Osmanlılar ve Macarlar arasındaki münasebetin tarihinin bir Macarın Türkçe kaleme aldığı çalışmasından okuyoruz. Sándor Papp, ‘Osmanlılar ve Macarlar/Bir Diplomatik Tarih’ adlı kitabının önsözünde Neden Türk-Macar tarihi ilişkileriyle ilgilendiğini şahsi hikâyesinden başlayarak ayrıntılarıyla anlatıyor.
#Osmanlılar Ve MacarlarKalesi, görkemli parlamentosu, Tuna Nehri üzerindeki köprüleri, tarihi sokakları, termal hamamları, parkları, adaları, müzeleri ve oya gibi işli mimari yapılarıyla masal gibi bir şehir Budapeşte. Uzun süre Doğu Bloku’nun bir parçası olması nedeniyle pek de bilinmeyen şehir, günümüzde dünyanın yıldız kentlerinden biri haline geldi. Etkisinde kaldığım bu güzel kentin önemli noktalarını birlikte gezelim.
#HürriyetSon Avusturya-Macaristan İmparatoru ve Kralı Karl von Habsburg, 1918’de monarşi sona erdiğinde Avusturya tahtından çekildiğini beyan etti. Sonradan Macar Krallığı’na yöneldi. Oysa Macaristan’da “Donanmasız Amiral ve Kralsız Naib” denen Amiral Miklós Horthy bu sürprizi kabul etmeye hiç niyetli değildi. Zorla Macaristan’dan atıldılar. Sürgünde Madeira’da 1 Nisan 1922 yılında İspanyol gribinden henüz 35 yaşındayken trajik bir sonla öldü.
#Karl Von HabsburgOsmanlı’yı Balkanlardan atmak için başlatılan Haçlı Seferlerinden olan Sırpsındığı Savaşı, Sırp ve Bulgar İmparatorluğu, Macar Krallığı, Bosna ve Eflak Prensliğinden oluşan ittifak devletleri ile Osmanlı Devleti arasında gerçekleşen savaştır. Sırpsındığı Savaşı tarihi, özeti, önemi, neden ve sonuçları hakkında işte tüm merak edilenler.
#Sırpsındığı Savaşı'nın Nedenleri Ve Sonuçları26 Eylül 1371’de yapılan Çimen Savaşı, Osmanlı Devleti ile Sırplar arasında yapılmış ve Osmanlı Devleti’nin galibiyeti ile sonuçlanmıştır. En dengesiz kuvvetlerin çarpıştığı savaşta 800 Osmanlı askerine karşı 20.000 Sırp askeri yer almıştır. Meriç Irmağı kıyılarında yapılan savaş sonrası Avrupa’nın kapıları Osmanlı Devleti’ne açılmıştır. İşte Çirmen Savaşı tarihi, özeti, önemi, neden ve sonuçları hakkında tüm merak edilenler.
#Çirmen Savaşı Nedenleri Ve SonuçlarıKuruluş Osman dizisinin başlamasıyla, 20. yüzyıla kadar varlığını sürdüren Osmanlı Devleti ile ilgili bilgiler merak konusu oldu. Tarihi bilgilere göre, Osmanlı Devleti'nin hangi yılda ne zaman kurulduğunu öğrenmek isteyenler, Osmanlı Beyliği'nin kurulması ile başlayan Osmanlı Devleti'nin padişahları ve kuruluş detaylarını araştırma yapıyor. Peki, Osmanlı Devleti ne zaman kuruldu? İşte, en geniş sınırlarına 1683 yılında ulaşan Osmanlı Devleti'nin tarihi...
#Osmanlı Devleti Ne ZamanBudapeşte’ye 142 kilometre uzaklıktaki Eğri, küçük bir kasaba. Ancak kalesi, katedrali, Osmanlı evleri, meydanlarındaki heykelleriyle nice şehri kıskandıracak kadar güzel. Başkente trenle üç saat uzaklıktaki Tokaj bölgesi ise tüm dünyada Tokay şaraplarıyla, mahzenleriyle tanınıyor. Okurlarımızdan Doktor Erhan Ateş, yaz başında bölgede kısa bir yolculuğa çıktı, izlenimlerini Hürriyet Seyahat için yazdı.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, 1. İstanbul Uluslararası Opera Festivali’ni dün akşam Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde, G. Rossini’nin Fatih Sultan Mehmet eseriyle başlattı. 23 Temmuz’a kadar sürecek festivalde yurtiçi ve yurtdışından pek çok kurum, özellikle Türkler’i konu alan operaları sahneleyecek.
Slovakya’nın başkenti Bratislava, Karpat Dağları’nın eteğine kurulmuş. İçinden Tuna Nehri geçiyor. Viyana, Prag gibi şehirlere çok yakın olduğu için son yıllarda popüler turizm rotaları arasına girdi. Yine de fiyatlar çok ucuz. Tarih boyunca Avusturya, Fransız, Alman, Rus yönetiminde kalan, dokuz kez isim değiştiren şehir mimarisinden mutfağına tüm bu kültürlerin buluşma noktası. Tarihi kaleleri, yeşil alanları, yemekleri ve özgün biralarıyla dört mevsim güzel bir tatil fırsatı sunuyor.
Tekirdağ’da yaşayan herkes Rakoczi Müzesi’ni bilir. Ondan bahsedilirken "müzesi" bile denmez, Rakoczi 300 yıldır Tekirdağ kültürünün bir parçasıdır. Macaristan’ın milli kahramanı Prens II. Ferenc Rakoczi’nin son 15 yılını geçirdiği Tekirdağ’daki ev, Macar halkı için de Türkiye’de uğranacak ilk durak. Geçen yıl müzeyi ziyaret eden 6 bin 600 kişiden 3500’ü Macaristan vatandaşıydı. Gitmişken Tekirdağ’da gezilecek iki müze daha var. Tekirdağ Müzesi’ndeki Arkeoloji Salonu şehrin arkeolojik anlamda hiç de boş olmadığını kanıtlıyor.
Budapeşte gezisini anlatan yazımın ilk ikisinde Buda’ın asırlık sokaklarını, korumaya alınmış yüzyıllık evleri, Tuna’yı süsleyen köprüleri, Peşte’nin geniş caddelerini, her biri birer mimarlık harikası olan binalarını, meydanlarını anlatmıştım. Son yazıda sıra en heyecanlı konuya, yeme ve içmeye, lokantalara ve pastanelere geldi.