İspanyolların ‘tapas’, İtalyanların ‘aperitivo’, Japonlarınsa ‘izakaya’ dediği küçük atıştırmalıkların belki de dünyada en bilineni, bizim kültürümüzde önemli bir yeri olan mezeler... Özellikle gayrimüslim, Rum ve Ermeni asıllı meyhane sahiplerinin daha çok zeytinyağlılardan oluşan küçük lezzetlerini içkiyle sunmasıyla başlayan bu kültür, zamanla tüm coğrafyamıza yayılmış.
#MezeSeyahate çıktığımızda sınırlı birkaç günde tüm şehrin altını üstünü getirip, kilometrelerce yürüyüp, çılgınca yiyip, kısıtlı zamanda olabildiğince bilgiyi sindirmeye çalışıyoruz. Ya peki yaşadığımız şehre ne kadar zaman ayırıyoruz? Sonra giderim, haftaya ziyaret ederim, karşıya mı geçeceğim, çok uzak dediğimiz tüm yerleri bir düşünün. Geçtiğimiz aylarda ben Paris’te neredeyse her gün önünden geçtiğim Notre Dame’a hiç girmediğimi fark edip bir gezeyim demiştim. İyi ki de gezmişim bir hafta sonra o büyük yangın çıktı. O nedenle İstanbul’a geldiğimde kendi kendime karar verdim, yıllarca yaşadığım şehri bu ziyaretimde daha detaylı gezecektim ve kendi şehrimde turist olmaya karar verdim.
#IstanbulTürkiye’nin asırlık kurumlarından Tariş’in Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’nde 25 yıllık başkan Cahit Çetin ayrılıyor. Çetin, zeytinlerin maden değil otoyollar ve limanlar yüzünden tehlikede olduğunu söylüyor ve “Zeytincilik tehlikede. Bir gün zeytini de ithal edebiliriz” diyor.
#YazarlarÇeyrek asırlık tecrübeyle, Osmanlı-Türk mutfağı ile birlikte balık ve ızgara ürünlerinde de iddiasını ortaya koyan Alze Gar Lokantası’nın işletmecisi Zehra Öztürk, “Türkiye’nin en iyi malzemelerini en usta aşçılarıyla buluşturduk. Deneyenler, hayatın en güzel zevkinin yemek olduğuna bir kez daha inanıyor” dedi.
İcrayla kapatılan 60 yıllık Merkez Lokantası, bir kuşağın “öğle rakıları”nın da merkeziydi. “Utangaç, gizli, yasak” Öğle Rakıları, Mehmed Kemal’in şiir kitabına da adını verdi. Sadece tarihiyle değil, özgün lezzetleriyle de Ankara’nın sınırlı hafıza mekanları arasında yer alan Merkez Lokantası, sarı votkanın, bakır tencerede İspir fasulyesinin, “ev yapımı” hardalın, su böreğinin de adresiydi.
Öğlen yemeğinde, sağlıklı besinlere fazla para ödemeden ulaşabileceğiniz birkaç restoran önerim olacak. Eminim ki bir kısmını siz de biliyorsunuz ama listesini daha da kabartmak isteyenler için bir öneri paketi hazırladım. Bu listeye girmeyi hak edip de ismini yazmayı unuttuğum yerler de olacaktır ama onları da denedikçe yazacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Havaların ısınmasıyla birlikte bütün caddeler cıvıl cıvıl. Geniş kaldırımlar alışveriş, spor ya da keyif yapmak isteyen her yaştan insanla dolu. Bu hafta Türkiye’nin en popüler caddelerini seçtik. İçlerinden kimi tarihi, kimi daha 10 yıllık. Kimi denize nazır, kimi parka komşu. Kimi trafiğe kapalı, kimi hep yoğun ama hepsinin ortak bir özelliği var: En prejtijli markalar, en şık restoranlar, kafe ve barlar, en önemli kültür merkezleri, tiyatrolar, sinema ve kitapçılar bu caddelerde. İlk beş sırayı İstanbul caddeleri kaptı. Peşinden İzmir ve Ankara’nınkiler geliyor.
Havaların ısınmasıyla birlikte bütün caddeler cıvıl cıvıl. Geniş kaldırımlar alışveriş, spor ya da keyif yapmak isteyen her yaştan insanla dolu. Bu hafta Türkiye’nin en popüler caddelerini seçtik. İçlerinden kimi tarihi, kimi daha 10 yıllık. Kimi denize nazır, kimi parka komşu. Kimi trafiğe kapalı, kimi hep yoğun ama hepsinin ortak bir özelliği var: En prejtijli markalar, en şık restoranlar, kafe ve barlar, en önemli kültür merkezleri, tiyatrolar, sinema ve kitapçılar bu caddelerde. İlk beş sırayı İstanbul caddeleri kaptı. Peşinden İzmir ve Ankara’nınkiler geliyor.
‘HÜRRİYET Hakkımızdır’ treninin Trakya etabına, Hürriyet Avrupa Yayın Koordinatörü Halit Çelikbudak ile birlikte katıldık. Kırklareli ve Edirne, 9 Eylül’de İzmir’den başlayan Hürriyet’in sosyal sorumluluk projesinin Sirkeci ve Haydarpaşa öncesi son turuydu. Tabii ki hüzünlüydü.