Paşa torunu olduğu iddiasıyla Çeşme’nin yarısına talip olan kadına Gülse Birsel’den okkalı bir yanıt geldi. Mesele, birbirlerine inanılmaz benzemeleri ama biri paşa torunu olduğunu iddia ederken diğerinin öz be öz İstiklâl Savaşı gazisi torunu olması.
#Nilüfer Akcoşkun BozbağErtuğrul Osman Efendi hiç unutamayacağım bir portredir. Çok özgün ve bronz gibi sağlam bir kültürel birikime sahipti. Yıllar boyunca başka bir pasaport kullanmadı. Bir noter kimliğiyle yaşadı ve iş yaptı. Nihayetinde, Türk vatandaşlığına yeniden döndü. “Bizim aile için bir felaket olan bu durum, millet için faydalı olmuştur” demesini bilirdi. Böyle bir vakara sahipti.
#Ertuğrul Osman OsmanoğluKanal D’nin yeni dizisi Mehmed Bir Cihan Fatihi hem oyuncu kadrosu hem de tanıtımlarıyla büyük bir ilgi gördü. Çağ Açan Hükümdar olarak anılan Fatih Sultan Mehmet’in hayatından esinlenilen Mehmed Bir Cihan Fatihi dizisinin oyuncu kadrosunda usta isimler yer alıyor. Peki Mehmed Bir Cihan Fatihi dizisi oyuncuları kimler? İşte tarihi dizinin kadrosu ve karakterleri!
#Mehmed Bir Cihan FatihiMehmed Bir Cihan Fatihi oyuncuları ile izleyenleri büyüleyecek. Kenan İmirzalıoğlu'nun Fatih Sultan Mehmed'i canlandıracağı dizide, Çetin Tekindor ve Gürkan Uygun gibi önemli isimler yer alacak. Mehmed Bir Cihan Fatihi, oyuncuları kadar elbette konusu ile de ekranlara kilitleyen yapımlar arasında yer alacak. Peki, tarihe yön veren İstanbul'un fethinin konu alınacağı Mehmed Bir Cihan fatihi oyuncu kadrosu arasında başka kimler yer alacak? İşte, dizisinin tüm oyuncuları
#Mehmet Bir Cihan Fatihi‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. Mimarlık, tarihsel açıdan uğradığımız bütün duraklardan çok çok daha eski. İnsanın varlığıyla birlikte etrafını inşa etme çabası, dokunuşu upuzun bir sürecin ifadesi. Doğanın fiziksel koşullarından korunma çabası, başını sokacak bir mekân arayışı, sonrasında malzemelerin ve bilimin gelişimi derken basit ihtiyaçlardan ihtişama, işlevsellikten estetiğe, günü kurtarmaktan tarihe tanıklık etmeye onca yapı insanların, toplulukların, ait oldukları coğrafyaların da bir ifade biçimine dönüştü. Üzerinde yaşadığımız Anadolu da sayısız medeniyetin tanığı. Dolayısıyla mimarlık serüveninin de... Bu açıdan ‘En İyi 100 Mimari Eser’ soruşturmamızda 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Bu parantezin içinde antik çağ, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve tabii ki Cumhuriyet dönemi mimarisi vardı. Jüri bu çağların ifadesi olan yapıları (tek ya da çoğul) kendi mimarlık anlayışları ve beğenileri doğrultusunda seçti. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. Biz de onların seçimlerini sayfalarımıza taşıyarak tarihe özel bir not daha düştük... Kültür hayatımıza ışık tutmasını dilediğimiz bu soruşturmayı da umarız öncekiler gibi beğenirsiniz diyelim... Not: Soruşturmamızda çeşitli nedenlerden dolayı hatıralarımızdan olmasa da fiziksel çevreden silinmiş, yıkılmış, hayatı sona ermiş yapılar yer almadı. 100’lük tablo, varlığını hali hazırda sürdüren yapılardan oluştu.
#Türkiye'deki En İyi 100 Mimari Eserİstanbul’daki konsolosların Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün duruşmasına toplu olarak katılması, Cumhurbaşkanı’nın tarizine neden oldu. Bizce protokol bakımından başkonsoloslar düzeyindeki sorunların Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyu önünde ele alınması uygun değildir. Dışişleri Bakanı bu gibi işler için ne güne duruyor. Başkonsoloslar ve konsoloslar günümüzde diplomat statüsündedir. Lakin mazide öyle değillerdi.
#İlber Ortaylıİstanbul’un yeni alışveriş mabedleri, dev AVM’ler açıldıktan sonra beş asırlık Kapalıçarşı’nın papucu dama atıldı. Oysa ara sokaklarında pek çok sıradışı mekan barındırıyor. Hollywood yıldızlarına mücevher tasarlayan kuyumcular, ünlü modacıların müdavimi olduğu kumaşçılar, Osmanlı hanedanının özel eşyalarını bulabileceğiniz antikacılar, örneğine başka hiçbir semtte rastlayamayacağınız esnaf lokantaları... İşte size Kapalıçarşı’dan 38 sıradışı adres...
2011, seyahatname türünün anıtsal örneğini yazan Evliya Çelebi’nin doğumunun 400’üncü yılı. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nce (UNESCO) Evliya Çelebi Yılı ilan edildi. Ne yazık ki Evliya Çelebi’den sonra, bu alanda onun kadar kapsamlı eser yazan Türk çıkmadı. Siz siz olun, bir gezi defteri edinin. Ve bıkmadan usanmadan yazıp, gezilerinizi ölümsüzleştirin...
İçinde Hıristiyan ve Müslüman iki din adamının da bulunduğu, mimarlık ve sanat tarihçilerinin yer aldığı jürimiz, Türkiye’nin en estetik 10 camiini seçerken zorlandı. Baha Tanman ve Doğan Kuban başta olmak üzere tümü, "Her dönemin farklı güzellik anlayışı var. Bir Selçuklu camiini seçsek, beyliklerin hatırı kalır, beylik döneminden birini öne çıkarsak Osmanlı’nın gönlü kırılır" dediler. Ve bu sıralamada yer alanların hepsini eşitlediler.
Yeni Zelanda'dan l. Dünya Savaşı'na katılmak üzere, sanki kitaplarda anlatılan maceralardan birine atılıyormuş hissiyle yola çıkan askerlerden birine ait körüklü bir fotoğraf makinesinin ve onun içinden çıkan fotoğrafların hikayesi bu. Fotoğrafları çeken belli değil, sadece gölgesi vurmuş bazılarının üstüne.Albümün 92 yıl gizli kalan hikayesi Emine Çaykara tarafından şimdi Emanet Gölge adıyla kitaplaştırıldı.
Bazı şairlerimiz vardır, mısraları deyim haline gelmiştir. Meselá bugün atasözü olduğunu zannettiğimiz ‘Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir’ yahut ‘Yumuşak huylu atın çiftesi pektir’ gibisinden ifadeler Ziya Paşa’nın ‘Terkib-i bend’inin mısralarıdır. Önceki gece kaybettiğimiz Attilá İlhan, mısraları deyimleşmiş şairlerin sonuncusuydu.
Sadrazam Melek Ahmed Paşa, devlet hazinesinin ödeme güçlüğü içerine girmesi üzerine 1651’de dulların, yetimlerin ve din álimlerinin maaşını keserek parayı orduya aktardı, kendisine ‘Beddua alıyorsun, bu işin sonu iyi olmaz’ diyenlere de kulak vermedi.
İstanbul'da, dara ve sıkıntıya düşenlerin Hızır'la buluşabileceklerine inanılan bazı 'makam'lar vardı. Bunların başında Ayasofya, Çemberlitaş'taki Atik Ali Paşa ve Üsküdar'daki Atik Valide Camileri gelirdi. Ayasofya'nın 'Hızır'ın makamı' olduğuna inanan Fatih Sultan Mehmed'in kubbenin altına top şeklinde bir kandil astırdığı da rivayet edilirdi.