dna hasarı haberleri sayfasında dna hasarı hakkında son dakika haberler ve güncel bilgiler bulunmaktadır. Toplam 114 dna hasarı haberi, videosu, fotoğrafı ve yazar yazısı yer almaktadır. Geçmişte ve bugün yeni yayımlanan son durum gelişmeleri ile pek çok haber sayfamızdan takip edilebilir.
Kısırlık, evli çiftlerin yaklaşık beşte birini ilgilendiren sorundur. Ancak aynı sorun ikinci çocuk için niyetlenen çiftlerde de görülebilir. Yani bir çocukları olmuş, ancak üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra yanına kardeş isteyen ailelerin durumu. Biz buna “sekonder infertilite” diyoruz.
#KısırlıkYakın tarihte yapılan araştırmalar sperm sayısında her yıl ciddi anlamda bir düşüş olduğunu ortaya koydu. Fransa’dan Dr. Jean-Marc ve ekibi 223 ülkeden bildirilen sonuçları değerlendirerek sonuçlarını geçtiğimiz günlerde Human Reproduction Update dergisinde yayınladı. Araştırıcılar son 40 yıl içerisinde sperm sayısında yarı yarıya düşüş olduğuna dikkat çekmekte.
#Oksidatif StresDoğal yolla çocuk sahibi olamayan çiftler için tüp bebek büyük bir umut kaynağı olmuştur. Gerçekten de, kısırlıktan yakınan olguların yaklaşık yarısında bu yolla gebelik elde edilebilmekte. Dünyada tüp bebek çalışmaları 40 yıl önce başladı. İngiltere’de Louise Brown tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen ilk çocuktur. Bu başlangıç denemelerinde erkekten alınan spermler kadından toplanan yumurtanın etrafına bırakılmakta ve kendiliğinden yumurtaya girmesi beklenmekteydi. Ancak sperm sayısı çok az ise ya da yumurtanın zarlarını delip de içine giremeyecek bir zayıflığa sahipse, bu durumda ne yazık ki döllenme gerçekleşemez ve istenen sonuç da alınamaz. İşte, 1991 yılında Cornell Üniversitesi’nden Prof. Gianpiero D. Palermo, bu sıkıntıları çözüme kavuşturmak üzere tek bir sperm hücresini saç kılı kalınlığında bir iğne yardımıyla yumurta içine yerleştirerek günümüzde ICSI ya da mikroenjeksiyon olarak bilinen tekniği gerçekleştirdi. Böylelikle tüp bebekten fayda gören çiftlerin sayısı da önemli ölçüde artmış oldu. Hemen arkasından da, azoospermik erkekleri baba yapacak TESE ya da testiküler sperm eldesi tekniği ile tüp bebek tedavisi başladı.
#Tüp BebekTeknolojideki hızlı gelişmelerin beraberinde günlük yaşantımıza nasıl kolaylık getirdiği hepimizin kabul ettiği bir gerçek. Artık cep telefonu ve bilgisayar bulunmayan bir yaşam tarzını hayal edemez duruma geldik. Ancak ne yazık ki hayatımızın bir parçası haline gelen bütün bu cihazların sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerini gözden kaçırıyoruz. Hangi çeşit olursa olsun, elektronik devrelere sahip her araç enerji kaynağı olarak elektriği kullanır. Elektriğin bulunduğu yerde de elektromanyetik dalga var demektir. İşte, ister cep telefonu olsun ister bilgisayar, hepsinin çalışma mekanizması yaydıkları elektromanyetik dalgalara dayanır.
#KısırlıkÇoğu bilimsel araştırma, son yıllarda sperm kalitesinde gittikçe artan bir bozulmadan bahsetmekte. Burada da çevresel faktörlerin payının ön plana çıktığını görüyoruz. Özellikle elektromanyetik dalgalar, sigara, hava kirliliği, tarım ilaçları ya da pestisitlerle uzun süreli temas gibi çok sayıda etkenin, çocuk sahibi olma şansını düşürdüğü, ya da daha geç gebe kalınmasına yol açtığı gösterildi. Bahsettiğimiz bu faktörler temelde spermin genetik malzemesini bozarak döllenme kapasitesini azaltmakta ya da gebeliğin sağlıklı biçimde sürdürülebilmesini engellemekte. Spermin genetik yapısındaki bozulma DNA hasarı olarak bilinir. Sperm hücreleri testiste olgunlaşıp yumurtaya doğru yolculuğuna başladığında çok hassas bir süreç geçirir. İşte tam bu sırada yukarıda bahsettiğimiz etkenler ortaya çıkarsa, DNA hasarı gelişir. Böyle bir spermin yumurtayı dölleme gücü önemli derecede azalmıştır.
#DNA HasarıÇocuk sahibi olmaya niyetlenen çiftlerin ancak üçte biri o ay gebe kalabilmekte. Tüp bebek de yapılsa, olguların yarısında sonuç alınamaz. Bu durumda erkek yönünden bir değerlendirme yapılırken klasik olarak sperm sayısı, hareketi ve morfolojisi sonuçlarına bakılmakta. Oysa sayının çok düşük olduğu veya morfolojinin sıfır geldiği çoğu erkeğin eşlerini gebe bırakabildikleri de bir gerçek. O halde sorunu başka bir yerde aramalıyız. İşte, başarısız denemelerin nedenleri arasında sperm DNA hasarları bu anlamda son yıllarda üzerinde sık durulan bir konu oldu. Gerçekten de geçtiğimiz aylarda yayınlanan bir çalışmanın sonuçları dünyanın önde gelen 700 otörünün kısırlık araştırmasında sperm DNA hasarına bakılmasını gerekli bulduklarını ortaya çıkardı. Peki, nedir bu sperm DNA hasarı?
#DNAEvli çiftlerin yaklaşık beşte biri, istemelerine rağmen doğal yolla çocuk sahibi olamazlar. Bunların da yarısında erkekte bir sorun bulunur. Bu sorunlar arasında başlıcaları genetik nedenler, hormonlarda bozukluk, enfeksiyon, varikosel, testislerin yerine inmemesi, kemoterapi, ışın tedavisi almış olması, kullanılan ilaçlar ve sperm taşıyan kanallarda tıkanıklıktır. Daha başka nedenler de bulunmakla birlikte ne yazık ki önemli bir kısmında net bir tanı konamamakta.
#Oksidatif StresDünya genelinde bakıldığında, alkol içermeyen içecekler arasında en fazla tüketileni kahvedir. 15. yüzyılda Orta Doğu’da üretimi başlayan kahve, hemen arkasından ülkemizde de yayılmaya başlamış ve 1600’lü yıllarda sadece Londra’da 300’ün üzerinde kahve evlerinin açıldığı kaydedilmiştir. Günümüzde, petrolden sonra ikinci sırada en fazla ihracatı yapılan ürün konumundadır. Son 10 yıl içerisinde de kahve tüketiminin %15 arttığı görülmekte. Bu kadar fazla kahve alışkanlığımızın olması ister istemez bunun sağlığımız üzerine etkilerini de merak konusu haline getirmekte. Özellikle üreme fonksiyonlarını ne derece etkileyeceği, çocuk sahibi olmaya niyetlenen çiftleri sürekli meşgul etmektedir.
#SpermGebelik bir kadın için bir çok bilinmezle dolu zorlu bir süreçtir. Bu heyecan ve umut dolu yolculukta hamile kadınların en büyük korkusu, karınlarında taşıdıkları bebekleri kaybetmektir. Maalesef gebeliklerin yaklaşık yarısı düşük ile sonuçlanır. Bu düşüklerin 20. gebelik haftasından önce, 3 veya daha fazla sayıda olması “tekrarlayan gebelik kaybı” olarak adlandırılır.
#DüşükDünya nüfusundaki artış ve buna bağlı olarak doğal yöntemlerden uzaklaşılarak yapılan tarım ile kullanılan tohum ve ilaçların ağır metal zehirlenmesi riskini ortaya çıkardığını belirten Uzm. Dr. Semih Gökart, ağır metal zehirlenmesinin sinsice ilerlediğini söyledi.
#Ağır Metal ZehirlenmesiSon yıllarda özellikle çevresel faktörler ve anne olma yaşındaki artış, bebek sahibi olmayı zorlaştırıyor. Öte yandan kısırlık sayısında da ciddi bir artış gözleniyor. Özellikle erkek nedenli kısırlığa bakıldığında, sayı ve hareket bozuklukları başı çekiyor. Genetiği bozuk spermler hem gebelik oluşmasına engel oluyor hem de düşüklere neden olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Pabuçcu, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
#Dna HasarıKısırlık, evli çiftlerin yaklaşık beşte birini ilgilendiren sorundur. Ancak aynı sorun ikinci çocuk için niyetlenen çiftlerde de görülebilir. Yani bir çocukları olmuş, ancak üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra yanına kardeş isteyen ailelerin durumu. Biz buna “sekonder infertilite” diyoruz.
#KısırlıkYakın tarihte yapılan araştırmalar sperm sayısında her yıl ciddi anlamda bir düşüş olduğunu ortaya koydu. Fransa’dan Dr. Jean-Marc ve ekibi 223 ülkeden bildirilen sonuçları değerlendirerek sonuçlarını geçtiğimiz günlerde Human Reproduction Update dergisinde yayınladı. Araştırıcılar son 40 yıl içerisinde sperm sayısında yarı yarıya düşüş olduğuna dikkat çekmekte.
#Oksidatif StresDoğal yolla çocuk sahibi olamayan çiftler için tüp bebek büyük bir umut kaynağı olmuştur. Gerçekten de, kısırlıktan yakınan olguların yaklaşık yarısında bu yolla gebelik elde edilebilmekte. Dünyada tüp bebek çalışmaları 40 yıl önce başladı. İngiltere’de Louise Brown tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen ilk çocuktur. Bu başlangıç denemelerinde erkekten alınan spermler kadından toplanan yumurtanın etrafına bırakılmakta ve kendiliğinden yumurtaya girmesi beklenmekteydi. Ancak sperm sayısı çok az ise ya da yumurtanın zarlarını delip de içine giremeyecek bir zayıflığa sahipse, bu durumda ne yazık ki döllenme gerçekleşemez ve istenen sonuç da alınamaz. İşte, 1991 yılında Cornell Üniversitesi’nden Prof. Gianpiero D. Palermo, bu sıkıntıları çözüme kavuşturmak üzere tek bir sperm hücresini saç kılı kalınlığında bir iğne yardımıyla yumurta içine yerleştirerek günümüzde ICSI ya da mikroenjeksiyon olarak bilinen tekniği gerçekleştirdi. Böylelikle tüp bebekten fayda gören çiftlerin sayısı da önemli ölçüde artmış oldu. Hemen arkasından da, azoospermik erkekleri baba yapacak TESE ya da testiküler sperm eldesi tekniği ile tüp bebek tedavisi başladı.
#Tüp BebekTeknolojideki hızlı gelişmelerin beraberinde günlük yaşantımıza nasıl kolaylık getirdiği hepimizin kabul ettiği bir gerçek. Artık cep telefonu ve bilgisayar bulunmayan bir yaşam tarzını hayal edemez duruma geldik. Ancak ne yazık ki hayatımızın bir parçası haline gelen bütün bu cihazların sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerini gözden kaçırıyoruz. Hangi çeşit olursa olsun, elektronik devrelere sahip her araç enerji kaynağı olarak elektriği kullanır. Elektriğin bulunduğu yerde de elektromanyetik dalga var demektir. İşte, ister cep telefonu olsun ister bilgisayar, hepsinin çalışma mekanizması yaydıkları elektromanyetik dalgalara dayanır.
#KısırlıkÇoğu bilimsel araştırma, son yıllarda sperm kalitesinde gittikçe artan bir bozulmadan bahsetmekte. Burada da çevresel faktörlerin payının ön plana çıktığını görüyoruz. Özellikle elektromanyetik dalgalar, sigara, hava kirliliği, tarım ilaçları ya da pestisitlerle uzun süreli temas gibi çok sayıda etkenin, çocuk sahibi olma şansını düşürdüğü, ya da daha geç gebe kalınmasına yol açtığı gösterildi. Bahsettiğimiz bu faktörler temelde spermin genetik malzemesini bozarak döllenme kapasitesini azaltmakta ya da gebeliğin sağlıklı biçimde sürdürülebilmesini engellemekte. Spermin genetik yapısındaki bozulma DNA hasarı olarak bilinir. Sperm hücreleri testiste olgunlaşıp yumurtaya doğru yolculuğuna başladığında çok hassas bir süreç geçirir. İşte tam bu sırada yukarıda bahsettiğimiz etkenler ortaya çıkarsa, DNA hasarı gelişir. Böyle bir spermin yumurtayı dölleme gücü önemli derecede azalmıştır.
#DNA HasarıÇocuk sahibi olmaya niyetlenen çiftlerin ancak üçte biri o ay gebe kalabilmekte. Tüp bebek de yapılsa, olguların yarısında sonuç alınamaz. Bu durumda erkek yönünden bir değerlendirme yapılırken klasik olarak sperm sayısı, hareketi ve morfolojisi sonuçlarına bakılmakta. Oysa sayının çok düşük olduğu veya morfolojinin sıfır geldiği çoğu erkeğin eşlerini gebe bırakabildikleri de bir gerçek. O halde sorunu başka bir yerde aramalıyız. İşte, başarısız denemelerin nedenleri arasında sperm DNA hasarları bu anlamda son yıllarda üzerinde sık durulan bir konu oldu. Gerçekten de geçtiğimiz aylarda yayınlanan bir çalışmanın sonuçları dünyanın önde gelen 700 otörünün kısırlık araştırmasında sperm DNA hasarına bakılmasını gerekli bulduklarını ortaya çıkardı. Peki, nedir bu sperm DNA hasarı?
#DNAEvli çiftlerin yaklaşık beşte biri, istemelerine rağmen doğal yolla çocuk sahibi olamazlar. Bunların da yarısında erkekte bir sorun bulunur. Bu sorunlar arasında başlıcaları genetik nedenler, hormonlarda bozukluk, enfeksiyon, varikosel, testislerin yerine inmemesi, kemoterapi, ışın tedavisi almış olması, kullanılan ilaçlar ve sperm taşıyan kanallarda tıkanıklıktır. Daha başka nedenler de bulunmakla birlikte ne yazık ki önemli bir kısmında net bir tanı konamamakta.
#Oksidatif StresDünya genelinde bakıldığında, alkol içermeyen içecekler arasında en fazla tüketileni kahvedir. 15. yüzyılda Orta Doğu’da üretimi başlayan kahve, hemen arkasından ülkemizde de yayılmaya başlamış ve 1600’lü yıllarda sadece Londra’da 300’ün üzerinde kahve evlerinin açıldığı kaydedilmiştir. Günümüzde, petrolden sonra ikinci sırada en fazla ihracatı yapılan ürün konumundadır. Son 10 yıl içerisinde de kahve tüketiminin %15 arttığı görülmekte. Bu kadar fazla kahve alışkanlığımızın olması ister istemez bunun sağlığımız üzerine etkilerini de merak konusu haline getirmekte. Özellikle üreme fonksiyonlarını ne derece etkileyeceği, çocuk sahibi olmaya niyetlenen çiftleri sürekli meşgul etmektedir.
#SpermGebelik bir kadın için bir çok bilinmezle dolu zorlu bir süreçtir. Bu heyecan ve umut dolu yolculukta hamile kadınların en büyük korkusu, karınlarında taşıdıkları bebekleri kaybetmektir. Maalesef gebeliklerin yaklaşık yarısı düşük ile sonuçlanır. Bu düşüklerin 20. gebelik haftasından önce, 3 veya daha fazla sayıda olması “tekrarlayan gebelik kaybı” olarak adlandırılır.
#DüşükDünya nüfusundaki artış ve buna bağlı olarak doğal yöntemlerden uzaklaşılarak yapılan tarım ile kullanılan tohum ve ilaçların ağır metal zehirlenmesi riskini ortaya çıkardığını belirten Uzm. Dr. Semih Gökart, ağır metal zehirlenmesinin sinsice ilerlediğini söyledi.
#Ağır Metal ZehirlenmesiSon yıllarda özellikle çevresel faktörler ve anne olma yaşındaki artış, bebek sahibi olmayı zorlaştırıyor. Öte yandan kısırlık sayısında da ciddi bir artış gözleniyor. Özellikle erkek nedenli kısırlığa bakıldığında, sayı ve hareket bozuklukları başı çekiyor. Genetiği bozuk spermler hem gebelik oluşmasına engel oluyor hem de düşüklere neden olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Pabuçcu, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
#Dna HasarıBir kolorektal kanser cerrahı olan Dr. James Read, “Bağırsak kanserini önlemek için yapılabilecek şeyler var, hem de fazlasıyla” dedi ve riski azaltmak için yapılması gereken beş temel şeyi anlattı.
#Kolorektal KanserBağırsak kanseri son yıllarda gündemin ilk sıralarına yerleşti. Çok sayıda araştırma, hastalığın giderek daha fazla genç insanı etkilediğini ortaya koyuyor. Erken başlangıçlı vakaların artması, insanların hastalığın ilk etapta ortaya çıkmasını engellemek için yapabilecekleri bir şey olup olmadığını sorgulamalarına yol açtı.
#Kolorektal KanserOtizmin bir genetik sorun olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki ya daha doğmadan anne rahminde bir herpes virüsüyle enfekte olan çocukların otizmli olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu biliyor muydunuz? Yapılan yeni bir araştırma ilginç gerçekleri ortaya çıkardı. İşte otizmle bağlantılı dört virüs…
#Herpes VirüsüDünyanın en yaygın cilt kanseri türlerinden biri olan bazal hücreli karsinom hastalığının sıklığı son zamanlarda artmaya başladı. Türkiye'de de güneşe maruz kalma ve açık ten faktörleri göz önünde bulundurulduğunda oldukça yaygın görülen bazal hücreli karsinom, basit bir sivilce olarak ortaya çıkıyor. Peki hastalık neden gücünü artırdı? Belirtileri neler? Nelere dikkat etmek gerekiyor? Doç. Dr. Aslı Tatlıparmak ile mercek altına aldık.
#SağlıkUluslararası Uzay İstasyonu'nda 371 gün geçiren astronot Frank Rubio ve kozmonotlar Sergey Prokopyev ve Dmitri Petelin, hafta içinde yeryüzüne döndü. Az kişiye nasip olacak bu uzay macerası, astronot ve kozmonotların beyinlerinden genlerine, bağırsak bakterilerinden gözlerine bütün vücutlarını etkiledi. Üstelik bu etkilerin bazılarını bilim insanları halen net olarak açıklayabilmiş değil...
#Frank RubioİLBER Ortaylı Hoca, bir konuşmasında -gençlere- bakın ne söylüyor: “Mutlu olmak diye bir şey yoktur. Olursun veya olamazsın. Veya mutlu olursun ama mutlu olduğunun farkına varmazsın. Bir insanın 70 yaşındaki mutluluk hissiyle 20 yaşındaki mutluluk hissi de aynı şey değildir. Ne diyor adam? ‘Eğer gençlik bilse, ihtiyarlık yapabilse!’ İkisi -ne yazık ki her zaman- denk düşmüyor. O denkliği ve dengeyi, dinginliği sağlayabilmek için edebiyat, musiki, bilgece sözler, iyi arkadaşlar ve lütfen yerinden kıpırdayıp alemi ve ülkeni görmen gerekiyor.”
#DNABronzlaşmak uğruna her yıl ilginç trendler ortaya çıkıyor. Kakao yağından zeytinyağına çeşit çeşit yağlar ya da içecekler vücuda sürülerek kavruk bir tene kavuşmak sosyal medyanın da etkisiyle çok moda oldu. Peki bu uygulamalar ne kadar sağlıklı? Dermatolog Dr. Yasemin Fatih Amato ile masaya yatırdık...
#SağlıkÜlkemizde ithalatı ve satışı yasak olmasına rağmen özellikle okul çağındaki çocukların ve gençlerin tükettiği elektronik sigara çeşitlerine bir yenisi daha eklendi: Tek kullanımlık elektronik sigaralar! Kırtasiye ürünlerine benzediği için çocukların ve ergenlerin, ailelerinden ve öğretmenlerinden kolayca saklayabildiği bu yeni ‘zehir oyuncakları’ çok tehlikeli! Peki kullan-at elektronik sigaraların içeriğindeki zararlı kimyasallar neler? Bu maddeler hangi hastalıklara neden oluyor? Uzmanlarla mercek altına aldık.
#Elektronik SigaraABD'li genç bir adam göğsündeki lekeyi aldırmak için gittiği doktorda cilt kanseri olduğunu öğrenince çok şaşırdı. Bu hikayeden yola çıkarak biraz araştırdığımda ise cilt kanserinin özellikle erkekler için çok daha ölümcül olduğunu öğrendim. İşte melanom, neden erkekleri daha fazla etkilediği ve nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında tüm merak edilen detaylar…
#Cilt KanseriBu haber vücudunuzda oluşan lekeleri hafife almamanız için hazırlandı! Göğsündeki lekeyi aldırmak için gittiği doktorda cilt kanseri olduğunu öğrenen bir hastanın hikayesi ile yola çıktık, bu hastalığın özellikle erkekler için çok daha ölümcül olduğunu öğrendik. İşte melanom, neden erkekleri daha fazla etkilediği ve nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında tüm merak edilen detaylar…
#MelanomJel tırnak ve kalıcı ojeyi kurutmak için kullanılan ultraviyole cihazlar sanıldığı kadar masum değilmiş. Yapılan araştırmaya göre ultraviyole cihazların sık kullanımı, cilt kanserine yakalanma riskini arttırıyor. Uzmanlar, e-ticaret sitelerinde hiçbir uyarı olmadan satılan bu cihazlardan yayılan tehlikeyi Hürriyet’e değerlendirdi.
#Oje Kurutucu