Paylaş
Aslında sperm DNA hasarı, uzun bir sürecin son noktasıdır. DNA’sı hasar görmüş spermler artık apopitoz dediğimiz ölüm yoluna girmiş demektir. Şayet bu aşamaya gelmeden önce gerekli tedbirleri alırsak, böyle bir sonla da karşılaşmayız. Çünkü erkekler kadınlardan biraz daha şanslıdır, nitekim hasarlı spermler atıldıktan sonraki 3 ay içerisinde, geriden gelen sağlıklı spermler bunların yerini alabilmekte. Yeter ki buna yol açan nedenleri ortadan kaldırmış olalım.
Her şey, daha spermler meni sıvısı içinde kendi halinde yüzerken başlar. Oysa içinde bulunduğumuz çevresel koşullar ya da bozuk yaşam tarzı spermlerin sağlığı için ciddi tehdit unsurlarıdır. Örneğin elektromanyetik dalgalar, sigara, obezite, aşırı sıcak, tarım ilaçları gibi kimyasallar menide bir yandan lökosit yani iltihap hücreleri birikimine diğer yandan da spermlerin gelişimlerini tamamlayamayarak anormal yapıda üretilmesine yol açar. Lökositler ve anormal spermler, ortama ROS dediğimiz zararlı metabolitler biriktirir. İşte böyle ROS birikimi oksidatif stres dediğimiz bir durum yaratır. Oksidatif strese maruz kalan spermlerin de membran yapısı bozularak yumurtaya girmeleri güçleşir, hareketleri bozulur ve döllenme yapma kapasiteleri azalır. Bunu erken yaşlanmış spermlere benzetebiliriz. ROS ürünlerinin spermin çekirdeği içine girmesiyle de artık DNA’da hasar başlar ve nihayet canlılıklarını kaybederler.
Daha spermlerde yaşlanma ve DNA hasarı başlamadan oksidatif stresi erken safhada tespit edersek, gerekli önlemleri alarak kısırlık gelişmesini önleyebiliriz. Bunlar doğal yolla da gebelik sağlayabilir. Ancak yaşlanmış spermlerin doğal yolla gebelik şansları çok azdır. Böyle erkeklerde tüp bebek düşünülmeli. Tüp bebek sırasında da yumurtanın aktive edilmesi için bazı kimyasalların ya da piezzoelektriğin yardımı gerekebilir. Oysa spermlerin büyük kısmının DNA’sı hasarlı evreye gelmişse, standart bir tüp bebek değil, bunların arasından sağlıklı olanlarını seçecek bir yöntemin devreye sokulması gerekir. Sağlıklı sperm seçiminde en sık olarak testisten sperm alınması ya da mikroçip kullanımı tercih edilir.
Anlaşılacağı üzere, sağlıklı bir gebelik için spermlerin hangi evrede bir tehdite maruz kaldıklarını saptamak önemlidir. Daha başlangıçta ROS birikimi olup olmadığını anlamada, günümüzde spektrometrik ya da galvanometrik yöntemlerle redox reaksiyonlarını ölçen testler kullanılmakta. Şayet böyle bir toksik madde birikimi gösterilmişse, yaşam tarzına ait bazı düzenlemeler ve antioksidan ürünlerle bunlar ortadan kaldırılarak tehdit de önlenebilir. Sperm yaşlanması dediğimiz durum ise mitokondride enerji üretim zincirinde bozulmayla ilişkilidir. Dolayısıyla tanıda mitokondri membran potansiyeli ya da enerji kapasitesini ölçecek testler faydalı olur. Tedavide de bu kademedeki bozulmaya yönelik ilaçlar kullanılır. DNA hasarının geliştiği olgularda ise sperm üretimini uyaracak hormonlar ya da stimülan ajanlar gibi daha yoğun ve uzun süreli bir tedavi gerekir.
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım oksidatif stres ve nihayetinde sperm DNA hasarları, önce yerinde tanı konulması ve ardından buna uygun tedbirler alınmasıyla başarıyla üstesinden gelinebilecek bir durumdur. Ancak unutulmamalı ki, çocuk olması sadece erkeğin sperm sağlığı ile değil, aynı zamanda eşinin yumurtasının ve genital yapısının sağlığı ile de bağlantılıdır. Sağlıklı bir gebelik bekleniyorsa bunların hepsinin birlikte ele alınması gerekir.
Paylaş