27 Haziran’da yayınlanan ‘Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği’yle değerlendirme kriterleri değişti. Buna göre akademik unvana bağlı katsayılar kalktı. Değerlendirmelerde bazı akademik faaliyetlerin tavan puanları düştü. Bilim insanlarıysa, “Maç oynanırken kural değiştirilmez” diyerek düzenlemeye tepki gösteriyor ve hemen uygulamaya konulmasını eleştiriyor.
#Akademik Teşvikİstanbul Tıp Fakültesi’nin (Çapa), bölünmesine karar verilen İstanbul Üniversitesi’nden alınarak yeni kurulacak İstanbul İbn-i Sina Üniversitesi’ne bağlanması kararı tepkilere yol açtı. Fakültenin ayrılmaması için başlatılan imza kampanyasına 13 bin kişi destek verdi. Türk Tabipleri Birliği de konuyu yargıya taşıyacaklarını açıkladı.
#Üniversiteler‘Doçentlik Yönetmeliği’ 16 Nisan’da Resmi Gazete’de yayınlandı. Ancak akademisyenler bazı düzenlemelerden endişeli. Bunların başında Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) başkanının tüm üyelerini belirleyeceği yeni kurulan ‘Doçentlik Komisyonu’ geliyor. Akademisyenler ayrıca ÜAK’ın başvurularda aday bilgilerini kontrol edeceği yeni oluşturulan veri tabanlarının da dikkatle takip edilmesi gerektiğini söylüyor. Bilim insanları, ÜAK bünyesinde kurulacak üç ‘Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu’nun yoğun iş yükü nedeniyle yetersiz kalabileceği görüşünde.
#Doçentlik YönetmeliğiÖğretim üyelerinin yurtiçinde ve yurtdışında yürüteceği çalışmalar için alacağı ücretli izinle ilgili yönetmelikte değişiklik yapılarak, 6 yıl bir devlet üniversitesinde çalışma şartı getirildi. İkinci kez ücretli izin istendiğinde de aynı süre şartı aranacak. Değişikliği yorumlayan akademisyenler ise görüş ayrılığına düştü. Bu sürenin gençler için olumsuz sonuçlar yaratacağını düşünen de, yeniliği olumlu bulan da var.
#Öğretim GörevlisiYÖK’ün yeni başlattığı doçentlikle ilgili çalışmaya Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği’nden itiraz geldi. Dernek Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, akademi dışında çalışanlara doçentlik unvanı verilmesi ve yardımcı doçentliğin ve sözlü sınavların kaldırılmasının doğru olmadığını savundu. Yeşildere, üç konuda eleştirilerini ve önerilerini sıralayarak, kriterlerin yüksektilip, sistemin iyileştirilmesi gerektiğini belirterek, “Dernek olarak endişeliyiz” dedi.
#YÖKÜniversitelerde disiplin yönetmeliği değiştirildi. Buna göre Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) yapılan yeni düzenleme ile öğrenme ve öğretme hürriyetini engelleyici veya yükseköğretim kurumlarının işleyiş ve huzurunu bozucu eylemlerde bulunduğu değerlendirilen üniversite öğrencilerine bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezası verilecek.
#Disiplin Yönetmeliği İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki ana kapısı önünde yapılan eylemle rektörlük seçimini düzenleyen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ve akademisyenlerin ihraç edilmesi protesto edildi.İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerini, kampüsten çıkarak sloganlarla Beyazıt Meydanı'na gelirken Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi, İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi, Ses Aksaray Şubesi, Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi ve İstanbul Tabip Odası üyeleri de destek için burada toplandı.Eyleme, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, TBB Merkez Konsey Üyesi Prof. Dr. Taner Gören de katıldı.Grup adına basın açıklamasını Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere yaptı. Yeşildere'nin açıklamasına başladığı sırada ezan okunmaya başladı. Bunun üzerine basın açıklamasının duyulmayacağı belirtilerek ezan bitimine kadar ara verildi. Ardından Yeşildere basın açıklamasını başladı. Açıklamada, ?Bütün bağımsız kurumlar ele geçirilmeye çalışılmaktadır. Bu durumun son ispatı kötü bir ironi ile 29 Ekim günü yayınlanan 675 ve 676 sayılı kanun hükmünde kararnamelerdir. OHAL bahanesiyle ve kanun hükmünde kararnameler ile 10 binden fazla kamu görevlisi ihraç edilmiştir. Üniversitelere Cumhurbaşkanının keyfi rektör atamasının önü açılmıştır. Şiddetle tekrar bunu kınıyoruz, şiddete karşı olduğumuz halde. Üniversiteler akademisyenlerindir, çalışanlarındır, öğrencilerindir. Onların karar verme süreci içinde rektörler seçilmelidirler" denildi. Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
#Beyazıt MeydanıYükseköğretim Kurulu’nun (YÖK), Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Danıştay kararlarıyla uygulanamaz duruma gelen disiplin hükümleri nedeniyle tüm akademisyenler hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre soruşturma yapılmasını istediği ortaya çıktı. 12 Kasım 2015 tarihli YÖK Genel Kurulu’nda alınan ve 30 Kasım 2015’te tüm üniversite rektörlüklerine gönderilen kararda ‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bildirisini imzalayan akademisyenler için Devlet Memurları Kanunu’na göre işlem yapılması istendi.
#AkademisyenTürkiye’de yaşanan son tartışmaların ardından, farklı üniversitelerden 611 profesör, doçent ve yardımcı doçent bir bildiri yayınladı. Aralarında Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve Prof. Dr. Dani Rodrik dahil dünyaca ünlü akademisyenlerin de bulunduğu grup, fikir ve ifade özgürlüğü vurgusu yaptı.
#AkademisyenlerÜniversitelerarası Kurul (ÜAK), 33 bin 323 yardımcı doçenti yakından ilgilendiren bir düzenlemeye gitti. Buna göre artık adayların makalelerine, atıflarına, patentlerine, lisans üstü tez danışmanlığına kadar tüm faaliyetlerine puan verilecek. Sosyal bilimler, mühendislik gibi her alan için kriterler farklı olsa da her adayın ulusal hakemli dergilerde yayımlanmış en az bir makalesi bulunup, bilimsel toplantıya katılması, eğitime destek vermiş olması gerekiyor. Ekim 2016’da uygulanmaya konulacak değişiklikler şöyle:
#Kurul2015 eğitim dünyası için hareketli geçti. Dershaneler kapandı. Tıp, hukuk, mimarlık ve mühendisliğe başarı sırası barajı geldi. İkinci sınıfa Arapça dersi konuldu... 2015’te eğitimde yaşanan kritik olayları sizin için derledik. Eğitimin aktörlerine 2016’dan beklentilerini sormayı da unutmadık.
#ÖğrenciÜNİVERSİTELERE akademisyen yetiştirmek amacıyla kurulan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kaldırıldı. Artık öğretim üyeleri cari usulle yani başvurdukları üniversitelerin uyguladığı sınavın ardından alınacak. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), kararın gerekçesi olarak üniversitelerin kadro istememesini gösterdi. Ancak akademisyenlere göre bu gerekçe yeterli değil. Çünkü ÖYP’nin, yani puana göre yapılan merkezi atamanın kaldırılması üniversitelerde kadrolaşmanın ve torpilin kapılarını aralayabilir.
#ÜNİVERSİTEAralarında Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Ali Nesin, Prof. Dr. Ahmet İnsel, Prof. Dr. Raşit Tükel, Prof. Dr. Taner Timur, Jülide Kural, Kadir İnanır, Tilbe Saran, İbrahim Betil, Vedat Türkali, İsmail Beşikçi, Zülfü Livaneli, Turgut Kazan, Çiğdem Aydın, Arzu Çerkezoğlu, Aziz Çelik ve Cevat Öneş'in de bulunduğu 200 yazar, aydın ve sanatçı, "Acil Çağrı!" başlıklı bir metin yayımlayarak, son gelişmeler ve seçim güvenliği ile ilgili olarak hükümeti uyardı.
#HükümetDOÇENTLİK sınavında önemli değişiklikler içeren yönetmelik yayımlandı. Düzenlemenin en önemli maddelerinden biri de jüri seçiminin elektronik ortamda yapılması. Adaylar, tüm raporlar tamamlanana kadar jüri üyelerinin kimler olduğunu bilmeyecek. YÖK tarafından kabul edilen yönetmelikle yapılan değişiklikler şöyle:
Resmi Gazete’de 26 Kasım 2014’te yayımlanarak yürürlüğe giren TÜSEB kanununa göre, kadrosu devlet üniversitesinde olup vakıf üniversitelerinde görevlendirmeyle bulunan hocalar, bu şekilde 2 yıldan fazla çalışamayacak.Yasadan etkilenen öğretim üyeleri ya kadrolarının olduğu devlet üniversitelerine dönecek ya da istifa ederek vakıf üniversitelerindeki görevlerine devam edecek. Yaklaşık 10 vakıf üniversitesi rektörü, devlet ya da vakıf üniversitesi seçenekleri arasında kalmış durumda.
126 AKADEMİSTEN ve 24 hukukçu, “Hukukun Üstünlüğü İlkesi Askıda” başlığı ile yayınladıkları basın açıklamasında, “Ülkemizde hukuka bağlılık ilkesinin askıya alındığı bir ‘Olağanüstülük hali’ yaşandığı, yasama ve yargının yürütme tarafından yutulduğu bir ‘Kuvvetler Birliği’ne” hızla gidiş tehlikesinin ortaya çıktığını belirttiler.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kız-erkek öğrencilerin aynı evde kalmasının şikâyetlere neden olduğunu, anne babaların feryat ettiğini ve ‘kızlı-erkekli öğrenci evleri’ ile ilgili düzenlemeler yapılacağını açıklaması tepkilere neden oldu. Aileler ise, “Biz çocuğumuza güveniyoruz. Bu tür söylemler ön yargıdan kaynaklanıyor” şeklinde yorumladı.