İlk filmi bugün vizyonda

Güncelleme Tarihi:

İlk filmi bugün vizyonda
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2011 01:00

Genç oyuncu Gaye Gürsel, ilk sinema deneyimini “Gelecek Uzun Sürer” filmiyle yaşadı. İstanbul’daki bir üniversitede doktora yapan Sumru’nun ağıt araştırmaları için ülkenin güneydoğusuna yaptığı yolculuğu anlatan film, seyirciyle bugün buluşuyor.

FİLMİN FRAGMANI - WEB TV

Haberin Devamı

“Gelecek Uzun Sürer”, ilk sinema deneyiminiz. Bu filmde yer almanızın nedenlerini öğrenebilir miyiz?
- Beni cezbeden senaryoydu. Okuyunca bir amacı olduğunu hissediyorsun, bir şey söylemek istiyor, empati kurdurmaya çalışıyor. Aynı zamanda insanı kendisiyle yüzleştiren bir iş. “Gelecek Uzun Sürer”, içinde olduğum için gurur duyduğum bir film.

Objektif bir film mi oldu sizce?
- Bu konu kişiye göre değişir. Biz bir hikâye anlattık, seyirci bu hikâyeyi kendi birikimleri ve hayata bakış açılarıyla yorumlayacak. Herkesin fikri farklı olabilir.

Anlattığınız hikâye gerçek mi?
- Değil ama filmde konuşan insanlar ve hikâyeleri gerçek. O sahnelerde bir süsleme ya da ekleme de yok. Biz filmde olmayan şeyleri göstermedik. Kafamızı nereye çevirsek, orada bir hikâye var. Özcan’ın (Yönetmen Özcan Alper) dile getirmek istediği şey de buydu; bir önyargı oluşturmadan önce aslında hepimizin aynı olduğunu anlatmak, hikâyeye diğer tarafından da bakmak.

NEDEN ÖLDÜLER?

Sizin canlandırdığınız Sumru karakteri, ağıtlar hakkında araştırma yapmak için Güneydoğu’ya gidiyor. Neden yapıyor bu araştırmayı?
- Tez çalışması için... Aslında Sumru’nun kendi hayatında kaçındığı bazı durumlar var. Diyarbakır’daki insanlarla birebir görüşmeler yaptığında, hem onların acılarını hem de kendi acılarını görüyor. Kendisiyle ve hayatla yüzleşmeye başlıyor. Çekimlerde ben de bunu düşündüm, sebebi ne olursa olsun çok büyük acılar yaşanıyor. İnsanlar, evlatlarını kaybediyor. Bunları görünce, “Nedir bunun çözümü?” diyerek daha da irdelemeye başlıyorsunuz.

Filmin başında da bu soruyla karşılaşıyoruz zaten; “Ölüleri ne yapacağız, neden öldüler?”
- Cesare Pavese’nin sözü bu. “Savaş bir gün biterse kendimize şunu sormalıyız; peki ya ölüleri ne yapacağız, neden öldüler?” diyor. Ortada bir sorun varsa, çözmek için yüzleşmek gerekiyor. Gerçeği olduğu gibi görmek, kabul etmek ve değiştirmek, cesaret isteyen güzel bir yolculuktur aslında. Yaşanmış olaylardan ders alıp değişim içine girmek ve ileriye barışı taşımak gerek.

HEMŞİNCE ÖĞRENDİM

Sumru rolüne nasıl hazırlandınız? Hemşince öğrenmek sizi zorladı mı?
- Bayağı yoğun çalıştık. İşe Hemşince öğrenmekle başladık. Bana Özcan’ın kardeşi öğretti. Zorlandığım harfler oldu, “r” ve “s” aynı anda söyleniyor mesela. Aslında bu dili tamamen öğrendiğimi de söyleyemem... Özcan’la birlikte Rize ve Artvin’e de gittik. O bölgeden birini canlandırdığım için oraları görmem gerekiyordu. Bunların dışında araştırmalar yaptım, filmler izledim. Yaşar Kemal’in “Binbir Çiçekli Bahçe” ve “Ağıtlar” kitaplarını, John Berger’in de “A’dan X’e” adlı kitabını okudum. Berger’in kitabında kız, hapishanedeki sevgilisine mektuplar yazıyor. Ben de Sumru olarak Harun’a mektuplar yazmaya başladım. Böylece karakterin anıları oluştu, o da bana çok yardımcı oldu.

Çekimler ne kadar sürdü?
- Sekiz hafta. İlk başta Diyarbakır’daydık, orada bize çok yardımcı oldular. Diyarbakır, gerçekten çok güzel bir şehir. Sonra Van’a doğru gittik, Bitlis-Tatvan civarında da çekimler yaptık. Çekimler duygusal anlamda yorucuydu ama fiziksel açıdan da zorlukları oldu, özellikle son sahnelerde.

Haberin Devamı

TEPKİ ALABİLİRİZ

İlk filminiz “Gelecek Uzun Sürer”, Altın Koza Film Festivali’nde birçok ödül kazandı. Bu başarı size neler hissettirdi?
- Bir oyuncu için böyle bir başlangıç yapmak büyük bir şans. Bu şansı yakaladığım için çok mutluyum.

Bu filmin insanları huzursuz edeceği, bazı konuları sorgulamaya yönelteceği bir film olduğu konusunda hemfikir misiniz?
- Biraz öyle... Yüzleşmek ve kabullenmek zordur. Filmimiz bunu yaptığı için tepki alabilir.

Tepki almaktan çekiniyor musunuz?
- Her türlü tepki olabilir, bu benim değiştirebileceğim bir şey değil. Ama ben bunları yanlış ya da kötü olarak algılamıyorum. Herkes fikrini söyleyecektir. Benim içim rahat, önemli olan da bu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!