Güncelleme Tarihi:
 Spor merakınız nasıl başladı?
- Küçükken beni çok dövüyorlardı.
Kim dövüyordu?  Â
- Mahallenin benden büyük çocukları.
Dertleri neydi sizinle?
- Çocukken kızlar beni beğeniyordu da ondan! Baktım böyle olmayacak. Spor yapmaya başladım ve irileştim. Başarılı olunca da bırakamadım. Dört erkek kardeşiz. Onları da zamanla spora alıştırdım. "10 barfiks çekin öyle tatlı yiyeceksiniz" derdim.
Ailede sporcu var mıydı?
- Annem Amerikalı. Daha küçük yaşlarda bize sporun önemini anlatırdı. Babam Darüşşafaka'da futbol oynamış, amcam boks şampiyonuydu. Biz de onları görerek sporu hayatımızın odak noktası yaptık. Basketbolda ön lisans aldım. Güreş dahil birçok sporu yaptım. ABD'de ilk defa kapalı havuzu gördüm. Ve yüzmede karar kıldım. Derecelerim iyi olunca da milli takıma girdim.
Okurken bodyguard'lık yaptığınız doğru mu?
- Evet. Matematik hocalığı da bodyguard’lık da yaptım. Ama ilk işim ABD'de bir havuzda cankurtaranlıktı.
Çok sayıda sosyal sorumluluk projeniz var. Kaç spor salonu yaptınız?
 - Altı okul, 10 spor salonu. Okulların yüzde 90'ı Kırıkkale'de, spor salonları da Güneydoğu'da. 7 bine yakın çocuk bu salonları kullanıyor. En sonuncusunu geçen hafta Kahramanmaraş’ta açtık.
Spor nasıl bu kadar etkili oldu?
- Babam devlet memuru. ABD’de okumak gibi bir imkânım yoktu. Aldığım spor bursu sayesinde yurtdışında eğitim aldım. Takım ruhunu, motivasyonu, fedakârlığı ve hedef belirlemeyi öğrendim. Bunları iş hayatıma uyguladım.
Okul ve spor salonu projelerinizde sloganınız 'Taş Atma, Top At.'
- Aslında Güneydoğu'da açtığımız okullar için sloganımız buydu. Özellikle Çukurca'da bunu çok vurguladık. Hatta "Ben orada yaşıyor olsam, taş atardım" dedim. O zamanın Türkiyesi'nde bu laf çok ses getirdi ve tepki aldı. Şimdiyse normal karşılanıyor.
Bugünkü barış sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Olumlu buluyorum. Bugüne kadar 40 bin kişi öldü. Bunu durdurmanın zamanı gelip geçmişti bile.
Kahramanmaraş’ta geçen hafta açılan spor salonuna Saran, eşi Dr. Emek Saran’ın trafik kazasında kaybettiği kardeşi Ertuğ Kurtoğlu’nun adını verdi. |
Medya şirketiniz de var. Bazı dizilerin yasaklanma noktasına gelmesine bakışınız nedir?
- Aslında muhafazakâr bir insanım. Ancak her türlü yasaklamaya da karşıyım.
Avrupa'da ilk üçe girip yüzmeyi bırakacağım
Hollanda'da Avrupa Yüzme Şampiyonası'na katılacaksınız. Nasıl hazırlanıyorsunuz?
- 49 yaşımdayım. Bir sürü şirketi yönetmenin yanında haftanın altı günü, ikişer saat spor yapıyorum. Artık yoruldum ama Avrupa'da ilk üçe girmeyi hedefledim. Yarışma bittikten sonra da yüzmeyi bırakacağım.
Haftanın altı günü neler çalışıyorsunuz?
- Kardiyo, güç, yüzme; hepsini hocamla birlikte günlere bölüyoruz. Haftada üç gün de dövüş sporları yapıyorum. Anlayacağın sen her sabah uyurken ben spordayım.
EN NEFRET ETTİĞİM HUY KİBİR
Dışarıdan bakınca biraz snob olduğunuz söyleniyor mu?
- Çevremdekiler bana eğlenceli bir adam olduğumu söyler. Yeri geldiğinde güzel espriler yaparım. Bana karşı öyle bir yargı var. Ancak snob değilim. En nefret ettiğim huy kibirdir. Sonuçta hepimiz bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz. Keşke herkes bunu daha çok hatırlasa. Kime ne kaldı ki?
EVLÄ°LÄ°K BENÄ° MUTLU YAPTI
Kaç korumayla dolaşıyorsunuz?
- Hiç korumam yok. Zaten evcimen bir adamım. Çocuklarımla sinemaya gitmeyi seviyorum. Mümkün olduğunca biyografi ve tarih kitapları okuyorum.
Evlilik, hayatınızda neleri değiştirdi?
- Daha mutlu bir adam oldum.
Kızınız Lal'e nasıl bir babasınız?
- Kızım 14 yaşında. Golf oynuyor, Fransızca derslerine gidiyor. Müzikle ilgileniyor. Birlikte spor yapıyoruz.