'Utanmaz Adam' nasıl kefil oldu

Üretmekte direnen, teslim olmayan, yakın tarihin karanlık günlerinden nasibini fazlasıyla alsa da yaşam sevincini ve mizah duygusunu hiç kaybetmeyen...”

Geçim sıkıntıları, tutuklanmalar, polis takipleri, hapisler ve üretmekle geçen dolu dolu bir hayat.

Parasızlık yüzünden sık değiştirilen evlerden birinin kiralanma macerasında yakın dostu, karikatürün büyük ustası Oğuz Aral giriyor devreye. Cihangir’de bulduğu kiralık daire için kontrat yapmaya gittiğinde ev sahibi tek başına gelmiş bir kadını gözü tutmamış olacak ki kefil istiyor. Seçkin Selvi de Oğuz Aral’ı telefonla arayarak kefil olması için çağırıyor. Oğuz Aral atlayıp geliyor hemen ama yanında nüfus kâğıdı yok.

“Nüfus kâğıdım yok ama siz benim çizdiğim Utanmaz Adam karikatürlerini biliyor musunuz?” diye soruyor. Ev sahibinin oğlu tanıyor Oğuz Aral’ı, “Evet, biliyorum” diyor.

“O zaman imza yerine bunu çizeyim, kabul eder misiniz?” diye sorunca kabul ediyorlar.

Ve Oğuz Aral’ın çizgileri dünyada belki de ilk ve son kez bir kira kontratında kefil olarak yer alıyor böylece.

AİLE BÜTÇESİNE EN ÇOK KATKISI OLAN ERKEK: GABRİEL GARCİA MARQUEZ

Seçkin Selvi dünya edebiyatının pek çok önemli adını Türkçeye kazandırdı. Bunlardan en önemlisi ve ünlüsü Gabriel Garcia Marquez’in ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ı.

Sander Yayınevi’nin sahibi Necdet Sander, kitabı o sıralarda Adana Cezaevi’nde tutuklu bulunan Can Yücel’e verir çevirmesi için. Ancak çeşitli engeller yüzünden 60 sayfa kadar çevirebilir kitabı. Sander kitabın kalan kısmını da başka bir hapishanede, Bayrampaşa’da hapiste olan Seçkin Selvi’ye teslim eder.

Seçkin Hanım’ın “Aile bütçeme en çok katkısı olan erkek” dediği Marquez’in romanı halen en çok okunan romanların başında geliyor.

‘Yüzyıllık Yalnızlık’ı çevirirken hissettiklerini şöyle anlatıyor: “Hücreme Latin Amerika’nın turuncu güneşi doldu, Mayalar’dan, Aztekler’den biriktirilmiş sözlü edebiyatın Anadolu masallarıyla örtüşen ışığı doldu, Kolombiya yerlilerinin Yörük desenleriyle buluşan kilimleri serildi ranzama.

Buendia ailesiyle ve Gabriel Garcia Marquez’le böyle tanıştım, benimle birlikte Türkiye de tanımış oldu. Ben her sözcüğü, her cümleyi, her bölümü çevirirken nasıl duyguyla yoğrulup coştuysam, Buendia’ları nasıl kendi insanlarım gibi bağrıma bastıysam, Türk okuru da aynı coşkuyla paylaştı ve yarım yüzyılı aşan bu zaman diliminde Marquez’i kendi yazarımız gibi benimsedi.”

HAPİSHANEYE GELİN!

Seçkin Selvi’nin 1972 yılında hapishaneye ikinci kez girmesinin nedeni bir çevirisidir. Hatta bu aralarında espri konusu bile olmuştur. 1968 yılında çevirdiği, Stalin’in Lenin’in ölümünün ardından kaleme aldığı metinden ötürü hakkında dava açılmış, 3.5 yıl hapsi istenmişti. O davadan 1.5 yıl içeride yatsa da şakasını yapacaktı: “Yazan Stalin, yazılan Lenin, çeviren Seçkin, hapishaneye gelin.”

Direnmenin, yaşama edebiyatla, sanatla bağlanmanın, üretmekten, hayattan zevk almaktan vazgeçmemenin hikâyesi. İyi ki varsınız Seçkin Hanım.

BU ESERLERİN GELİRİ EĞİTİME GİDECEK

ARTAM Antik A.Ş. Türk resminin çağdaş ustalarının yaklaşık 300 eserini satışa çıkardığı bir müzayede düzenledi. Müzayede 19 Aralık’a kadar artam.com adresi üzerinden devam ediyor.

Burhan Doğançay’dan Neşet Günal’a, Alev Ebuzziya’dan Nuri İyem’e, Kemal Önsoy’dan Erol Akyavaş’a, Turan Erol’dan Mehmet Güleryüz’e pek çok sanatçının eserinin yer aldığı müzayedeyi farklı kılan bir yanı var. 25 adet tablonun satışından elde edilecek gelirin Türk Eğitim Vakfı’na kalması.

Koleksiyon eski büyükelçi Füsun Çetintaş tarafından TEV’e bağışlamış. Çetintaş’ın koleksiyonunda Abidin Dino, Avni Arbaş, Fikret Mualla, Albert Bitran, Utku Varlık ve Mustafa Ayaz gibi değerli sanatçıların eski dönemlerinden çalışmalar bulunuyor.

Mirasını TEV’e bağışlayan Füsun Çetintaş, Türkiye’nin önemli kadın diplomatlarından biriydi. 1941 yılında Ankara’da doğan Çetintaş,


Füsun Çetintaş koleksiyonundan satışa çıkan eserler arasında Fikret Mualla ve Abidin Dino’nun tabloları da bulunuyor.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden 1964 yılında mezun oldu. 1965 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girerek iktisat dairesinde göreve başlamış, 1968 yılında Kahire’ye atandığında bir Arap başkentinde görevlendirilen ilk Türk kadın diplomatı olmuştu. 2006 yılında emekli olan Çetintaş, 1 Mayıs 2019’da 77 yaşında vefat etti.

Hiç evlenmeyen Çetintaş’ın ömür boyu biriktirdiği koleksiyonu şimdi onun gibi okuyacak gençlere destek olacak.