyor... Siz de öyle misiniz?
- Böyle şeylerde büyük konuşamam. Hiç başıma gelmedi. Ama ben karaktere çok inandım. Celal de çok sempatik, yaptığı bir çok harekette savunabilirsiniz.
Şahan sette nasıl?
- Yan yana geldiğimiz anda gülüyorum. Zaten dalağı gevşeğim.
O ne demek?
- Tiyatro tabiri. Sahne üzerinde kendini tutamayıp gülene ‘dalağı gevşek’ denir. Dalağı sıkı olan gülmez. Şahan öyledir.
Peki siz de Şahan gibi özelinizde çok komik olmayan biri misiniz?
- Bu, sohbete ve karşımdaki insana göre değişiyor.
ŞAHAN GÖKBAKAR’IN EZGİ MOLA YORUMU:
“Ezgi Mola gerçekten bir ortama girdiği zaman pozitif enerjisiyle yukarı çeken ender insanlardan. Onun geldiği çekim günleri bambaşkaydı. Türkiye’deki en başarılı kadın komedyen.”