Perasma’nın “All Things Become Islands Before My Senses” isimli yeni sergisi, Yunanistan’ın Leros adasında ziyarete açıldı. 17’den fazla uluslararası sanatçının eserleri adanın önemli noktalarında izleyicileri karşılıyor. Sergi, adını Cesare Pavese’nin “Yalnızlık Tutkusu” şiirinden alıyor.
#Sergiİtalya edebiyatı kadar İtalyan direniş hareketinin de önemli isimlerinden olan Natalia Ginzburg, ‘İşte Böyle Oldu’ romanında bir kadını kocasını öldürmeye götüren süreci anlatıyor. Kısa ama etkileyici bir roman. Etkileyiciliği anlatı üslubundaki sakinlikten geliyor.
#İşte Böyle OlduFelsefenin temel amaçlarından biri hem birey hem de toplum için en doğru bilgiye, yani hakikat bilgisine erişmektir. Bu bilgiye erişmenin en temel yollarından biri soru sormaktır. Bu nedenle Antik dönemin en meşhur filozoflarından biri olan Aristoteles, ''Felsefe hayretle ve soru sormakla başlar'' demiştir. Barış, demokrasi, sabır, düşünme ve gerçek ile ilgili beyin yakan felsefi soruları alternatif cevapları ile birlikte derledik.
Cesare Pavese, ‘Yalnız Kadınlar Arasında’ romanında 20’li yaşlarındaki genç kadın Clelia’yla birlikte Torino’da dolaştırıyor okuru. Torino sosyetesi, açacağı yeni mağaza için onun potansiyel çevresini oluşturacak olsa da Clelia, keskin gözlemci bir ressam gibi bu çevreyi çerçeveler, tablolaştırır, resimlerini çizer...
#Cesare Pavese‘Sol: Evin Reddi’nde Tuncay Birkan, doğanın sınırlarına vardığımız bu çağda, insan türünün varlığını sürdürmesi için büyüme değil küçülme öneriyor. Solun bir kimlik değil bir pratik olduğunu hatırlatıyor. Komünizmin artık bir ‘kır komünizmi’ni de içermesi gerektiğini vurguluyor.
#Tuncay BirkanAmy Adams ve Glenn Close’un Oscar yarışına dahil olacak görünen performanslarıyla merak uyandıran “Hillbilly Elegy”, salı günü Netflix’te. Sarah Paulson’lı korku filmi “Run”, usta senarist Mateo Gil’in yaratıcısı olduğu İspanyol suç dizisi “Los Favoritos De Midas”, Sophia Loren’i 10 yıl sonra yeniden kamera önüne taşıyan “The Life Ahead” ve Steve McQueen’in merakla beklenen 5 filmlik antolojisi “Small Axe”, haftanın kaçmaz seyir seçenekleri. Raflarda bu hafta 2015’te kaybettiğimiz usta yönetmen Chantal Akerman’ın yazdığı “Annem Gülüyor”, playlist’imizde de Türkiye’nin en iyi müzik gruplarından Hedonutopia’nın 5. albümleri “Beyaz Durak” var.
#Müzikİtalyancaya ‘L’Angelo Rosso’ adıyla çevrilen romanım ‘Şeytan, Melek ve Komünist’in tanıtımı için Roma’daydım. Bu kez ‘ebedi kent’in müzelerini, anıt çeşmeleriyle kiliselerini, tarihsel yapılarını gezmeye vaktim olmadı. Bir öykümü adadığım Piazza Navona’ya bile gidemedim. Buna karşılık görülmeye değer, baştan aşağı sanat abidesi bir yapı keşfettim: Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği Palazzo Gamberini.
#RomaYazar Nedim Gürsel’in yaşamında İtalya’nın çok önemli bir yeri var. “İtalya, yazarlığımı etkiledi, Ona bir kitap borcum vardı” diye özetliyor durumu. ‘Resimli Dünya’ romanını İtalya’da yazan Nedim Gürsel ile bozkırın ortasındaki başkent Ankara’da buluşup, sanatın, mutfağın, Rönesans’ın ülkesi İtalya’yı ve yeni kitabı “Bana İtalya’yı Anlat”ı konuştuk. Roma, Napoli ve Floransa gibi turistik güzergâhların dışında kalan İtalya’yı sanat ile harmanlayan Gürsel, İtalyan mutfağına da Bologna üzerinden ışık tutmuş.
#İtalyaİstanbul gibi yedi tepe üstüne kurulan İtalya’nın başkenti Roma, antikçağ ve sonrasındaki yaklaşık bin yıl boyunca bilinen dünyanın en büyük güç merkeziydi. İngiltere’den İspanya’ya, Karadeniz’den Kızıldeniz’e üç kıta ondan sorulurdu. Agustus, Sezar gibi dünyayı sarsan hükümdarların şanı İstanbul’un fethine kadar sürdü. Bu sürede Roma, Rönenans’ın önemli kaynaklarından biri oldu. Bilim şehri, Hıristiyanlığın merkeziydi. Roma, Silvio Berlusconi’nin çağında ise geçmişin mirasıyla şöhretini sürdürüyor. Bu kentten geçen yazarlar, heykeltıraşlar, ressamlar, sinemacılar “ebedi kent” efsanesini canlı tutuyor.
Bir sayfalık bir yazıdan bir ülkenin ruhunu ortaya koymasını beklemek haksızlık olur. Zaten başkalarının nasıl yaşadığını merak eden insanların imdadına ancak sanat eserleri yetişebilir... Fransız oyuncu Jeanne Moreau bundan birkaç yıl önce yabancı filmleri izlediğini, çünkü insanların dünyanın dört bir yanında nasıl yaşadıklarını merak ettiğini söylemişti.