Türkiye’nin dört bir yanında 18 milyon öğrenci karnelerini aldı. Pandeminin ardından 6 Eylül’de başlayan yüz yüze eğitim dönemi 21 Ocak’ta sona erdi, iki haftalık yarıyıl tatili başladı. Bazı öğrenciler ilk defa karne sevinci yaşadı, bazı illerdeyse olumsuz hava koşulları nedeniyle okula gidemeyen öğrenciler günü buruk geçirdi.
#Tüm Yurtta Karne SevinciElmalı şiirler yanında elmaya methiyeler dizmiş, yazılar da yazmış biri olarak, kapağında ‘Elma Bahçesinden’ yazan bir kitaba kayıtsız kalamazdım elbette! Kalmadım, aldım, şiirdi, Olav H. Hauge yazmıştı, Orhan Tekelioğlu çevirmişti, Savaş Çekiç tasarlamıştı...
#Elma BahçesindenAile Meclisi’nin bu haftaki konukları CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ve eşi Tülin Gürer. Müfettiş amcanın Tülin Hanım’ın öğretmenlik yaptığı okula teftişe gitmesiyle, ardından eve ziyaretiyle başlayan yolculuklarında 30 yılı geride bırakmış Gürer çifti. Tülin Hanım, “Birbirimizi o kadar çok sevdik ki, 48 gün içinde de evlendik” diyor.
#GazetehaberleriBana kalırsa Orhan Veli’den sonraki haikubaşı Sina Akyol’dur. 15 kitabı vardır, adlarını saysam şiir diye okursunuz, ben öyle okuyorum... Bir çeşmenin sevinci var Sina’nın şiirinde. Güleç bir su. Dünyaya kaçmış bir güneş. Seyyar ya da gezgin bir yağmur. Yaz gecesi hırkası. Asude kalalım hep duygusu...
#Sina AkyolLezzetin tarihi insanoğlunun en önemli özelliklerini yansıtır. Sevilen, seçilen, hazırlanan yemekler, sofra adabı üzerine yazıların yer aldığı ‘Yemek ve Kültür’ dergisi (Üç Aylık Dergi/ Sonbahar 2020, Sayı 61) içeriğiyle dünden bugüne devam eden ya da yok olan ağız tadı konusunda bilgilendiriyor bizi.
#YazarSébastien Dupont’un ‘Psikanaliz Hareketinin Kendini İmhası’, psikanaliz hareketinin en verimli olduğu çağın, 1960 ile 1980 arasındaki yıllar olduğunu belirtiyor. Ama hareket bugün çok verimli olduğu bir çağın geri tepmesiyle karşı karşıya.
#Psikanaliz Hareketin Kendini İmhasıİtalya’nın delileriyle meşhur ‘Gubbio’sunda ‘Tartufo Bianco’ (Beyaz Trüf) avındayız. Daha evvel çok kez geldiğim bu ortaçağ kasabasında bu kez yanımda 17 kişi var. Kasaba İtalya’nın klasik turist rotasından çok farklı... 17 senedir İtalya’da rehberlik yapan, çok başarılı ve bilgili bir rehber olan Ercan bile daha önce hiç gelmemiş. Gerekli hazırlıkları yaptık ve trüf avına başladık. Hastasıyım...
#Seyahat- Sivas'ın Şarkışla ilçesinde oturan 82 yaşındaki Ahmet Şatıroğlu, turnelerde beraber il il gezdiği ve sazını sırtında taşıdığı babası Aşık Veysel'i anlattı- Şatıroğlu: - "Türkülerinden en çok 'Uzun İnce Bir Yoldayım' ve 'Benim Sadık Yarim Kara Toprak'ı okurdu. Aslında türküleri de evlatları gibiydi, hiçbirini ayırmazdı"- "Kuru fasulye, pilavı çok severdi. Şehir dışındaki lokantalarda ise en çok işkembe çorbası içerdi. Çok iyi Kur'an-ı Kerim bilirdi, hangi suresini sorsanız söylerdi"
Gazeteler küçücük, tek sütuna bir haberle duyurdu gidişini. “Genç şair Orhan Veli öldü”. Şöyle devam ediyordu haber: “Şişli’de Hasat Sokağı’nda 36 sayıda oturan genç şairlerden Orhan Veli, evvelki gece Kumkapı’da Tiyatro Caddesi’nden geçerken, üzerine fenalık gelmiş ve baygın bir halde cankurtaranla Cerrahpaşa Hastanesi’ne kaldırılmıştır. Sabaha kadar koma halinde yatan Orhan Veli sabah ölmüştür.”
Şubatta Kapadokya’nın gökyüzü kristal kadar berraktır. Doğu ufkunda tüm heybetiyle yükselen Erciyes, elinizi uzatsanız dokunacak kadar yakınlaşır. Uçhisar ya da Avanos’tan dağları seyretmek düş gücünü kışkırtır. Hititler’e kadar uzanan, efsanelerle dolu bir serüvene sürüklenirsiniz.
“Kimine saz vermiş çalar eğlenir/ Kimi zevk içinde güler eğlenir/ Veysel gözyaşları siler eğlenir/ Yeter gayrı yumma gözün kör gibi...” Aşık Veysel deyince kimi “Kara Toprak”ı, kimileri “Uzun İnce Bir Yoldayım”ı baş köşesine koyar. Ben ise onun bu mütevazı ama müthiş bir hayat felsefesi içeren dörtlüğünü hatırlarım. Bana göre silahlı, külahlı kahramanlar çağının sona erdiği bir dönemde gerçek bir halk kahramanıdır Veysel... Tek bir kitap okumadan, bir gün bile okula gitmeden hayatı özümsemiş ve asıl önemlisi kendisinden sonraki nesillere müthiş bir miras bırakmıştır. O, derdin değerini bilen, derdi derman olarak gören bir toprak adamıydı... Soy ve mezhep ayrımcılığına karşı çıkmış, gözleri görmese de geleceği belki de çok net görebilmiş bir barış elçisiydi. Onun mirasını yaşatmaya çalışan ise bir “plaza kadını” olan torunu Çiğdem Özer...
“Kendini koruyan kentler” zincirinin bir halkası Gaziantep. Kale ve çarşısından öte, kalabalık caddelerden sıyrılıp Tepebaşı, Eblehan, Kozanlı, Bey mahallesinin ara sokaklarına daldığınızda gerçek keşif başlıyor. Tarihi Kentler Birliği’nden “Koruma Büyük Ödülü” dahil üç ödül kazanan Bey Mahallesi’nde sizi bekleyen tam 200 sivil mimari örneği var. Bunlardan Metin Sözen Kültür Evi, 14 Ocak’ta açılıyor.
Sonbahar İstanbul’da yüzünü göstermeye eylülün ikinci yarısından sonra başlar. Ama asıl ekimden itibaren kentin kapısını çalar. Sonbaharın izlerini görebilmek için parklara, korulara gitmek gerekir. Çünkü caddelerde ve sokaklarda artık yapraklarını uçuracak pek ağaç kalmamıştır. Sonbahar İstanbul’u sarıya boyar, canlandırır. Yeni yaşamlara kapılar açılır.