Çevirmen, tiyatro eleştirmeni ve editör Seçkin Selvi’nin yakın Türkiye tarihiyle harmanlanmış hayatını anlatan bir kitap hazırladı Zeynep Miraç. Adı, ‘Seçkin-Ödünsüz bir yaşam’. Kitabının arka kapağında şöyle tanıtılıyor Selvi: “Yüzyıllık Yalnızlık gibi bir başyapıtı, bir başka çevirisi nedeniyle Sağmalcılar Cezaevinde yatarken, koğuşun keşmekeşi içinde, aklı dışarıdaki çocuklarındayken Türkçe’ye kazandırmış bir kadın...
#Seçkin Selviİstiklal Caddesi, İstanbul kenti kitapçılık tarihinde mümtaz bir yere sahiptir. Yabancı ülkelerdeki gibi modern kitapçılar ilk kez bu yerde kurulmuştur. Bunlardan biri de Türk yayıncılık tarihinde pek çok ilki gerçekleştiren Sander Kitabevi’ydi.
#Sander YayıneviNecdet Sander’den İngilizce kitaplar almaya başladığım yer Mısır Apartmanı’nın girişindeki bürosuydu. Sık sık uğrardım. Kendi ülkelerinde bile yasal gerekçelerle basılmayan kitapların özgün baskısı burada satılırdı. Özellikle Rusya’da yayımlanan kitaplar, pelür kâğıdı inceliğinde basılmış nüshalarıyla onda bulunurdu.
#Necdet SanderBeyoğlu’nu kültür sanat açısından geliştirmeli. Gençlik yıllarımızda konserden sinemaya, tiyatroya kadar bütün sanat etkinlikleri Beyoğlu’nda yapılırdı. Yabancı dilde kitaplar için de gene oraya giderdik. Hiç kuşkusuz yabancı firmaların çıkardığı Batı müziği long play’lerini de Tünel’deki müzik mağazalarından aldıktan sonra Frenç Amerikan’a, Hachette’e, Saray Kitabevi’ne, Necdet Sander’e uğrardık. Dram ve komedi tiyatroları da Tepebaşı’ndaydı. O zaman tiyatroların önünde kuyruklar vardı.
#YazarBaşta Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Paris Seyahati’yle etkin halde hayatımıza giren Fransız kültürel ve sosyal yaşam şekli bir süre sonra İmparatorluğun resmi ‘Batılılaşma’ hamlesinin de temelini oluşturacaktır. İlerleyen yıllarda Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile daha da geniş bir alana yayılacak ve Türk topraklarındaki Fransız rüzgârı, sadece devrimin getirdiği ‘özgürlük’ anlayışıyla değil; siyaset, edebiyat, sanat alanlarında ve sosyal yaşamda da kendini fazlasıyla gösterecektir.
KİTAPÇILARLA ilgili yazıma okurlarımdan gelen tepkileri ve düşünceleri iletmiştim. Daha sonra büyük bir kitap zincirinin yöneticisi arkadaşım aradı, o da dertlerini, düşüncelerini, durumu iletti. Onlar da taraf olduğuna göre ne söylediklerini okurlarıma yansıtacağım: